Kılıçdaroğlu'dan atletli fotoğraf açıklaması: Mizansen değildi!
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, atletli fotoğrafın mizansen olmadığını belirterek, "Evet arkadaş o atlet bendeydi. Ben o atleti giydim, evet çok sıcaktı, 40 dereceydi, ben o atletle yemeğimi yedim." dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Şimdi siz kalkıyorsunuz bu fotoğraf üzerinden bana saldırıyorsunuz. 'Vay efendim atletliymiş.' Ben 'adalet' diyorum, o 'atlet' diyor. Evet arkadaş o atlet bendeydi. Ben o atleti giydim, evet çok sıcaktı, 40 dereceydi, ben o atletle yemeğimi yedim." dedi.
Kılıçdaroğlu, NTV canlı yayınında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
"BERBEROĞLU BİZİ RADYODAN DİNLİYOR"
MİT tırları davası ve İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu'nun tutuklanmasına değinen Kılıçdaroğlu, "Şimdi bizi radyodan dinliyor, çünkü televizyonunda NTV yokmuş galiba. Suç mu işledi Enis Berberoğlu? Suç yok ki ne suçu? Rehin alınan bir kişi. CHP'ye operasyonun ilk ayağı. Enis Berberoğlu'nun MİT tırları ile ilgili hiçbir şeyi yoktur. MİT tırları olayı, Enis Berberoğlu olayından çok ama çok önce, Cumhuriyet'in yazmasından çok ama çok önce bütün gazetelerde yer aldı. Herkesin bildiği devlet sırrı olur mu?" diye konuştu.
Bir gazetenin, "Kılıçdaroğlu bu devlet sırrını daha önce açıklamıştı" şeklinde manşet attığını aktaran CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Evet açıkladım. Buradan söylüyorum; Suriye'ye silah götüren bir şoförün mahkemede verdiği ifadeyi salı günü grup toplantısında okudum ve açıkladım. Meşru bir devleti gayrimeşru bir olayın içine sokamazsınız." ifadesini kullandı.
Bu olayın devlet sırrı olması için MİT tırlarının geçtiği yerlerdeki valilerin de haberinin olması gerektiğini savunan Kılıçdaroğlu, tırlardan hiç kimsenin haberinin olmadığını söyledi.
Kılıçdaroğlu, "Bunun neresi devlet sırrı oluyor? Bu birilerinin sırrıdır, devletin sırrı değildir." değerlendirmesini yaptı.
Berberoğlu'nun olayla hiçbir ilgisi olmadığını tekrarlayan Kılıçdaroğlu, Can Dündar'ın kitabındaki "Flaş diski solcu bir milletvekilinden aldım." sözünün delil sayıldığını belirtti.
O tarihte Berberoğlu'nun milletvekili olmadığını bildiren Kılıçdaroğlu, "Boş dosya ile müebbet hapse mahkum edeceksiniz, iyi hal nedeniyle 25 yıl ağırlaştırılmış cezaya mahkum edeceksiniz. Bu ülkede adalet yoktur. Bu ülkede hiçbir vatandaşın can ve mal güvenliği yoktur." görüşünü paylaştı.
"KOZMİK ODAYI FETÖ ÖRGÜTÜNE AÇAN KİMDİ"
Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'de 300 küsur yıl ile yargılanan kişilerin beraat edebildiğini söyleyerek, Aziz Kocaoğlu örneğini verdi.
Berberoğlu'nun casuslukla suçlandığını belirten Kılıçdaroğlu, "Kozmik odayı FETÖ örgütüne açan kimdi? Devletin bütün sırlarını, milyonlarca belgeyi FETÖ örgütüne teslim ettiler. Bunu yapan kimdi? Enis Berberoğlu mu? Casus ise bütün bu bilgileri, devletin en kritik bilgileri olan bu odayı terör örgütüne açtınız. Açanlar kim? İktidar olanlar. Asıl casuslar kim, bunlar değil mi?" diye konuştu.
Tutuklamada belge ve döküman bulunmadığını, "birilerinin kulağına fısıldama olduğunu" yineleyen Kılıçdaroğlu, bununla tutuklama olamayacağını kaydetti.
Kendisinin bu görüntüleri daha önce izlediğine dair haberler yapıldığını aktaran Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Evet izledim. Ben anamuhalefet partisinin genel başkanıyım. Devletin her kanadından bize bilgi gelir. Ben Erdoğan'ın izlediği milletvekili görüntülerini izlerken, Erdoğan'ın da görüntüye alındığı olayları da izledim. Ama bana verilmedi. Verilseydi o görüntüler ertesi gün basın toplantısı yapar açıklardım. Zaten bildiğimiz olaylar. Gizli bir olay değil. Herkesin bildiği sır devlet sırrı olur mu? Bunun devlet sırrı olmadığını Anayasa Mahkemesi de söylüyor. Can Dündar ve Erdem Gül davası nedeniyle verdiği kararda söylüyor. Siz buradan 'CHP'ye nasıl ulaşabiliriz, nasıl operasyon yapabiliriz' diye arkadan dolanıyorsunuz. Darbe dönemlerinde hukuk çalışmaz. Şimdi biz sivil darbe dönemini yaşıyoruz. Bir örnek vereyim; Akıncı iddianamesini alıyorsunuz bu tarafa kopyalarken üç önemli paragrafı almıyorsunuz, gizliyorsunuz. Neden? Bir savcı niye gizler? Darbeden söz eder, bir şekliyle devletteki bozulmadan söz eder, ucu hükümete değecek şekilde bir sürü şeylerden söz eder, bunlar özenle o iddianamenin içinden çıkarılır, başka bir yere iki paragraf olarak konur. Neden? Ben şunu da söyledim; 'Savcıların hazırladığı iddianamelere son şeklini Adalet Bakanlığı veriyor' dedim. Diyorum, sözümün arkasındayım, kanıtlamaya da hazırım. Arzu ederse Adalet Bakanı, arzu ederse Erdoğan. Hodri meydan."
ATLETLİ FOTOĞRAF AÇIKLAMASI
Enis Berberoğlu'nun tutuklanmasına tepki amacıyla Ankara'dan İstanbul'a yaptığı yürüyüş sırasında çekilen atletli fotoğrafın sorulması üzerine Kemal Kılıçdaroğlu, bu yürüyüşün pek çok kişinin ezberini bozduğunu söyledi.
Önce hiç kimsenin bu yürüyüşü tamamlayacağına inanmadığını ve "69 yaşında bir adam 450 kilometre yürür mü?" dediğini anlatan Kılıçdaroğlu, yürüyüşüne kendisinin düşündüğünden çok toplumsal destek geldiğini bildirdi.
Kılıçdaroğlu, "Çünkü bu ülke adalete susamış. Ülkenin yüzde 73'ü adalete güvenmiyor, olduğuna inanmıyor." dedi.
Hava sıcaklığı gölgede 40 dereceyken, sisli havada, yağmurda yürüdüğünü dile getiren Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kararlılıkla yürüdüm. Benim adaletle bir sorunum yok çok şükür ama bu ülkenin insanının adalete ihtiyacı var. Yürüdüm tabii. Her gün 3 veya 4 gömlek değiştirdim. Dört tane ayakkabı değiştirdim. Tabii yemek yemem gerekiyordu. O sıcakta belli aralıklar veriyordum, gelip hemen üstümü çıkarıyordum. O fotoğrafa bakın. O fotoğrafta yapmacıklı toplu iğne ucu kadar bir şey göremezsiniz. Kızımla yemek yiyorum. O fotoğraf Anadolu'da sıradan bir ailenin fotoğrafıdır aslında, bir genel başkanın fotoğrafı değil. Ben o şartlarda yetiştim. Ben saraylara özenen bir insan değilim. Ben evimde huzur içinde oturmak istiyorum. Ben o yemeği kızımla beraber huzur içinde yiyorum. Ben tarihe not düşüyorum, ben o tür koşullardan geldim. Benim yapmacıklı hiçbir şeyim yok. Ben halktan birisiyim. Evimde de öyle oturuyorum, dışarıda da öyleyim. 'Vatandaş Kemal' diye manşet atıldı. Doğru, sıradan... Ben bu ülkenin sıradan bir vatandaşıyım. Kızıyor, köpürüyor. Niye köpürüyorsun? Ne var o fotoğrafta? 'Benim insanım böyle değil.' Sen zaten kendi insanını unuttun arkadaş. Sen Türkiye'de sade vatandaşın hangi konumda olduğunu bilmiyorsun. Herkesi sarayının etrafında sana yağ çeken insanlar gibi düşünüyorsun. Türkiye'de öyle bir şey yok."
Söz konusu fotoğrafta kesinlikle bir mizansen olmadığını vurgulayan Kemal Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Eminim yediğim yemeğe bozulmuştur. 'Kılıçdaroğlu niye yoğurt yiyor, niye şunu yiyor, bunu yiyor, aç kalsaydı' diye. İçinden öyle geçiyordur. Ekmeğim de naylon bir poşette duruyor. Ben böyle bir insanım. Huzur içinde oturmuşum çünkü ondan sonraki yürüyüşe kendimi ruhen, fiziken hazırlamam lazım. Şimdi siz kalkıyorsunuz bu fotoğraf üzerinden bana saldırıyorsunuz, 'Vay efendim atletliymiş.' Ben 'adalet' diyorum, o 'atlet' diyor. Evet arkadaş o atlet bendeydi. Ben o atleti giydim. Evet çok sıcaktı, 40 dereceydi. Ben o atletle yemeğimi yedim. Kim ile beraber? Kızımla. Nasıl? Huzur içinde yedim. Görevini yapmış bir baba gibi."
O fotoğrafta asla kibir, birilerine tepeden bakma olmadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, sıradan, sade bir vatandaş olmaktan gurur duyduğunu ifade etti.
"MERAL HANIM, ARKADAŞLARI SİYASETE BİR DÜZEY GETİRİRLER"
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Meral Akşener'in parti kurmasına ilişkin, "Siyaseti olumlu etkilemesini beklerim. Meral Hanım, arkadaşları siyasete bir düzey getirirler. Bir kadının genel başkan olması, bizim siyasi kültürümüz açısından da çok önemlidir. Ben, siyasi tarihimiz açısından önemli olduğunu düşünüyorum. Kurmaya çalıştığı alanda bugün bir boşluk var. O boşluğu eğer doldurabilirse, Türkiye bugün içinde bulunduğu girdaptan kurtulabilir." dedi.
"HİÇ MERAKLANMASINLAR, TANINMIŞ BİR KİŞİ ÇIKACAK"
Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı adayı konusunda, "Hiç meraklanmasınlar, tanınmış bir kişi çıkacak. Toplumun sevdiği, saydığı, güven duyduğu, 80 milyonu kucaklayan, vatandaşları arasında ayrım yapmayan, gerçekten de cumhurun başkanı olacak niteliklere sahip olan, yaşantısıyla mütevazi olan, kibirli olmayan, vatandaşına küfretmeyen, kızmayan, dövmeyen, yumruklamayan, tarihine saygılı olan bir insan çıkacaktır. Bizim aradığımız cumhurbaşkanının nitelikleri budur." dedi.
"TERÖRE BULAŞAN BİRİSİ VARSA HESAP VERMESİ GEREKİR"
Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:
"Bana Alman Focus dergisi sordu, 'FETÖ'cüler Türkiye'ye iade edilsin mi?' 'Tamamının iade edilmesi lazım' dedim. Terör örgütü mensuplarını kendi ülkende tutarsan elbette Türkiye kızar buna, elbette bu yanlıştır. Yani ben Almanya'da terör eylemi yapan birisi Türkiye'ye geldiği zaman ben sırtını mı sıvazlayacağım onun? Bunu asla kabul etmiyoruz, asla. Teröre bulaşan birisi varsa hesap vermesi gerekir, hesabın verileceği yer Türkiye'dir, yakalarsın, getirirsin Türkiye'ye. Oturursun, konuşursun ya da oturursun anlaşırsın. Bunların Türkiye'ye gelmesi lazım. Yarın Türkiye'ye vermezseniz bunları yarın bunlar Almanya'da sizin başınıza bela olacak"
"AVRUPA BİRLİĞİ TÜRKİYE'YE KARŞI SAMİMİ DAVRANMAMIŞTIR"
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Avrupa Birliği Türkiye'ye karşı samimi davranmamıştır. Ek şartlar, üyeliği zorlaştırmak için elinden gelen her şeyi yapmıştır ve ben bunu doğru bulmuyorum. Avrupa Birliği'nin kesinlikle bugünkü AKP hükümetini görerek Türkiye'ye yeni fasıllar açmamasını doğru bulmuyorum, bunu da söyledim. Sayın Merkel'e de söyledim, diğer bakanlara da başbakanlara da söyledim." şeklinde konuştu.