Kuşadası depremi büyük İzmir depremini tetikler mi? Şener Üşümezsoy riskli bölgeleri uyardı!
Jeolog Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, Kuşadası ve İzmir'de peş peşe yaşanan depremler sonrası fay hatlarının stres birikimini SuperHaber YouTube kanalında değerlendirdi. Büyük İzmir depremine dikkat çeken Üşümezsoy, kritik ilçeleri sıraladı...
11 Ağustos Perşembe günü Kuşadası Körfez merkezli 3.9 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Depremin derinliği 6.96 km olarak kaydedilirken, kentte kısa süreli korku ve panik yaşandı.
Kuşadası'nın ardından 14 Ağustos Pazar günü sabah saatlerinde merkez üssü İzmir'in Menderes ilçesi olan 5 büyüklüğünde bir deprem daha yaşandı. Derinliği 7.00 km olarak ölçülen depremde herhangi bir olumsuz ihbar alınmadı. İzmir başta olmak üzere çevre illerden depremin şiddeti hissedildi.
3 KERE ARTÇI DEPREMLER OLDU
İzmir'de kısa aralıklarla peş peşe 2 deprem daha meydana geldi. 3,8 büyüklüğündeki depremin ardından 5 şiddetinde bir deprem meydana gelirken, son olarak da saat 06:30 sularında 2,7 büyüklüğünde bir artçı sarsıntı meydana geldi.
Arka arkaya yaşanan artçı depremler sonrası akıllara 'Kuşadası depremi beklenen büyük İzmir depremini tetikler mi?' sorusu gelirken, depremin 1688’de Samos Adası'nda kırılan fay ile ilişkisi de yürekleri ağızlara getirdi.
Jeolog Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, yaşanan depremin stres potansiyelini ve İzmir’in depremselliğini SuperHaber editörü Zeynep Gizem Er’e değerlendirdi.
İzmir'deki fay hattının stresini değerlendiren Prof. Üşümezsoy, riskli bölgeleri uyarırken, ''İzmir fay sistemi, Narlıdere fayının kuzeye doğru eğimli bir düzlem olarak uzanmakta. Bu fay düzlemi üzerinde Karşıyaka ve Çiğli altına doğru dalmakta. Bu bölgede esas taşlaşmamış alüminyum dolgulardan, deltadan bir zemin oluşmuş. Bu anlamda İzmir’de riskli bölgeyi oluşturmaktadır.'' sözlerini kullandı.
1688’de kırılan Sisam Adası'nda yaşanan depremden kalan tetikleme ve artçı hareketlere vurgu yapan Üşümezsoy, Samos fayına dikkat çekerken ''Kuşadası Körfezi bölgesi bu depremler nedeniyle genişliyor ve derinleşiyor. Bundan sonra kırılacak fay Samos fayıdır. Deprem Sisam’da oluşan 6.9’luk depremin bölgedeki gecikmiş artçılarıdır. Hissedilen şiddet, merkezde yer alan Gümüldür ve çevresine doğru yayılıyor.'' dedi.
Prof. Dr. Şener Üşümezsoy’un açıklamaları şu şekilde;
‘’OLUŞAN DEPREM SİSAM’DA OLUŞAN 6.9’LUK DEPREMİN BÖLGEDEKİ GECİKMİŞ ARTÇISIDIR’’
Geçen yıl Datça’da oluşan deprem fayının dışında risk taşıyan faylar olan Gümüldür fayı, İzmir Körfezi-Narlıdere fayı ve İkara fayının riskli olduğunu söylemişim. Bu anlamda İkara’da olan deprem, Sisam depreminin batı devamındaki fayın devamıydı. Gümüldür’de olan deprem ise Sisam depreminde kırılan ana fay düzleminin üstündeki blokta yer alan Gümüldür fayındaki depremi işaret ediyordu. Çünkü mekanizma olarak Sisam depreminde ada yükselirken fay düzlemi Kuşadası Körfezi’nde kuzeye doğru derin katmanlara eğimli açıyla dalıyordu. Bu eğimdeki kırılma sonucu bu düzlemde yer alan Gümüldür ve Sığacık fayları tavan bloğundaki faylardır. Sisam’daki fay kuzeye doğru bakarken, bu faylar güneye doğru bakan normal faylardır. Bu anlamda Sisam depreminin geçmiş bir apsesi olarak oluşan bir depremdir. Birbirine ana düzlem olarak Sisam fayı, kuzeye doğru eğimli bir fay düzleminin üstündeki Kuşadası Körfezi’nin açılmasını sağlayan bir yırtılmadır. Bunun kuzey kenarında ise Sığacık Körfezi ve Gümüldür Körfezi’ni açan, güneye bakan faylar sistem olarak Sisam fayının etkisindeki sistemlerdir. Sisam’da oluşan 6.9’luk depremin bölgede gecikmiş artçılarıdır. Hissedilen şiddet, merkezde yer alan Gümüldür ve çevresine doğru yayılıyor. Bu anlamda Gümüldür’den denize doğru Menderes’in güneyinde eğimli bir fay düzleminin Kuşadası Körfezi katmanlarının dibinde oluşmuş, normal doğu batı yönelimli bir faydır.
‘’KUŞADASI KÖRFEZİ BÖLGESİ BU DEPREMLER NEDENİYLE GENİŞLİYOR VE DERİNLEŞİYOR’’
Kuşadası Körfezi bölgesi bu depremler nedeniyle genişliyor ve derinleşiyor. Bu ana depremi Sisam depremindeki yırtılma oluşturmuştur. Bu depremler ise onun üstündeki bloklar içinde olan yırtılmalardır. Bu anlamda ana bir deprem kaynağı Sisam’daki gibi ana bir fay deprem kaynağı değildir. Ana bir deprem hattı da değildir. Tavan bloğundaki bir fay hattıdır. Bunun taban bloğu ise Sisam fayı ve onun Kuşadası Körfezi’nin derin katmanlarına doğru giden fay düzlemi altındadır. Üstünde ise İzmir bloğu ile Gümüldür ve Sığacık ile Seferihisar bloğu içinde güneye doğru faylar söz konusudur. Bu sistem kuzey gidişli yanalıtımlı bir fay sistemiyle ilişkili değildir. Tuzla fayı sistemiyle bağlantısı yoktur. Ancak Gümüldür fayı Sisam fayının yarattığı etkiyle burada oluşmuş bir deprem sistemidir. İzmir Körfezi, Narlıdere fayı ve güneyindeki Gümüldür fayı tavan bloğundaki faylardır. Gümüldür fayı tavan bloğundaki ikincil bir fayı yani Sisam fayının üzerindeki tavan bloku içindeki Sisam fayıyla birleşen bir blok olup, Sisam fayındaki depremden kaynaklanıp tetiklemeyle oluşmuş ikincil bir depremdir. İzmir Körfezi’ndeki Narlıdere yükseltisini oluşturan fay hattı Sisam fayı gibi ana bir fay olarak kuzeye doğru dalan bir fay sistemidir. Bu boyutuyla bölge için riskli fay sistemi budur. 1688’de kırılan bu fayın üzerinde Sisam depreminden kalan bir tetikleme ve artçı hareketler söz konusu değildir.
‘’BUNDAN SONRA KIRILACAK FAY SAMOS FAYIDIR’’
Samos depreminde kırılan fayın stresi boşalmıştır. Kuşadası Körfezi’nin kuzeyinde Gümüldür fayı vardır. İzmir körfezinin güneyindeki Narlıdere fayıdır. Samos fayıyla Gümüldür arasındaki derindeki ilişkide, Samos kuzeye doğru eğimli bir düzlemde hareket ediyor. Üstündeki Gümüldür bloğu kuzeye doğru bu fay üzerinde kayıyor. Gümüldür fayı güneye bakan bir kırılma ile Samos fayının üstündeki blokta yer alır. Bu anlamda buradaki depremselik Samos kırılma sisteminin içinde yer alır. Bu tip faylara antitetik faylar denir. Ana faylar ile buna bağlı ikinci fayın açıları ters yöndedir. Gümüldür’de olan deprem sığ bir depremdir. Yalnız tavan bloğu içinde yer alan bir depremdir. Samos fayında kırılan ve açığa çıkan enerji Gümüldür fayına stres transfer ediyor, Gümüldür fayında bu depremler söz konusu oluyor. Samos’un artçısı olduğunu düşünebiliriz. Bunun kuzeyinde İzmir Körfezi’nde Narlıdere fayı ise kuzeye bakan Samos gibi birincil bir faydır. Bu fay üzerinde 1688’deki kırılmadan dolayı bundan sonraki kırılacak fay olarak bu gözüküyor. Bu artçı depremler Samos depreminden bu fay üzerinde bir tetikleme görmüyoruz. Diğer yandan beklenen büyük İzmir depreminde riskli beklenen Tuzla fayı ve kuzey doğru güney batı yanalıtımlı faylar ana sistemi oluşturmuyor. Açılma faylarını kesen transfer faylar olarak İzmir için büyük risk teşkil etmiyor. Kuşadası ve İzmir Körfezi’ndeki fayların yüzey izleri ve yer altındaki projeksiyonları Samos fayıdır. Kuzeye doğru uzanan bu fay düzlemi kırıldı.
İZMİR’DE RİSKLİ BÖLGELER: ‘KARŞIYAKA VE ÇİĞLİ’
Gümüldür fayı Samos fay sisteminin bir parçası olarak antitetik olarak güneye bakıyor. Bu düzlemdeki stres Samos fayının stresinin kırılmasıyla ilişkilidir. İzmir fay sistemi, Narlıdere fayının kuzeye doğru eğimli bir düzlem olarak uzanmakta. Bu fay düzlemi üzerinde Karşıyaka ve Çiğli altına doğru dalmakta. Bu bölgede esas taşlaşmamış alüminyum dolgulardan deltadan bir zemin oluşmuş. Bu anlamda İzmir’de riskli bölgeyi oluşturmaktadır. İzmir fayı bu sistemin içine dahil değildir. İzmir onlardan farklı kuzeye bakan ayrı bir sistemdir. Samos içinde ve karşısında Gümüldür kendine bağımlı bir sistem. Ancak İzmir onlardan farklı kuzeye bakan ayrı bir fay sistemi. Oluşan depremin İzmir ile birebir ilişkisi yoktur.
Prof. Dr. Şener Üşümezsoy’un açıklamalarının tamamını SuperHaber YouTube kanalından izleyebilirsiniz…
YOUTUBE KANALIMIZA ABONE OLMAYI UNUTMAYIN