Seçme, seçilme hakkı ve iki kadın

SuperHaber programcısı, yazar ve araştırmacı Mehmet Sadık Öke, yeğeni olduğu Latife Hanım'ın Mustafa Kemal Atatürk ile boşanmaya kadar giden büyük kavgasını kaleme aldı. Öke kavganın nedeni olarak, kadınlara seçme ve seçilme hakkının 1924 yılında verilmemesi olduğunu belirtti. Peki bu karar neden 10 yıl sonra alındı. İşte o yazı...

1930 yılından itibaren çıkarılan bir dizi yasa ile önce Belediye seçimlerine katılma, sonra köylerde muhtar olma ihtiyar meclislerine seçilme hakkı tanınan kadınların milletvekili seçme ve seçilme hakları, 5 Aralık 1934'te Anayasa ve Seçim Kanunu'nda yapılan yasa değişikliği ile tanındı.

Mustafa Kemal Atatürk'ün eşi Latife Hanım'ın yeğeni olarak da tanınan SuperHaber programcısı, yazar ve araştırmacı Mehmet Sadık Öke, büyük kavgalara neden olan bu kararın neden 10 yıl önce 'alınamadığını' kaleme aldı.

İşte o yazı...

''Kadınların seçme ve seçilme hakkının yıl dönümü kutlu olsun.

Yıllar önce bugün, on yıl gecikmeli de olsa kadına seçme ve seçilme hakkı verildi.

Annemin teyzesi Latife Uşakizade'nin kocası Gazi Mustafa Kemal ile olan ve boşanmaya kadar giden büyük kavgası bu hakkın 1924'de verilmemesi ve Mustafa Kemal'in Saruhan milletvekili Vasıf Çınar'ın getirdiği bu tasarıya destek vermemiş olmasıdır.

Tasarıyı milletvekilleri sıra kapaklarına vurarak reddetmiş ve Çınar’ın “O vurduğunuz sıra kapakları değildir. Cepheye aç biilaç, yalınayak, kucağında çocuk, yiyecek erzak ve cephane taşıyan analarınız bacılarınızdır” demesine rağmen Gazi Paşa destek vermediği için tasarı geçememiştir.

Oysa Atatürk, o mecliste salatanatı ve hilafeti kaldırmış harfleri değiştirmiş ''Buradan Cumhuriyet çıkmazsa kesik başlar çıkar'' demiş ama kadına oy hakkına ilişmemiştir.

Ne ilginçtir ki; tam on yıl sonra 1934 yılında en nihayet seçme ve seçilme hakkı kadına verildiğinde babamın teyzesi bir başka Sorbonne mezunu genç kadın, İzmir'den milletvekili seçilmiştir.

Üstelik Sorbonne'da siyaset bilimi dekanı bu fakültede kızlar okuyamaz demesine rağmen resmi olarak edebiyat fakültesinde görünüp gizlice siyaset derslere katılmıştır.

Babam Prof. Dr. Nevzat Öktem Öke'nin teyzesi Benal Nevzat Arıman, 1950 yılına kadar CHP milletvekilliği yapmış özellikle 1934-38 arası Atatürk'ün çok yakınında olmuştur. Bugünkü Türk siyasetinin kısır ataerkil yapısı ilk on yılın kaybında yatar.

Seçme, seçilme hakkı ve iki kadın
Benal Nevzat Arıman

 

Hasan Rıza Soyak bu konuda Atatürk'ün kadının siyasete girişine çok da sıcak bakmadığını ancak işaretlerini açıkça gördüğü yeni dünya savaşı ihtimali karşısında ABD desteği için onay verdiğini belirtir.''

''HASTALIKLI TAKINTILARDAN DOLAYI GEÇ KALINDI''

Öke, yeğeni olduğu Latife Hanım'ın konuya ilişkin olarak, ''Ben katıksız bir feministim. Bu sebeple kadın konusunda en ufak bir bulanıklığa bile tahammülüm yoktur. Bu Atatürk bile olsa... Hele kadına oy hakkını 1924'de geçirmeyip on yıl bekletmiş biri olarak onu “ay işte kadına hak verdi ya yeter” diye alkışlayacak hiç değilim. Evet erken ülkelerden biriyiz ama ilklerden değiliz. Oysa olabilirdik. Bu liste nerden baktığınıza bağlı olarak onur listesi de olabilir rezalet listesi de. Ben ikincisi olarak görüyorum . 1924'de bu hak verilebilirdi verilmedi. Yan çizildi.

Dikkatinizi çekerim, ilk savaşta yenilen Almanya, Avusturya ve hatta çekilen Rusya bile İngiltere ve Amerika'dan önce kabul ediyor. Yani Atatürk’ün kadın devrimi çok da matah bir şey değildir. 1934 yerine 1924 olsa anlamlı olabilirdi . Ancak Türkler Fransız ekolüne olan hastalıklı takıntılarından dolayı bu konuda geç kalmıştır.'' dediğini de kaleme aldı.

İşte dünyada kadınlara seçme ve seçime haklarının verildiği tarihler;

1893 Yeni Zelanda
1902 Avustralya
1906 Finlandiya
1913 Norveç
1915 Danimarka
1917 Kanada
1918 Avusturya, Almanya, Polonya, Rusya 
1919 Hollanda
1920 ABD
1921 İsveç
1928 Britanya, İrlanda
1930 Güney Afrika
1931 İspanya
1934 Türkiye
1944 Fransa
1945 İtalya


 

GÜNÜN VİDEOSU

Zalim ordusu saldırıyor! İsrail Gazze'de “Güvenli Bölge” ilan edilen çadırları vurdu

Gazze’nin Han Yunus şehrinde, İsrail işgal güçleri sivillerin sığındığı çadırları hedef aldı. Bombardımanda çok sayıda masum sivil hayatını kaybederken, yaralıların durumu kritik.