Konutta Seferberlik Kampanyası nedir? Şartları nedir? Seferberlik Kampanyası ne zaman başlıyor?
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum tarafından bugün açıklanacak olan 'Konutta Yeni Seferberlik Kampanyası''nın detaylar belli oldu. Kampanyanın ne zaman başlayacağı, neleri içerdiği vatandaşlar tarafından büyük merak konusu. Peki, 'Konutta Yeni Seferberlik Kampanyası'nın detayları neler? Merak edilen tüm detaylar haberimizde...
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum tarafından bugün açıklanacak olan kampanyaya, Emlak Konut GYO, Konut Geliştiricileri ve Yatırımcıları Derneği (KONUTDER), İstanbul İnşaatçılar Derneği (İNDER) ile Gayrimenkul ve Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği'nin (GYODER) üyesi onlarca firmanında destek vereceği biliniyor. Bakan Murat Kurum tarafından bugün açıklanacak olan 'Konutta Yeni Seferberlik Kampanyası''nın detayları vatandaşlar tarafından merak ediliyor. Peki, 'Konutta Yeni Seferberlik Kampanyası''nın detayları neler? Merak edilen tüm detaylarıyla haberimizde...
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum tarafından bugün açıklanacak olan kampanyaya, Emlak Konut GYO ile sektörün 3 çatı derneği Konut Geliştiricileri ve Yatırımcıları Derneği (KONUTDER), İstanbul İnşaatçılar Derneği (İNDER) ile Gayrimenkul ve Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği’nin (GYODER) üyesi onlarca firma da destek verecek.
Bugün başlayarak 31 Ekim’e kadar sürecek kampanyada firmalar, bankalar olmadan kendi bünyelerinde 120 aya kadar faizi 0.98’e çekmeyi planlıyor. Kampanya ile atılacak bir diğer adım ise indirim olacak. Firmalar konut fiyatlarında yüzde 10 indirim yapacak.
Öte yandan sürpriz bir gelişme olarak, peşinatı döviz üzerinden ödeyenlere kur garantisi sağlanacak. Buna göre dövizle ödenecek peşinat, Merkez Bankası'nın o günkü kuru üzerinden TL'ye çevrilecek. 12 ay sonra tekrar bakılacak ve eğer kur yükseldiyse bu sefer o seviye baz alınacak. Aradaki artış miktarı alıcının taksitlerinde düşülecek.
DÖVİZLE ÖDEYENE KUR GARANTİSİ
Öte yandan sürpriz bir gelişme olarak, peşinatı döviz üzerinden ödeyenlere kur garantisi sağlanacak. Buna göre dövizle ödenecek peşinat, Merkez Bankası'nın o günkü kuru üzerinden TL'ye çevrilecek. 12 ay sonra tekrar bakılacak ve eğer kur yükseldiyse bu sefer o seviye baz alınacak. Aradaki artış miktarı alıcının taksitlerinde düşülecek.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI
Bayındırlık Bakanlığı, Türkiye'de kamu hizmetlerinde memleketin imarı ile ilgili işlerin yürütmekte görevli kuruluşların bağlı olduğu bir kurumdur.
Gerçekten, Türkiye'deki devlet teşkilatının köklü bir şekilde değiştirilip çağın ihtiyaçlarına uygun bir düzenlemenin yapıldığı 1848'den bu güne kadar, Bayındırlık Bakanlığı, bazı istisnalar dışında yapımla ilgili bütün kuruluşları bünyesinde toplamış ve onları yönlendirmiştir. Bu niteliği ile de, devletin ana bakanlıklarından birisi olmakta devam edegelmiştir.
İlk hükümetin teşekkül tarzı, 24 Nisan'da teklif edilip görüşülerek 2 Mayıs'da kabul edilen 3 numaralı kanun ile tespit edilmiştir. Buna göre, Türkiye Büyük Millet Meclisi hükümeti, Büyük Millet Meclisi Reisi'nin başkanlığında on bir bakandan ibarettir. Kurulan bu hükümetteki on bir bakanlık arasında Bayındırlık Bakanlığı da, Nafıa Vekaleti ismi ile yer almaktadır.
Cumhuriyet'in kurulmasından önce, bu on bir bakanlığa ilaveten bir bakanlık daha kurulur: Mübadele, İmar İskan Bakanlığı. Lozan sulh antlaşması ile ortaya çıkan, Türk ve Rum ahalinin mübadelesi ve yerleştirilmesi konusu, 13 Ekim 1923 günü kurulan bu bakanlığa verilir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi hükümetinin kurulmasına ait söz konusu kanunun kabulünün ertesi günü, 3 Mayıs 1920' de her bakanlık için ayrı ayrı yapılan seçim sonunda, Yozgat Milletvekili İsmail Fazıl Paşa Bayındırlık Bakanlığına seçilir.
Programın Bayındırlık ile ilgili bölümü, bugünkü kelimelerle şöyledir: "Bayındırlık işlerindeki girişimimize gelince: Memleketin ekonomi bakımından çok gerekli olup da şimdiye kadar yapımına başlanmamış olan ana hatlarının, bilinen sıkıntılar dolayısıyla, bu yıl yapımının sürdürülememesi zorunluluğu vardır. Ancak mevcut olan yollarda halkımızın geçişine engel olan harap yol parçaları ile köprülerin onarımına ve bu yollarda yapımı bitmemiş olan önemli bölümlerinin yapımının tamamlanmasına süratle başlanacağı gibi, Ankara-Sivas demiryolunun yapımının, Yahşi Han durağına kadar tamamlanıp işletilmesi ile ilgili tedbirler alınmıştır."
1920-1923 döneminin bayındırlık yönünden en önemli konusu demiryollarıdır. 1 Mart 1922 tarihli Meclis açış konuşmasında Mustafa Kemal ATATÜRK, Bayındırlık işleri ve özellikle demiryolları hakkındaki düşüncelerini şu şekilde açıklıyor ve konular ile ilgili olarak da bilgi veriyordu"
"Sizlere, ekonomik alandaki faaliyetlerimizin ana hatları ile tesbit etmiş olduğum temel noktalarını genel olarak açıklamış bulunuyorum. Bundan sonra ekonomik politikamızda, tespit etmiş olduğumuz bu temel esaslara uygun olarak hazırlanacak bir plana göre, Bakanlar Kurulumuzun uygulamaya geçmesini bekliyoruz. Böyle bir projenin hazırlanmasında en büyük yeri Bayındırlık işleri alacaktır. Çünkü, ekonomik hayatın işlemesindeki canlılık; ancak taşıt araçlarının, karayollarının, demiryollarının ve limanların içinde bulundukları duruma bağlıdır."
"Yaşamak için ve ekonomik gelişmemizi temin için, Bayındırlık işlerine dört elle sarılmak mecburiyetindeyiz."
Bayındırlık Bakanlığının teşkilat kanunu olarak, Osmanlı Devletinin Nafıa Nezareti kuruluş ve teşkilatı hakkındaki 9 Ekim 1914 tarihli kanun, TBMM ve Türkiye Cumhuriyeti hükümleri tarafından 1934'e kadar kullanılmıştır. Bakanlığın yukarıda saydığımız merkez ve taşra teşkilatından sadece "Demiryolları ve Müesseseler Komiserlikleri" bugünkü teşkilat bünyesinde bulunmayan ve bilmeyenlere yabancı gelecek bir ünitedir. Osmanlı Devletinden yapım ve işletme imtiyazı almış olan şirketler üzerinde Bayındırlık Bakanlığının teftiş hakkı mevcut olup, sözleşmelerine göre yapılan bu görevi yerine getiren kişi "Nafıa Komiseri" ünvanını taşımaktadır.
1920-1923 döneminde, savaş şartlarının gereği olarak Bakanlığın, hizmet konuları dışındaki işlerle de görevlendirildiğini görmekteyiz. 2 Ocak 1921 tarihli bir tüzük ile, lokomotiflerin ihtiyacı olan kömürü üretmek üzere, kömür madeni işletilmesi için Bayındırlık Bakanlığına yetki verilmektedir. Kömür madenlerinin işletilmesi, o tarihte İktisat Bakanlığının görevleri arasındadır. Ancak, demiryolu işletmeciliğinin milli savaştaki rolünün büyüklüğü dolayısıyla, kömür üretimi ile doğrudan Bayındırlık Bakanlığının görevlendirilmesi uygun bulunmuştur.Bu tüzüğü takiben, bu defa linyit kömürü çıkarılması ve satılması için bir kanun ile, yine Bayındırlık Bakanlığının görevlendirildiğini görmekteyiz.