Kılıçdaroğlu: Postalı, parkayı 68'lerde giyiyordum

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu,, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Duydum ki Hatay'a gidiyormuş. Eksikse parka ve postal gönderelim'' sözlerine "Meraklanma gözlerinden öptüğüm zat, ben postalı da parkayı da sen uyurken 68'lerde giyiyordum." dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Merkez Antakya ilçesi Cumhuriyet Meydanı'ndaki Hatay Büyükşehir Belediyesi Toplu Açılış Töreni'nde yaptığı konuşmada, Hatay'da olmaktan onur ve gurur duyduğunu belirtti.

Hatay'da programı çerçevesinde bugün iş dünyasıyla ve kanaat önderleriyle bir araya geldiğini, şehit ailelerini ziyaret ettiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, ardından Sakız Hudut Karakolu'nu ziyaret ettiğini anımsattı.

"Hatay'ı sevdiğim için, inandığım, güvendiğim için geliyorum"
Kılıçdaroğlu, karakol ziyaretinde komutanlar ve askerlerle beraber olduklarını, onlarla sohbet ettiklerini vurgulayarak şöyle devam etti:

"Buradan açık ve net ifade edeyim, kahraman ordumuza her zaman, her ortamda güvendik ve güvenmeye devam ediyoruz. Bir zat kalkmış demiş ki 'Ya bu Kılıçdaroğlu'nun Hatay'da ne işi var?' Ben söyleyeyim, burası kimsenin tapulu malı değildir. Hatay, sadece Türkiye'nin değil, dünyanın göz bebeğidir. Hatay'ın hoşgörüsü, kültürü, tarihi, mutfağı sadece Türkiye'de değil bütün dünyada bilinir. O nedenle belediye başkanımız söyledi. EXPO'yu Avusturalya'yla Çin'le mücadele ettik ama dünya Hatay'a verdi, Hatay'a boşuna vermedi. O zat diyor ki 'Kılıçdaroğlu Hatay'a niye gitti? Gözlerinden öpüyorum onu Hatay'a bunun için geliyorum ben, Hatay'ı sevdiğim için, inandığım, güvendiğim için geliyorum. Habib-i Neccar var burada, onun için geliyorum, Hızır'ın makamı buradadır onun için geliyorum Hatay'a, Bestami Beyazid'in türbesi var onun için geliyorum Hatay'a. St. Pierre Kilisesi var onun için geliyorum Hatay'a, önemli bir şahsiyet var, Cemil Meriç var onun için geliyorum Hatay'a ve dünyanın ilk aydınlatılan caddesi Hatay'daki bir caddedir. Onun için, aydınlık insanların kentidir, onun için geliyorum Hatay'a. Peki o zat Hatay'ı bilir mi? Geldi Hatay'a, söz verdi Hataylılara. Sözünde durmadı, unuttu ama biz unutmayız, söz verdik mi sözümüzü tutarız."

Şehit ailelerini ziyaret ettiklerini yineleyen Kılıçdaroğlu, onlara belli sözler verdiklerini paylaştı.

"Ben postalı da parkayı da sen uyurken 68'lerde giyiyordum"
Kılıçdaroğlu, şehit ailelerine verdiği sözlerin sonuna kadar takipçisi olacağını dile getirerek şunları söyledi:

"O ailelerin talepleri, istemleri yerine gelinceye kadar ben yatağımda rahat uyumayacağım, onların talepleri önce yerine gelecek. Şehide ve şehit ailesine saygı neymiş o kaçak sarayda oturan zata öğreteceğim. Efendim biri de 'Kılıçdaroğlu, Hatay'a niye gidiyor?' diyor, 'Ona postal göndereyim, ona parka göndereyim' Meraklanma gözlerinden öptüğüm zat, ben postalı da parkayı da sen uyurken 68'lerde giyiyordum. Merak edebilir tabii. Ben senin gibi sahteden üniformalar falan giymem. Gittim askere onurlu üniformamı giydim ama istiyorsan postal, oğluma söyleyeceğim, askere göndermediğin çocuklarına postalı da göndereceğim, göreceksin sen."

Kimseyle özel bir tartışma alanı yaratmak istemediğini aktaran Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ama benimle ilgili bir şey söylüyorsan önce düşüneceksin. 'Kılıçdaroğlu bu sözün altında kalır mı, kalmaz mı? diye düşüneceksin. Eğer cesaretin varsa karşıma çıkacaksın, oturup konuşacağız. 'Er meydanıdır, er meydanına gel çıkalım, Kılıçdaroğlu, er meydanına çıkmaz.' diyordun. Söyledim salı günü, çarşamba, perşembe günü söyledim, şimdi bugün cumartesi yine söylüyorum. Er meydanını sen belirle, söz veriyorum çıkacağım. Efendim 'Hatay'a niye gidiyorsun?' Hatay, dünyanın barış kentidir. Eğer Hatay'ı bilirsen Ortadoğu'yu çözersin. Hatay'da huzur niçin vardır? Ortadoğu neden kan gövdeyi götürüyor. Eğer sen Hatay'ı anlarsan Ortadoğu'yu anlarsın. Hatay'ın politikası budur. Hatay'ın insanı yüreği sevgi doludur, kin, öfke, intikam duygusu yoktur, sevgi, barış, kardeşlik, birlikte yaşamak vardır. Sen Hatay'ı da Ortadoğu'yu da bu nedenle anlamıyorsun ama biz Hatay'ı çok iyi biliyoruz."

Hatay'a ilk olarak genç bir devlet memuru iken 1971 yılında geldiğini anlatan Kılıçdaroğlu, ilk künefeyi de o yıl Hatay'da yediğini, o günden sonra Hatay'ı unutmadığını anlattı.

"Egemen güçler silahla oradaki insanları öldürüyor"
Ortadoğu'nun kan gölüne döndüğünün altını çizen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Ortadoğu'yu kan gölüne kim çevirdi? Müslümanı Müslüman'a kim kırdırdı? Kim silah gönderdi, gerçekten içim acıyor. Ya komşuda yangın çıkarsa hiçbir şey yapmazsak bir kova suyla gideriz, yangını söndürmek için. Suriye'de yangın çıkıyor, kan gövdeyi götürüyor. Kovayla suyla değil, elimizde benzin bidonuyla gidiyoruz, benzin bidonuyla gidiyorlar. 'Orada insanlar birbirlerini öldürsünler.' diye. Bu sabah kalktık, arkadaşlarım ilk haberi verdiler: 'Efendim, Suriye'ye silahlar, bombalar atılıyor.' Nereden? Akdeniz'den, nereden, bilmem kaç kilometreden atılıyor. Atan kim? Egemen güçler. Bombayı nereye atıyorlar? Suriye'ye atıyorlar. Suriye'de kim yaşıyor? Arap halkları yaşıyor. Ölen kim? Arap halkları. Kürt'üdür, Arap'ıdır, Yezidi'sidir, Sünni'sidir, Şii'sidir, kim olursa olsun ama ölen insandır, insan. Allah'ın yarattığı en değerli varlık insandır. Kim olursa olsun, egemen güçler silahla oradaki insanları öldürüyor. Yeri geliyor bakıyorsunuz Amerika silah veriyor, yeri geliyor bakıyorsunuz Rusya silah veriyor. Onlar silah satıyorlar, Müslümanlar da 'Allah, Allah' diyerek birbirlerini öldürüyorlar."

Oturup düşünülmesi gerektiğine dikkati çeken Kılıçdaroğlu, herkesin "Neden bu ülkelerde savaş var? Hangi gerekçeyle savaş var?" diye düşünmesi gerektiğine dile getirdi. Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Bu ülkelerin yöneticileri ve onların çevresindeki devletler ve o devletlerin başkanları, neden bir araya gelip kendi sorunlarını çözemiyorlar? Egemen güçlere neden kendilerini muhtaç hissediyorlar? Ortadoğu'da savaş varsa, İran'ı var, Irak'ı var, Suriye'si var, Türkiye'si var. Gelin kardeşim 4 devlet bir araya gelelim, 'Böyle bir sorun var.' deyin. Oturun akılla, mantıkla ilimle, irfanla sorunu çözün. Neden illa Amerika? Neden illa Rusya? Neden? Bunu anlayamıyorum, anlamakta zorluk çekiyorum."

"Sözümü yerine getirmek için bana yetki vereceksiniz"
Suriye ile ilgili partisinin politikalarını anlatan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Birincisi; onlar bizim akrabamız, güzel. Ülkeye geldiler, güzel. Başımızın üstünde yeri var, güzel ama Ortadoğu savaşını en kısa sürede bitireceğiz. İkincisi Avrupa'ya gittim, Avrupa Birliği yetkilileriyle konuştum. Dediler ki 'Savaş biterse Suriyeliler Suriye'ye döner mi?' Ben 'dönmezler' dedim. Elinizi cebinize atacaksınız. Suriye'yi yeniden inşa edeceğiz. Evlerini, okullarını, yollarını, hastanelerini yapacaksınız ondan sonra Suriyeli kardeşlerimize diyeceğiz ki 'buyurun Suriye'ye gidin kardeşim, bakın evinizi, yolunu, okulunuz, parkınızı yaptık, kardeşlik, dostluk, birlikte yaşama devam edecek'. Biz bunları yapacağız. Sözüm sözdür ama bu sözümü yerine getirmek için bana yetki vereceksiniz. Bana sorumluluk vereceksiniz. Yetki ve sorumluluk verirseniz bunların tamamı olur."

Kılıçdaroğlu, hiçbir zaman kul hakkı yemediğini vurgulayarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Efendim yine bu zat diyor ki 'Bu Kılıçdaroğlu var ya bu Kılıçdaroğlu' e ne olmuş Kılıçdaroğlu'na? Efendim 'devlette çalışırken hiç para kazanmamış, maaşının dışında'. Biz devlet memuruyuz ya, haram yemeyiz, yolsuzluk yapmayız, kul hakkı yemeyiz. Yani ben hayret ediyorum. Rüşvet yemek, yolsuzluk yapmak, kul hakkı yemek, devlet yönetimi için ne zamandan beri gerekçe oldu. Yani 'devleti yönetirsen malı götüreceksin'. Benim ahlakım da inancım da dinim de bilgim de felsefem de ahlakım da buna izin vermiyor. Nasıl malı götürürüm ya, kul hakkı nasıl yerim ben ya, rahmetli babam derdi ki çocuklarına; 'oğlum siz doğru durun, eğri belasını bulur'. Doğru durmaya özen gösteriyorum, doğru duracağım."

"Ben desteklemiyorum, asla desteklemiyorum"
Vatandaşlara huzuru vadettiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, "Sadece Türkiye'de değil, Ortadoğu'da ve dünyada barışı vadediyorum. Bugün birileri açıklama yapmış, 'Amerikalıların attığı füzeyi destekliyorum' demiş. Ben desteklemiyorum, asla desteklemiyorum. Ben barıştan, kardeşlikten, huzurdan, birlikte yaşamaktan yanayım. Bugün o bomba atar, yarın öbürü bomba atar. Ölen benim akrabamsa, ben içime sindiremem. Ölen bir insansa nerede olursa olsun ben içime sindiremem." şeklinde konuştu.

Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş da hizmet süresi içinde Hatay halkı için çalıştıklarını belirtti.

Önemli projeleri hayata geçirdiklerini vurgulayan Savaş, "Zor şartlarda çalışıyoruz ama inanarak, sevgiyle, saygıyla çalışıyoruz ve bütün enerjimizi sizden alıyoruz. Biz belediye başkanlığını sadece altyapı, kanalizasyon, yağmur suyu, içme suyu, yollar, parklar ve kaldırımlar olarak görmüyoruz. İnsan odaklı olarak görüyoruz." dedi.

GÜNÜN VİDEOSU

Dilan Polat'ın hayranı pes dedirtti: Cezaevine girdiğinizde kalp krizi geçirdim!

Dilan Polat cezaevine girince kalp krizi geçirdiğini söyleyen hayranı, Polat ile bir araya gelince ağladı.