Melih Balu'nun imza yetkisi var mı?
Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğü'ne atanan Prof. Dr. Melih Bulu, CNN Türk ekranlarında atanması ve sonrasında yaşanan olaylarla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. "Polis inanılmaz bir ajitasyon olmasına rağmen en ufak bir şey yapmadılar. Türk Polisini ben bir kez daha tebrik etmek istiyorum." diyen Bulu, "İmza yetkisi olmadığına ilişkin iddialara ise "Filli olarak rektör benim ve o yüzden imza yetkim vardır!" diye yanıt verdi.
Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Melih Bulu CNN TÜRK'te Ahmet Hakan ile Tarafsız Bölge programında hakkında merak edilenlere ilişkin soruları yanıtladı. Bulu, kendisine yönelik itirazları "Tepki bekliyordum önceki rektörde de yaşanmıştı. Genelde rektör değişikliklerinde oluyor bu. Ama maalesef benim durumumda başka unsurlarda devreye girdi" değerlendirdi.
Bulu, hakkında ileri sürülen memur olmadığı için imza yetkisi yok iddiasına ise "Ben sonuçta Cumhurbaşkanı tarafından atanmış rektörüm. Yani pek mantıklı gelmedi, filli olarak rektör benim ve o yüzden imza yetkim vardır diye düşünüyorum." sözleri ile karşılık verdi.
Yaşanan olaylar sırasında polisin gösterdiği tutumu öven Bulu, "Polis inanılmaz bir ajitasyon olmasına rağmen en ufak bir şey yapmadılar. Türk Polisini ben bir kez daha tebrik etmek istiyorum." dedi.
Prof. Dr. Melih Bulu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:
Öğrenciler çok netler. Argümanları şu; 'Bizim sizin kişiliğiniz ile ilgili bir sorunumuz yok. Ama seçimle gelemediniz' diyorlar. Böyle bir argümanları var. Ben seçimle gelmemiş ilk rektör değilim 2016'dan beri rektörlerin hepsi benim gibi atanıyor.
Ben özellikle ne tür müzik dinlediğimi söylemiyorum ama böyle sorular geliyor, ben de cevap veriyorum.
Tepki bekliyordum önceki rektörde de yaşanmıştı. Bizim kendi öğrencilerimizin kültüründen gelen bir protesto. Genelde rektör değişikliklerinde oluyor bu. Ama maalesef benim durumumda başka unsurlarda devreye girdi bunlar tutuklananların kimliklerinden de belli. Bu, Boğaziçi Üniversitesi'ne zarar veriyor ve öğrencilerimiz bunu fark etti ve dış gruplarla bir araya gelmiyor. Biz bunu kendi içimizde daha rahat çözeriz diye düşünüyorum.
Hayatınızın Boğaziçi Üniversitesi kısmı nedir?
Ben Boğaziçi Üniversitesi'ne 1992 yılında yüksek lisansımı burada yaptım. Ardından doktora için döndüm. Yüksek lisans ve doktoram Boğaziçi'nde. Ben mezun olduktan sonra da bir hocam ile ders vermeye devam ettim. Üstüne her bulduğum fırsatta da bizim güney kampüsteki Kennedy'de yemeklere katıldım. Çok şey öğrendim ve hep Boğaziçi içinde oldum. Ben Boğaziçiliyim bu kadar basit.
'SIRTINI DÖNEN HOCALARLA KONUŞACAĞIM'
Ben, sırtını dönen hocalarla yavaş yavaş konuşacağım. Açıkçası beni tanıyanlar orada yoktur diye düşünüyorum. O anda çalışıyordum. Ama Boğaziçi'nin kültürü, isteyen sırtını döner isteyen elini sıkar.
Boğaziçi kültürünü ayıran nedir?
ODTÜ'nün de bir kültürden ötürü ekol demek daha doğru. Boğaziçi'nin de bir ekolü vardır. Türkiye'de ekolleri olan üniversiteler vardır. Eski üniversitelerin kendi içerisinde oluşturdukları uzlaşma zemin olmuştur. Boğaziçi'nde böyle bir kültür vardır. Boğaziçi kültürü dediğimiz şey kurucu ekolünde etkisiyle insanların fikirlerin serbestçe söylediği karşındaki katılmıyorum dese bile ama asgari müştereklerde uzlaşmayı başarabilen bir kültür. İşi kavgaya götürmeden uzlaşabilen bir kültür. Belli kurallarla hareket edebilen adamına göre davranmayan bir kültür. Bunun birçok böyle benzeri bileşenleri var. Eğitim dilinin İngilizce olması dolayısıyla Avrupa'ya ve ABD'ye daha yakın.
Bekliyor muydunuz böyle bir tepkiyi?
Tabii ki bir tepki bekliyordum. Benden önceki rektörde de benzer şeyler oldu. İnsanların hepsinin evinde olmasının sebebiyle daha beklenin yukarısına çıktı sosyal medyada özellikle çok yer aldı. Bu tip tepkiler üniversite içinde kalırken pazartesi günü tepkinin dışarıdan da gelmesiyle Türkiye'nin gündemine oturdu. Dışardan çıktı tepki artık kendi içerimizde hallederiz diye düşünüyorum. Bugün en azından benim konuştuğum öğrenciler Boğaziçiliydi ve bir sorun yoktu.
İtiş kakış yapanlar Boğaziçililer değil dışarıdaki unsurların içeri girmeye çalışmasında oldu. Polis inanılmaz bir ajitasyon olmasına rağmen en ufak bir şey yapmadılar. Türk Polisini ben bir kez daha tebrik etmek istiyorum.
Kapıya kelepçe takılması sizi rahatsız etti mi?
Bunun bir mantığı var arkasında. Kapı kırılmış ve en basit yöntem olarak bulmuşlar. Kapı insanların üzerine de devrilebilir. O kapının yanında yaya geçiş yolu var zaten. Kırılmış kapıyı tutmak için öyle bir çözüm üretmişler. Bunun hikayesi bu.
Yetkililer gözaltına alınanların büyük bir kısmının Boğaziçi öğrencisi olmadığını söyledi ama bu konuyla ilgilendiniz mi?
Evet tabii ki. Sayın Emniyet müdürümüzle bunları konuşuyoruz hep sürekli bir iletişim halindeyiz.
Doktora tezinize bakılıyor, o tartışmalardan haberdar mısınız?
Benim akademik olarak bulunduğum alanda fena değilimdir. Rekabet stratejilerinde dünyanın önde gelen hocalardan Michael Porter hocayla çalıştım. Uluslararası dergilerde editörlüklerim var. Sonuçta hani insanlar Türkçemdeki virgül ve noktalarımla uğraşıyorlar bu tabii önemli bir şey.
Siz kendiniz talep ettiniz mi Boğaziçi Üniversitesi'ne rektör olmayı?
Tabii ki. Türkiye'de rektör seçim süresinde önce bir çağrıya çıkılıyor ve orada aday olanlar adaylık başvurusu yapıyor belli dökümanları dolduruyorsunuz ve YÖK'te teknik yeterlilikle ilgili bir filtre var ve bu Cumhurbaşkanlığı'na sunularak ona göre atama yapılıyor.
Devlet memuriyetinizin olmadığı ve imza yetkinizin olmayacağı şeklinde yaklaşımlar var buna ne diyorsunuz?
Ben sonuçta Cumhurbaşkanı tarafından atanmış rektörüm. Yani pek mantıklı gelmedi, filli olarak rektör benim ve o yüzden imza yetkim vardır diye düşünüyorum.