"Manipülasyon mevsimi"
Düşmanımızı ne kadar tanıyoruz? Açıkçası bugüne kadar yaşadıklarımıza baktığımızda görünen o ki tam anlamıyla tanımıyoruz.
Şemdinli Umut Kitabevi davasından bugüne kadar sıralı bütün olayları alt alta dizerseniz ne dediğimi çok iyi şekilde anlarsınız.
Her birinde kurulan tuzaklara düşe düşe kaybettiğimiz enerjiyi bir düşünsenize, buralarda hata yapmasaydık şimdi nerede olurduk?
Nerede olacağımız sorusunun cevabını yazının sonuna bırakarak klasik tuzak kurma sistemlerini isterseniz hatırlamaya çalışalım.
Öncelikle geçmiş tecrübelerimiz yüzünden kafamızın karışık olacağı bir konuyu seçiyorlar.
Bu konuyu öncelikle hatırlamamız için geçmiş konuları gündeme taşıyorlar. Bunları yaparken de sessiz olmaya ve iz bırakmamaya özen gösteriyorlar.
Ardından manipüle edilmesi gerekli olan zaman geldiğinde servis etmeye başlıyorlar.
İsterseniz, sizlerle beraber bir beyin fırtınası yaparak önümüzdeki dönemde ne olacağını bulmaya çalışalım.
Son dönemde sosyal medya hesaplarında artan yumurta kafa ve sahte hesap sayısına bakıldığında bir hazırlığın yapıldığı kesin gibi gözüküyor.
Dış basında artan kaçak darbecilere ilgi göz önüne alındığında söylemin darbe girişimi üzerinden yapılacak manipülasyon olduğu değerlendirilebilir.
Bugünlerde cunta girişiminin ana davaları başladığı ve ifadelerin önem kazanacağı bir gerçektir.
Önümüzdeki günlerde Başkanlık sistemi ile ilgili olarak önemli bir referandum süreci yaşanacak.
Gördüğümüz kadarıyla bütün örgütler bu sürecin manipülasyonu için anlaşmış gibi duruyorlar.
Bu süreçte silahlı ve bombalı saldırılar yerine psikolojik harp tekniklerini devreye sokacaklar gibi gözüküyor.
Silahlı Saldırıların işlerine yaramayacağını düşünüyorlar. Bu nedenle de "mağdur edebiyatı" yaratacak hamleler yapacaklar.
İçimizde bulunan kriptolar sayesinde tuzak hamlelerin her birine beraber şahitlik edeceğiz.
Üst aklın FETÖ örgütü sayesinde elde ettiği arşiv ( dinlemeler, görüntülemeler ve evraklar ) montaj, dublaj ve 'photoshop'la servis edilecek.
Bunları servis ederken de en büyük avantajları yayınlanan materyalleri satın almaya hazır bir kesim olduğunu bilmek olacak. Yazıya girerken bahsettiğim de aynen buydu.
Yıllardan beri bize "yutturduklarına" bakınca, gücü de burdan aldıklarını düşünmeden edemiyor insan...
Oda TV davası, Askeri Casusluk davası, Poyrazköy davası vb. davaların (Üzerlerindeki şaibelere rağmen) büyük bir kesim tarafından kabul gördüğüne şahit olmuşlardı. Bunlara inanıldığını bildikleri için de bundan sonrasında da buna benzer konularla karşı karşıya kalacağız.
Maç kazanan kadro değiştirilmez mantığıyla hareket eden örgütün psikolojik harekat ekibi, aynı senaryoyu devreye sokacaktır.
Şimdi içimizden "Yapmayın kardeşim bu kadar basit olamaz" diyenleri duyar gibi oluyorum. Sosyal medya yokken fısıltı gazeteler üzerinden yapılan darbeleri daha sonra medya üzerinden icra edilen "postmodern darbeleri" bu ülkenin hafızasında hala olduğunu düşünüyorum.
Üzerine son yıllarda çıkan sosyal medya manüplasyonları eklediğinizde tablo çok net ortadadır.
Sosyal medya üzerinden yayınlanan tweetler üzerinden insanların işinden edildiği veya soruşturmalara uğradığı düşünüldüğünde ise bundan sonrada aynı heveste insanlar olacaktır.
Şırnak'ta Twitter üzerinden örgüt ve FETÖ işbirliği ile yapılan kumpasın ne kadar sürdüğünü unutmamak gerekir.
Aylarca aranan şahıs Kerkük'te ortaya çıkınca herkes derin bir nefes almıştı. Fakat bu arada soruşturma geçiren kişi sayısını söylemesem daha iyi olacaktır.
Geçmişte seçimi etkilemek için yapılan manipülasyonları dikkate aldığınızda bugün daha büyük bir değişim için gerçekleştirilecek referandumda nelerin yapılabileceğini isterseniz tahmin edin!
Demokrasiye sahip çıkmak yalnızca seçim zamanı oy atmakla olmuyor. Asıl mücadele demokratik seçimleri manipüle edecek zihniyetlerin karşısına olgun insan tavrıyla çıkmakla yapılıyor.
Sizler, referandum öncesi servis edilecek materyalleri çekirdeğini çitleyerek izleyecek olan kesimin mi, yoksa bunun parçası olmayacak ve engelleyecek kesimin mi içinde yer alacağınıza şimdiden karar verin.
Bu karar "evet" ve "hayır" demek kadar değerli olacaktır.
Bu kararlar sayesinde ya birinci sınıf demokrasiler arasında ya da gelişmekte olanlar arasında yer alacağız.