Koronavirüsten can kaybı 2 bin 376'ya yükseldi...
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Bilim Kurulu toplantısının ardından açıklama yaptı. Koronavirüs nedeniyle can kaybının 2 bin 376'ya yükseldiğini duyuran Koca, eldeki verilerin ise salgının kontrol altında olduğunu gösterdiğini belirtti.
Koca'nın açıklamalarının satırbaşları...
Ne gerçekten azı ne gerçekten fazlası. Bize bu mücadele gerekli olan gerçeğin kendisidir. Bugüne kadar her basın toplantısında karşınıza bu ilkeyle çıktık. Mücadele gücünüzü bu bilgilerden aldınız. Ne sizin ne de 83 milyon adına mücadelelerini sürdüren sağlıkla çalışanlar için güven yoksa böylesi büyük bir salgının üstesinden gelinemez.
Mücadelenin görünmeyen kahramanları bu mücadeleye güven duyanlardır. Paylaştığınız bilgilerin sağlam olduğunu biliyorsunuz.Bu güveni zedeleyecek sözlerin, iddiaların sahipleri bilerek, bilmeyerek bu güveni tehlikeye atıyor. Bugün sizlerle, sağlık çalışanlarımıza, Bilim Kurulumuza bazı konular hakkında konuşacağım.
Biraz sonra paylaşacağım sayısal verilerden önce altını çizmekte yarar gördüğüm bir konu var. Koronavirüsle mücadelemizde her yeni gün daha iyiyiz daha güvenliyiz.
Bu kontrol siz tedbirleri esnetirseniz bir anda boş bir umuda dönebilir. Apaçık şekilde paylaştığımız bilgiler size 'bu iş bitti' dedirtmesin. Tedbirleri uygularsak ölüm oranları düşüyor, kesin olan budur. Yeni hasta sayımız tedbirleri uyguladığımızda azalıyor, kesin olan budur.
SON RAKAMLARI AÇIKLADI
Şimdi son 24 saatin sonuçlarını arz etmek istiyorum. Bugün 37 bin 535 yeni testin sonucunu aldık. 3083 yeni hasta keşfedildi. Toplam vaka sayımız 98 bin 674'e ulaştı. Son 24 saat içinde 117 hastamızı kaybettik. Allah'tan rahmet diliyoruz. Yoğun bakımdaki hasta sayımız bugün 1814, 985'nin solunumu yapay yollarla sağlanıyor. Hastalığı yenen 1559 vatandaşımızla birlikte iyileşen hasta sayımız 16 bin 470'e ulaştı.
Salgın başlar başlamaz tedavileri daha sonra yapılması mümkün olan hastalarımızın tedavilerini o dönem ertelemiştik. Bu sayede hastanelerimizde ciddi rahatlık sağlayarak pandemiye hazırlık yapmıştık. Biz bu dönemde yatak doluluk oranlarımızı yüzde 70'lerden yüzde 30'lara çektik.
YOĞUN BAKIM DOLULUK ORANIMIZ YÜZDE 60
Yüzde 80'lere yakın seyreden yoğun bakım yatak doluluk oranlarımızı da şu an yüzde 60'lara indirmiş durumdayız. Pandemiye rağmen gerek servis, gerek yoğun bakım odalarımız pandemiden önceden bile dolu değildir.
Avrupa ülkelerinin, Amerika'nın karşılaştığı dramatik sahneleri yaşamamışsak sebebi açıktır. Türkiye'de hiçbir sonuç arka planı bilen için sürpriz değildir. Dünyanın pekçok ülkelerinde hastaların stadyumlarda, avm'lerde tedavi edilmeye çalışıldığını gördük.
YATAK SAYIMIZIN YÜZDE 30'U DOLU
Bu dönemde yatak sayımız OECED ortalamasının neredeyse yarısına yakın olmasına rağmen halen yüzde 30 dolulukla hizmeti sürdürüyoruz. Avrupa'daki yoğun bakım yatak doluluğu ile Türkiye'yi karşılaştırmak ilginç bir sonuç ortaya koymaktadır. Ülkemiz çok iyi durumda; yani Türkiye'de her üç yataktan, servis yatağından bahsediyorum, sadece bir tanesi dolu, iki tanesi boştur. Biz huzurevlerinde olan hastalarımızı pozitif olan dışında temaslı olan vatandaşımızı da hastane ortamına alarak tedavi ediyoruz.
Türkiye'de vakaların pinomaniye dönüşüm oranı her geçen gün azaldı. Yüzde 60'dan yüzde 12'ye kadar vakaların zatüreeye dönüşüm olanı düştü.Burada kritik durum zatüre oranı ne kadar düşürülürse ölüm oranı o derece azalmaktadır. Yoğun bakımda entübe edilen hasta sayısı o oranda azalmaktadır.
Türkiye'nin yüzde 2.3 ile en düşük ölüm oranına sahip olan ülkelerden biri olduğunu görüyoruz. Bu bizim hastalığı belirtiler ilerllemeden kontrol altına aldığımızı kanıtlamaktadır. Bizim Çin'e benzer bir seyir izlediğimiz görülmektedir. Ölüm oranlarının stabilleştiğini bir tabloyu çok net görüyoruz. İlk 1-2 hafta içinde bizde de yükselişi görüyorsunuz, tedaviyi devreye soktuğumuzda ölüm oranlarının nasıl azaldığını gösteren bir tablo var önümüzde.
Almanya baştan düşük seyrederken giderek son dönemlerde dünya ortalamasına paralel nasıl seyrettiğini görmüş oluyorsunuz. İtalya'da ise dünya ortalamasını yükselten dramatik bir artışa sahip. Sağlık altyapısı çöktüğü ve yaşlı nüfusu yüksek olduğu için dünya ortalamasını yükselttiğini görüyoruz. İspanya da dünya ortalamasını yükselten ölüm oranına sahip.
ABD dünya ortalamasının aniden üstüne çıkıp, sonra ortalamanın altına düştü ve tekrar yeniden bir yükseliş içinde olduğunu görmüş oluyoruz.
Burada özellikle ölüm oranlarını ve Türkiye'deki ölüm oranlarının haftalar içinde nasıl bir seyir içinde olduğunu görmüş olduk. Gündeme çok getirilen yoğun bakımlardaki vefat oranlarımızdan bahsetmek istiyorum.
KURALLARA UYARSAK NORMALLEŞME GECİKMEZ
Sayın Cumhurbaşkanımızın da dediği gibi kademeli bir şekilde normalleşmemiz kurallara uyarak hareket etmemiz sayesinde olacaktır. Hareketlilik haritalarımıza dayanarak hazırladığımız simülasyona göre strateji belirliyoruz. Kurallara uymamız ve bilinçli hareket etmemiz ölçüsünde normalleşme takvimi gecikmeyecektir. Bayram ve sonrasında kademeli olarak normalleşme sürecine geçebilmemiz ilan edilen tedbirleri sıkı uygulamamıza bağlıdır.
İKİNCİ DALGA BEKLENİYOR MU?
Cuma günü Ramazan başlıyor. Ramazan kendine has canlılığı ve sosyal yaşantıları beraberinde getirir. Bir karara uyma veya onu bozma sınavı olmasıdır. Şu günlerde tam olarak ihtiyaç duyduğumuz şey budur. Oruç tutanlar açısından Ramazan günlerinin önerdiğimiz tedbirlere çok daha sıkı bir şekilde önerilerimize uyacağını umuyorum. Kalabalık iftarları, sosyal iftarları, Ramazan sohbetlerini lütfen gelecek yıla erteleyelim. Bu rahmet ayı hastalıklarla sonuçlanmasın. Hepinize sağlık dolu günler ve hayırlı bir Ramazan diliyorum.
NYT'NİN SKANDAL HABERİ!
Özel sağlık kuruluşlarında izne çıkarıldığı konusunu bilmiyorum. Sözkonusu bahsettiğiniz haber Türkiye karşıtlığı üzerine özellikle kurgulanmış bir haber. Biz bugüne kadar şeffaf bir şekilde bütün bilgilenmeleri Dünya Sağlık Örgütü'ne korona koduyla bu bilgilendirmeyi yapıyorduk. 2 hafta öncesinde niye değişiklik oldu? PCR testini yapamayan ülkeler için bu bildirimi nasıl yapacağı gündeme geldi. PCR testinin yapılamayan yerler için ikinci bir kod tanımlaması yapıldı. İki hafta öncesi bu değişiklik sonrası aynı şekilde vermeye devam etti. PCR testini yapamayan ülkeler için o kodu açmış oldu. İstanbul özelinde ise bildiğiniz gibi hıfzıssıha kurulu ve iller idaresi bir karar almıştı. Bundan böyle il dışında vefat edenlerin bulaşıcı hastalık olan ölüm raporu olanların il dışına defnedilmemesi kararını aldı. Daha önce vefat edenler kendi memleketlerinde bu defni yapar iken bu tarihlerden sonra buna izin verilmedi. Dolayısıyla İstanbul'da vefat eden herkes İstanbul'da defnedildi. Yer yer bazı mezarlıklarda kalabalıklar olmuş olabilir. Burada bakılması gereken Türkiye'de toplam ölüm oranlarının ne olduğu
2009 yılında toplam Türkiye'de ölüm sayısı 152 bin 289. Son 5 yıl içinde yıllık ölümde artış oranı ise 2,89. 2019'da 152 bin 289 olan sayıyı baz aldığımızda 2020'de bu ortalama artış oranıyla baktığımızda 156 bin 684 beklenen ölüm. 1 Ocak - 20 Nisan arasını söylüyorum. 1 Ocak - 20 Nisan hem 2019 hem 2020 için söylüyorum. Beklenen 156 bin 684. Gerçekleşen ölüm 153 bin 766. Nerede artış?
ERKEN MEZUNİYET!
Bildiğiniz gibi daha önce açıklamıştık 37 bin kişiye yakın alım sözkonusu oldu. Bu sonuçlandı. Önümüzdeki günlerde de sağlık kuruluşlarımızda başlamış olacaklar. Şu an herhangi bir sorunumuzun olmadığını, sadece Başakşehir Şehir Hastanemize 20 Mayıs'ta tamamen açıldığında 3 bin 750 kişi başlamış olacak, hekimler hariç. Hekimler ise 480 kişi olacak. Tıp fakültesinde son sınıfta olanların erken mezuniyeti ilk dönemde gündeme gelmişti. Şu an için buna ihtiyaç duymuyoruz.