Kılıçdaroğlu'nun skandal iddialarının arkasında kimler var?
Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun skandal iddialarının arkasında kimlerin olduğu merak konusu oldu. Hürriyet gazetesi yazarı Nedim Şener, uyuşturucu ile mücadele rakamlarının Kılıçdaroğlu'nu yalanladığının altını çizerek karanlık senaryonun ‘Geceyarısı Ekspresi’ filmini aratmayacak türden olduğunu söyledi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, uyuşturucu ile mücadele ile ilgili skandal sözler söyledi. Türkiye'de cari açığın uyuşturucu parası ile kapandığını iddia eden Kılıçdaroğlu hakkında emniyet güçleri suç duyurusunda bulundu.
Kılıçdaroğlu'nun skandal iddiaları hakkında çarpıcı bir ayrıntı ortaya çıktı. ABD Dışişleri Bakanlığı'nın hazırladığı bir raporda "“Asya ile Avrupa’nın birleştiği noktada bulunması ve yasadışı finansı ele almak konusunda yeterli kontrol yapmaması nedeniyle Türkiye, yasadışı uyuşturucu kaçakçılığının önemli bir transit ülkesi” ifadeleri yer almıştı.
Hürriyet gazetesi yazarı Nedim Şener, Kılıçdaroğlu'nun iddialarının ABD ve FETÖ temelli olduğuna dikkat çekerek, karanlık senaryonun ‘Geceyarısı Ekspresi’ filmini aratmayacak türden olduğunu söyledi.
Nedim Şener'in "Kılıçdaroğlu’ndan yeni ‘Midnight Express’ senaryosu" başlıklı yazısından ilgili bölüm şöyle:
Kemal Kılıçdaroğlu’nun cari açığın uyuşturucu parasıyla finanse edildiğini söylediği karanlık senaryo ise 1978 yılında Amerikan-İngiliz ortak yapımı ‘Geceyarısı Ekspresi’ (Midnight Express) filmini aratmayacak türden.
Türkiye’yi uyuşturucu ve işkence merkezi ülke olarak gösteren o iftira filmi de bugün olduğu gibi Amerika ile ilişkilerin gergin olduğu dönemde çekilmişti.
12 Mart 1971 Askeri Muhtırası sonrası kurulan Nihat Erim hükümetinin Amerika’nın isteğiyle koyduğu haşhaş ekimi yasağı Başbakan Bülent Ecevit tarafından 1974 yılında kaldırılmış, aynı yıl Kıbrıs Barış Harekâtı yapılmış, buna ambargo ve yaptırımlarla karşılık veren Amerikan askerleri, 1975 yılında bu kez Demirel’in başbakanlığında İncirlik Üssü’nden çıkarılmıştı.
Gerçek olmayan sahnelerin eklendiği projenin asıl amacı, Amerika ve İngiltere’ye karşı haşhaş ekimi, Kıbrıs Barış Harekâtı ve ABD üslerini kapatma kararı alan “Türkiye’ye karşı nefret”in zihinlere yerleştirmekti. Kendilerince başarılı da oldular, uzun yıllar Türkiye’nin adı bu filmle anıldı. Şimdi Kılıçdaroğlu aynı şeye hizmet ediyor. FETÖ’cülerle ve ABD ile birlikte, sadece siyasetçileri değil, bu mücadeleyi yapan Emniyet ve Jandarma teşkilatını zan altında bırakan açıklamasının başka bir anlamı yok.
RAKAMLAR KILIÇDAROĞLU’NU YALANLIYOR
Söylediklerinin gerçeklikle ilgisi de yok. Özellikle, FETÖ unsurlarının Emniyet teşkilatından temizlenmesi sonrası uyuşturucuyla yapılan mücadele gözle görülür şekilde arttı. Bu durum uyuşturucuya bağlı ölüm rakamlarına da şöyle yansıdı: 2017’de 941 olan uyuşturucuya bağlı ölüm, 2018’de 657’ye, 2019’da 342’ye, 2020’de 314’e, 2021’de 270’e, 2022’de ise 78’e indi.
Uyuşturucu madde yakalamaları ise dünya ve Avrupa ülkelerinin ortalamasının çok üzerinde. Yakalama rakamlarının büyüklüğü ise Türkiye’deki uyuşturucu ticareti ve kullanımının her ülkeden yüksek olduğunu değil, uyuşturucuyla mücadele edildiğini gösterir.
Yani bir ülkede uyuşturucu suçu yoksa bu gerçekte de uyuşturucunun bulunmadığı anlamına gelmez, örneğin ekstazi Avrupa’da üretilir ama Türk polisi tüm Avrupa ülkelerinden çok daha fazla ekstazi yakalar. Bu diğer uyuşturucu türleri için de böyledir.
Kılıçdaroğlu, FETÖ-Amerikan yapımı senaryolarla Türkiye’yi karalayacağına, gençlerimizi bu illetten uzak tutacak ve kurtaracak önerilerle toplam önüne çıkmalı.
Yoksa bunun adı siyaset değil, ülkeye ihanettir.