Kudüs'teki Hasan Onbaşı kimdir?

MHP lideri Devlet Bahçeli Kudüs’te yaşananlarla ilgili bir açıklama yaptı. Bahçeli, “Bir buçuk milyar aşkın Müslüman var, 57 İslam ülkesi var Trump'a ve İsrail'e karşı intifadada bulunmalarında büyük anlama var, dinler arası savaşı önlemek için bu elzemdir. İntifada burada haklılık vardır, Türk milleti olarak da İsrail'deki intifadanın yanında olmamız gerekir, MHP İntifadanın yanındadır. Her MHP'li bir ‘Hasan Onbaşı’dır” dedi. Peki, Hasan Onbaşı kimdir, ne yapmıştır? Detaylar haberimizde…

ABD Başkanı Donald Trump'ın Kudüs kararından sonra Tüm arap dünyası ve Müslümanlar tarafından tepkiyle karşılandı. Türkiye'de de "Kudüs kırmızı çizgimizdir" sloganlarıyla bu karara tepki gösterildi. Kudüs’teki Hasan Onbaşı kimdir? MHP lideri Devlet Bahçeli önemli açıklamalarda bulunmalı. Açıklamalarında ismini geçirdiği Hasan Onbaşı vatandaşlarımız tarafından merak ediliyor… Bahçeli, “"Bir buçuk milyar aşkın Müslüman var, 57 İslam ülkesi var Trump'a ve İsrail'e karşı intifadada bulunmalarında büyük anlama var, dinler arası savaşı önlemek için bu elzemdir. İntifada burada haklılık vardır, Türk milleti olarak da İsrail'deki intifadanın yanında olmamız gerekir, MHP İntifadanın yanındadır” dedi. Peki, Hasan Onbaşı kimdir? Devlet Bahçeli kimi kasetti? Detaylar haberimizde…

hasan_onbasA_kAmdir

HASAN ONBAŞI KİMDİR?

İLHAN BARDAKÇI’NIN 45 YIL ÖNCEKİ TESPİTİ

Meselenin bir de özelde bizim tarihimizi ilgilendiren tarafı var. 9 Aralık 1917’de büyük devletin çöküşüyle veda etmek zorunda kaldığımız Kudüs, tam da bu olayın yıl dönümde kanatılıyor. Bunun kasıtlı bir denk düşürme olduğunu görmek çok mu zor? Kudüs bizim için nedir? Ve biz Kudüs için kimiz? Merhum gazeteci İlhan Bardakçı, 45 yıl önce bir şahitlikle bunu şöyle aktarmıştı: Yıllar önceydi, sene 1972. O zamanlar genç bir gazeteciydim. Türkiye’den bazı siyasiler ve iş adamları İsrail’e resmi ziyarette bulunuyorlardı. Biz de gelişmeleri izlemek için oradaydık. Ziyaretin dördüncü günü bize tarihi ve turistik yerleri gezdirmeye başladılar, kafile olarak Mescid-i Aksa’ya vardık. Heyecanlanmıştım asırlık merdivenlerden yukarı çıkarken.Avlunun kenarında biri dikkatimi çekti. 90 yaşlarında bir adam… Üzerinde kendinden daha yaşlı bir asker üniforması; her yanı yama içinde... ‘Acaba bu adam bu sıcakta neden dikilip duruyor’ dedim içimden. Rehbere sordum; ‘Ben kendimi bildim bileli her gün buraya gelir. Akşama kadar bekler, delinin teki herhalde.’ dedi. ‘Selamünaleyküm baba.’ dedim. Başını biraz bana doğru çevirdi, titrek bir sesle “Aleyküm selam oğul.” dedi. ‘Hayırdır baba sen kimsin, burada ne yapıyorsun?’ dedim. “Ben...” dedi titreyen bir sesle. “Osmanlı Ordusu, Yirminci Kolordu, Otuz Altıncı Tabur, Sekizinci Bölük, On Birinci Ağır Makineli Tüfek Takımı Komutanı Onbaşı Hasan’ım.” Sesinde titreme kalmamıştı. Genç bir askerin tekmil vermesi gibi tekrarladı: “Ben Iğdırlı Onbaşı Hasan’ım. Bizim bölük Cihan Harbi’nde Kanal Cephesi’nden İngiliz’e saldırdı. Cânım ordu Kanal’da yenildi. Artık geri çekilmek elzem idi. Ecdat yadigârı topraklar elden gidiyordu. İngiliz, Kudüs’e dayandı, şehri işgal etti. Biz de Kudüs’te artçı bölük olarak bırakıldık.” dedi. Osmanlılar, İngiliz girinceye kadar geçen zaman içinde mübarek belde yağmalanmasın diye oraya bir artçı bölük bırakır. Eskiden bir kenti ele geçiren devlet, asayiş görevi yapan yenik ordu askerlerine esir muamelesi yapmazmış. Zaten İngilizler de Kudüs’ü işgal ettikleri zaman halk çok tepki göstermesin diye küçük bir Osmanlı birliğinin şehirde kalmasını istemişler. Sonra anlatmayı sürdürdü: “Bizim artçı bölük elli üç neferdi. Mütarekeden (Mondros Ateşkesi) sonra ordunun terhis edildiği haberi geldi. Başımızda kolağamız (yüzbaşı) vardı. ‘Aslanlarım, devletimiz müşkül vaziyettedir. Şanlı ordumuzu terhis ediyorlar, beni İstanbul’a çağırıyorlar. Gitmem gerek, gitmezsem mütareke emrini çiğnemiş, emre itaatsizlik etmiş olurum. İçinizden isteyen memleketine avdet edebilir, ama beni dinlerseniz sizden tek isteğim var: Kudüs bize Sultan Selim Han Hazretleri’nin yadigârıdır. Siz burada nöbeti sürdürün. Sonra halk ‘Osmanlı da gitti, bundan sonra bizim halimiz nice olur!’ demesin. Fahri Kâinat Efendimiz’in ilk kıblesini Osmanlı da terk ederse gâvura bayramdır. Siz, İslam’ın şerefini, Osmanlı’nın şanını ayaklar altına aldırmayın’ dedi.

Bölüğümüz Kudüs’te kaldı. Sonra upuzun yıllar bir anda bitiverdi. Bölükteki kardeşler teker teker Cenab-ı Hakk’ın rahmetine kavuştu. Düşman değil de yıllar biçti geçti bizi. Bir ben kaldım buralarda. Bir ben, koca Kudüs’te bir Onbaşı Hasan.” dedi.

Alnından akan ter, gözyaşına karışıyor, kırış kırış olmuş yüzünde kendi yol bulup akıyordu. Konuşmaya devam etti: “Sana bir emanet var oğul, nice yıldır saklarım. Emaneti yerine teslim eden mi” dedi. ‘Elbette’ dedim. “Anadolu’ya vardığında yolun Tokat sancağına düşerse Mescid-i Aksa’ya beni nöbetçi bırakıp burayı bana emanet eden kolağam Mustafa Kumandanımın yanına git. Ellerinden benim için öp ve de ki: ‘Kudüs’ü bekleyen 11. Makineli Takım Komutanı Iğdırlı Onbaşı Hasan bıraktığın yerde nöbetinin başındadır. Nöbetini terk etmedi, tekmili tamamdır hayır dualarınızı beklemektedir kumandanım’ de.” ‘Tamam’, dedim. Bir yandan gözyaşlarımı gizlemeye, öte yandan dediklerini not almaya çalışıyordum. Türkiye’ye gelince verdiğim sözü yerine getirmek için Tokat’a gittim. Askerî kayıtlardan Kolağası Mustafa Efendi’nin izini buldum. Vefat edeli yıllar olmuştu. Sözümü yerine getirememiştim. Ardından seneler birbirini kovaladı. 1982’de bir gün ajansa geldiğimde bir telgrafım olduğunu söylediler. Rehberden gelen bir tek cümle yazılıydı: “Mescid-i Aksa’yı bekleyen son Osmanlı askeri bugün öldü.”

Kudüs'teki Hasan Onbaşı kimdir? ile ilgili etiketler Kudüs hasan onbaşı kimdir