Kılıçdaroğlu ve Akşener'in KHK açıklamaları tepki çekiyor

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in KHK'lılar ile ilgili yaptığı açıklamalar tepki çekiyor. Millet İttifakı'nın iki temel bileşeninin genel başkanlarını yaptığı açıklamalar ile 'FETÖ'ye göz kırptığı' yorumları yapılıyor.

Millet İttifakı liderleri verdiği mesajlarla Fetullahçı Terör Örgütü üyelerini cesaretlendiriyor. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, FETÖ'cü sıfatlarını perdelemek için kendilerini 'KHK'lı diye lanse edenlere sahip çıkıyor.

Kılıçdaroğlu, KHK kılıflı FETÖ üyelerine en net mesajı önceki gün Çorum'dan verdi. 15 Temmuz sonrası meslekten ihraç edilmiş eski bir özel harekât polisiyle konuştuğunu anlatan Kılıçdaroğlu, hakkında soruşturma olmadığını iddia eden sözkonusu kişinin göreve iade edilmesi gerektiğinden bahsederek "Sözüm söz, bütün bu adaletsizlikleri düzelteceğim. O kanun hükmünde kararnamelerle görevden alınan, işine son verilen, ekmeği elinden alınan herkesi görevine iade edeceğim. Yeter ki teröre bulaşmasın" dedi.

Terör örgütünü devlete yerleştireceğini böylece açık biçimde ilan eden Kılıçdaroğlu'nun son vaadi, tam da FETÖ'nün çalışma sistemine hizmet edecek nitelikte görülüyor. Çünkü Türk Silahlı Kuvvetleri başta olmak üzere devletin kurumlarına birbirinden farklı yöntemlerle militan sızdıran FETÖ, örgüt üyelerini 'mahrem' diye tabir ettiği kişileri kullanarak yönetiyor. 'Mahrem imamlar' öğretmen, sağlık memuru, doktor, maliyeci, bankacı yahut yüksek bürokrasiden herhangi biri olabiliyor. Hücre sistemi şeklinde örgütlenen FETÖ'de militanlar birbirlerine kod isimlerle sesleniyor.

15 TEMMUZ'U ÇABUK UNUTTU

"Yeter ki teröre bulaşmasın" diyerek FETÖ üyeliğini yalnızca silahlı saldırı suçuna indirgeyen Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında FETÖ'nün 'uyuyan hücrelerinin' nasıl birdenbire harekete geçirildiği unutmuş görünüyor. Kurumların personel başkanlıklarını ele geçirerek kamuya kendi militanlarını yerleştiren, devletin bütün kurumlarına sızabilmek için sınav sorularını çalıp milyonların hakkını yemekten çekinmeyen FETÖ üyeleri hakkında, en ufak delillerin bile değerlendirilmesi gerekiyor. ByLock, BankAsya, gazete ve dergi abonelikleri, himmet listeleri, itiraflar, ankesör aramaları soruşturmalarda başvurulan yöntemlerin başında geliyor.

15 Temmuz işgal girişimi sonrası, haklarında soruşturma yürütülmese bile onbinlerce kişi FETÖ ile ilişkili olduğu gerekçesiyle kamu kurumlarından 'idari tasarrufla' atıldı. Bunların başında Milli Eğitim Bakanlığı personeli ve örgütü koruyup kollayan yargı mensupları geliyor. Soruşturmalar kapsamındaki yüzlerce itirafa, tanıklığa ve FETÖ'nün girift çalışma sisteminin ortaya çıkmasına rağmen Kılıçdaroğlu'nun KHK'lılara ısrarlı desteği dikkat çekici bulunuyor.

"KUMPAS DAVALARINA GERİ Mİ DÖNECEĞİZ?"

Öte yandan SuperHaber programcıları Nedim Şener ve Mete Yarar, Kılıçdaroğlu'nun KHK'lılar ile ilgili açıklamaları konusunda önemli tespitler yaptı. SuperHaber YouTube kanalında yayınlanan 'Memleket Aşkına' adlı programda konuşan Şener, CHP'den KHK'lılar konusunda ilk kez genel başkan düzeyinde bir açıklama geldiğine dikkat çekti.

Şener "CHP'nin artık FETÖ ile mücadelede ne yapmak istediğini gösteren açıklama. ben gerçekten böyle olmasını istemezdim. Çünkü Atatürk'ün kurduğu bir partide, Kuvayi Milliye'den bahseden bir partide, bütün tarihinde böyle dini yapılarla mücadele etmiş bir partinin dönüp dolaşıp FETÖ gündeme gelince KHK'lar ile ilgili böyle açıklama yapması beni şoke etmedi ama kamuoyunu şoke etmeli diye düşünüyorum. 4 bin 500'e yakın hakim ve savcısı vardı FETÖ'nün. Bunların bir kısmı kamuoyunun bildiği isimler. Bunları 3 bini darbenin sabahında ihraç edildi. Bu isimler FETÖ üyesi oldukları için ihraç edildi. Şimdi sen diyorsun ki bunları iade edeceğim. FETÖ'cüler diyordu ya devran dönecek, geri geleeğiz, hesap soracağız diye. O zaman biz kumpas davalarına geri döneceğiz, ben bunu anlıyorum" dedi.

SuperHaber programcısı Mete Yarar ise konuyla ilgili şu ifadeleri kullandı:

"Ahmet Altan'ın FETÖ ile bağlantısını görmüyor, alkışlatıyor. PYD'yi terör örgütü olmaktan çok, kendi bölgesini savunan seküler bir yapı olarak görüyor. Konuşmalar hafızalarımızda. Bunları söyleyenlere herhangi bir işlem yapılmadı. Selahattin Demirtaş'ın Güneydoğu'da 'Sokağa çıkın' çağrısından sonra 'Demirtaş ne yapmış ki?' dediğine göre terör tanımı biraz geniş. Bu kapsamda KHK'lıların her biri geri aide edilecek. 'PYD Türkiye'ye mi saldırıyor? Neden böyle yapıyorsunuz?' Çıkıp bazıları PYD'nin övünecek tarafının sekülerden dem vurarak yapıyor. Bir tercih yapmaları geriyorsa Türkiye Cumhuriyeti adına bugüne kadar PKK ve DAEŞ ile mücadele eden ve binlerce şehit vermiş Özgür Suriye Ordusu'nu radikal bir unsur. PYD'yi ise sekülerlik üzerinden 'Türkiye'ye saldıran bir örgüt mü?' diye tanımlıyorlar. Terör tanımı sıkıntılı. 15 Temmuz'u 'kontrollü darbe' olarak niteledikten sonra kıyamet kopmuştu. FETÖ, PYD, PKK, diğer radikal sol örgütleri konusunda bakışını bildiğimiz için nasıl bir yol haritamız olabilir? Türkiye'deki kumpas davalarında aktif görevli, gazetesini bir araç manivela olarak kullanan, manşetlerden insanları hedefe koyan kişileri birer halk kahramanı olarak gösterdikten sonra ne bekliyoruz ki? Geçen gün Twitter'da TT yapılan slogan 'FETÖ nefret söylemidir' sloganının raslantı olduğunu mu sanıyorsunuz?

AKŞENER'İN 'GARİBANLAR'I

15 Temmuz sonrası iki danışmanı FETÖ üyeliğinden tutuklanan Kılıçdaroğlu'na İYİ Parti lideri Akşener de destek veriyor. Bir devlet memuru hakkında FETÖ üyesi olduğu konusundaki istihbarat bilgisini bile dikkate almayacağı şeklinde mesajlar veren Akşener, kamudan ihraçlar için 'mahkemenin mahkum etmesini' şart koşuyor.

FETÖ'nün pek çok kumpasa imza atmış meşhûr emniyet müdürlerine 7 Haziran 2015 seçimleri öncesi sahip çıkmasıyla hatırlanan ve seçimi kazandığında Ali Fuat Yılmazer, Yurt Atayün gibi Fetullahçı polis şeflerini serbest bıraktıracağı sözü veren Akşener, 15 Temmuz sonrasında da 251 vatandaşı öldürmüş canilerden 'garibanlar' diye bahsetmişti. "Bütün ağababaları uçtu gitti, ne kadar gariban varsa içeride" diyen Akşener, ağırlaştırılmış müebbet kararıyla cezaevinde yatan FETÖ'cü canilerin yaptıklarını görmezden geldi.

Yeni bir kalkışma olduğu takdirde, 'darbeyle mücadeleyi meşrû kılan' KHK'yı da sert biçimde eleştiren Akşener, "Bu kanun maddesi yok hükmündedir" demişti. Sonraki açıklamalarında da Akşener, "Soruşturma geçirmeyen ve beraat eden KHK'lılar bir an önce görevlerine iade edilmeli" şeklinde açıklama yaptı.

GÜNÜN VİDEOSU

Dilan Polat'ın hayranı pes dedirtti: Cezaevine girdiğinizde kalp krizi geçirdim!

Dilan Polat cezaevine girince kalp krizi geçirdiğini söyleyen hayranı, Polat ile bir araya gelince ağladı.