DARÜŞŞAFAKA HAKKINDA BİLGİ
1863
Yusuf Ziya Paşa, Gazi Ahmed Muhtar Paşa, Vidinli Hüseyin Tevfik Paşa, Sakızlı Ahmet Esat Paşa ve Ali Naki Efendi tarafından “Cemiyet-i Tedrisiye-i İslamiye” adlı dernek, 30 Mart 1863 tarihli padişah fermanıyla kuruldu. Amacı; yoksul ve yetim çocukların eğitim-öğretimine destek olmaktı. Pek çok Osmanlı paşası ve aydınının üyesi olduğu Dernek, Türkiye tarihinin eğitim alanındaki ilk sivil örgütlenme örneğini oluşturdu.
1865
Başlangıçta amaç; Kapalıçarşı ve çevresinde çalışan çırakların okutulmasıydı. Beyazıt’taki eski Valide Mektebi binası onarılarak derslere başlandı. Okul, tek derslikte faaliyet gösteriyordu.
Derslere gelenlere her türlü ders aracını Cemiyet sağlıyor, ders verenler de para almıyordu. Türkiye’de ilk halk okulu sayılan bu “çırak mektebi”, 1873’e kadar eğitime devam etti.
1867
Cemiyet, 1867’den itibaren Mebahis-i İlmiyye (Bilimsel Konular) adıyla aylık bir dergi çıkardı. Daha çok pozitif bilimlerle ilgili yazıların yer aldığı derginin yayını birkaç yıl boyunca sürdü ve zamanın en ileri eğitimini veren Harbiye Mektebi öğrencileri dâhil, geniş bir okul kitlesi tarafından izlendi.
Darüşşafaka öğrencileri için hazırlanan kaynak ve yardımcı kitapların, Darüşşafaka dışındaki okullarda da okutulması yaygın bir uygulama oldu.
1868
Sultan Abdülaziz’in yaptığı bağışla satın alınan Fatih’teki arsaya inşa edilmek üzere İtalyan mimar Barironi’nin tasarladığı ve planını Dolmabahçe Sarayı’nın mimarbaşı Ohannes Kalfa’nın çizdiği binanın inşaatına başlandı. Okul binası, kız ve erkek öğrencilerin aynı çatı altında eğitimlerine uygun, çağın çok ilerisinde imkânlara sahip ve bu büyüklükte bir eğitim kompleksi olarak düşünülmüş ilk binadır.
1872
Cemiyet’in 25 Mart 1872 tarihli nizamnamesinde, “Cemiyet’in vatan sevgisi ve millet gayretini esas alacağı, üyelerinin bu yönde çaba gösterecek şahıslardan oluşacağı” belirtilmekteydi. Aynı nizamname, inşa halindeki okula “on yaşından büyük olmayan kız ve erkek çocukların alınmasını, öğrencilerin her türlü masrafının Cemiyet tarafından karşılanmasını, idare ve eğitim kurulu oluşturulmasını, mektebe birer müdür ve müdire tayin edilmesini” öngörüyordu. (1965-73 arasında görev yapan Nazıma Antel’e kadar okulun bir “müdiresi” olmamış, 1971’e kadar da kız öğrenci kabul edilmemiştir.)
1873
Darüşşafakat’ül İslamiye, parasız yatılı, özel statülü bir okul olarak, açılışta alınan 54 öğrencisiyle 29 Haziran’da Yüzbaşı Mustafa Efendi’nin verdiği ilk dersle öğretime başladı. Eğitim ve öğretim programı iptidai (ilkokul), rüştiye (ortaokul) ve idadi (lise) programlarını içine alacak şekilde hazırlanmakla birlikte, Maarif Nezareti’ne bağlı okullarda uygulanan programın üstündeydi. Toplam sekiz yıl olan okulda son iki yıl “âli” sınıflarını oluşturmaktaydı ve programı yüksekokul programına göre hazırlanmıştı. Bu sebeple 1894 yılına kadar Darüşşafaka’yı bitirenler yüksekokul mezunu sayılmıştı. Ayrıca son sınıf, “Telgraf Fen Mektebi” adını taşımaktaydı ve 1873-1894 yılları arasında Okul, bir “telgraf fen mektebi” hüviyetini kazanmıştı.
1877-1878
“93 Harbi” diye bilinen 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı, Darüşşafaka’da eğitimi etkiledi. İşgale uğrayan topraklardan binlerce göçmen İstanbul’a geldi. Binden fazla kız ve erkek çocuk, Cemiyet tarafından Darüşşafaka binasına yerleştirildi. Zaman içinde bir kısmı başka yerlere gönderildi ve erkek çocuklardan annesiz-babasız olanlar, Okula alındı. Okul asli işlevine döndü. Bu koşullarda Okulda altı ay kadar (çoğu subay olan öğretmenler, cepheye gittiğinden) bazı sınıflarda ders yapılamadı.
1879
Bakanlar Kurulu’nda Mekteb-i Mülkiye’nin yüksekokula dönüştürülmesine karar verilmesi üzerine, II. Abdülhamit’e sunulan raporla, Darüşşafaka binasının Mekteb-i Mülkiye’ye verilmesi önerildi. Padişahın hükümete gönderdiği iradede “Darüşşafaka’nın hayırsever kimselerin yardımlarıyla Müslüman yetimlerin eğitim ve öğretimlerini yaptırmak üzere kurulduğu, okulda geceli ve gündüzlü 200’ü aşkın yoksul çocuğun bulunduğu” bildirildi ve bu düşünceden vazgeçilmesi emredildi.
1881
Darüşşafaka, ilk mezunlarını verdi. Okulun ilk mezunları olan sekiz kişi, Cemiyet üyesi Posta ve Telgraf Nazırı İzzet Efendi’nin çabasıyla Bakanlığa alındı. Bu sırada okul mevcudu 125'ti.
1882
Bu tarihe kadar ülkede Darüşşafaka, Galatasaray ve askeri liseler dışında, başka idadi (lise) yoktu. 1880’lerde ve 1900’lerin ortalarına kadar, zamanın birçok seçkin ve ünlü kişisi Darüşşafaka’da öğretmen olarak fahri görev aldı.Vatan şairi Namık Kemal, vak’anüvis Abdurrahman Şeref Bey, Manyasizade Mustafa Refik Bey, Babanzade Naim Bey, Bestekar Zekai Efendi, Ahmet Mithat Efendi, Ressam Agah Efendi, Selim Sırrı (Tarcan), şair Yahya Kemal (Beyatlı), tarihçi Yusuf Akçura, Tahir Olgun, Ressam Ali Rıza Hoca, bunların arasındaydı. Ayrıca, matematikçi Salih Zeki, matematikçi Mehmet İzzet, maliyeci Hasan Ferit, edebiyatçı Ahmet Rasim ve İsmail Safa, tarihçi Osman Nuri Ergin, 1920’den 1940’a kadar okulun müdürlüğünü de yapan eğitimci Ali Kami Akyüz, ressam Mahmut Cûda gibi birçok değerli sanatçı, bilim ve fikir insanı Darüşşafaka’dan yetişti ve çoğu orada uzun yıllar öğretmenlik yaptı.
1884
Darüşşafaka, Cemiyet’in mali olanaklarıyla ayakta duruyordu. 1884 yılına Okulu ziyaret eden ve çok memnun kalan Sadrazam Küçük Said Paşa’nın girişimiyle, Darüşşafaka’nın bazı eksikleri, devlet hazinesinden karşılandı. II. Abdülhamit, o yıl mezun olan altı öğrenciyi kabul etti ve öğrenciler, kendi yaptıkları tabloları –teşekkür mahiyetinde- Padişah’a verdi. Bu tarihten sonra Darüşşafaka’dan her yıl mezun olanların isimlerini ve tablolarını Padişah’a takdim etmeleri gelenek haline geldi.
1888
Her türlü toplantının yasaklanmasıyla Cemiyet üyeleri bir araya gelemez oldu. Toplantılar tatil edildi. Darüşşafaka mali sıkıntı içinde düştü. Padişah Abdülhamit, Darüşşafaka’yı himayesi altına aldı. Devlet, imtiyaz alan şirketlerin Darüşşafaka’ya nakdi yardım yapmaları usulünü başlattı ve mali sıkıntı sona erdi.
1903
Osmanlı Hükümeti, bir öğrenci direnişi yüzünden Darüşşafaka’ya el koyarak yönetimini Maarif Nezareti’ne bağladı. Parasız öğretmenliği kaldırdı. Cemiyet-i Tedrisiye-i İslamiye dağıldı. Darüşşafaka’nın bir devlet okuluna dönüşmesiyle kuruluş amacından sapıldı. Okula analı- babalı ve bazı ileri gelen ailelerin çocukları da kaydedildi. Bu durum II. Meşrutiyet’e kadar sürdü.
1908
II. Meşrutiyet’in ilanı üzerine Cemiyet’in eski üyeleri ve Darüşşafaka’dan yetişenler bir araya geldi. Darüşşafaka Mezunin Cemiyeti’ni (Darüşşafakalılar Derneği) kurarak okulun yaşatılması kararını aldı. 1909 Cemiyet-i Tedrisiye-i İslamiye üyeleri, devrin ünlü siyasilerini de çağırarak, tabii reis olan Sadrazamın başkanlığında toplandı. Yeniden çalışmaya başlayan Cemiyet ilk iş olarak Darüşşafaka’yı geri almak için Maarif Nezareti’ne başvurdu. Aynı yıl devir gerçekleşti.
1914-1923
Birinci Dünya Savaşı ve devamındaki Kurtuluş Savaşı yılları Darüşşafaka için çok zor ancak çok faal ve pek çok yönden anlamlı bir dönemi simgeler:
1914’ten 1916 yılına kadar okulun geçimi Hükümetçe kısmen karşılandı. Savaşın sonuna doğru mali sıkıntı iyice arttı fakat yardımlarla idare edildi. Bu sırada, eğitim sekiz yıldan on yıla çıkarılarak son sınıflara öğretmenlik mesleğiyle ilgili dersler kondu ve Darüşşafaka bir yüksek öğretmen okulu hüviyetine büründü. 1919 yılında Darüşşafaka’da eğitim tekrar sekiz yıla indirildi.
Kadınlar ilk kez Cemiyet üyeliğine alındı.
Darüşşafaka Spor Kulübü kuruldu (1914).
Cemiyet’in üye sayısı 1909’daki yeniden kuruluş sırasında 150 kişiden ibaretken, 1916’da 700’e, 1917’de 1.400’e yükseldi.
1916-1918 yıllarında lise bölümü öğrencileri askere alınıp Çanakkale Savaşı’na katılarak şehit düştüklerinden bu yıllarda mezun verilemedi. 1919-1920 Darüşşafaka, iki yıl yeni öğrenci kaydetmedi. Tüm bunların sonucunda öğrenci sayısı 200’e düştü.
Yeniden sınavla öğrenci alımına 1921-1922 ders yılında başlandı.
1924
Cumhuriyet’in ilanından sonra, 1924’te çıkarılan Tevhid-i Tedrisat (Öğrenim Birliği) Kanunu eğitim düzenini bütünlemeyi, laikleştirmeyi, tarih ve dil konularında ulusallığı öne çıkarmayı amaçlıyordu. Cemiyet Yönetim Kurulu öğretim programında bu yönde çok kapsamlı değişiklikler yapılmasını kararlaştırdı. Darüşşafaka “tam devreli lise” haline getirildi, özel lise konumunda devlet lise ve ortaokullarının programını uygulamaya başladı ve Darüşşafaka Lisesi adını aldı. Bu değişiklikler Maarif Vekâleti tarafından onaylandı ve okulun mezunları İstanbul Üniversitesi ile yüksekokullara resmi lise mezunları gibi sınavsız kabul edilmeye başlandı.