"Korku var mı? Benim korkum var"
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Veteriner Fakültesi Veterinerlik Viroloji Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Mustafa Hasöksüz dünyanın başına bela olan koronavirüsün farklı coğrafyalarda farklı mutasyon geçirip geçirmeyeceğine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Şu ana kadarki değişimlerin bir anlam taşımadığını belirten Hasöksüz, virüsün tehlike yaratacak şekilde bir değişim yaşamasına yönelik endişelerini ise "Korku var mı? Benim korkum var" sözleri ile ifade etti.
Habertürk'te Erdoğan Aktaş ile Gece Raporu'na konuk olan İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Veteriner Fakültesi Veterinerlik Viroloji Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Mustafa Hasöksüz, dünya üzerinde 2 milyondan fazla kişiye bulaşan yeni tip koronavirüs Sars-Cov2 virüsünün genetik mutasyonuna ilişkin bugüne kadar tespit edilen bulguları değerlendirdi.
Dünya haritasında 4 bin gene baktıklarında her ülkenin kendine yakın genomik değişim olduğunu bildiklerini söyleyen Prof. Dr. Hasöksüz. "Fakat bu değişiklik bir anlam ifade etmiyor şu anda. Bu ilerde anlaşılacak. Eğer biraz daha değişiklik olup, proteinlerini değiştirecek olursa. Fakat bazı virüslerde tek bir nüklüotitin değişimi bile anlam ifade edebilir. Örneğin domuz gribinden önceki infulenza virüslerinde onun da 30 bin nüklüotiti var bir tek nüklüotit değişimi antiviral ajanlara (ilaç) karşı direnç kazandı. Dolayısı ile bir anlam ifade etmesi için biraz daha zamana ihtiyaç var öğrenilebilmesi açısından." dedi.
Koronavirüsün tehlikeli bir mutasyon geçirmesi ihtimalini değerlendiren Hasöksüz bu konudaki endişelerini ise, "Korku var mı? Benim korkum var. Şöyle ki, eğer dünya üzerinde bu mutasyonik değişimler, yaygın olan virüsün değişimleri her yerde eşit olmayacak. Asya, Avrupa, Amerika'daki gibi farklı coğrafyalarda bulunan virüslerde farklı mutasyon olabilir. Dolayısıyla bazı bölgelerde virüsler 2003 salgınında olduğu gibi yok olabilir. İnfektivitesini kaybedebilir. Bazı bölgelerde daha şiddetli infeksiyona neden olabilir." sözleri ile anlattı.
Virüsün aynı bölgede yaşayan insanlarda farklı semptom ve etki göstermesinin sebebine ilişkin olarak da "Virüste pasaj deriz bir insandan başka bir insana geçmeye. Bunun biraz daha fazla olması gerekir bir anlam ifade edebilmesi için. Şu an insanlarda gördüğümüz farklı semptomatik özellikler insanların kendisinden kaynaklanıyor." ifadesini kullandı Prof. Hasöksüz.
Peki ne olursa virüs değişime uğrar? Prof. Dr. Mustafa Hasöksüz bununla ilgili olarak da şunları söyledi:
"1937'de keşfedilmiş ilk koronavirüs kanatlılarda. Tek zincirli RNA'lı virüs deriz, biraz sorunlara gebe. Her zaman ileride sorun yaratacak gibi infülanzada olduğu gibi. Bu virüslerdeki değişim devam edip duruyor. Bazıları hiçbir enfeksiyona neden olmuyor. Ne insanlarda, ne hayvanlarda. Bazıları enfeksiyonlara neden oluyor. Görmediğimiz, enfeksiyon oluşturmayan yığınla virüs mutasyona, değişime neden oluyor fakat doğada yok oluyor. Ben hücre külterlerinde sığır koronavirüslerini çalışırken bir hücreden bir hücreye pasaj dediğimiz nakil yaptıktan sonra genlere bakardım 30 bin nükleotitten 3 tanesi değişirdi. Sadece 1 tek pasaj yapmakla. Bir anlam ifade etmiyor ama değişebiliyor. Bu özellikler doğada maalesef sorun yaratabilir ya da mevcut sorunu 2003 Sars'ında olduğu gibi yok olabilir de.
İşin gerçeği ben de dahil 2003 Sars'ından sonra 2012'de Suudi Arabistan'da Mers çıkmıştı. O virüste de ölüm orana yüzde 34,5 ve hala devam ediyor. Bu ortaya çıktığında benim gibi dünyada birçok insan da bu da hızlı bir şekilde sönecek, daha lokal kalacak diye beklentimiz vardı. Fakat herkesi yanılttı."