Mersin 153 olayı nedir? Agit kimdir?
Mersin 153 gündemde araştırılan konular arasında yer alıyor. Mersin Belediyesi'nden '' Mersin 153''kullanıcı adıyla gönderilen mesajlar için açıklama yaptı. Belediye, "MERSİN153" kullanıcı adıyla yasa dışı terör örgütü propagandası içeren SMS'ler atıldığı belirtildi. Peki Mersin 153 olayı nedir? Mesajda neler yazıyor? Detaylar haberimizde...
Mersin 153 olayı nedir? Gündemde Mersin 153 kullanıcı adıyla gönderilen mesajların neler olduğu araştırılıyor. Mersin Büyükşehir Belediyesi ise konu ile ilgili açıklama yaptı. Gelen açıklamaya göre; terör örgütü propagandası içeriğinin yer aldığı SMS'lerin atıldığı "MERSİN153" kullanıcı adının kurumla alakasının olmadığı ve konuyla ilgili soruşturma başlatıldığını bildirdi. Aynı zamanda mesajda yer alan Agit'in ne olduğunu merak ediyor.Peki Mersin 153 olayı nedir? Mesajda neler yazıyor? Agit kim? Merak edilen soruların cevapları detayları ile haberimizde...
Belediyeden yapılan açıklamada, sabaha karşı 04.00-04.30 saatlerinde vatandaşlara "MERSİN153" kullanıcı adıyla yasa dışı terör örgütü propagandası içeren SMS'ler atıldığı belirtildi.
AA'nın haberine göre, mesajların, Mersin Büyükşehir Belediyesi ve belediyenin SMS paneliyle bir ilgisinin olmadığı vurgulanan açıklamada, sistem üzerinden herhangi bir girişin de tespit edilmediği kaydedildi.
Açıklamada, soruşturma başlatıldığı, siber güvenlik uzmanları ile Mersin Emniyet Müdürlüğünün gerekli çalışmaları yürüttüğü ifade edildi.
MERSİN
Mersin, eski adıyla İçel, Türkiye'nin bir ili ve en kalabalık onuncu şehri. 2016 itibarıyla 1.773.852 nüfusa sahiptir. Akdeniz, Aydıncık, Bozyazı, Mezitli, Yenişehir, Toroslar, Anamur, Silifke, Tarsus, Çamlıyayla, Erdemli, Gülnar, Mut ilçeleri olmak üzere toplam 13 tane ilçesi bulunmaktadır. Büyükşehir belediyesi statüsü bulunmaktadır. Türkiye'nin güneyinde bulunan bir liman kentidir. Mersin Limanı Türkiye'nin en büyük limanıdır.
Kentin kuzeyindeki Yumuktepe höyüğünde yapılan kazılarda birçok katman ortaya çıkarılmıştır. Bunların en eskisi, MÖ 6300'lere, en yenisi ise Selçuklu dönemine tarihleniyor. Kazılardan çıkarılan eserler, Adana Arkeoloji Müzesi ve Mersin Müzesi'nde sergileniyor. Mersin'in tarih sahnesine çıkışı 19. yüzyılın ortalarına rastlamaktadır. Bu dönemde henüz bir köy olan bölge, konar göçer bir Türkmen aşiretine ev sahipliği yapmış ve adını da bu aşiretten almıştır. Ayrıca Kapadokya bölgesinden gelen Rumlar kent nüfusuna hakim hale gelmişler ve 1850'de kentte 5.250 Ortodoks Rum'a karşılık 1.600 Müslüman yaşamaktaydı. Kentin kaderi özellikle Amerikan İç Savaşı sırasında dünyadaki pamuk kıtlığını gidermek amacıyla Çukurova'da gelişen pamuk üretimi ve bölgenin 1866'da demiryolu ağına bağlanması ile değişmiştir. Bu dönemde Mersin hızla, Çukurova'nın tarım ürünlerinin ihraç edildiği bir liman ve ticaret merkezi haline gelmiştir. Şehrin bugünkü durumuna gelmesinde, şu anda azınlık olsalar da Hıristiyan Levantenlerin önemi yadsınamaz. Şehirde halen Levantenlere ait iki katedral bulunmaktadır, Latin-İtalyan Katedrali ve Arap-Ortodoks Katedrali. Ayrıca şehrin kuzeyine Rumlar için bir kilise yapılması da gündemdedir.
TARİHÇE
Mersin yöresinin bilinen en eski ismi Kizzuvatna olup bu ad Hitit devrinde Kue, klasik devirde de Kilikya olmuştur.Bu bölgede yapılan kazı ve araştırmalar, ilk yerleşim izlerinin Cilalı Taş Devri ve Bakır Çağında görüldüğünü ortaya koymuştur. Gözlükule Höyüğü ve Yumuktepe'deki kazı araştırmaları ayrıca yörenin tarihte çok önemli bir merkez olduğunu göstermiştir. Nitekim, Gözlükule İslam uygarlıklarından Yeni Taş Çağına kadar 33 katmanda oluşmaktadır. Çiftçi ve çoban toplumunun yaşadığı ilk katmanlarda toprak sıvalı mekan zeminlerinin ortaya çıkışı ve daha üst katmanlarda ele geçirilen çeşitli tarımsal aletler ve çanak çömlekler, üretim ekonomisinin ve toplumsal bilincin gelişimini göstermektedir. MÖ 6. yüzyıla kadar yörenin yazılı tarihi Hurri, Luvi, Arzava, Kizzuvatna gibi yerel krallıklar ve bunların kültürleriyle, buraya daha sonraları egemen olan Hitit, Asur ve Babil krallıklarının tarihleri iç içedir.
III. katmanda bulunan Alacahöyük tipindeki bronz hançer ve Hitit yapı kalıntıları, yöredeki Hitit varlığının önemli belgeleridir. Belli bir dönem Hitit egemenliğinde kalan bölge daha sonra Asur Kralı III. Selomossa'nın, MÖ 528 yılında ise Perslerin eline geçmiştir. MÖ 527'de Yunanlar yöreyi ve Kıbrıs'ı, MÖ 334'te ise Mersin'i Makedonlar ise ele geçirmiştir.
Antik Yunan döneminde, şehrin adını Zephyrion (Yunanca: Ζεφύριον) taşıyordu ve birçok antik yazarlar tarafından dile getirilmiştir.
Antik kaynaklara göre şehirde ticaret yapılıyordu ve hatta kendi adına para bastırmıştı.
Sonra Kilikya, Roma eyaletinin bir parçası haline geldi.
Roma İmparatoru Hadrianus dan adını aldı ve Hadrianopolis oldu.
Romalı devlet adamı ve ünlü felsefeci Marcus Tullius Cicero 620/621 MÖ, ilin valisi oldu.
Kilikya ve Mersin, erken 7. yüzyılda Araplar tarafından fethedildi.
Ardından Mısırlı Tolunoğulları, Bizanslılar, Ermeni Krallığı, Memlûkler ve 1473 yılında Ramazanoğulları Beyliği tarafından fethedildi.
Bundan sonra da 1517 yılında Osmanlı İmparatorluğuna kaydedilmiş.
Amerika İç Savaşı sırasında, bölgenin sıkıntısı nedeniyle yüksek talebi karşılamak için pamuk önemli bir ticaret malı haline geldi.
Demiryolu ile getirilen pamuk deniz yoluyla ihraç edildi. 1866 yılında Mersin genişletildi ve şehir önemli bir ticaret merkezi haline geliştirildi.
1918 yılında, Sevr Antlaşması ile uyum içinde Fransız ve İngiliz askerleri tarafından işgal edildi.
1920 yılında Mustafa Kemal Atatürk ordusu tarafından kurtarıldı.
1924 yılında Mersin il yapıldı ve 1933 yılında İçel (büyük Mersin) ilini oluşturmak için İçel iline katıldı ve ilin merkezi Mersin oldu.
İlde inanç turizmi açısından önemli olan iki merkez vardır. Birincisi İsa'nın Havarilerinden St. Paul'un Tarsus'ta bulunan Evi ve Kuyusu Vatikan tarafından Hac Yeri ilan edilmiştir. Diğeri Müslüman ve Hristiyan alemince önemli olan ve Silifke/Taşucu'nda yer alan erken Hrıstiyan devrinde Hac Yeri olarak kabul edilen Azize Aya Tekla (Meryemlik)(Meryem'inde kabrinin Mersinde olduğu ancak hiçbir zaman bulunamayacağı İncilde acıkca yazılmıştır (klikya mektupları paftası) önemli dini ziyaret merkezleridir. Ayrıca dini açıdan önemli ziyaret yerlerinden olan Tarsus Ashab-ı Kehf Mağarası da il sınırları içerisinde bulunmaktadır.
Toroslar merkez ilçe sınırlarında yer alan Yumuktepe Höyüğü'nde yapılan kazılarda bulgular MÖ 6300'lere kadar gitmektedir.
Tarihi ve turistik açıdan görülmesi gereken başlıca yerler; Alahan Manastırı (Mut), Kravga Köprüsü, Kızkalesi, Yumuktepe, Kanlıdivane (Neapolis), Anamuryum Harabeleri, Viranşehir ( Soli), Tarsus - Aziz St. Paul Kilisesi, Silifke-Uzuncaburç, Karaduvar, Ayaş, Çamlıyayla Namrun Kalesi (Lampron) ve Sinap Kalesi, Alahan (Alacahan) Manastırı, Narlıkuyu, Zeus (Jupiter) tapınağı, Cennet Cehennem mağaraları, Çukurpınar mağarası, Korikos Kalesi, Mamure Kalesi, Aslanköy Kaya Mezarları, Adam Kayalar, Tarsus-Ulu Cami, Tarsus-Eski Cami, Büyükeceli Kaya mezarları sayılabilir.
Tabiplerin piri Lokman Hekim Tarsus'ta yaşamıştır. Aynı zamanda yılanların padişahı Şahmeran ile ilgili rivayet de şöyledir: Şahmeran yörenin kralının kızına aşık olur, cadının bir tanesi prensesin hamama geleceğini ve görmek isterse onu hamamda bir odaya gizlice alacağını söyler. Şahmeran her ne kadar biraz şüphelense de aşk gözünü karartır ve gider. Orada katledilir. Tarsus'Ta halen ayakta olan eski hamamın göbek taşındaki kızıllığın şahmeranın kanı olduğuna inanılır.