Maicon: Lugano "Galatasaray'a git" dedi
Galatasaray'ın başarılı savunmacısı Maicon, sarı-kırmızılı takıma transferinde eski Fenerbahçeli Diego Lugano'nun rol oynadığını belirtti.
Galatasaray’ın savunmadaki en önemli silahı... Sadece kestiği toplarla ya da engellediği gollerle değil, skora verdiği katkıyla da Aslan’ı sırtlayan bir isim... Cimbom’un sezon başında Sao Paulo’dan aldığı Maicon, Antalya kampında çok özel açıklamalarda bulundu. Saha içinde ne kadar ciddiyse saha dışında da bir o kadar güler yüzlü olan Sambacı’nın açıklamaları şu şekilde:
‘LUGANO İLE KONUŞTUM’
“Buraya gelmeden önce Taffarel ile değil, Lugano ile konuştum. Takım arkadaşımdı ve bana şehirle, kültürle, G.Saray ile ilgili çok olumlu şeyler söyledi. O yüzden Lugano’nun söyledikleri benim için iyi bir referans oldu. Taffarel ile konuşmadım ama benim hakkımda söylediklerini bir videoda duymuştum. O da beni çok mutlu etti. Çünkü Taffarel bizim efsanemiz. Çok önemli bir oyuncuydu kendisi. Çok önemli ve çok büyük bir isim. Şimdi onunla burada çalışma fırsatı bulacağım. Çok mutluyum bu yüzden. Taffarel’in ne kadar neşeli, ne kadar pozitif bir insan olduğunu diğer konuştuğum arkadaşlardan da öğrendim. Futbolda neşe çok önemli. Mutluysanız, neşeliyseniz bu otomatikman işinize de yansıyor.”
"6 AY MUTLU GEÇTİ"
“Yeni bir ülke, yeni bir kültür... Tabii kolay değil. Farklı bir dil. Daha önce Avrupa’da, Portekiz’de 8 sene yaşadım ama sonuçta dilini konuştuğum bir yerdi. Farklıydı o yüzden. Burada da çok mutlu olduğumu söyleyebilirim. İlk 6 ayım hem burayı tanıyarak hem de alışarak geçti ama bu esnada hem mutlu oldum. Sadece ben değil, çocuklarım eşim aynı şekilde mutlu bir 6 ay geçirdiler. Umarım önümüzdeki 6 ay daha da mutlu geçer. Bunun olması için de en önemli şampiyon olmamız olur.”
‘TEK HEDEFİM MAYISTA ŞAMPİYONLUK’
“Çok yeni bir takımız, yeni oyunculardan kurulan bir takımız. Bu yüzden işimiz çok çok da kolay değil. İlk yarıda gösterdiğimiz performans aslında çok da kötü değil ama çok daha iyisini yapabilirdik. Puan farkını daha da açabilirdik. Çok ciddi bir fark yapabilirdik. Ama sizin de söylediğiniz gibi iniş çıkışlar yaşadık. Lige iyi başladık sonrasında bir düşüş yaşadık. Umarım ikinci yarıda bu puan farkını iyi oynayarak, ilk yarıda başladığımız gibi başlayarak açma şansımız olur. Galatasaray ile alakalı tek hedefim mayısta şampiyon olmak.”
‘FATİH HOCAMI TANIYORDUM’
“Fatih hocamı daha gelmeden bile tanıyordum. G.Saray için, camia için yaptıkları ortada. Şimdi onunla beraber çalışma şansı buldum. Zaten etrafına verdiği o enerjiyle nasıl bir insan olduğunu, nasıl etkili bir insan olduğunu çok kolay bir şekilde anlayabiliyorsunuz. Takıma da bu hemen yansıdı zaten. Şu anda çok mutlu bir ortam var, çok huzurlu, neşeli bir ortam var. Tam anlamıyla aile ortamı yaşıyoruz. Bu ortamı yakaladığınız zaman, birbirinize yardım ettiğiniz zaman ve birbirinize anlayış gösterdiğiniz zaman zaten başarı kaçınılmaz olur.”
‘HERKES ZİRVE YARIŞININ İÇİNDE’
“Türkiye Ligi’ne bakıldığı zaman gerçekten rekabet seviyesinin üst düzeyde olduğunu görüyorum. Bu zamana kadar bu ligin bana verdiği izlenim bu oldu aslında. Puan durumuna da bakıldığında bu belli oluyor. Kesinlikle spesifik olarak bir takım ismi söylemek doğru olmaz. Herkes yarışın içinde. Herkes bizim rakibimiz. Çünkü bu ligde her maça maksimum seviyede konsantrasyonla çıkmanız gerekiyor. Kesinlikle hiçbir rakibi küçümsememeniz gerekiyor. Bu yüzden her maça bir final havasında çıkıp ligin sonuna kadar bu havayı sürdürmemiz gerekiyor. Bir seri yakalayarak da yılın sonunda, mayısta şampiyonluğu kazanmak istiyoruz.”
‘HER HOCANIN KARARINA SAYGILIYIM’
“2-0 olan iki maçta oyundan çıkmam sadece ben değil, kim olursa olsun her futbolcuyu etkiler. Her oyuncu kırılabilir. Belki bu durumlarda anlık sinirlenebilir ama futbolda böyle şeyler olabiliyor. Ben bu zamana kadar olduğu gibi bütün hocalarıma saygı duymaya devam edeceğim. Anlık belki reaksiyonlar olabiliyor ama önemli olan hocanın verdiği karar ve takımın başarılı olması.”
‘EN AĞIR EŞİM ELEŞTİRİYOR’
“Eşimin futbola olan aşinalığı çocukluk yıllarından gelir. Çünkü babası çok büyük, bilindik kulüplerde oynamasa da bir futbolcuydu. Futbolu çok seven, içinde olan ve futbola çok alışık bir insan. İlişkimizde futbolun çok önemli bir yeri var. Beraber futbol da konuşuyoruz. Maçtan önce mutlaka konuşuyoruz. Maçtan sonra zaten kötü oynadığımda beni ilk eleştiren eşim oluyor. Ve çok ağır bir şekilde de eleştiriyor. Hani bazen beni sinirlendirecek boyutlarda bile eleştirdiği oluyor. (Gülüşmeler)
‘ÖZ KARDEŞİMİ TANIMAM!’
Röportaj esnasında sahadaki halinden eser yoktu Maicon’un... Tüm sorularımızı içtenlikle yanıtlayan, sürekli gülen ve şakalaşan Sambacı, çimlere adım attığında ise her şeyi geride bıraktığını belirtti. Şimdi söz, “Sahada öz kardeşimi bile tanımam” diyen Brezilyalı yıldızda:
‘İŞİME SAYGIM BAMBAŞKA’
“Süper Lig’de çok önemli isimler var. Pepe’ye bakıyorsunuz, 10 yıl Real Madrid’de oynamış. Souza da çok kaliteli bir oyuncu. Türkiye Ligi’ne çok kaliteli oyuncular geliyor. Pepe ile sadece ortak dil konuştuğumuz için maç öncesi ve sonrasında konuşmuştuk. Ama Josef de Souza ile birlikte oynadığımız için dostluğumuz, arkadaşlığımız daha fazla. Ama ben sahaya girdiğim zaman hiçbirini tanımam. Sahadayken öz kardeşim gelse de kesinlikle tanımam. Çünkü dostluk, arkadaşlık başka yaptığınız işe duyduğunuz saygı bambaşka. O yüzden saha içinde bu tip arkadaşlıklar dostluklar bir rafa kalkar benim için. Saha dışında devam eder.”
‘YORGUNLUK GELİP GEÇER’
“Son 1 yılda tatil yapmadan oynamanın negatif anlamda beni etkileyeceğini düşünmüyorum. Çok tecrübeli bir hocamız ve yine çok tecrübeli bir ekibi var. Mutlaka bir yorgunluk hissedildiği zaman kendisiyle paylaşılabilir. Belki idmanların dozajı düşebilir hafta sonu maça daha diri çıkabilmeniz için. Bu yüzden bu tip durumlar mutlaka konuşularak ayarlanabilir. Ve işinizi çok seviyorsanız, -ki ben işimi çok seviyorumişinizi mutlu ve neşeli yapıyorsanız -ki ben şu an çok mutluyum- yorgunluklar gelip geçer. Önemli olan mutlu olabilmek.”
‘DAHA İYİSİNİ YAPABİLİRİM’
“Benim için yeni bir takım, yeni bir düzen, yeni bir oyun anlayışı, yeni bir lig. O yüzden hemen alışmak kolay değil. Belli bir zaman geçmesi gerekiyor. İlk yarıdaki performansıma bakarsak da kötü olduğumu söyleyemem açıkçası ama daha iyisini yapabilirim. Bunu başarabileceğimi çok çok iyi biliyorum. İkinci yarıda da bunu ispatlamak için elimden geleni yapacağım. Çünkü insanların beni çok çok iyi bir stoper oyuncusu olarak hatırlamasını istiyorum. Bunun için de daha çok çalışmam gerek. Bu kamptan başlayarak hedefime doğru yürümek istiyorum.”
‘ANTRENMANLARDA 'GOL' ÇALIŞIYORUM’
“Çok fazla salon futbolu oynardım. Ama daha önce hiç forvet olarak oynamadım. Orta saha oynadığım oldu fakat sonrasında tekrardan stopere döndüm ve kariyerime bu bölgede devam ettim. Gol atmaya gelince, Tanrı’ya şükürler olsun ki bu golleri atmayı bana nasip etti ve 25 yıl önce Falko Götz’ün ardından en çok gol atan stoper oldum. İlk yarıda baya bir gol attım. Bu mutlaka çalışarak oluyor. Antrenmanlarda duran top pozisyonlarına çalışıyorum.”
‘FRİKİKLERİN DEVAMI GELECEK’
“Frikiklere antrenman sonunda çalışıyorum. Tabii ki Göztepe maçında attığım gol bana ekstra bir motivasyon sağladı. Daha önce de hem Portekiz’de hem Brezilya’da kariyerimde bu tip goller vardı. Şimdi Galatasaray’da da bu başlangıcı yapmam beni ekstra motive etti. Bu golden sonra antrenman sonlarında bu çalışmalara daha da fazla zaman ayıracağım. Umarım ikinci yarıda da bu tip gollerimi görebiliriz.”