Metehan Demir olay yaratacak bir iddiayı, ilk kez gündeme getirdi

SuperHaber yazarı Metehan Demir'in yeni köşe yazısı

Zehir gibi sorular hala ortada

Hani derler ya 'Böyle mi olacaktı?' diye... Evet aynen bu 30 Ağustos için söylenecek söz bu.

Bu kahramanlar yatağı, destanlar yazan Türk ordusunu 30 Ağustos'ta getirdikleri hal kelimenin tam anlamı ile içler acısı.

KİMLİK KONTROLLÜ GİRİŞ

Tören alanına askerlerin ancak kimlik kontrolü ile girebildiği, tören geçişi yapan askeri birliğin etrafının şüphe nedeni ile polis özel harekat tarafından çember altında tutulduğu bir bayram.

İnsanın en çok üzüldüğü de, bu yaşanan durumun, en çok da, TSK'da canı pahasına vatanı için görev yapmış ve yapan, milletinin gerçek evlatlarına ızdırap vermesi.

TARİFSİZ BİR IZDIRAP

Bu gelinen halin, gerçek Atatürkçü, demokrat, milliyetçi ve milletinin hizmetindeki askerlerine verdiği ızdırap tarifsiz.

EN BÜYÜK ZARARI TSK GÖRDÜ

Yıllarca komuta kademesinin, devletin, hükümetlerin basiretsizliği nedeni ile TSK'nın en kilit noktalarına sızan hainler çetesi en büyük zararı TSK'ya ve bu kahraman evlatlarına vermiştir.

Bu nedenle, 15 Temmuz'daki FETÖ darbe girişimi aslında en büyük darbeyi TSK'ya vurdu. Bu girişim aynı zamanda, dibe vuracak güven ve içeriye sızacak şüphe virüsü ile ülkenin terörle mücadelesinde en çok ihtiyaç duyulacak TSK'yı yıpratma amacına ulaşmayı planladı.

Ama inanın; hal böyle iken, memleket Suriye'de harekatla uğraşırken, PKK ve IŞİD terörü ile savaşırken, toplum gerginken şu anda komutanlar kimsenin umrunda değil. Millet kızgın. Çok şey bilmelerine rağmen hala susulup, mevkii makam derdinde olunarak çıkıp gerçeklerin hala anlatılmaması milleti üzüyor.

İSİMSİZ KAHRAMANLAR

Asıl üzüntü; bu pırıl pırıl gepegenç asker çocuklar için.

İsimlerini bile duymadığınız ama ülkenin onların omuzunda durduğu her rütbeden kahraman çocuklar.

Şu an Gabar'da, Cudi'de sınırın en ücra köşelerinde görev yapan bu çocuklara nasıl büyük haksızlık TSK'nın bu bayramda düştüğü durum.

BU NASIL ACI ÇELİŞKİDİR

Düşünsenize tören alanlarında başkentinde kimlik kontrolü ile bayrama aldığın askerin öte yanda memleketi sınırda emanet ettiğin kahraman fedakar evlatların. Diğer tarafta, Cerablus'ta "İşte TSK!" diye alkışladığın ordu. Bir ülkenin aynı anda kaldırabileceği bir çelişki mi bu?

Ama işte burada bazı şeyleri artık açık açık konuşmak gerekiyor bugünde, bu 30 Ağustos Zafer Bayramı'nda.

SORU İŞARETLERİ AYNEN DURUYOR

Bu sene tüm yurttaki kutlamalar, TSK ve üzerindeki şüphe ve komutanların hala birliklerine hakim olamadığına dair soru işaretleri giderilemediğinden dolayı daha önce hiç görülmedik tedbirlerle gerçekleştirildi dedik. Neden mi? Çünkü soru işaretleri olduğu gibi duruyor.

Gördünüz. Tank, top gibi zırhlı araçlar, savaş uçakları ve helikopterler ne olur ne olmaz diye 30 Ağustos törenlerinde ilk kez yer almadı. Platform çökmese bu daha dramatik görüntüleri beraberinde getirecekti; Allah'tan olmadı. ("Kim bilir belki de perde arkasında güvenlik endişesi vardı ve bu gelişme oldu" diye insanın aklına gelmiyor da değil)

ANITKABİR BİLE

Bir ordunun tarih yazdığı bir zaferin 94. yıldönümünde TSK'nın hainler nedeni ile düştüğü durum. Anıtkabir'de bile güvenliğin askere emanet edilemediği bir tablo.

İnsanın şunu haykırmak içinden geliyor. Yıllarca bu hainler her yere sızarken ve bu tehdit herkesce bilinirken, "Bir şeyler yapılmalı" diyenlerin sesini bastırılırken hiç mi bir şey yapmak içinizden gelmedi?

15 Temmuz ihanet gecesinde bu millete kurşun sıkan, askerini polisini şehit eden, Meclis'ine bomba yağdıran, Cumhurbaşkanı'nı öldürmek isteyen bu hainlerin en dibinize kadar gelmesini hiç mi fark edemediniz? Size bunları söyleyenlere neden kulak vermediniz?

BU SORUYA SİZ NE YANIT VERİRDİNİZ?

Bugün biri çıksa, 'Bu bayram böyle diye ne bozuluyorsun kardeşim, ya içlerinden biri çıksa yine topla uçakla saldırı düzenlese, bombalarla saldırırsa' diye sorsa. Kesin hayır diye yanıt verebililir misiniz? Tabii ki hayır.

Bu iç acıtan soruya TSK ve devlet de yanıt veremediğinden, kendi içindeki şüphesini gideremediğinden işte bu nedenle törenler de bu şekilde yapılıyor. Çok değil daha 15 Temmuz'da olanlar o ihanet hala akıllarda.

O SORULAR ZATEN VARDI

"O gün darbe istihbaratı Cumhurbaşkanı'na, Başbakan'a neden geç ulaştı?" benzeri sorular çok soruldu.

AMA ASIL BU SORULAR?

O kadar tutuklama, el çektirme, operasyon olsa da ben hala 15 Temmuz gecesinden bir adım bile ileri gidemediğimizi düşünüyorum, olayı aydınlatma adına. Hala kafamızda deli sorular var. Buyrun;

-Bu iş nasıl aylarca sessizce gizlice planlandı? Kimsenin haberi olmadı?

-Kimler beyin takımındaydı? O gece Akıncı Üssü'nde neler yaşandı?

-O gece o yasadışı ve TSK adına yapıldığı iddia edilen sözde bildirideki 'Yurtta Sulh Konseyi'nde' kimler vardı? Sivil kanadında kimler yer aldı?

-Bu bildiriyi kim kaleme aldı? Atama listeleri ne oldu?

-Üzerine gitmemiz nedeni ile Genelkurmay'da yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlayan kamera görüntülerinin Akıncı'ya ait olanları nerede? O gün Genelkurmay Başkanı'nı Akıncı'dan kurtarıp getiren pilotların sonradan darbeye destek verdiği gerekçesi ile tutuklanması söz konusu ise komutan onlara nasıl emanet edildi?

-Bu görüntülerde Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak, Kurmay Başkanı Orgeneral İhsan Uyar, Genelkurmay 2. Başkanı Yaşar Güler, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal ile 2. Ordu Komutanı Korgeneral Metin Temel'in ve bağlı sadık generallerinin o geceye dair nasıl saldırıya uğradıklarına dair görüntüler ve şahitler var. Ankara'da kelepçeli görüntüleri olanlar var. İnşallah bu güven katsayısı giderek diğerlerini de kapsar.

-Orduda hala uyuyan hücreler var mı? Bunlar kritik noktalarda halen görev yapıyor mu?

-O gece milleti tanklarla karşı karşıya getirmek yerine, evlerinden açıklamalar yapmak yerine neden kışlalardan o komutanlar çıkıp halkın önünde askerleri ve silahları ile bu hainlere dur demediler? Milletin tankların önünde kahramanca mücadelesine karşı neden sessizce izlemeyi ve sadece açıklama yapmayı tercih ettiler?

-O gece "Darbe olacak" istihbaratına rağmen bazı komutanlara 'Önemli bir şey yok' denilerek düğünlere gitmelerine neden izin verildi? Sadece 3 helikopter ile darbe yapılmayacağı bunun arkasında dev bir planın olduğu nasıl düşünülemedi?

-Darbecilerin üzerinde çıkan 1 dolarların esrarı hala çözülemedi. Bu gerçekten anlamlı bir hiyerarşik şifre mi, yoksa hedef saptırma mı?

-Bu mesele sadece FETÖ ile mi sınırlı yoksa o gece gelişmelere göre saf değiştirdiğinden şüphe edilenler var mı? Bunlar zamanla ortaya çıkacak mı?

-15 Temmuz gecesi iddiaların netleşmesi adına kimin nerede olduğunu gösterecek cep telefonlarının izleri ile ilgili oluşan raporlardan yeni sonuçlar çıktı mı?

"Gözaltına alınanların bazı tehditler nedeni ile konuşamadığı ve bu nedenle içerideki hain yapının halen tam olarak temizlenemediği" iddiası ortada dolaşıyor.

HAZIR OLUN

Bu sorular netleştikçe TSK'nın o kahraman evlatlarının üzerindeki haksız gölge de kalkacak. Not alın.

Daha her şey yeni başlıyor. Bugün masum gördükleriniz içinde ileride öyle bir şey çıkar ki, kimlerin olduğuna inanamayabilirsiniz. Bazı suçluların ise zamanla aklanabileceğini görebilirsiniz. Daha bu köprünün altından çok su akar. Her şey olabilir.

YETER Kİ

Yeter ki kimsenin hakkı vebali kimse de kalmasın. Yeter ki vatan ve millet sağolsun. Ama delillerle saptanan her haine de en ağır ceza verilsin.

Maalesef son yıllarda tarihte adaletimizle nam saldığımız bu dünyada vebal günah almada kendi hesaplarımız uğruna bu konuda çok hata yapıyoruz...Bu bize yakışmıyor. Örnek mi?....

Mesela, Balyoz davası ile başlayabiliriz... Her kesimden, ne çok insanın uğradığı haksızlık var değil mi, hemen aklınıza gelen.

BIKTIRAN ADLİ YIL AÇILIŞ KAVGASI

Az önce baktım haberlerde. Bir 'adli yıl açılışı nerede olsun' kavgasıdır gidiyor. Güçler ayrılığına saygılı olsun da, nerede yapacaksanız orada yapın. Ülkede şu an en gerekli şey hukuk ve adalet. Bu darbeci hainlerin yargılanması için sapasağlam bir hukuk sistemine ihtiyaç var. Bunun işlemesi lazım. Biz bunu bıraktık resepsiyonu nerede yapacağız kavgasındayız.

ANLAMSIZ CHE KAVGASI

Biz hala "Küba lideri Che tişörtlerimizde olmasın" kavgasındayız. Fatih Sultan Mehmet gibi bir tarihi gururumuzla Che Guavera'yı yarıştırma derdindeyiz. Onlar yaşasalardı birbiri ile sorunu olmazdı. Ama arızayı biz çıkarıyoruz. Memleketin bu kladar meselesi varken birlik olmamız gerekirken bu gereksiz işlere ne lüzum var.

Bu kadar sıkıntımıza rağmen yine birbirimizi yemeye başladık. Gerçekten bu ülkeye yazık.

Yazık... Bilmem anlatabiliyor muyum, birileri Türkiye üzerine sağlam bir oyun oynuyor. Biz de başarılı olsun diye elimizden geleni yapıyoruz.

Güzel günlerde görüşmek üzere...

Metehan Demir olay yaratacak bir iddiayı, ilk kez gündeme getirdi ile ilgili etiketler Metehan Demir 15 Temmuz köşe yazısı bugünkü yazısı hangi gazetede yazıyor
GÜNÜN VİDEOSU

Diyarbakır'da üzücü olay: Yolda yürürken bir anda yere yığıldı! Gerçek sonradan ortaya çıktı...

Diyarbakır'da bir vatandaş, kaldırımda yürüdüğü sırada kalp krizi geçirerek yola yığıldı. Hastaneye kaldırılan vatandaş, tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti.