Koşa koşa PKK kampına giden ABD'li komutana hükümetten sert tepki geldi...
TSK'nın Sincar ve Karaçok bölgelerindeki PKK kamplarını vurmasının ardından bölgedeki ABD'li komutan buraları ziyaret etmiş ve bilgi almıştı... AB Bakanı Ömer Çelik katıldığı bir televizyon programında bu ziyarete sert tepki gösterdi... Çelik, "NATO ordusuna bağlı bir komutan terör örgütü kampını ziyaret ediyor. Endişe edilmesi gereken durum budur" dedi...
TSK'nın Sincar ve Karaçok bölgelerindeki PKK kamplarını vurmasının ardından bölgedeki ABD'li komutan buraları ziyaret etmiş ve bilgi almıştı...
AB Bakanı Ömer Çelik katıldığı bir televizyon programında bu ziyarete sert tepki gösterdi... Çelik, "NATO ordusuna bağlı bir komutan terör örgütü kampını ziyaret ediyor. Endişe edilmesi gereken durum budur" dedi...
A Haber yayınına katılan AB Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik’in açıklamaları özetle şöyle:
"Yeterli koordinasyon bizim taflanımızdan veriliyor. Burada tam bir işbirliği en azından Türk tarafından üretildiğini söyleyebiliriz. Ama bugünkü Türkiye’deki gazetelerde görünen bir fotoğraf var. ABD’li bir komutan YPG’lilerle birlikte TSK’nın vurduğu kampı ziyaret ediyor. Bir NATO ordusuna bağlı komutan bir terör örgütü kampını ziyaret ediyor. Bu operasyon Türkiye’nin güvenliği için yapılmıştır. PYD ve YPG’nin Türkiye’nin milli güvenliği için nasıl bir tehdit olduğunu herkes biliyor. Beraber nöbet tutmalar ve fotoğraf vermeleri sakıncalı sonuçlar doğurur. Türkiye bir NATO ülkesi olarak bir terör örgütünün kampını vurmuştur. Bir diğer NATO ülkesi de gidip o kampı ziyaret etmiştir. Asıl endişe edilmesi gereken durum budur.
"AB İLE İLİŞKİLER ESKİSİ GİBİ YÜRÜMEZ"
İlişkiler eskisi gibi yürümez. Çok enteresan bir tablo. Türkiye Avrupa Konseyi’nin kurucu üyesi. Bu tarihi bir hata zinciri. 15 Temmuz’da bir darbe girişimi ile karşı karşıya kalmış bir Türkiye var. Politik kurumlar gibi değil de sadece eleştiren bir thinkthank kuruluşu gibi hareket ediyorlar. Türkiye’nin Avrupa’da dostları da var. Türkiye’nin zor günlerden geçtiğine ilişkin konuşmalarda yapıldı. Bu kararla, bir sürü terör örgütü ile mücadele eden ve 3.2 milyon mülteciyi barındıran Türkiye ile yeterince dayanışma gösteremediğini itiraf etmişlerdir. AKPM’nin kararında demokratik temeller dayanış üretmesi gerekirken Türkiye ile zor bir dönemde işbirliği yapmak gerekirken bu sorumluluğu yerine getiremeyen bir karar olarak okuyoruz bu kararı.
"YAKIN ZAMANDA GÖRÜŞMELER OLACAK"
Avrupa’da aşırı sağ partiler giderek siyaseti kuşatıyorlar. Avrupa Birliği tarihini incelediğimizde genişleme perspektifinin daralmasıyla aşırı uçların ortaya çıktığını görüyoruz. Yapılması gereken şey: Objektif ve hakkaniyetli bir yaklaşım sergilenmesi. Yakın zamanda Strasburg ve Brüksel’de görüşmelerim olacak. Artık bu tutumla bu ilişkileri sürdürmemiz mümkün değil. Sürekli olarak birbirimiz hakkında konuşuyoruz birbirimizle değil. Toplu siyaset olarak bakıldığında anlamlı bir eylem planı çıkmıyor. Türkiye terörle mücadele ile Avrupa’nın güvenliğini de sağlıyor. Avrupa açısından zor bir takvim var. Seçimler var. Pek çok yerde ekonomik kriz var. Türkiye ile AB ilişkilerinin daha da sıkılaştırılması lazım. Ama rasyonel olmayan bir biçimde kendi kendilerini felç eden bir durum ortaya çıkarıyor.
"İLİŞKİLERİ DAHA KÖTÜLEŞTİRECEK BİR ADIM ATMAZLAR"
Bir takım söylemler olabilir ama ilişkileri daha da kötüleştirici bir adım atabileceklerini sanmıyorum. AB ve Türkiye ilişkileri hakkında olumsuz konuşan birçok bakan ile görüştüğümde Türkiye ile ikili ilişkilerin geliştirilmesi gerektiğini söylüyorlar. Mesela Türkiye-AB ilişkileri hakkında olumsuz söylemlerde bulunan bir bakan kendi ülkesi ve Türkiye ilişkilerinin daha da geliştirilmesi gerektiğine dair saatlerce konuşabiliyoruz."