‘KIRILGANLIKLARIMIZI KULLANAN ASİMETRİK SAVAŞA DİKKAT!’

İki usta isim SuperHaber programcısı - Güvenlik Uzmanı Mete Yarar ile SuperHaber programcısı - Hürriyet Gazetesi yazarı Nedim Şener, “Memleket Aşkına” programının yeni bölümünde, ABD’nin Türkiye yönelik yaptırım kararının perde arkasını masaya yatırdı.

YARAR: TÜRKİYE’DE KENDİ ETKİ AJANLARINI ÇOĞALTACAKLARI BİR DÖNEM GELİYOR!

Mete Yarar, "CAATSA, ABD’nin hasımlarına karşı yaptırım yasası olarak geçen yasadır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne daha önce örtülü olarak yapılan, şimdi ise ismini net olarak koydukları bir şekilde önümüze geldi. Bu tür olayları CAATSA kapsamında olmasa da rahip Brunson sürecinde de yaşamıştık. O dönemde de bazı bakanlarımıza karşı bu tür kısıtlamalar gelmişti, Mal varlıklarına el konulması ve diğer mevzular dahil olmak üzere. Nedim Şener’in gayrinizami harp ile ilgili yazdığı yazı ve arkasından yaptırımlarla ilgili mevzu birbirinden kopuk gibi gözükse de iç içe geçmiş konular. Gayrinizami harbin 1989 sonrası versiyonu asimetrik savaş 4. nesil savaş dediğimiz versiyon. Bu olay bugünün sorunu değil. Yanlış politikalarla bu noktaya geldik diye düşünen bir takım insanlar oluyor. 1963’te, 1974’te, 1990’larda hangi yanlış politika vardı ki ABD Türkiye aleyhine bütün versiyonlarını denedi? Bundan birkaç sene önce Ukrayna, son dönemde özellikle Kırım’ın kaybedilmesi ve daha sonra ayrıkçılarla mücadele döneminde Türkiye ile savunma sanayisinde çok fazla iş birliği yapmaya başladı. Bizim yetkililer Ukrayna’ya gittiklerinde ilginç bir diyalog yaşadılar. ‘ABD ve siz NATO ülkesisiniz. ABD neden bize ‘Türkiye’nin savunma sanayiinde gelmiş oldukları noktadan endişeliyiz. Sizin onlarla iş birliği yapmanızı istemiyoruz. İyi olduğunuz konularda teknoloji transferi yapmanızı istemiyoruz’ demişler. Aranızda ne var diye anlatır mısınız demişler. CAATSA öncesi yapmış oldukları dolaylı bir örnek bu. 90’lı yıllarda bize malzeme verdiler, bunları iyi kullandığımızı görünce yenilerini vermemeye başladılar. Bir dönem taarruz helikopterleri ve süper kobralar üzerinde kullanılan bazı ekipman ve malzemeler var, bunların parçalarını vermediler ve Türkiye parçalarını bulmak zorunda kaldı. O zaman ne vardı da yapmadılar? Çünkü onların PKK üzerindeki etkilerini biliyorlardı. En basitinden parasını verip alacağımız SİHA’yı vermediler. 11 Eylül saldırısından sonra 5. maddeyi ilerleten bir ABD var. ‘Terör saldırısına uğradım, NATO’yu devreye sokuyorum’ diyor. Afganistan dahil olmak üzere birçok yerde o 5. maddenin yürürlükte olması sebebiyle hala faaliyetler sürdürülüyor. Türkiye, 84’ten beri fiili anlamda terör saldırısına uğruyor, insan kaybı 11 Eylül saldırısından çok daha fazla. Biz talep ettiğimizde NATO’dan herhangi bir önleyici tedbirle, malzeme takviyesi gördük mü? Görmedik. Bu iş ne Cumhurbaşkanı Erdoğan, ne de başka bir mevzuyla ilgili. Bu tamamen Türkiye karşıtlığı üzerine kurulmuş bir yapı. Demirel’in, Ecevit’in, Erbakan’ın başına ne geldiyse bugün de o oluyor. ABD’den bağımsız milli politika üretmeye kalktığınız zaman bu oluyor. Türkiye’de kendi etki ajanlarını çoğaltacakları bir dönem geliyor. Hibrit Savaş ya da asimetrik savaş denilen cephenin kullandığı mermiler aslında senin kendi ülkendeki kırgınlıklardır. Kendi ülkendeki kırılganlık üzerine inşa edilir. Ekonomide, sanayide, tarımda bir yanlışlık yapılıyorsa, dışa bağımlılığın arttırılmasıyla ilgili bir politika oluşturuluyorsa bunları söyleyeceğiz." ifadelerini kullandı.

ŞENER: TÜRKİYE’NİN BÖLGESEL AKTÖR OLARAK YAPTIĞI OPERASYONLARI VE İRADESİNİ HEDEF ALIYORLAR!

Nedim Şener, "Bu yaptırımlar önceden örtülü bir şekilde devam ediyordu, artık açığa çıktı. Hep söylediğim bir cümle vardı; 'ABD’nin müttefikliği müttefiklik değil, düşmanlık halidir’ diye. Özellikle 15 Temmuz darbe girişiminden itibaren başladığı zannedilen bu düşmanlığın çok daha eskiye dayandığını anlatmıştık. Bugün de aslında çok farklı bir şey yapmıyor.  Bu yaptırım kararını alan bir NATO ülkesi, başka bir NATO ülkesini hedef alıyor. ABD’li yetkililer de 'İlk defa NATO içinde iki ülke ilk defa yaptırım kararı alıyor’ demişti. Uzun zamandır söylediğim ‘ABD gibi bir müttefikiniz varsa, düşmana gerek yoktur’ sözü bütün olgularla açığa çıkmış durumda. Türkiye için uzun süreli bir etkisi olmayacaktır. Bu kararı tek başına S-400’e bağlamak yanlıştır. Burada hedef alınan Türkiye’nin bölgesel bir aktör olarak yaptığı operasyonları ve iradesini hedef alan bir tutum var. ABD ‘Benim yönettiğim bir Türkiye yok artık, kontrolümden çıktı. Kafkasya’da Rusya ile sorunları çözebilen, insiyatifim dışında Suriye’de Rusya ile sorunları çözebilecek diyalogları kurabilen, Libya’da operasyon yapabilen, bana rağmen Doğu Akdeniz’e çıkmış Avrupa ülkelerine kafa tutan bir ülke var. Biz bunlara karşı terör örgütünü ve FETÖ’yü kullanalım’ dediler ve kullandılar. 'Bunlarla yıkalım, siyasi uzantısı HDP’yi destekleyelim muhalefetini köpürtelim' dediler, bu da olmadı. Elde tek bir silah kaldı, o da yaptırım. O yüzden ABD ile AB de aynı silaha sarılmak zorunda kaldı. AB müzakereler, üyelik, serbest vize uygulaması, gümrük birliği gibi havuç gösterme taktikleriyle Türkiye’yi belli bir çizgiye çekmek istiyorlardı. O da olmayınca ABD ile beraber aynı operasyona dahil oldular. PKK’yı da, FETÖ’yü de aynı istikrarsızlaştırmak amacıyla kullandılar. Türkiye’ye karşı başka silahları kalmadı. Başka türlü saldıramazdı tüfeklerle tanklarla saldıramazdı, siber saldırılar yapamazdı Türkiye güvenliğini koruyor, siyaseten saldıramıyor etkisi yok. Önce savunma sanayini ve ekonomisini hedef alalım dediler. Burada artık ABD Türkiye’yi tamamen gözden çıkartmış, diz çöktürmeden durmayacağını sanıyor. Bu planı diz çöktürmek üzere kurguladılar. Yıllardan beri böyle, Biden ile birlikte bu planın ikinci aşamasını yaşayacağız ve buna hazır olmalıyız. Türk Silahlı kuvvetleri ve Türkiye Cumhuriyeti bağımsız karar almaya başladığı zaman ABD’nin bütün Orta Doğu, Kafkasya, Orta Asya ve Karadeniz planları çöküyor. ABD niyetini gizleyen bir ülke değil. Böylesine büyük bir nobranlık, haydutluk ve kanunsuzluk gizli yapılamaz. 2001 yılında Afganistan’a yapacağı müdahale sırasında NATO, 5. maddeyi devreye soktu. Arkasından da ‘Benimle değilseniz, düşmanımızla birliktesiniz’ tehdidini savurmuştu. Arada kalma, katılmama şansınız yok. Vahşi kapitalizm böyle bir şey." dedi.

Mete Yarar ve Nedim Şener ile “Memleket Aşkına”nın tamamını SuperHaber YouTube kanalında izleyebilirsiniz...

YOUTUBE KANALIMIZA ABONE OLMAYI UNUTMAYIN