Mesut Mertcan'a böyle veda etti: Gidelim artık Erhan... Daha erken usta!
TRT Ana Haber Spikeri Erhan Çelik, vefatından önce “Koltuğum sizindir” diyerek TRT ekranlarını bir kez daha teslim ettiği Mesut Mertcan’a Instagram hesabından duygusal bir notla veda etti.
TRT ekranlarının unutulmaz haber spikeri Mesut Mertcan bugün hayata gözlerini yumdu.
Okuduğu 12 Eylül darbe bildirisi ile akıllara kazınan eski TRT haber spikeri, Medyaradar'dan Alev Gürsoy Cimin'e verdiği röportajda son dileğinin bir kez daha TRT ekranlarında haber sunmak olduğunu söylemişti.
Bu isteği öğrenen TRT 1 Ana Haber sunucusu Erhan Çelik ise Mertcan’ı arayarak “Koltuğum sizindir” diyerek büyük ustayı İstanbul’a davet etmiş ve duayen sunucu 30 yıl aranın ardından yeniden TRT 1 ekranlarına dönmüştü.
İYİ Kİ BÖYLE BİR YAYIN YAPTIK
Bugünkü vefat haberinin ardından yeniden gözlerin çevrildiği isimlerden biri olan Erhan Çelik, kişisel Instagram hesabından Mesut Mertcan’la TRT koridorlarında çekilmiş bir fotoğrafını paylaştı.
Mertcan’ın tekerlekli sandalyesini iterken çekilen karenin altına ustası için oldukça duygusal satırlar kaleme alan Çelik, “İyi ki böyle bir yayın yaptık, iyi ki aynı stüdyoyu, aynı bülteni paylaşmanın gururunu yaşadım. Mekanın cennet olsun büyük usta...” ifadelerini kullandı.
İşte Çelik’in duayen gazeteci için yazdığı duygusal satırlar;
Bültenin başlamasına daha çok vakit vardı. Gidelim dedi. Daha erken dedim. Stüdyonun kokusunu içime ne kadar çekersem o kadar kar dedi. Yayında izleyicilerin hiç fark etmediği tekerlekli sandalyesi ile ilerledik. İçeri girerken "Hadi Bismillah" dedi.
Yayın totemin var mı usta diye sordum. Türkçeyi katletme diye çıkıştı. Elbette benim de bir yayın uğurum var dedi. Stüdyoya giderken cebinden çıkardığı mürekkeple dolan ve hatta birazda akıp elini boyayan kalemi yayın boyu bir an olsun bırakmadı. Yayın için son 10 sayılmaya başladığında haberde ilk günüm gibi diyerek derin bir nefes aldı.
Ve bülten başladığında efsane geri döndü dercesine gümbür gümbür okumaya başladı haberleri; kalemini elinden hiç bırakmadan...
Sıra son habere gelince eyvah diyerek duraksadı; bitiyor... Bülten bittiğinde ise stüdyodan hemen çıkmak istemedi. Elimde olsa sabaha kadar burada kalabilirim... Biraz oturduk. Hiç konuşmadı. Sessizliğinin içinden kim bilir ne anılar geçti.
Tamam dediğinde haber masasından kalkıp stüdyonun kapısına doğru yöneldik. Stüdyodan çıkmadan son bir kez daha derin bir nefes aldı. Sonra karşımızda duran yönetmene döndü; "Artık ölsem de gam yemem!"
İçimde son arzusunu yerine getirmenin huzuru ve onu kaybetmenin acısını aynı anda hissediyorum. İyi ki böyle bir yayın yaptık, iyi ki aynı stüdyoyu, aynı bülteni paylaşmanın gururunu yaşadım. Mekanın cennet olsun büyük usta...