Mahmut Övür'den Kılıçdaroğlu'na 'Hanım Kız' tepkisi: 'Sanıyorum 6'lı masadan umudunu kesti'

Sabah Gazetesi yazarı Mamut Övür, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun son olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çevirmenini hedef göstermesine tepki gösterdi. Övür, Kılıçdaroğlu için "sanıyorum 6'lı masadan umudunu kesti ki ne diyeceğini, nereye saldıracağını şaşırdı" ifadelerini kullandı.

Sabah Gazetesi yazarı Mahmut Övür, köşe yazısında CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun saldırgan tutumunu eleştirdi.

Sürekli kurumlara ve kuruluşlara saldıran Kılıçdaroğlu, son olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çevirmenini hedef almıştı.

Kılıçdaroğlu, sosyal medya hesabından"Erdoğan ne zaman diplomatik görüşmelerde çevirmen olarak yanına o hanım kızımızı aldıysa, ya milyonlarca kaçak sığınmacı ülkemize girdi ya da bedeli milletimize çok yüksek olan sözleşmelere imza attırdılar." ifadelelerini kullanmıştı. 

Övür, Kılıçdaroğlu'nun bu tutumu için şu yorumda bulundu:

Akıl alır gibi değil... Anlaşılan Kılıçdaroğlu, o kadar çaresiz ki, başörtülü bir genç kızı aşağılamaktan bile medet umuyor. Siyasi seviye buralara kadar inmişken, "Hani CHP değişmişti, hani gençlere güvenilecek, liyakat öne çıkarılacak, başörtülülere saygılı olunacaktı" demenin bir anlamı var mı? Bu sorunun cevabını da CHP Parti Meclisi'ne aldığı başörtülü hanım kızımız versin?

İşte Matmut Övür'ün yazısı:

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, sanıyorum 6'lı masadan umudunu kesti ki ne diyeceğini, nereye saldıracağını şaşırdı.

Kurumlara saldırması, toplumsal kesimlere hakaret etmesi, 15 Temmuz direnişini "kontrollü darbe" diyerek itibarsızlaştırması yetmedi, şimdi de tam 15 Temmuz'un yıldönümünde hem Türkiye'nin dış politikasına saldırıyor hem de başörtülü bir genç kadını rencide edecek bir çıkışa imza atıyor.

Büyük ihtimalle bunu da dünyanın gıptayla izlediği Başkan Erdoğan'ın çok yönlü ve ilkeli diplomatik hamlesini itibarsızlaştırmak için yapıyor.

Kurduğu siyasi mantığı eminim Aziz Nesin'in Zübük karakteri bile kurmaz

Herhalde Başkan Erdoğan'ın FETÖ ve YPG'yi NATO kayıtlarına geçirmesini hazmedemedi ki, o eziklikle "küresel dostlarının" bile ciddiye almayacağı, hatta "Nereden böyle bir müttefik bulduk?" diye hayıflanacakları şu cümleleri kuruyor:

"Sevgili halkım, daha NATO'daki imzanın mürekkebi kurumadan Finlandiya ve İsveç'ten gelen skandal açıklamalar, Erdoğan'ın yine hiçbir şey alamadan imza attığını gösterdi."

Medyada, İsveç veya Finlandiya'yla ilgili öyle "skandal" denebilecek bir habere rastlamadım. Acaba, bizim bilmediğimiz o skandal haberi Kılıçdaroğlu, yine kılavuzu Ünal Çeviköz'ü, o iki ülkenin büyükelçilerine gönderip öyle mi aldı?

Doğrusu bunun kokusu yakında çıkar ama İsveç'le ilgili iki haberden söz edebiliriz. Biri Kılıçdaroğlu'nu yalanlıyor. Haberin özeti şöyle:

"PKK'lı İsveç Parlamentosu Milletvekili Amineh Kakabaveh, İsveç'in dört teröristi Türkiye'ye iade ettiğini ve İsveç hükümetine güveninin kalmadığını söyledi."

İkinci haber ise bir FETÖ'cüyle ilgili... Kılıçdaroğlu skandal olarak bunu mu kastediyor bilmiyorum ama sevindiğine göre bu olabilir:

"İsveç'te Yargıtay'ın, Türkiye'nin 'FETÖ üyesi' olmakla suçladığı bir kişinin iade talebini geri çevirdiği bildirildi."

Bu haber aslında İsveç'in sorunu ve onlar için skandal. Halletmek de onların işi. Daha çok benzer şeylerle karşılaşacağız.

Şu dış politika analizi de Türkiye'yi çok seven(!) Foreign Policy dergisinde yayınlanacak düzeyde. Bu Batı hep böyledir, çok sevdikleri adama darbe yapar!

"Öyle 'dış güçler' demeyi falan bıraksınlar. Batı, Erdoğan rejimine düşman değildir."

Gelelim Kılıçdaroğlu'nun ucuz siyasetine... O tweet'lerin devamında Başkan Erdoğan'ın tercümanı olan başörtülü genç kızla ilgili, insani açıdan rencide edici, siyasi açıdan da ucube bir yaklaşıma imza atıyor:

"Erdoğan ne zaman diplomatik görüşmelerde çevirmen olarak yanına o hanım kızımızı aldıysa, ya milyonlarca kaçak sığınmacı ülkemize girdi ya da bedeli milletimize çok yüksek olan sözleşmelere imza attırdılar."

Akıl alır gibi değil... Anlaşılan Kılıçdaroğlu, o kadar çaresiz ki, başörtülü bir genç kızı aşağılamaktan bile medet umuyor. Siyasi seviye buralara kadar inmişken, "Hani CHP değişmişti, hani gençlere güvenilecek, liyakat öne çıkarılacak, başörtülülere saygılı olunacaktı" demenin bir anlamı var mı? Bu sorunun cevabını da CHP Parti Meclisi'ne aldığı başörtülü hanım kızımız versin?

GÜNÜN VİDEOSU

Zalim ordusu saldırıyor! İsrail Gazze'de “Güvenli Bölge” ilan edilen çadırları vurdu

Gazze’nin Han Yunus şehrinde, İsrail işgal güçleri sivillerin sığındığı çadırları hedef aldı. Bombardımanda çok sayıda masum sivil hayatını kaybederken, yaralıların durumu kritik.