Lihtenştayn Prensi’nden Avrupa’ya Türkiye fırçası “Kıymetini anlamıyorsunuz”

Türkiye, dünyada etkisini giderek artırırken kanaat önderleri Avrupa ve ABD’nin Türkiye karşıtı politikasını mahkum etmeye başladı. Lihtenştayn Prensi Michael, kendi kurmuş olduğu, üst düzey politikacı ve yöneticilere istihbari fikir ve öneri sunduğu online kanalda, Avrupa’nın Türkiye konusunda başarısız bir strateji izlediği, Türkiye’nin gerek konumu, gerek sürdürdüğü politikaları konusunda haklı ve başarılı olduğunu belirten bir yazı yayınladı. İşte detaylar...

BÖLGEDE LİDER TÜRKİYE

Batı, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de kendine ait stratejik çıkarları olduğunu kesinlikle kabul etmiyor ve bunu yaparken çok önemli bir müttefiki de yabancılaştırma riskini alıyor.
Avrupa’nın güneydoğu komşuları -Doğu Akdeniz, Karadeniz bölgesi ve Kafkaslar- uzun süredir büyük jeopolitik aktörlerin etki için yarıştığı bir arena olmuştur. Türkiye de bu kritik bağlantının tam göbeğinde yer alıyor. Bu durum ise, Türkiye’yi büyük zorluklar ve sorumluluklarla karşı karşıya bırakıyor. 

Lihtenştayn Prensi’nden Avrupa’ya Türkiye fırçası “Kıymetini anlamıyorsunuz”

ABD, Avrupa Birliği, NATO ve Rusya’nın bölgede stratejik çıkarları var. Ayrıca İsrail, Mısır ve Yunanistan gibi diğer önemli aktörlerin de bölgede tehlikede olduğu pek çok nokta mevcut.

AZINLIK GRUPLAR VE KIŞKIRTILAN TERÖR!

Bölgedeki bu geniş jeopolitik gerilimler, Kürtler ve Filistinliler gibi meşru azınlık çıkarlarının, genellikle terörist faaliyetlerle kirlendiği çeşitli çatışma noktalarına paralel olarak ortaya çıkıyor. 

Türkiye’nin sadece çevresinde bile; Lübnan, Libya ve Suriye’de iç çatışmalar şiddetleniyor. Irak’ta düzenli olarak bombalı saldırılar oluyor. Kafkasya’da, Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki durum savaşın bitmesine rağmen değişkenliğini koruyor. Gürcistan ile Rusya arasında Güney Osetya ve Abhazya konusunda hâlâ donmuş bir çatışma var. Bu sorunların hepsi birbiriyle bağlantılı ve liste uzayıp gidiyor.

Elbette bölgeyi etkileyen asıl çatışma, Rusya’nın Ukrayna’ya karşı yürüttüğü açık savaş. Ukrayna halkının yaşadığı korkunç kayıplara ek olarak, işgal, çeşitli küresel siyasi ve ekonomik zorluklara da yol açtı.

AVRUPA, TÜRKİYE’NİN KIYMETİNİ ANLAMAK ZORUNDA!

Tüm bu yakıcı meseleler Avrupa’nın yakın çevresinde yaşanıyor ve bölgenin sinir merkezi olan Türkiye’nin konumunu ve çıkarlarını anlamayı zorunlu kılıyor.
Doğu Akdeniz’in tartışmasız en güçlü gücü olan Türkiye, Avrupa ile Asya’nın kavşağında yer almakta. Çanakkale Boğazı ve İstanbul Boğazı yoluyla Akdeniz’den Karadeniz’e erişimi korumakta. Avrupa’yı da Orta Doğu, Karadeniz ve Kafkasya’ya bağlıyor.
Güneydoğu Avrupa’nın bazı kısımlarını ve Orta Doğu’nun çoğunu kontrol eden Osmanlı İmparatorluğu, I. Dünya Savaşı’nın sonunda yok edildi. Daha sonra, başta İngiltere ve Fransa olmak üzere, birkaç yeni oluşum ve sömürge himayesine bölündü. Sonuç olarak yapay devletler doğdu. 

Günümüz Türkiye toprakları Fransa, İngiltere, İtalya ve Yunanistan tarafından dört işgal bölgesine bölünmüştü. Mustafa Kemal Paşa’nın önderliğindeki bir Türk ulusal ordusu daha sonra işgalci güçleri yenerek çağdaş Türk devletinin kurulmasıyla sonuçlandı. Türkiye, Fransız ve İtalyan modellerine göre laik ve ulusal bir varlık olacaktı – tek millet, tek dil.

NATO’DA ÖNEMLİ BİR İTTİFAK!

Dünya Savaşı’ndan sonra iddialı bir Sovyetler Birliği ile karşı karşıya kalan Türkiye NATO’ya katıldı ve bugüne kadar ittifakın en önemli üyelerinden biri olmaya devam ediyor. Avrupa Birliği ile katılım müzakereleri teorik olarak devam etmekte, ancak fiilen mevcut değildir.
Karadeniz, Balkanlar ve Kafkasya’daki genişlemesi son 300 yılda birçok savaşa neden olan Rusya İmparatorluğu ve Sovyetler Birliği ile hem Osmanlı İmparatorluğu hem de sonrasında Türkiye Cumhuriyeti’nin ilişkileri gergindi. Mevcut çatışmada ise, Türkiye’nin güvenliği için Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü korumak ve Rusya’yı Kırım’ın dışında tutmak çok önemli.

GÜÇLÜ ASKERİ VARLIK!

Türkiye’nin Moskova’nın saygı duyduğu güçlü donanması ve askeri varlığı sayesinde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Ukrayna’nın tahıl sevkiyatlarının Karadeniz’deki Rus ablukasından kurtarılması müzakerelerini başarıyla gerçekleştirdi.
Türkiye’nin askeri gücü, Türkiye’nin Azerbaycan’a verdiği desteğin ülkenin Moskova destekli Ermenistan’ı yenmesine izin verdiği son Dağlık Karabağ savaşında da gösterildi. Gürcistan’ın bütünlüğünün korunması ve Rusya’nın başta Suriye olmak üzere Balkanlar ve Orta Doğu’daki etkisinin sınırlandırılması ise Türkiye için çok önemli. Öte yandan Türkiye, enerji ve ticarete olan bağımlılığı nedeniyle Rusya ile ilişkilerini de sorunsuz olarak sürdürmek zorunda.

YUNANİSTAN-TÜRKİYE GERİLİMİ!

Türkiye’nin Yunanistan ile de zor bir ilişkisi var ki bu da AB ile ilişkilerinde bir yük haline geliyor. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Yunanistan, Türk topraklarını işgal etmek için İngiltere ve Fransa’ya katılmak gibi bir hata yaptı. Bu, güçlü bir tepkiye yol açtı ve Türkiye bağımsızlığını yeniden kazandığında, Anadolu’da, çoğu Ege Denizi kıyılarında yaşayan çok sayıda Rum, misilleme olarak sınır dışı edildi. O zamandan beri, iki ülke arasındaki ilişkiler, özellikle iki konuda gerilimle dolu: Kuzey Kıbrıs ve karasuları.

KÜRT KÖKENLİ TÜRK VATANDAŞLAR

Nüfusun yaklaşık yüzde 20’sini oluşturan Kürt kökenli milyonlarca Türk vatandaşı var. Farklı alt gruplardan oluşan Kürtler yüzyıllardır bir devlete sahip değiller ve şu anda Türkiye’nin doğusu, kuzey Suriye, batı İran ve kuzey Irak arasında bölünmüş durumdalar. Fransızlar ve İngilizler tarafından çizilen sömürge sınırları Kürt nüfusu ikiye böldü.
1960’lar ve 1970’lerdeki Sovyet dezenformasyonu ve karalaması Kürt muhalefetini körükledi ve bazı grupların terörizme yönelmesine neden oldu. Amaç, büyük NATO ortağı Türkiye’yi istikrarsızlaştırmaktı. Strateji daha fazla düşmanlığa yol açtı. Eskiden ABD desteğiyle İslam Devleti’ne karşı savaşan kuzey Suriye’deki Kürt gruplar şimdi kendi topraklarını oluşturma peşindeler. Liderlikleri, Türkiye merkezli radikal bir terör örgütü olan PKK’yı destekliyor.
Grup hem ABD’nin hem de AB’nin terör listelerinde yer alıyor. Kürt azınlıklar Doğu Anadolu’ya hem de ülkenin batısındaki büyük şehirlerde dağılmış durumda. Türkiye kendini terör tehdidine karşı korumak için Kuzey Suriye’de 30 kilometrelik bir “güvenlik kordonu” gözetlemek istiyor ve bu durum birçok başka gücü de rahatsız ediyor.

TÜRKİYE’NİN ÇIKARLARI

Avrupa ve ABD, Türkiye ile ilişkilerinde yanlışlıkla Türkiye’nin çıkarlarını paylaşması gerektiğini varsayıyor. Ancak Türkiye’nin başka meşru kaygıları var ve kendini savunarak bölgesel istikrarı koruyarak Batı’ya da yardım ediyor.
Türkiye’nin Suriye’deki operasyonları terörle mücadele açısından mantıklı. Türkiye’nin Kafkasya’daki Rus nüfuzunu kontrol altına alma ve Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü koruma çabalarının gerekli olduğu da kanıtlanmış oldu. Ankara’nın yaklaşımı Batı’nınkinden farklı olabilir ama bazen daha etkili olduğu da ortaya çıkıyor.

NATO üyeleri ise bazı konularda Türkiye’yi eleştirdiler. Bunlardan biri Rus S-400 hava savunma sisteminin satın alınmasıydı. 

Sorun şu ki, Türkiye’nin çıkarlarını savunmak için belirli bir stratejik özerkliğe ihtiyacı var. Tamamen Batı donanımına bağımlı olmak, özellikle de yazılımı kontrol edememek, Türkiye’nin manevra alanını sınırlıyor. Türkiye bunun önüne geçmek ve dışa bağımlılığını ortadan kaldırmak için gelişen bir savunma sektörü inşa etti. 

Türkiye’nin çıkarları Batı tarafından büyük ölçüde göz ardı edildiğinden, Ankara bazen şantaj olarak görülen ama aslında sadece ulusal çıkarları koruyan önlemlere başvurmak zorunda kalıyor. Finlandiya ve İsveç’in PKK’lı teröristlere barınmayı bırakmamaları halinde NATO’ya katılımlarının engellenmesinde de durum böyleydi.

Türkiye, ekonomik faaliyet yoluyla Afrika’da önemli bir nüfuz kazandı. Orta Doğu’yu istikrara kavuşturma potansiyeline sahiptir ve Orta Asya’da önemli bir rol oynayabilir. Batı için hayati önemdedir. Yine de ABD ve AB, Türkiye’nin çıkarlarını görmezden geliyor ve sürekli olarak uluslararası sahnede ülkeyi itibarsızlaştırıyor. Bu geri tepecek.

Türkiye olmadan Avrupa’nın güvenliği ve çıkarları sürekli tehdit altında olacaktır. Avrupalılar Ankara’yı anlamak için çaba gösterselerdi, daha güvenli ve istikrarlı bir yakın çevre ile ödüllendirilirlerdi.

Lihtenştayn Prensi’nden Avrupa’ya Türkiye fırçası “Kıymetini anlamıyorsunuz” ile ilgili etiketler ekonomi Türkiye Yunanistan Avrupa