Mısır'ın tarihi liman kenti İskenderiye'deki 2.000 yıllık bir lahdin içinde bulunan bozunmuş üç mumyanın etrafında birikmiş kızıl renk sıvı, lahit açılır açılmaz herkesi hayal kırıklığına uğratmıştı. Bulanık bir su üzerinde duran üç iskeletin korkunç görüntüsü, yerli halkın telaşla sıvıyı şişelemeye çalışmasıyla, bu sıvının tıbbi ve doğaüstü özelliklere sahip bir "mumya suyu" olduğu söylentilerinin yayılmasına yol açmıştı. Diğerleri ise sıvının tuhaf renginin cıva gibi bir metalin varlığını işaret ettiğini düşünerek korkuya kapılmıştı.
Mezardaki gizemli sıvının sırrı çözüldü!
Mısır'da keşfedilen 2000 yıllık gizemli kara lahdin içerisinde bulunan kızıl renkli sıvı, bilim adamları tarafından analiz edildi.
Devasa boyutlardaki siyah granit lahit, geçtiğimiz ayın başlarında Sidi Gaber'de gün yüzüne çıkarıldı ve antik bir lanetin yeniden uyandırılacağı korkusuna rağmen kırılarak açıldı. Eski Eserler Yüksek Konseyi Genel Sekreteri Dr. Mostafa Waziri, mezarın Büyük İskender'in kalıntılarını barındırıyor olabileceği yönündeki söylentileri yalanlayarak, lahdin bir rahibe ait olabileceğini iddia etti. Ancak Mısır Eski Eserler Bakanlığı'nın yaptığı açıklamaya göre kafataslarından birinde olası bir ok yarasının saptanması kemiklerin muhtemelen ordu görevlilerine ait olduğu anlamına geliyor.
Yetkiler sıvının ne "mumyalar için yaşam iksiri içeren bir su" ne de "kırmızı cıva" olmadığını, aksine çok daha basit bir şey, yani kanalizasyon suyu olduğunu açıkladı. Ancak, ne değersizliği ne de kötü kokusu, sıvının olğaüstü güçleri olduğuna inananları korkutmayı başaramadı, hatta bunun için online bir kampanya bile başlatıldı. Change.org'da "insanların kara lahitteki kızıl sıvıyı içmelerine izin verilsin" başlığıyla düzenlenen kampanyada 16.000'den fazla imza toplandı. Kampanyayı başlatan Innes McKendrick, "Lanetli kara lahitteki kızıl sıvıyı bir çeşit enerji içeceği gibi içmemiz gerekiyor ki böylelikle güçleri bize geçsin ve nihayetinde ölsün" şeklinde bir açıklama yazdı. İşçiler siyah granit lahdi, tarihi Akdeniz liman kentindeki bir apartman inşaatı sırasında yerin beş metre altında bulmuştu. Dr. Waziri, iskeletlerin, yakındaki bir binadan gelen kanalizasyon suyunun lahdin bir yanındaki küçük bir kırıktan içeri sızmasıyla kısmen parçalandığını söyledi.
Şu ana kadar İskenderiye'de bulunan en büyük lahit olma özelliğini taşıyan 30 ton ağırlığındaki bu lahit, hem yerel hem de uluslararası medyada, şehrin kurucusu Büyük İskender'e ait olduğu yönünde bir teoriler silsilesi ortaya atılmasına sebep oldu. Efsanevi Makedon lider MÖ 323'de, günümüzde Irak sınırları içerisinde kalan Babil'de ölmüş, ancak kalıntıları daha sonra İskenderiye'ye taşınmıştı. Kalıntıların tam olarak nereye gömüldüğü hala gizemini korumakta. Dr. Waziri kalıntıların, Büyük İskender veya ardından gelen Roma dönemi ile ilişkilendirilen Ptolemaios Hanedanlığı'nın(MÖ 332-MÖ 30) önemli herhangi bir üyesine ait olamayacağını belirtti. Lahdin açılmasıyla antik bir lanetin yeniden canlanacağına dair söylentiler 1900'lerde Tutankamon'un yeraltı mezarının açılmasında ortaya atılan iddiaları akıllara getirdi.