Levent Oran yoğun bakıma alındı!
90'lı yıllarda yaptığı çıkışlarla adını duyuran televizyon fenomeni Levent Oran’ın, yoğun bakımda olduğu öğrenildi.
Sanatçı Onur Akay Instagram adresinden yakın arkadaşı Levent Oran’ın sağlık durumuyla ilgili bilgi verdi. Ünlü sanatçı, Oran’ın kalp ameliyatı olduğunu ve 5 gündür yoğun bakımda olduğunu duyurdu. Ayrıca Oran için takipçilerinden dua isteyen Akay, “18 Eylül’de fenalaşarak, hastaneye kaldırılan sevgili arkadaşımız Levent Oran'a, hemen anjiyo yapıldı ve acil olarak kalp ameliyatına alındı. 5 gündür yoğun bakımdan çıkamayan arkadaşımız için dualarınızı bekliyorum.” ifadelerini kullanarak, Oran’ın hastanede çekilmiş fotoğrafını da paylaştı.
LEVENT ORAN KİMDİR?
1960 yılında İstanbul’da doğan Oran, otoriter bir anne ve deniz subayı bir babanın oğlu olarak büyüdü. Dört kardeşlerdi ama üzerinde baskı yaratan bu otorite, onun ailesine karşı en muhalif çocuk olmasına neden oldu. Gençlik yıllarında tiyatroya ilgi duydu ve bu alanda ilerlemeye çalıştı. Belki de içindeki şöhret olma hevesi de böyle başlamıştı. Oran, geçimini bir süre bankacılıktan kazandı; zaten tiyatroda da istediği başarıyı yakalayamamıştı. Bu yüzden rotasını tamamen televizyon ekranlarına çevirdi.
Oran, ömründe görmediği ünlülerin cenazelerine katılıp ekranda gözüküyor; akşam da tv’de kendisini izleyip mutlu oluyordu.
O da bunu sonuna kadar kullandı. Yolu bir şekilde, bazı programlara para karşılığı seyirci toplayan kişilerle kesişti ve katıldığı programlarda yaptığı ses getirecek yorumlarla da kendisini ön plana çıkarmayı başardı.
…ve onlarla çok mutlu bir 58 yıl yaşadıktan sonra, beni elçi olarak 1970 yılında tekrar dünyaya gönderdiler. Vücudumda 8 adet çip var ve dünyayı dengeliyor. Savaşları önlüyorum. Ben seçilmiş biriyim. Kaderim Türk halkının kaderini değiştirmeye programlandı.”
Katıldığı programlarda dikkat çekmek için ortaya attığı fikirlerden bazıları bunlardı. Ama şöhret onu hiçbir şekilde el üstünde tutturmuyordu. Ve bu açıklamalar ona karşı büyük bir nefretin oluşmasına neden oldu.
Levent Oran, özellikle, Savaş Ay’ın programında söylediği “Kaşınan kadını döveceksin.” cümlesiyle, tüm ülkede konuşulur hale geldi. Tüm Türkiye, “Bu adam ne diyor” şeklinde hayrete kapılmıştı. Oran bu gelişmeyle de birlikte kendisini çeşitli tartışma programlarında; belediye başkanları, vekiller, ünlü doktorlarla aynı platformda buldu. Ona hayalindeki bu yeri veren ise elbette tv programcılarıydı.
Sokakta insanlar artık tanıyordu ama Oran, hiçbir şekilde para kazanmıyordu. Bakmak zorunda olduğu bir ailesi olduğu için, bu durum onun için can sıkıcı olmaya başlamıştı. Sonra küçük bir yalanla bir kez daha ses getirdi: “5000 eser biliyorum.” Böylece bazı gazinolarda, pavyonlarda sahne almaya başladı. Bu kez para da kazanıyordu. Ama televizyonu kullanmaya devam etti. Sahneye çıktığı zamanlarda kavga çıkarıp televizyoncuları çağırıyor; böylece işini de garantiye alıyordu.
Böyle söylüyor Oran, o yılları anlatırken. Sahip olduğunu sandığı şöhreti, onu giderek daha da kötü yerlere götürdü. Önce küçük pavyonlara düştü, sonra kimliği belirlenemeyen kişilerce, sahnedeyken bacağından vuruldu. Üstelik neredeyse ölüyordu. Zaten bu olay da onun için bir kırılma noktası oldu.
Yaptıkları yüzünden ailesi onunla görüşmüyordu ama vurulma olayından sonra aralarındaki buzlar eridi. Ne yazık ki eşinden ayrıldı; sadece iki kızıyla görüşebiliyordu. Oran, “Herkesin hayatında bir hata olur, bu da benimki.” diyor ve pişmanlıkla anlatıyor o günleri, 2008 yılına ait bir röportajında.