YAĞMUR HAKKINDA BİLGİ
Havadaki su buharının gerekli (uygun) ortama ulaştıktan sonra yoğunlaşarak yeryüzüne su damlacıkları halinde düşmesi. Yağmurun önemi çok büyüktür. Çünkü bütün canlıların hayatlarının devam etmesi, büyük ölçüde suya bağlıdır. Bu suyun tabii olarak gerek canlılar ve gerekse bitkiler tarafından temin edilebilmesi ise yağmurun yağmasına bağlıdır. Yağmur, zamanında yeter derecede yağmazsa toprak nemsiz kalacağından bitkiler kendi ihtiyaçları olan suyu alamayıp kuruyacaktır. Yine hayvanlar ve insanlar da bu kuraklık neticesi sularını temin edemeyeceklerdir. Bu arada tarım alanları da sulanamayacağı için yiyecek sıkıntısı da olacaktır. Bu ehemmiyetinden dolayı, dinimiz yağmuru rahmet olarak da adlandırmaktadır.
Yağmurun meydana gelişi: Yağmur, suyun su-buhar-yağmur çevriminin bir parçasıdır. Bilindiği gibi su normal şartlarda sıvı halinde bulunur. Sıcaklığın artmasında buhar haline dönüşen su, havaya yükselerek bulut kümeleri halinde toplanır. Genelde suyun daima 100°C’de buharlaştığı sanılır. Su havanın basıncına bağlı olarak 100°C’nin altındaki sıcaklıklarda da, mesela 20°C civarında da buharlaşabilir. 100°Cise 1 atmosfer basınç altında suyun kaynama ve hızlı buharlaşmaya başladığı noktadır.
Bulutların meydana gelmesini sağlayan su kaynakları büyük ölçüde okyanuslar, denizler, göller ve nehirlerdir. Hava sıcaklığının artmasına bağlı olarak suyun buharlaşması fazlalaşır. Bu yüzden sıcak kuşak denizleri (ekvator bölgeleri) bulutların en fazla meydana geldiği yerlerdir.
Sıcaklığın artması suyun buharlaşmasını arttırdığı gibi; havanın bu buharları (nemi) taşıma kapasitesini de yükseltir. Misal olarak 1 m3 hava 0°C’de 17,3 gram nem taşıyabilir. Bu sıcak havaların daha fazla yağış getirebileceğini de göstermektedir. Nitekim lodostan esen rüzgarlar sıcak bölgelerden geldiğinden çoğu defa yağışı da beraberinde getirmektedirler. Ama bu mutlaka böyle olur demek değildir. Diğer yönlerden esen rüzgarlar da yağış getirebilirler.
Buharlaşarak havaya karışan su zerrecikleri havada yükselmeye başlar. Bu zerrelerin kümeleşmesi bizim bulut dediğimiz olaydır. Bulutlar içindeki nem oranının azlığına, çokluğuna göre alçakta veya yüksekte toplanır. Nemi en fazla olanlar alçak olanlardır. Bu alçak bulutlar çok çabuk yağmur haline dönüşebilir. Bununla birlikte yüksek bulutlar da aşağıda belirtilecek olan şartların meydana gelmesiyle yağış haline dönüşebilir.
Bunların yağış haline dönüşebilmesi için, bulutu taşıyan havanın sıcaklığının düşmesi lazımdır. Şöyle ki; havanın sıcaklığının artmasıyla taşıyabileceği nem oranının da artmasına mukabil, havanın sıcaklığının düşmesiyle de taşıyabileceği maksimum nem miktarı da azalacaktır. Bu miktarın üzerindeki nem tekrar yoğunlaşarak su haline gelir. Bu su damlacıkları ise yerçekimine tabi olarak aşağıya düşmeye başlayınca artık yağmur adını alır. Yağmur başlıca şu hallerde meydana gelebilir:
1. Denizlerden suyun buharlaşarak yükselmesi neticesinde kümeleşen bulutlar rüzgarla birlikte sürüklenerek soğuk yerlere giderek yoğunlaşır ve yağış haline dönüşür.
2. Bu bulutlar yüksek dağ silsilelerine çarparak alçaklara göre soğuk olan bu yerlerde yağışlar meydana getirirler. Misal olarak Rize dolaylarının fazla yağış alması bu sebeptendir.
3. Havanın alçak basınç alanlarından gelen bulutlar yüksek basınç alanlarıyla karşılaşınca yine yağış
meydana gelir. Çünkü basıncın yükselmesi yoğunlaşmayı arttırır.
Dünyada en fazla yağış alan yerler ekvator bölgesi ve muson memleketleridir. Buralarda sıcaklık çok yüksek olduğundan buharlaşma da çok olur. Bu buharlar bu bölgelerdeki yüksek yerlere çarparak veya soğuk memleketlerden gelen rüzgarlara çarparak hemen yağmur haline dönüşüverir. Bu bölgeler bütün yıl yağışlıdır.
Diğer yerlerdeki karaların kıyıları iç kısımlarına göre daha fazla yağış alır. Denizden gelen bulutlar daha iç kısımlara gitmeden kıyı bölgelerinde yağmuru sıcak farkından dolayı bırakır. Bu yüzden denizden uzak memleketlerde kuraklık daha fazla olur. Umumiyetle kıtaların batı kıyıları daha fazla yağış alır. Bunun sebebi ise rüzgarların büyük ölçüde batıdan esmesidir.
Havada yağmurun meydana gelebilmesi için toz ve minerallerden hasıl olan yoğunlaşma çekirdeklerinin olması gerektiği anlaşılmıştır. Bu çekirdekler rüzgar vs. gibi atmosferik olaylarla havaya karışan toz mineralcikleridir. Yoğunlaşma bu çekirdekler etrafında başlamaktadır. Bu hadiseden kaynaklanarak sun’i olarak yağmur yağdırılıp yağdırılamayacağı araştırılmış ve neticede yağmur bombaları imal edilmiş. Bu bombaların esası da bulutun içinde sun’i olarak yoğunlaşma çekirdeklerini taşıyan bu bombanın patlatılarak bu çekirdekleri bulut içine dağıtmaktan ibarettir.
Sun’i olarak yağmur bombası ile yağmur yağdırabilmek için yağışa elverişli bulutların bulunması gerekir. Yoksa hiç bulut yokken bomba ile yağmur yağdırılması demek değildir. Bu bir nevi bulutların sağılmasıdır.