Mahallenin Muhtarları’ndan tanıdığımız Alp Balkan yoğun bakımda!
Bir zamanların efsane dizisi Mahallenin Muhtarları'nda Eczacı Bahadır rolüyle hafızalara kazınan Alp Balkan geçirdiği rahatsızlık sonucu yoğun bakım ünitesinde yatıyor. Bir zamanların reyting rekortmeni dizisi Mahallenin Muhtarları'nda eczacı rolü ile akıllara kazınan Alp Balkan'dan kötü haber geldi. Peki Mahallenin Muhtarları’dan Eczacı Bahadır rolüyle tanıdığımız Alp Balkan kimdir? Kaç yaşındadır? Alp Balkan'ın hastalğı ne? Detaylar haber özette...
Türk televizyonlarının başarılı dizilerinden Mahallenin Muhtarları’nda, ‘Eczacı Bahadır’ karakteriyle izlediğimiz Alp Balkan’ın, yoğun bakımda olduğu öğrenildi. 47 yaşındaki oyuncunun, Mahallenin Muhtarları'nın Temel'i Erkan Can'la o yıllarda çekilmiş fotoğrafını paylaşan Akay, “Mahallenin Muhtarları'nda, 10 sene ‘Eczacı Bahadır' karakterine hayat veren oyuncu arkadaşımız Alp Balkan'ı mutlaka hatırlayacaksınız. Bypass ameliyatı geçiren Alp, Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin yoğun bakım servisinde yatıyor. Alp’in dualarımıza ihtiyacı var. Aynı zamanda müzisyen olan arkadaşımız, Bülent Ersoy'dan Tarkan'a kadar çok sayıda sanatçıya da vokal yapmıştır. Bu mübarek günde dualarınızı eksik etmeyin” ifadelerini kullanarak, oyuncunun ameliyata girmeden önce çekilmiş fotoğrafını da paylaştı. Peki Mahallenin Muhtarları’dan Eczacı Bahadır rolüyle tanıdığımız Alp Balkan kimdir? Kaç yaşındadır? Alp Balkan'ın hastalığı ne? Detaylar haber özette...
"BU MÜBAREK GÜNDE DUALARINIZI EKSİK ETMEYİN.."
Ünlü oyuncunun sağlık durumu hakkında bilgi veren Onur Akay, bypass ameliyatı olduğunu ve şuanda yoğun bakım ünitesinde tedavi gördüğünü duyurduğu gönderisinde, "Herkese hayırlı bir Cuma günü dilerim. Yıllar önce benim de rol aldığım, nostaljinin tozlu raflarında yerini alan efsane dizi Mahallenin Muhtarları’nda, 10 sene ‘Eczacı Bahadır’ karakterine hayat veren oyuncu arkadaşımız Alp Balkan’ı mutlaka hatırlayacaksınız... Bypass ameliyatı geçiren Alp, Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin yoğun bakım servisinde yatıyor. Mahallenin yakışıklı eczacısı Alp'in dualarımıza ihtiyacı var. Aynı zamanda müzisyen olan arkadaşımız, Bülent Ersoy’dan Tarkan’a kadar çok sayıda sanatçıya da vokal yapmıştır. Bu mübarek günde dualarınızı eksik etmeyin." sözleriyle takipçilerinden dua istedi.
ALP BALKAN KİMDİR?
1 Ocak 1970’te dünyaya gelen ve şuanda 47 yaşında olan oyuncu ve müzisyen Alp Balkan, bir dönemin en popüler ve şuanda efsane kabul edilen Mahallenin Muhtarları’nda Eczacı Bahadır karakterine hayat verdi. 1992 yapımı Mahalle’nin Muhtarları dizisinden sonra sırasıyla; Yusuf Yüzlü, Belalı Baldız ve en son 2005 yapımı Davetsiz Misafir’in kadrosunda yer aldı. Alp Balkan oyunculuk kariyerinin yanında müzisyenlik de yaptı, birçok ünlü şarkıcının vokalistliğini üstlendi.
Onur Akay tarafından sağlık durumu hakkında bilgi verilen Balkan, ameliyata girmeden evvel bir fotoğraf paylaşarak 'Ben ameliyata kaçar... Bana dua edin emi. Yoğun bakım sonrası görüşürüz kısmetse.Telefonum açık. Şimdilik 'Behlül kaçar' mesajını yazdı.
BAYPASS AMELİYATI NEDİR? NE ZAMAN YAPILMALI?
Kalbin kendi damarlarındaki (koroner arterler) daralmanın ilerisine, vücudun başka yerlerinden alınan damarlarla damar köprüleri oluşturma işlemine “koroner by-pass ameliyatı” denir.
KORONER DAMAR HASTALIĞI
Koroner arterler, kalbin etrafını çevreleyen ve kalp kasını besleyen atardamarlardır. Üç ana koroner arter sistemi vardır. Koroner arterler, kalpten çıkan atardamar olan aorttan beslenirler.
Koroner Arter Hastalığı (KAH), kalp adalesini besleyen ve “koroner arterler” olarak adlandırılan atardamarların daralma veya tıkanması ile kan akımının kısmi ya da tam kesilmesine bağlı olarak oluşan hastalıklardır.
Koroner arter hastalıkları, ülkemizdeki ölüm nedenlerinin ilk sırasında yer almaktadır. Ülkemizde yılda yaklaşık 200 bin kişi, koroner arter hastalıklar nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Bu hastalığın en önemli özelliği, ileri evrelerde hayatı tehdit edebilen miyokard enfarktüsüne yol açabilmesidir.
Koroner arter hastalığı, sıklıkla 40 yaş sonrasında görülür. Erkeklerde kadınlara göre yaklaşık dört kat daha sık görülür. Kadınlarda bulunan östrojen hormonu koruyucudur. Bu nedenle kadınlarda görülme sıklığı bu hormonun azaldığı menapoz sonrası dönemde artar. Erkeklerde en fazla 50-60 yaşları arasında, kadınlarda ise 60-70 yaşları arasında görülür.
Bu hastalığa yol açan risk faktörlerinin bilinerek, koruyucu önlemlerin alınması, hastalığın tedavisi kadar, hatta daha da önemlidir. En sık nedeni koroner arterlerin aterosklerozudur yani damar sertliğidir. Özellikle hayvansal gıdalarda bulunan ve fazla miktarda alındığında damar iç yüzeyine yapışan “kolesterol” adlı yağ türü, normalde esnek olan damarlarımızın esnekliğini azaltır ve damar duvarlarında birikerek damar boşluğunu daraltır. Damar duvarındaki bu sertleşme veya damarın tıkanması durumuna “ateroskleroz” denir.
1- Koroner bypass ameliyatı nedir, kimlere uygulanır?
Kalbimizin kendi ihtiyacı olan kanı "koroner arter" adı verilen atardamarlar getirir. Bu damarlarda, zaman içinde daralma ve tıkanmalar görülebilir. Bunun sonucunda; kalp yeterince beslenemeyip, görevlerini tam anlamıyla yapamaz hale gelebilir. Bu kişilerde göğüs ağrısı veya kalp krizi riski ortaya çıkar. Bu noktada tıkanan kalp damarlarının yerine yeni damarlatakılması işlemine "Koroner bypass ameliyatı"denir."
2- BYPASS AMELİYATI NASIL YAPILIR?
Kalp damar tıkanıklarında söz konusu olan " Aorta koroner bypass" operasyonudur. Bu operasyon "çalışan" veya "durdurulmuş" kalpte yapılabilir. " Çalışan kalpte bypass" bir dönem yaygın uygulama alanı bulmuştur; ancak günümüzde bazı özel durumlarda tercih edilen bir yöntemdir. Daha yaygın olarak uygulanan "durdurulmuş kalpte bypass" ise, vücuttaki dolaşımın bir akciğer-kalp pompası ile sürdürülüp, kalbi tamamen durdurduktan sonra, kalpteki tıkalı damarlara " bypass" (köprüleme) yapılmasıdır. Bu amaçla, bacak toplardamarı (USM), ön kol arteri (RA), göğüs arteri (İTA), gibi vücuttan alınan damarlar kullanılabilir. Bu damarlardan alınan yeterli uzunluktaki parçalar ile kalpten çıkan büyük damarla (aorta), koroner arterdeki tıkanıklığın ötesindeki damarlara köprüleme yapılarak, bu damarların beslediği kalp krizi bölgelerine yeterli kan akımı sağlanır.
3- BYPASS İÇİN ALINAN BU DAMARLARIN KULLANILMASI BİR SORUN YARATIR MI?
Bu damarlar, işlevsel olarak yedekli bir sistemin parçası dahilinde çalıştıklarından, bulunmaları gereken orijinal yerden alınıp, kalpte kullanılmaları herhangi bir fonksiyon eksikliğine neden olmaz.
4- BYPASS RİSKLİ BİR AMELİYAT MIDIR?
Bypass operasyonunda değişik risk faktörleri vardır. Bunlar şu şekilde sıralanabilir;
Hastanın yaşı,
Hastanın cinsiyeti,
Mevcut damar tıkanıklıklarından yani hastanın daha önce geçirilmiş enfarktüs veya kalp kasının çalışmamasından dolayı kalp kasında güç kaybı olup olmaması,
Hastanın kalp kapaklarında ek bir rahatsızlık olup olmaması,
Hastada dolaşım sistemi haricindeki diğer sistemlere ait bir fonksiyon kaybı olup, olmaması önemlidir.
5- Bypass hangi durumlarda yapılır?
Bypass operasyonu;
Birden fazla koroner damarın, ameliyatsız yöntemlerle (balon-stent) açılamadığı durumlarda,
Bir veya daha fazla damarın, daha önce ameliyatsız yöntemlerle açılmış olmakla birlikte yeniden tıkandığı durumlarda,
Kalp kapak operasyonu gerektiren durumlarda bir veya daha fazla koroner arterin hastalığında yapılması gereklidir.
6- Bypass ameliyatından sonra hastalar nelere dikkat etmelidir?
Bu tür bir operasyondan sonra hastanın daha önceki yaşam tarzını büyük ölçüde değiştirmesi gereklidir. Yeme içme düzeni, ilaç kullanımı, seyahat programı, spor aktiviteleri ve günlük yaşam konusunda doktorun tavsiyeleri doğrultusunda hareket edilmelidir.
7-Bypass ameliyatından sonra diyet önemli midir?
Operasyon geçiren kişi beslenme alışkanlıkları için yeni bir düzen edinmeli, kalp sağlığını koruyucu bir diyet tipine uyum sağlamalıdır. Hastaya mümkünse beslenme ve diyet uzmanından yardım alması önerilir.
8- Bypass kişide psikolojik bozukluk yaratır mı?
Ameliyat sonrasında hastanın yaşamındaki bu köklü değişiklikler pek çok hasta tarafından rahatlıkla tolere edilse de, bazen önemli psikolojik sıkıntılara yol açabilir. Bu durumda psikolojik yardım gerekebilir.
9- Bypass geçiren kişinin cinsel yaşamı olumsuz etkileniyor mu?
Bu tür bir operasyon geçirenlerde kuşkusuz cinsel yaşam da önemli ölçüde etkilenir. Ancak bu durumdaki hastaların ileri yaş grubunda olmaları, bu durumu nispeten hafifletmektedir. Genç gruptaki hastaların ise; bu durumu şiddetlendirecek bazı ilaçların kullanımından mümkün olabildiğince kaçınması, kardiyolog ve kalp cerrahlarınca özen gösterilen bir konudur. Ayrıca bu durumdaki hastalarda "erektil disfonksiyon" bozukluğunda kullanılan bazı ilaçların çok riskli olduğu, bazı durumlarda ölümcül sonuçlara neden olabileceği açıkça ifade edilmelidir.
KORONER ARTER HASTALIĞINDAKİ RİSK FAKTÖRLERİ
Değiştirilemeyecek risk faktörleri
• Yaşın ileri olması (Erkeklerde 45, kadınlarda 55 yaş üzeri ve postmenapozal yani adetten kesilme sonrası dönemde olmak)
• Cinsiyet (Daha çok erkeklerde görülür)
• Kalıtım (Ailede bu hastalığın bulunması)
• Değiştirilebilir (önlenebilir) risk faktörleri
• Sigara kullanımı
• Hipertansiyon (Kan basıncının 140 / 90 mmHg'dan yüksek olması)
• Diabet
• Stres
• Kandaki kolesterol seviyesinin yüksek olması
• Diğer risk faktörleri
• Şişmanlık, obezite
• Hareketsiz yaşam
• Gut hastalığı
• Aşırı alkol ve kahve tüketimi
• Hiperkalsemi (kan kalsiyum düzeyinin yüksek olması)
• Kadınlar için oral kontraseptif (doğum kontrol hapı) kullanımı
• Koroner arter hastalığından korunma yolları nelerdir?
• Sigara içilmemelidir, sigara en önemli risk faktörlerinden biridir.
• Alkol ve kahve kullanımı azaltılmalıdır.
• Yüksek kolestrol düzeyieri diyetle veya ilaç tedavisi ile normal düzeylere çekilmelidir.
• Düzenli yürüyüş ve egzersiz yapılmalıdır.
• Fazla kilolardan kaçınılmalı, boya göre uygun olan kiloya inilmelidir.
• Eğer yüksek tansiyon veya şeker hastalığınız varsa bunların diyet ve ilaçla kontrol altına alınması önemlidir.
• Ayrıca stresli yaşantıdan da uzak durulmalıdır.
KORONER ARTER HASTALIĞININ BELİRTİLERİ NELERDİR?
• Hastalığın erken evresinde, koroner damarlarda henüz ileri darlık oluşmamışken, hiçbir bulgu olmayabilir.
• Göğüs ağrısı (sol omuz ve sol kola yayılabilir) Bu ağrı sıklıkla egzersiz ile ilgilidir. Özellikle yokuş veya merdiven çıkarken veya yemek sonrasında göğüs kemiği üzerinde, sıklıkla sol kola ve çeneye yayılan sıkıştırıcı tarzda bir ağrıdır. Farklı şekillerde de ortaya çıkabilir. Dinlenmekle 5-10 dakikada geçer.
• Egzersiz kapasitesinin kısıtlanması, çabuk yorulma
• Eforla gelen nefes darlığı
• Senkop (bayılma)
• Ani ölüm
• Bazen koroner arter hastalığının belirti vermeyebileceği veya ilk belirtisinin miyokard enfaktüsü olabileceği de unutulmamalıdır.
KORONER ARTER HASTALIĞININ TEDAVİSİ
Tedavide ilaçlar, by-pass cerrahi ve perkütan müdahale (balon, stent) kullanılmaktadır. Hangi tedavi yönteminin uygulanacağı kararı; yapılan tetkikler sonrasında birçok değişken (hastalıklı damar sayısı, damardaki darlığın derecesi, kalp kasının kasılma gücü, hastanın ilaç tedavisine yanıtı, hastanın yaşı vb) göz önünde bulundurularak, uzman hekimlerce değerlendirilerek verilmektedir. Bu nedenle her hasta için tedavi, o hastanın özel şartlarına göre oluşturulmaktadır.
Koroner arter hastalığında kullanılan ilaçlar, koroner arterlerin genişletilerek veya kalbin oksijen ihtiyacının azaltılarak anjina pektoris ataklarının önlenmesine yöneliktir. Ayrıca kanı sulandıran ve pıhtı oluşumunu engelleyen ilaçlar (aspirin vb) enfarktüs geçirme riskini azaltmaktadır. Göğüs ağrısını başlatabilecek efordan 5 dakika önce alınan dil altı damar genişletici ilaçlar, ağrının ortaya çıkmasını engelleyebilir veya mevcut bir ağrı atağını sonlandırabilir.
MİYOKARD ENFARKTÜSÜ (KALP KRİZİ)
Koroner arterlerdeki daralmanın bir pıhtı ile tamamen tıkanması sonucunda bu damarın beslediği bölgenin beslenememesine bağlı kalp kasında (miyokard) doku ölümü meydana gelmesidir. Miyokard enfarktüsündeki ağrı daha şiddetli ve uzun sürelidir. Egzersiz ile ilgili değildir. Bu ölü doku kalbin pompa fonksiyonunu olumsuz etkileyeceğinden kalp yeterince kan pompalayamayabilir ve kalp yetmezliği oluşabilir. Ayrıca miyokard enfaktüsü hastanın yaşamını da tehlikeye atabilir. Koroner kalp hastalığında bu safhalara gelinmemesi için zamanında teşhis konulup tedavi edilmelidir.
KORONER BYPASS AMELİYATI
Kalbin kendi damarlarındaki (koroner arterler) daralmanın ilerisine vücudun başka yerlerinden alınan damarlarla damar köprüleri oluşturma işlemine “koroner by-pass ameliyatı” adı verilir.
Koroner arter by-pass ameliyatında sık kullanılan damarlar:
• Bacak toplardamarı (safen ven)
• Göğüs ön duvarını besleyen atardamar (internal Mamarian Arter, IMA)
• Kol atardamarı (radyal arter) olabilir.
Bunların seçimi, hastadan hastaya değişkenlik gösterir. Genelde atardamarların uzun dönemde açık kalma şansı toplardamarlara oranla daha yüksektir. Koroner arter by-pass ameliyatları farklı tekniklerle yapılabilmektedir.
Günümüzün modern ameliyat tekniği ve teknolojisi sayesinde hastalar, açık kalp ameliyatından çok kısa bir süre sonra (yaklaşık 5 gün) hastaneden taburcu olabilirler. Ev içi aktiviteleri ve masa başı iş aktivitelerini rahatlıkla yapabilirler. 4-6 hafta içinde, hiçbir kısıtlama olmadan (araba kullanmak ve cinsel yaşam dahil) normal yaşamlarına dönebilirler.
Koroner bypass cerrahisinin uzun dönem sonuçları da başarılıdır. Hastaların büyük bir çoğunluğu; ağrı ve nefes darlığı şikayetlerinin tamamen geçtiği, gerek iş yaşamlarında gerekse özel yaşamlarında performanslarının arttığını ifade etmektedir. Hastaların küçük bir bölümünde ise, 10 yıl veya daha uzun süre içerisinde ameliyat tekrarı gerekebilmektedir.
Koroner bypass ameliyatı, nedenleri değil sonuçları ortadan kaldıran bir işlemdir. Hastaların değiştirilebilen risk faktörleri, kontrol altında tutularak tekrar problemlerle karşılaşma olasılıkları azaltılır. Yeni damarların ömrünü uzatmak amacıyla sigara, yüksek kolesterol, yüksek tansiyon, stresli yaşam ve kontrolsüz şeker hastalığı gibi risk faktörlerinin ortadan kaldırılması, uygun diyet ve ilaç tedavisinin önemi büyüktür. Bu önlemler, ameliyatın uzun dönem sonuçlarını iyileştirir ve başarısını artırır.