Menderes'in gelininden Cumhurbaşkanı Erdoğan'a teşekkür
Yassıada yargılamalarının hukuki dayanağını ortadan kaldıracak yasa teklifi TBMM'de oy birliğiyle kabul edildi. Söz konusu karar ile 27 Mayıs 1960 darbesininden sonra verilen tüm kararlar hükümsüz hale getirilmiş oldu. O dönemde yargılanarak idam edilen eski Başbakan Adnan Menderes’in gelini ve Aydın Menderes'in eşi Ümran Menderes, konuya ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Menderes, ''Rahmetli eşim Aydın çok üzülüyordu. Keşke bugünü görseydi'' ifadelerini kullandı.
Yassıada teklifi Meclis'te oybirliği ile kabul edildi. TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilen teklif ile; 27 Mayıs 1960 darbesinden sonra, Yüksek Adalet Divanı'nın verdiği tüm kararlar hükümsüz hale getirilecek. Yassıada'da yargılananlara ya da varislerine tazminat hakkı doğmuş oldu.
''KEŞKE AYDIN DA BUGÜNÜ GÖRSEYDİ''
Sabah'ta yer alan habere göre; darbenin mağdurlarının aileleri çıkarılan yasa ile buruk sevinç yaşarken, duygularını anlattı.
İdam edilen eski Başbakan Adnan Menderes'in gelini ve Aydın Menderes'in eşi Ümran Menderes ise "60 yıl yaşanmış büyük bir acı üzüntü. Yargılamanın yok sayılması tüm partilerin katılımı ile bunun yapılması demokrasiye olan inancımızı pekiştirdi. Devlet eliyle kara bir leke silindi. Sayın Cumhurbaşkanımızın Meclis Başkanımıza şükranlarımı iletmek istiyorum. Onların sayesinde bugüne kadar yapılmayan yapılmış oldu. Rahmetli Aydın inançlı bir insandı, Tabi ki çok üzülürdü. Ölünceye kadar babasının izinden gitti. O da keşke bugünü görseydi" dedi.
''AİLEM BÜYÜK BASKI ALTINDA TUTULDU''
27 Mayıs'ta ailece mağdur olan TBMM Başkanvekili Süreyya Sadi Bilgiç şunları söyledi:
''Amcam Said Bilgiç 1950-1960 döneminde DP milletvekiliydi. İdamla yargılandı. Büyük amcam Emin Bilgiç Dil Tarih Fakültesi'nde profesördü. 147'lere dahil edilerek üniversiteden atıldı. Dedem Sadık Bilgiç müftüydü. Emekli edildi. Ailem büyük baskı altında tutuldu.
Darbelerden mağdur olan topyekün milleten ta kendisiydi. Demokrasi, siyaset, sosyal hayat edebiyat, folklor, hepsi darbe sürecinden etkileniyor. 27 Mayıs mili iradeye insan haklarına karşı bir saldırıdır. 27 Mayıs olmasaydı 12 Martta olmazdı 12 Eylül olmazdı 28 Şubat'ın karanlık günlerini yaşamazdık.
Meclis Başkanı'ndan sonra imzayı atmış olmak, oturumu yönetmek çok özel bir şeydi. Bugün Meclis herhangi bir endişeye duymadan bu yüzleşmeyi yapabilerek bu düzenlemeyi tarihin çöplüğüne atabiliyor.''
''BUNDAN SONRA İNŞALLAH BİR DAHA BÖYLE YAŞANMAZ''
Hem Babası Sırrı Yırcalı hem de Amcası Sıtkı Yırcalı Yassıada'da yargılanan eski TOBB Başkanı Rona Yırcalı ise "Ben o tarihte 16 yaşındaydım. Bu yaşta bir gencin haksız yere hem babasının hem amcasının hapse atılması çok acı bir şey. Bir haksızlığın manevi olarak giderilmesi bir çoğu aramızda bulunmayan insanlar için çok büyük önemi var. Aileler maddi ve manevi çok büyük haksızlığa uğradı. Bundan sonda inşallah böyle bir şey yaşamaz" dedi.
''MİLLETİMİZ YASSIADA HAYALLERİ KURAN ZİHNİYETE GEÇİT VERMEYECEKTİR''
Yassıada kararıyla ilgili yasayı kubel etmesine ilişkin siyasilerden de olumlu tepkiler geldi:
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: "Türkiye Büyük Millet Meclisi, demokrasi, hukuk, siyaset ve devlet tarihindeki bir kara lekeyi daha sildi. Alınan Yassıada kararları dün için mühim olmakla birlikte asıl geleceğimize doğru tarih bırakmaktır. Yaşasın milli irade, yaşasın demokrasi."
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik: "Yassıada'nın tarihe ışık tutacak 'Demokrasi ve Özgürlükler Adası' olmasıyla 'Yassıada katliam rejimi'nin mekansal sembolleri mahkum edilmişti. Gazi Meclis'imiz aldığı tarihi kararla 'Yassıada katliam rejimi'ni hukuksal ve siyasal olarak tamamen yok etti. Demokrasi tarihimizdeki bu meşum hadisenin hukuken mahkum edilmesinde emeği geçen Gazi Meclis'imizin değerli milletvekilleri dünya demokrasi tarihine geçen bir örnek ortaya koydular. Gelinen nokta, aziz milletimizin 'Yassıada katliam rejimi'ne karşı verdiği güçlü ve sabırlı mücadelenin zaferidir. Hala Yassıada zihniyetini diriltmeye çalışanlar olduğunu biliyoruz. Milletimizin feraseti Yassıada hayalleri kuran zihniyete geçit vermeyecektir."
AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş: "Yassıada darbecilerinin aldığı kararların hukuk aleminden silinmesi ve mağdur varislerin tazminat hakkını da içeren kanun teklifimiz kabul edilerek darbenin açtığı derin yaralar gecikmiş de olsa adaletle sarıldı. Kalbi adaletten yana duran tüm milletvekillerine teşekkür ediyorum."
NE OLMUŞTU?
27 Mayıs 1960 Darbesi'nden sonra iktidardan uzaklaştırılan Demokrat Parti yönetimi, Yassıada'da Milli Birlik Komitesi tarafından kurulan özel mahkemelerde yargılandı.
İki eski bakan ve bir başbakanın idam edilmesiyle sonuçlanan yargılamalar, Türk siyasi hayatında çok önemli bir yere sahiptir ve bu konudaki tartışmalar günümüzde de sürmektedir.
Yassıada Yargılamaları'na 14 Ekim 1960'ta başlandı. Eski Cumhurbaşkanı Celal Bayar, eski Başbakan Adnan Menderes, son Bakanlar Kurulu üyeleri ile milletvekiller, eski Genelkurmay Başkanı Rüştü Erdelhun'un da aralarında bulunduğu pek çok sanık, anayasayı ihlal ve öteki suçlardan yargılandılar.
15 Eylül 1961'de mahkeme kararları açıklandı. Celal Bayar, Adnan Menderes, TBMM eski başkanı Refik Koraltan, eski dışişleri bakanı Fatin Rüştü Zorlu, eski maliye bakanı Hasan Polatkan başta olmak üzere 15 sanık ölüm cezasına, 402 sanık ömür boyu hapse ya da başka ağır hapis cezalarına çarptırıldı. 135 sanık aklanırken 5 sanığın da davası düştü.
Millli Birlik Komitesi, 15 idam cezasından Celal Bayar, Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan ile ilgili olanları onayladı. Ancak Celal Bayar'ın cezası, 65 yaşının üstünde bulunduğu için müebbet hapse çevrildi. Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan 16 Eylül 1961'de, Adnan Menderes ise 17 Eylül 1961'de İmralı Adası'nda idam edildi.