"Lezbiyen değilim... Sapyoseksüel bir kızım"

Pop müziğin yeni isimlerinden Sedef Şensoy Hürriyet'e konuştu. 

Şensoy, keşfedilme hikâyesini, müziğini, gelecek planlarını ve aşka bakışını Hakan Gence'ye anlattı.

Hakkınızda hiç bilgi yok. Siz kimsiniz?

- Ben de hakkımda pek bir şey bilmiyorum. Ancak bildiğim kadarını anlatabilirim.

*Buyurun o halde...

- 19 yaşımdayım. Antalya’da doğup büyüdüm. Annem turizmci. Babam işletmeci ve yıllardır Amsterdam’da yaşıyor. Ben üç aylıkken ayrılmışlar.

* Siz annenizle mi kaldınız?

- Annem yurtdışında çalışıyor, sık sık gidip geliyordu. Ben Rus bakıcılarla büyüdüm. Aile ortamında değildim. Annem daha sonra bir evlilik daha yaptı ve bir erkek kardeşim oldu.

* Öz babanızla görüştünüz mü?

- Sadece bir kere. İkinci babam, aslında öz babam dediğim kişi oldu.

* Zor muydu bu şekilde büyümek?

- Küçükken bir şey halletmem gerektiğinde hep, “Annem, babam nerede” diye isyan ederdim. Şu an, “İyi ki de böyle büyümüşüm” diyorum. Çünkü hayatta hiçbir şeye ihtiyaç duymayan bir çocuk oldum. Bu da beni her şeyini kendi başına halleden biri yaptı. Birçok işe erken giriştim. Mesela Antalya’da yaşıyordum ama Beykent Üniversitesi’nde yazılım mühendisliğini kazanarak tek başıma İstanbul’a geldim.

* İstanbul’da tek başınıza neler yaşadınız?

- Büyülü bir şehir; ya batarsın, ya zirveye çıkarsın. Beni korkuttuğu dönemler olsa da genel olarak İstanbul bana çok iyi davrandı.

*Hiç erkek baskısı yaşadınız mı?

- Hayır, çünkü erkek gibi büyüdüm. Bu yüzden de hiç zorlanmadım. Hep çok açık giyinirim. Bugün üzerimde giydiğim gibi bir şortla sokakta çok rahat dolaşırım, takmam. Bana bakana ben de bakarım!

*Erkek gibi büyüdüm derken...

- Mesela sokakta erkeklerle futbol oynardım. Ben olmadan maça başlamazlardı. Hiç kız arkadaşım olmadı. Kızlar beni hâlâ hiç sevmez.

* Neden?

- Çünkü kızlarla oturup, “Mert bana şunu yazdı” falan sohbeti yapmam. Bu yüzden bana hep, “Çok sıkıcısın” derler. Hep yaşımdan büyük insanlarla, önemli işlerin konuşulduğu ortamlarda oldum. Bu sebeple racon kesen taraflarım vardır. Küçükken mafya olmayı çok isterdim. Güç bana havalı geliyor.

*Neden yazılım okuyorsunuz? Teknolojiye mi meraklısınız?

- Okuldayken voleybol takımındaydım, “Milli takıma gireceğim” diyordum. Ardından bilgisayara merak sardım, 13 yaşımdayken bir teknoloji mağazasına gittik, oradan üç bilgisayar birden aldırdım. Onları yan yana koyup bütün gün üzerlerinde çalışırdım. Amacım okulun sistemini hack’leyip notlarımı yükseltmekti.

*Siz hacker mısınız?

- Evet, hacker’ım.

* Peki okulun sistemini hack’lediniz mi?

- Hayır, bunu arkadaşlarıma anlattım, duyuldu ve liseden atıldım. O zaman sağlık meslek lisesinde anestezi okuyordum. İkinci sınıfta açık liseye geçtim. Ameliyatlarda gizlice müzik dinlerdim

*Kimleri hack’lediniz?

- Sinir olduğum bir kız arkadaşımın sosyal medya hesabını hack’lemiştim. Ama artık güvenlik düzeyleri çok yüksek.

* O halde isteseniz kendi şarkınızı milyonlarca kez tıklatabilirsiniz...

- Kendimi kandırmış olurum. Ben iyi olduğumu biliyorum, insanlar ne düşünecek onu merak ediyorum. Zaten amacım ilk single’da patlamak değil. Asıl projem yakında çıkaracağım maksi single.

* Müzik hikâyenizin neresinde?

- Çok iyi bir dinleyiciydim. Mesela lisede kalp ameliyatlarına stajyer olarak girerdim. Herkesin pürdikkat olması gerektiği anlarda formanın altından kulaklığı çıkarıp müzik dinlerdim. Sonra akılcılığı bir kenara bırakıp sanata yönelmeye karar verdim. Bir sene önce piyano aldım. İki ayda kendi kendime çalmayı öğrendim. Şan eğitimleri aldım.

* Nasıl keşfedildiniz?

- Arkadaşımla canlı müzik olan bir mekâna gitmiştik. Tesadüfen sahneye çıktım, şarkı söyledim, biraz rap yaptım. Orada şu anki yapımcımla tanıştık.

* Aileniz ne tepki verdi?

- Annem de onlarla tanıştı. O aslında oyuncu olmamı istiyordu. Hatta bir dizi için deneme çekimine gitmiştim. Yönetmen, “Bu çatlak tam bu role göre” demişti. Ama ben müzik hayali kuruyordum.

*Dedikleri gibi çatlak mısınız?

- Kendi dünyam var. İnsanlar onun içine giremeyince ben çatlak oluyorum sanırım.

*Nasıl bir dünya o?

- Sedef’in dünyası. Yalnız olmayı severken bir yandan da çok sosyal olmayı seviyorum. Bir sırt çantam vardır. Aniden bir yerlere gidebilirim.

Bana hep, ‘Sedef ne kadar köylüsün’ derler

* Benim için elitlik değil, doğallık önplanda. Bana hep, “Sedef ne kadar köylüsün” derler. Çünkü İtalya’yada, en elit restorana da gitsem patates kızartmamı yerim. Herkes restorana şık giderken ben şortumu giyer, öyle giderim.

* Paraya değil ama başarıya açım. Türkiye’de Sezen Aksu’yu idolüm olarak görüyorum. Apolitiğim. Dünyadaki ve Türkiye’deki olayları takip ederim. Ama elimden bir şey gelmediği için sinirleniyorum.

*Hiç okumam. Ama gece yatarken YouTube’da dünya gündemiyle ilgili bir kanal açar, kulaklığı takar, öyle uyurum.

*Takma ismim, ‘bukalemun’dur. Ortama ayak uydururum. Deli değilim ama akla yatmaz hareketlerim vardır. Sabaha kadar otururuz bazen, herkes uyumak ister ama ben çantamı takar, birden Antalya’ya gidebilirim.

Benim konuşma tarzım böyle...

* Şarkıyı biraz aksanlı söyleme sebebiniz ne?

- Belki biraz yabancı müzik dinlememle ilgili olabilir. Ama annem Karadenizli, ben de yüzde 100 Karadenizliyim. Benim konuşma tarzım böyle.

* Nasıl anlatırsınız müziğinizi?

- Adımı Google’a yazınca tür olarak pop çıkıyor. Aslında etnik bir müzik üzerine Latin ve Afro-beat’leri ekliyorum. Şarkının sözü ve müziği de bana ait. Hayalim bundan sonra kendime ait bir stüdyo kurmak. İşin mutfağında olmak ilgimi çekiyor.

* Yaşınızdan ve tarzınızdan dolayı sizi Aleyna Tilki’ye benzetiyorlar...

- Klip konusunda benzettiler. Çünkü o da farklı bir şeyler yapıyor. Ülkemizde belirlenmiş bir yol var. Herkes kamera karşısında poz kesip klip çektiriyor. İçinde sanat yok. Ben senaryolaştırdım.

* ‘Kaç Kaç’ isimli şarkınızla ne anlatmak isityorsunuz?

- Şarkım biraz feminist. Yıllarca erkekler kadınlara yönelik şarkılar söyledi, rap yaptı. Kadınlar aşağılandı. Ben de erkeklere sallamak istedim.

***Yıllarca erkekler kadınlara yönelik şarkılar söyledi, rap yaptı. Kadınlar aşağılandı. Ben de erkeklere sallamak istedim.***

Biri iltifat ettiğinde, ‘Bana duymadığım bir şeyler söyle’ diyorum.

* Gençsiniz, teknolojiyle ilgilisiniz, güzel bir kadınsınız, yeni şarkınız çıktı... Ama Instagram’da çok az paylaşımınız var. Neden?

- Şarkım çıkalı bir ay oldu ve telefon kullanmayı bıraktım. Sosyal medyaya girmiyorum.

* Sebep?

- Öyle esti. Bana ulaşmak istediğinde menajerim eve geliyor. Biraz sorumsuzum ama bir şeyi yapmak istediğim zaman en iyisini yapmak isterim. Bir de ben şarkımın klibinde de çok görünmüyorum.

* Onun nedeni ne?

- E dışarıdan bakınca eli yüzü düzgün biriyim. “Ne güzel kız” diyorlar. Tanıştığım biri bana iltifat ettiğinde de, “Bana duymadığım bir şeyler söyle” diyorum. Bu yüzden dış görünüşüm şarkının önüne geçmesin istedim. Hatta başta klipte bile oynamayacaktım. Güzellik algısını yıkmak istiyorum. Mesela klibimde hiç güzel veya yakışıklı oyuncu yok. Kilolu bir çocuk karpuz yiyor, amacım dünyadaki her şeyin güzel görüneceğini anlatmak.

* Dış görünüş özel hayatınızda da önceliğiniz değil mi?

- Hayır. Sapyoseksüel (zekâdan etkilenen) bir kızım. Güzellik beni tatmin etmiyor. Karakteristik tipler beni etkiliyor.

* Aşkta da mı böyle?

- Aşk hayatım olmadı, olmuyor. Çünkü önceliğim değil.

* Hiç âşık olmadınız mı?

- Olmadım. Ben bir bilgisayar programına, aplikasyona ya da müziğe âşık olabilirim. Bunu söylerken... Lezbiyen falan değilim, yanlış anlaşılma olmasın, erkeklerden hoşlandığım oldu.