MHP Genel Başkanı Bahçeli: Türkiye'de dezavantajlı kesim yoktur

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, basın toplantısı düzenledi. Bahçeli, 2023'te yapılacak seçimlerin önemine dikkat çekerek partiliere mesajlar verdi. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarına sert tepki gösteren Bahçeli, gündemdeki konularla ilgili değerlendirmeler yaptı. 

Bahçeli'nin açıklamasından öne çıkanlar şöyle:

Karamsarlık aşılayanlara karşı umutlarımızla diriyiz. Huzurumuzu karıştıranların, tam karşı cephesinde dağ gibi duruyoruz. MHP'nin sözü senettir.

Siyaseti dürüst, çizgisi duru ve dengelidir. Tuzakları bozuyoruz, engelleri kaldırıyoruz.

Başarmanın haricinde bir seçeneğimiz olmadığını biliyoruz. Bizim başarımız ülkemizin başarısıdır. MHP, bir siyaset mektebi, bir akıl methiyesidir.

Önümüzdeki hafta 9 Şubat 2022'de partimizin kuruluşunun 53. yıl dönümünü bu duygularla karşılayacağız.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile silah ve dava arkadaşlarının muhterem hatırasını saygıyla anıyorum. Partimizin büyüme mücadelesinde emeği olan her kardeşime teşekkür ediyorum.

MHP, Cumhuriyetimizin 100. yıl dönümüne muazzam bir hazırlık içindedir. Heyecanımız gün ve gün artacaktır.

TÜRKİYE'DE DEZAVANTAJLI KESİM YOKTUR"

Durmayacağız, beklemeyeceğiz, yorgunluk emaresi göstermeyeceğiz. En son sandıklarda CHP'nin birinci çıktığı seçim bölgelerinde partinin gerçek yüzünü, zillete nasıl düştüğünü birer birer anlatacağız. Tüm ilçelerimizde çalışmaları yoğunlaştıracağız. Temamızı adım adım 2023 olarak belirlemiş durumdayız. CHP tarihine sırt dönmüş, istikametinden şaşmış, Atatürk'le yollarını ayırmış, siyaset yozlaşmasıdır. Kuvayi Milliyeyiz demelerine kimse aldanmamalıdır. CHP, HDP ve zilletin diğer çıkar ortakları emperyalizmin mızrak ucudur.

CHP Genel Başkanı etnik kökenin dezavantaj olduğunu söylemektedir. Türkiye'de dezavantajlı bir kesim yoktur. Bu bölücülüktür. İnanç konusunda dezavantajdan bahsetmek tepeden tırnağa iftiradır. Engellilik dezavantaj değildir saptırmadır. Cinsel yönelimden dem vurup bunun yasal güvenceye alınacağını söylemek ahlak ve maneviyatımıza atılmış kara bir lekedir. Kılıçdaroğlu, Müslüman Türk milletinin itibarı, itikadı ve ihtişamıyla hesaplaşmaya nasıl cüret edebilmiştir?

Milletleri ayakta tutan en önemli unsur ahlaktır. O bozuldu mu yıkım kaçınılmaz hale gelir. CHP Milli ahlaka el kaldırmıştır.

Bu gerçekleri milletimiz tüm çıplaklığıyla anlatacağız ve inanıyorum ki başaracağız.

Cumhur İttifakı bir vatan ittifakı, siyasi hesapların üzerinde diriliş ve yükseliş ittifakıdır. Cumhur'un ruh kökünden doğan bir erdem mukavelesidir. Çanakkale'yi geçilmez yapanların mirası bizimledir. Haklının ve hakikat özleminin ittifakıdır. Adımız bilinmekte, adayımız berrak ve aklımız milli ve yerlilikte billurlaşmıştır.

"TÜRKİYE'NİN GELECEĞİ CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİDİR"

İstanbul Belediye Başkanı ile CHP Genel Başkanı birbirini rakip gördüğü için tesirsiz hale getirmenin peşindedir. Dışarıdan medet ummaktadırlar. CHP tuzak ve tertiplerin kutup başıdır. Balık restoranı konusunda da birbirlerini yalanlamışlar ve Kılıçdaroğlu yemekten haberi olduğunu söylerken İmamoğlu Genel Başkanının hilafına konuşmuştur.

Türkiye'nin geleceği 'Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'dir ve erken seçim yoktur. Cumhur İttifakı Türkiye'nin medeniyet ve muassır yüzüdür. Yaşanmış Türk İslam asırlarının çağımızdaki şah damarı ve söken şafağıdır.

BU ÜLKEDE İKTİDARIN YOLU YABANCI BAŞKENTLERDEN GEÇMEZ

 Amerika Birleşik Devletleri Büyükelçisi ayağının tozuyla 'Askıda fatura projesi' kılıfı altında diplomatik nezaket ve teamülleri çiğneyerek soluğu İstanbul Belediyesinde alması planlanmış bir tahriktir. Bu Büyükelçi Türkiye'nin iç siyasetine müdahil olmaya kalkmıştır. Bu ne telaştır. Bu neyin işaret fişeğidir? Anlaşılan heybesi baya dolu gelmiş.

 Bunlarla görülecek hesaplarımız vardır. Muhatapları da pişman olacaktır. taşıdığı misyona gölge düşürmekten dikkatle uzak durmalıdır. Dış baskı ile siyasi sonuç almaya heves edenler vakitsiz öten horozlardan farklı değildir. Türkiye'de iktidarın yolu yabancı başkentlerden geçmez.

Sorosçu Osman Kavala için Avrupa Konseyi bize hiza biçmeye kalkmasın. Türk yargısı bağımsızdır. Bizim ne Avrupa Konseyi ya da AİHM'den duyacak veya öğreneceğimiz bir şey yoktur. Onlar kendi söküklerini diksinler.

Ayrıntılar geliyor...