Menzil cemaati FETÖ gibi devleti ele geçirebilir mi?

Yeni Akit gazetesi yazarı Sinan Burhan, "28 Şubat, Menzil, İsmail Ağa" başlıklı yazısında, gizli bir elin adeta tarikat ve cemaatlere psikolojik savaş başlattığını iddia ederek, "Menzil grubunun hiç bir zaman devleti ele geçirmek istediğine inanmam. Bu insanlar gönül insanı. Bu insanlar yerli insanlar. FETÖ gibi kökü dışarıda değil. Bazıları, Menzil grubu üzerinden dine ve dindarlara savaş açıyorlar. Amaçları önce cemaat ve tarikatları tasfiye etmek, sonra da İslam dinini tasfiye etmektir." dedi.

İşte o satırlar:

Emekli Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu, “28 Şubat bin yıl sürecek” demişti. Biz de “hadi canım sen de” demiştik. Ancak son dönemde medyada, sosyal hayatın birçok alanında bu sözü doğrular bir ortam var. Hükümetimiz uygulamada bu zihniyete prim vermez vermesine de, sanki gizli bir el, tarikat ve cemaatlere psikolojik savaş başlattı. Din, cemaat, tarikat, yardım, hayır gibi kavramlar itici hale getirildi. Bu kavramlar tartışılıyor ve sorgulanıyor. İlla fiili bir darbe yapmaya gerek yok. 28 Şubat sürecinde de askerler silahla yönetime el koymamışlardı ama meşru hükümet yıkıldı, dindarlara psikolojik baskı yapıldı. İmam hatiplerin orta kısımları kapatıldı.

Şimdilerde sosyal medyada Menzil tarikatı ile ilgili tartışmalar var. Bu tarikatın devlet içinde kadrolaştığı, devleti ele geçirdiği gibi hezeyanlar var. Sağlık Bakanlığı hep Menzilci doluymuş, diğer bakanlıklar Menzilci doluymuş vs. Sağlık Bakanlığında bir dönem Menzil kökenli isimlerin hizmet ettiği doğrudur. Ancak bu insanlar ehliyetli ve liyakatli insanlardı.

Sağlık Bakanlığı Recep Akdağ döneminde en başarılı bakanlık olarak millete hizmet etti. Bakan ayrıldıktan sonra birçoğu başka bakanlıklara gitti.

Toplumun bütün kesimlerinin memnun olduğu bu bakanlık kadrolarında bu insanların olması gayet doğaldır. Öte yandan; diğer bakanlıklarda Menzilciler var, onlar yönetiyor demek kuru bir iftiradır. Kaldı ki Sağlık Bakanlığında da zaman zaman kadrolar değişti. Sürekli rotasyon oluyor. Öte yandan; bu topraklara bağlı, yerli olan her grubun, cemaatin devlette hizmet etmesi normaldir. Önemli olan dar kadroculuk yapmasın.

Menzil grubunun hiç bir zaman devleti ele geçirmek istediğine inanmam. Bu insanlar gönül insanı. Bu insanlar yerli insanlar. FETÖ gibi kökü dışarıda değil. Bazıları, Menzil grubu üzerinden dine ve dindarlara savaş açıyorlar. Amaçları önce cemaat ve tarikatları tasfiye etmek, sonra da İslam dinini tasfiye etmektir. Sigortamız ise Recep Tayyip Erdoğan’dır. Erdoğan, bu din düşmanlarını yakından tanır ve gerekeni zamanı gelince yapar.

Menzil grubu, Doğu ve Güneydoğu’da PKK terör örgütüne karşı devletin yanında yer almaktadır. Batı ve ABD ise, bu bölgemizi dinsizleştirip PKK’ya teslim etmek istiyor. Menzil tarikatı PKK’ya, dinsizliğe karşı bu milletin sigortasıdır. Bu tarikat, bayrak diyor, devlet diyor, İstiklal Marşı diyor daha ne desin. Bu bölgenin sigortası olan gruba yapılan büyük bir saldırı var. Bu saldırının amaçlarından birisi de PKK’ya alan açmaktır.

Menzil şeyhinin torunu ya da yeğeninin taht görüntülerine gelince.. Bu görüntüler ilk önce bu yolun büyüklerini üzmüştür. Temeli takva ve zühd olan bir geleneğin bu tarz bir görüntüyle anılıyor olması bu yolda hizmet etmiş, meşayihi kirama, evliyaya, zahide, alimlere büyük bir haksızlık olmuştur. Bu görüntü nedeniyle topyekûn İslam’a saldırı olmuştur. Bütün tarikatlar, sofiler, ihvanlar vb. herkes eleştiriye tabi olmuştur. Bu konularda dikkat etmek öncelikle bu kimselere düşer. Bu görüntüler kaç yıl önce çekilirse çekilsin yakışmamıştır. Masumane bir biçimde yapılan düğünün bu denli magazin malzemesi olması birilerinin eline maalesef bir koz vermiştir.

Bir başka hedef tahtasında oturtulan grup İsmail Ağa cemaatidir. Sur içini İslamsızlaştırmak isteyenler, İsmail Ağa cemaatini Fatih Çarşamba’dan çıkarmak istiyorlar. O nedenle sürekli üzerlerine gidiliyor. Burada bir patrikhane devleti kurmak isteyenler İsmail Ağa cemaatini hedefe koyuyorlar. Bu iki tarikatla uğraşmak ülkenin birlik ve bütünlüğüne hizmet etmez. Bu gruplar ülkenin bekası için hizmet ediyorlar. Bir taraftan gönülleri imar ederken bir taraftan da ülkemizin birlik ve bütünlüğüne katkı veriyorlar.

Elbette şunu da belirteyim. Kim yanlış yaparsa yapsın karşısında oluruz. Kim devleti ele geçirmek isterse kabul etmeyiz. Ancak birilerinin de bu gönül erlerine operasyon çekmesine müsaade etmeyiz. Bu insanlar sadece sevgi ve merhamet ekerler. Bu insanlardan devlet düşmanı çıkmaz.

Sonuç olarak son dönemde bazıları 28 Şubat havası estiriyor. Dine ve dindarlara karşı psikolojik bir operasyon yapıyorlar. Önlerine engel olarak gördükleri cemaat ve tarikatları yıpratarak dinsizliği yamak istiyorlar.

Bu konuda devletimizin ve milletimizin uyanık olması gerekir.

GÜNÜN VİDEOSU

Dilan Polat'ın hayranı pes dedirtti: Cezaevine girdiğinizde kalp krizi geçirdim!

Dilan Polat cezaevine girince kalp krizi geçirdiğini söyleyen hayranı, Polat ile bir araya gelince ağladı.