Metehan Demir: İki komando birliğine 'hazır ol' talimatı gitti!
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin "Fırat Kalkanı Harekatı" kapsamında Suriye'deki terör örgütlerine yönelik operasyonları devam ediyor. SuperHaber yazarı Metehan Demir, yeni köşe yazısında operasyonlar hakkında önemli bilgiler paylaştı ve dikkat çeken uyarılarda bulundu. Adım adım DAEŞ ile kara savaşına doğru gidildiğine vurgu yapan Demir, "Bu nedenle, iki komando birliğine 'hazır ol' talimatı gittiği gibi kuvvetli bir duyumumuz var. " diye yazdı. İşte Metehan Demir'in yine çok ses getirecek o yazısı...
Suriye ile ilgili zor sorular... IŞİD ile kara savaşına doğru
ZOR günlerden geçiyoruz. Kafalar karışık. Herkesin içinde hemen hemen aynı temenni. 'İnşallah ülke bu kargaşalardan, krizlerden kurtulur, artık rahat bir nefes alır' dilekleri...
Ama maalesef her gün yüzlerdeki endişeleri biraz daha arttıran içte ve dışta sıradışı gelişmeler oluyor.
NORMAL BİR ÜLKEDE
Normal bir ülkede bu yaşadıklarımızın yüzde biri yaşansa o ülkenin yıllarca kendine gelemeyeceği olaylar artık bizde 'sıradan son dakikalar' olmuş.
ALIŞMAK ALIŞKANLIK OLMUŞ
Alışmak alışkanlık olmuş...
BIÇAK KEMİĞE MİLYON KEZ DAYANMIŞ
Bıçak kemiğe milyon kere dayanmış.
SÖZÜN BİTTİĞİ YER MOLA YERİ OLMUŞ
Sözün bittiği en az yüzbin yerde mola verilip yola yine devam edilmiş.
DERS VERMEKTEN
Ders vermeye çalışmaktan hiçbirşeyden ders alamaz olmuşuz.
Dedik ya zor günler.
HALA...
Hala beyin takımı bulunamamış, iç savaştan dönülmüş bir 15 Temmuz ihaneti, PKK terörü ile yoğun mücadele, şehitler kayıplar, yorgun bir psikoloji ve son olarak da yeni Suriye cephesi.
İşte bu sebeplerle bizim herkesten daha dikkatli olmamız gereken bir akla ve analitik bir yaklaşıma ihtiyacımız var.
CERABLUS İLE BAŞLADI
Türkiye, yüzlerce masum insanının hayatına mal olan alçak terör saldırılarını yapan IŞİD'e karşı düğmeye bastı. Cerablus ile başlayan harekatla bu kanlı örgütün sınırımıza yakın Suriye topraklarından temizlenmesi amaçlandı. Karar temel anlamda doğru. Ancak asıl bu noktadan sonra, Suriye harekatının bizi bir bataklığa çekmemesi için her adımda risk analizleri ve siyasi stratejik kazanım hesapları çok iyi yapılmalı.
KALICI OLARAK NE ELDE EDECEĞİZ?
Türkiye'nin sonunda kalıcı olarak ne elde edeceği ve orta-ileri vadede nelerle karşılaşacağı çok objektif ve akılcı hesaplanmalı.
ZARLA SATRANÇ
Çünkü, Türkiye'nin güvenlik endişeleri ile kritik kararlar alırken, heyecan ve hırslarına engel olmadan bir üstadın dediği gibi, zar atarak satranç oynama gibi bir lüksü yok.
HESAPLAMADAN OLMAZ
Bazen kulağa hoş gelen 'şimdi şuraya da girdik, buradan oraya geçeceğiz' söylemleri olabilir. Ama günün sonunda nelerle karşılaşacağımız ve bu harekat bittiğinde kati olarak hangi kazanımlarımız olacağını çok iyi hesaplamamız lazım.
GAZA GELMEDEN, KENDİMİZİ GAZA GETİRMEDEN
15 Temmuz sonrası tüm dünyaya 'Bakın TSK ne kadar çabuk toparlanıp ne büyük işler yapıyor' diye gösterelim derken bu bölgede gaza gelip balçığa batmayalım.
NEREDEYSE 20 KM İÇERİDE
Cerablus ile başlayan Çobanbey ile devam eden harekatta şu anda Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) sınırın girinti çıkıntılarına bakıldığında 15 ile 20 km içine girmiş durumda.
RESMİ ASIL AMAÇ;
Amaç şöyle tanımlanıyor:
''Cerablus-Azez hattını YPG'ye bırakmadan IŞİD'den tamamen temizlemek. Ardından da burayı muhalif Özgür Suriye Ordusu'na (ÖSO) bırakmak. Bu yapılırken de PKK ile organik bağı olduğu düşünülen YPG/PYD'nin Fırat'ın doğusunda kalmasının sağlanması. Aksi takdirde bu unsurlara da silahlı müdahalede bulunulmasına destek verilmesi. Böylece, Hatay tarafındaki Afrin- Azez- Mare bölgesi ile Kobani Menbiç arasındaki alanın arası doldurularak Türkiye sınırının altında bir Kürt koridoru kuşağının da engellenmesi. Harekat ise, tank birliklerinin güvenli koridor açma desteğinde ÖSO kara birlikleri ile yürütülecek.''
Buraya kadar her şey güzel. Ama tabii bir de, evdeki hesapların çarşıya uyup uymama durumu var.
DOĞRUDAN KADERİNİ ETKİLEYECEK
Çünkü, Suriye meselesinde Ankara ne kadar akıllı davranırsa gelecekte de Türkiye'nin kaderi ile ilgili de o kadar akıllı gelişmeler olacaktır. Türkiye için her hata sıkıntıyı, her hırs ve heyecan sonu alınamayacak savruluşları getirebilir. Hamasi söylemlere değil akla ihtiyaç var. En başlarda izlenen hatalı saplantılı Suriye politikalarının nelere mal olduğunu herkes gördü.
MADDE MADDE ANALİZ
Gelin madde madde analize başlayalım;
KARA SAVAŞINA DOĞRU
Suriye harekatı başlayalı 3 hafta oldu. 7 şehidimiz var. Bir o kadar da yaralımız. YPG ve IŞİD'den de saldırılarla karşılaşıldı. Kamuoyunda şehitler geldikçe, 'Bizim orada ne işimiz var. Önce kendi içimizi temizleyelim de sonra buna bakarız' sesleri artabilir. Bugüne dek TSK, hep zırhlı birliklerle işi yürüttü. Fakat, bu tankların füzelere karşı sabit hedef olduğu acı gerçeği şehitlerle anlaşıldı. Acaba, Türkiye bu nedenle yakında aktif kara birliklerini de içeriye sokar mı? Var zaten diyenlere sadece şunu söyleyelim, uçaklara yer tarif eden İHK'lar, ÖSO koordinasyonu yapan özel kuvvet ve diğer zırhlı teknisyenleri harici kimse yok.
İKİ BİRLİĞE HAZIR OL TALİMATI
Bu nedenle, iki komando birliğine 'hazır ol' talimatı gittiği gibi kuvvetli bir duyumumuz var. Yani, aktif kara birlikleri de işler daha kötüleşirse girebilir. Bu da çok zorlu yeni bir süreç demek. Kimsenin TSK'nın kahramanlığı ve becerisi ile ilgili şüphesi yok ama akıl ve diplomasi bazen ülkeler için en güçlü silahlardan daha etkili olabiliyor. Aylar önce IŞİD ile bir kara savaşı olabileceğini ilk kez yazdığımda devlet içinde bana bunun hayal olduğunu söyleyenler acaba şimdi ne düşünüyorlardır?
ÖSO GÜVENİLİR Mİ?
Ankara, Suriye'de bölgeyi bırakmayı düşündüğü ÖSO'ya ne kadar güvenebilir? ÖSO, ne kadar organik ve ne kadar yapay bir oluşum? Gelecekte Suriye'de hangi kimlikle nasıl bir rol alabilir? TSK geri dönünce oraları gerçekten koruyabilecek mi yoksa yine Türkiye geri mi dönmek zorunda kalacak? Türkmenlerin geleceği ile ilgili nasıl bir projeksiyon düşünülüyor?
YENİ SALDIRILAR OLABİLİR
Orada Türkiye'yi demoralize etmek ve paniğe sevketmek için gerek IŞİD, gerek PYD yine harekete geçebilir. Türkiye'yi bu bataklığa iyice çekmek için Suriye'de son 2 haftada olduğu gibi kayıplar verdirecek yeni saldırılar olabileceğinden bahsediliyor. Sabit hedef anlamında sadece tanklarla bu saldırıları beklemek askeri personeli hedef etmek olmaz mı? Bugüne dek bu şekilde 7 şehidimiz olduğunu unutmayalım.
IŞİD SESSİZLİĞİ
Suriye'nin daha aşağısına doğru inerken savunmadaki sessizlik kimsenin dikkatini çekmiyor mu? Acaba, IŞİD gerçekten tamamen kaçtı mı, yoksa TSK'nın, IŞİD'in kuvvetli olduğu bölgelere daha da yaklaşması için iyice aşağıya inmesini mi bekliyor?
Böylece TSK'nın geriye dönüşte zorluklarla karşılaşması ve ikmal yollarında uzamalar nedeni ile aksaklıklar mı yaşamasını istiyor?
EGO TUZAKLARI
Gaza gelmemek lazım. Türkiye'ye söylenen 'Siz Rakka'ya da, Halep'e de, hatta Irak'ta Musul'a bile girersiniz' sözlerinin ego tuzaklarına düşmemek lazım.
RAKKA BATAKLIĞI
Rakka'ya yönelmek bu işi tamamen daha da işin içinden çıkılmaz hale getirir. Doğu'da Afrin'e, aşağıda Halep'e yaklaşmak, yolda Bab'da durmak. Öyle söylendiği kadar kolay olmaz. Hele, dediğimiz gibi bir de şimdi Irak'ta Musul'dan bahsediliyor. Aman dikkat. Kimse kimseyi gaza getirmesin. Ne kadar yalnız olduğumuzu ve tuzakları kimse görmüyor mu?
BU NASIL KOALİSYON
Eğer bu harekat Amerika ile koordineli ise ve uluslarası bir koalisyonla yürütülüyorsa neden sadece bu vatanın evlatları kara savaşında yer alıyor.
BU SORUNUN YANITI YOK
Neden diğer ülkeler sadece hava harekatında yukarıdan bomba atarken, bizim evlatlarımız karada tek başına kalıyor. Bu ortak harekat ise, bizden başka kimse niçin elini karada taşın altına sokmuyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Obama ile Rakka için de ABD ile ortak bir şeyler yapılabileceğini söylemesi yeni zorlu denklemleri beraberinde getirdi.
Rakka harekatı, Cerablus’tan çok zor olacaktır. Yolda geçmeniz gereken bir PYD olacak. Ya da diğer yolda Araplar.
DİĞER AKTÖRLER
Ayrıca sadece bölge değil İran, Rusya ve Esad yönetimi ile süreci nasıl yürüteceksiniz? Türkiye, böyle bir süreç eğer olacaksa mutlaka ve mutlaka koalisyon güçleri ile kara savaşında yer almalı. Ama olabildiğince buna da girmemeli.
İÇERİDEKİ MİSİLLEMELERE DİKKAT
Ayrıca son olarak şu gerçeğe göre de hareket etmek lazım. Bugün Suriye'de temizlenmeye çalışılan IŞİD'li kadar olmasa da hatırı sayılır militan da bizim topraklarımızda mevcut. O hatalı Suriye politikaları sırasında kevgire dönen sınırlardan yüzlerce IŞİD militanının topraklarımıza sızdığı biliniyor. Her eylemlerinde de bu görülüyor. O yüzden içeride de IŞİD saldırılarına karşı uyanık olunmalı. Sadece IŞİD değil, artık açık düşman olunan PYD nedeni ile PKK'nın ek misilleme saldırılarına.
BU KİRLİ OYUNA DİKKAT
Türkiye'nin bir an önce yapması gereken şeylerden biri de; karada tank birliklerinin, koalisyon uçaklarınca, yanlışlıkla vurulmasının önüne geçmesi. Nasıl mı? Bir süreden beri, bu koalisyon uçaklarının 'olaya kaza süsü verip' koordinatları karıştırmış numarası ile Suriye'de bizim birliklerimizi vurma ihtimalinden şüpheleniyorum. Böylece PYD'yi vuran Türkiye'ye de gözdağı verilecek.
ANKARA BUNU YAPMALI
Bu açıdan yazılı olarak Ankara'nın buna azami dikkat gösterilmesini isteyip kayıtlara düşmesi şart.
Carl Von Clausewitz büyük bir savaş ve strateji dehasıdır ve der ki,' Savaş siyasetin başka araçlarla devamıdır.'
Kısacası, eğer bir savaştan bahsediyorsak bunun bize siyasi bir kazanım da getirmesi gerekir. Yoksa bataklıkta boğulmayı kimse istemez...
Güzel günlerde görüşmek üzere...