Nevşin Mengü'den Yeni Zelanda'ya "başörtüsü" tepkisi
Cem Küçük ile yaşadığı polemikler ve sonrasında CNN Türk'teki görevinden uzaklaştırılması üzerine her geçen gün biraz daha radikalleşen Nevşin Mengü, Yeni Zelanda saldırısı konusunda garip bir yazı kaleme aldı. Saldırı sonrasında Yeni Zelanda'da Müslümanlarla dayanışma için başörtüsü takan kadınları eleştiren Mengü, tüm dünyanın takdirini toplayan bu davranışı, "Dayanışma göstereceğiz diye baskılardan ve baskıcılıktan yana bir pozisyona girmeye gerek yok." diyerek eleştirdi!
Yeni Zelanda, geçtiğimiz günlerde Christchurch'te gerçekleşen cami saldırıları ile büyük bir şok yaşadı.
51 Müslümanın katledildiği saldırıların ardından Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern'in öncülüğünde Müslüman toplum ile dayanışma amacıyla önemli adımlar atıldı.
Saldırı sonrasında Yeni Zelanda Başbakanı Ardern başörtüsü takarak kurbanların yakınlarını teselli etmeye gitti. Bu görüntülere tüm dünyadan destek gelirken Yeni Zelanda ve Avusturalyalı kadınlar arasında başörtüsü dayanışması artarak devam etti ve pekçok şehirde düzenlenen anma törenlerinde kadınlar başörtüsü taktı.
Tüm dünyada takdirler karşılanan bu duruma itiraz ise sadece Türkiye'den geldi!
Yeni Zelanda'da kadınların terör saldırısına karşı, Müslüman toplumla dayanışma için başörtüsü takmasını farklı bir gerekçe ile eleştiren Birgün yazarı Nevşin Mengü oldu.
Yazısında, Yeni Zelanda'da dayanışma amacıyla başörtüsü takılmasının, İran'daki "başörtüsü çıkartma" eylemlerine darbe vurduğunu savunan Nevşin Mengü, "Başörtüsüyle Yeni Zelanda devlet televizyonu ekranında boy gösteren spikerler bir tarafın gururunu okşarken, bir tarafı da kırabiliyor" diye yazdı.
Nevşin Mengü, Yeni Zelanda'daki bu akımı, "baskılardan ve baskıcılıktan yana bir pozisyon almak" şeklinde yorumladı.
İşte o köşe yazısı;
Yeni Zelandalı spikerler başını örterken
Yeni Zelanda’yı konuş konuş bitiremedik. Saldırının üzerine ayrıca, saldırıdan sonra Yeni Zelanda’nın verdiği tepki ayrıca konuşuldu. Saldırının travmasını atlatmak için Yeni Zelanda’da otoriteler, Yeni Zelanda’nın göçmenlerden oluşan bir ülke olduğunu vurgulamayı, çok kültürlülüğe vurgu yapmayı tercih etti. Yeni Zelanda’ya Britanya’dan gelenler ne kadar Yeni Zelandalıysa çoğunluğu Müslüman ülkelerden gelenler de elbette o kadar Yeni Zelandalı. Bu vurgu dünyanın da ihtiyacı olan vurguydu. Ne var ki sanırım, insan toplulukları, komüniteler, birbirlerine ne kadar baksalar da birbirlerini bazen anlamıyorlar.
Yaşamını yitirenlerin cenazeleri kaldırılırken, tüm kadın televizyon çalışanları başlarını örttü. Ezan canlı yayında verildi vesaire. Tüm bunlar takdirle karşılandı ama yapılanlara tersten bakanlar da var. Amerikalı yazar Zühdi Yasser, yaşananlara şöyle bir not düştü:
“Keşke başörtüsünü zorunlu kılan İslamcı tiranlık yerine, batılı değerleri paylaşanlara bir selam çakılsaydı.”
Başörtüsüyle Yeni Zelanda devlet televizyonu ekranında boy gösteren spikerler bir tarafın gururunu okşarken, bir tarafı da kırabiliyor. Suudi Arabistan, İran gibi İslamcı diktatörlüklerde kadınlar zorla kapatılıyor. Daha geçtiğimiz gün İran’da iki genç kadın başlarını örtmeden sokağa çıkarak eylem yaptıkları gerekçesiyle tutuklandı. Bu insanlara devleti yıkmaya çalışıyorlar muamelesi yapılıyor. Yeni Zelanda için ta oralardan buraları anlamak zor elbet. Ama bazı ‘jestler’ hayatlarını bir nebze özgür soluk alabilmeye adamışları kırıyor.
İran asıllı, ateist Amin Navabi. Kendisi ateist bir aktivist. Yeni Zelanda’daki saldırının ardından Kanada’da Calgary’de Mount Royal Üniversite’sinde yapacağı konuşma iptal edildi.
Üniversite yetkilileri, ‘aman şimdi ortalık karışık, biz burada dinleri, İslam’ı eleştirme olayına girmeyelim’ demişler. Aslına bakarsanız, dünyada en çok tehdit alan ve itilip kakılan azınlıklardan biri Müslüman kültürden gelen ateistler; ya da ateist olan Müslümanlar diyelim. Zaten sürekli İslamcı yapılanmalardan tehdit alan Navabi’ye bir tokadı da özgür dünya! Atmış oluyor.
Şiddet görmüş bir komüniteyle dayanışma göstermek çok güzel ve doğru. Ancak dayanışma göstereceğiz diye baskılardan ve baskıcılıktan yana bir pozisyona girmeye gerek yok.