Mide BY-Pass'ı nedir, riskleri nelerdir?
Deniz Seki, aldığı kiloları vermek için mide küçültme operasyonu yaptıracağı ile ilgili haberleri de yanıtladı. Sezen Aksu’nun kendisine aldığı kiloları önemsememesi gerektiğini, dünyaya baktığın zaman en güçlü seslerin kilolu sanatçılarda var olduğunu söylediğini vurgulayan Seki, “Mide küçültme değil ama mide by-pass’ı olmayı düşünüyorum” dedi.Deniz Seki, 3 buçuk yıl tutuklu kaldığı Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’nden olduktan sonra fazla kilolarından kurtulmak için by-pass yaptırmaya karar verdi. Operasyona karar verilirse midesini küçültecek olan sanatçının ince bağırsağının da mideye yakın kısmından 1 metre alınacak. Peki, Mide BY-Pass'ı nedir? Riskleri neledir? Herkes Mide- BY-Pass'ı olabilir mi? Detaylar haberimizde...
Nişanlısı Faruk Salman'dan ayrılan Deniz Seki, “Aşka olan inancınız halen devam ediyor mu?” sorusuna, “Biz sanatçılar tabii ki de aşka olan inancımızı kaybetmiyoruz. Eğer kaybedersek, o şarkıları nasıl yazabilir ve nasıl duygu yükleyerek söyleyebiliriz?" cevabını verdi. Ünlü şarkıcı, bir soru üzerine “Yeniden aşık olmamam için hiçbir neden yok” dedi. Operasyon için düğmeye basan sanatçı, dün sabah Taksim Acıbadem Hastanesi’ne giderek testlere başladı. Dört saat süren tahlillerin ardından çıkışta soruları yanıtlayan şarkıcı, ‘Bir takım tahliller yaptırdım. Mide by-pass’ı olacağım. Sıkıntılı ve meşakkatli bir ameliyat olduğu için korkularım var. Tahlillerin sonucuna göre karar vereceğim’ dedi. Peki, Mide BY-Pass'ı nedir? Etkileri nelerdir? Riskleri neledir? Herkes Mide- BY-Pass'ı olabilir mi? Detaylar haberimizde...
MİDE BY-PASS'I NEDİR?
Mide baypası ameliyatı yaklaşık 20 yıldır yapılmakta olan ve halen ABD de en çok seçilen kiloverme cerrahisi yöntemidir. Kullanılmaya başlamasından sonra birçok teknik geliştirme yapılmış ve laparoskopik olarak uygulanıma başlanması özellikle 1991 sonrası sayısal olarak patlama yaşanmasına neden olmuştur. Özetle hem kısıtlayıcı hem de emilim bozucu etki ile kilo vermeyi sağlayan ve mide barsak dizgesinde (sisteminde) kalıcı yapısal değişiklik yaratan bir yöntemdir.
LAPAROSKOPİK UYGULAMA
Laparoskopik mide baypası karın duvarı açılmaksızın, 5 yada 6 adet 0.5 ile 1.5 cm arasında giriş yeri kullanılarak yapılır. Cerrahi süresi yaklaşık 2 saattir. Midenin yemek borusu ile birleşim yerinin hemen altından yaklaşık 25-30 ml. Lik hacim kalacak şekilde mide zımbalanarak 2 ayrı parçaya ayrılır. Daha sonra ince barsağın yaklaşık 100 cm si sindirim dışı kalacak şekilde ince barsak ile bu yeni oluşturulan mide haznesi arasına yeni bir ağız yaratılır. Böylece hem midenin alabileceği gıda çok sınırlandırılır hem de ince barsağın emilim yüzeyi yaklaşık % 30 oranında azaltılmış olur. Alınan gıda küçük hazneyi doldurduğunda hızlı doyma hissi oluşur ve sonrasında onikiparmak barsağının tümü ve onu izleyen ve jejenum denilen ince barsağın 2. bölümün çoğunu emilim olmaksızın geçen gıda ancak bu düzeyden sonra emilmeye başlanır.
Hastanın hastanede kalış süresi 2-5 gündür.İlk 24 – 48 saat ağızdan gıda alamayabilir. Öncelikle az miktarda sıvı ile başlanır ve sonrasında püre halinde gıdaya geçilir. Yaklaşık 2 hafta sonra ise normal gıdaya geçilebilir. Ancak her zaman az miktarda ve iyi çiğneyerek yemek, yüksek karbonhidrat içeren gıdalardan uzak durmak gibi kalıcı kısıtlamalar olacaktır.
KAZANIMLAR
Laparoskopik uygulama ile batın duvarının açılmaması cerrahi sonrası süreci çok daha az ağrılı ve konforlu hale getirir. Normal yaşama dönüş daha hızlıdır. Hasta yaklaşık 7-10 günde işine dönebilir
Mide baypası sonrası daha belirgin kilo kaybı olmadan diabet (şeker hastalığı) tansiyon yüksekliği, kolesterol yüksekliği gibi yandaş hastalıklarda çok belirgin iyileşme görülmektedir. Bu durumun henüz tam ortaya konulamayan hormonal etki nedeni ile olduğu düşünülmektedir. (Bu özellikler Amerikan Bariatrik Cerrahi Derneğinin adını Bariatrik ve Metabolik Cerrahi Derneği olarak değiştirmesine yol açmıştır)
2 Yılda fazla kilonun % 65-80 i verilebilir ve bu kilo korunur.
Saf kısıtlayıcı cerrahiye göre daha fazla yemek seçeneği verir.
OLASI RİSKLER
Her cerrahi girişimde olabilecek kanama, infeksiyon ve organ yaralanması gibi risklerin yanı sıra bu cerrahiye özel olası riskler vardır
Mide ve barsak arasında oluşturulan yeni bileşim noktalarında sızma yada, açılma
Uzun dönemde bu ağızlarda darlık ve / veya ülser oluşması ileride edoskopik yada nadiren laparoskopik cerrahi bir girişim gerektirebilir.
Bacaklarda kan pıhtısı oluşması ve akciğere atılması olasıdır ancak alınan önlemlerle çok nadir oluşur. Sigara içiciliği pıhtı oluşumun riskini artırır.
Dumping sendromu özellikle diyetine dikkat etmeyen hastalarda yüksek şeker yada yağ içeren gıdaların hızlı şekilde mideden barsağa geçmesi ile oluşur ve yemek sonrası bulantı soğuk terleme kusma ishal şeklinde görülür.
Demir, D vitamini ve B12 eksikliği oluşacağından mutlaka ek şekilde alınmalıdır.
MİDE BY-PASS’I AMELİYATI KİMİN İÇİN UYGUNDUR?
Mide by-pass’ı girişimleri artı ve eksileri ile de olsa; bazı özel morbid obezite olgularında halen paha biçilmez yöntemler olarak kullanılmaya devam etmektedir. Ne var ki; bir morbid obezite hastasına şişmanlığı giderici ilk girişim olarak uygulanma sıklıkları giderek azalmaktadır.
Bu tarz “primer” morbid obezlerin tedavisinde ilk ameliyat seçeneği olarak mide by-pass’ı yöntemleri sadece ileri derecede şişmanlık durumlarında (VKİ>60 – “super super obezite”) veya tip 2 şeker hastalığının çok ön planda ve “eski” olup artık uzun süredir “insülin” kullanmak zorunda olan hastalarda tercih edilebilirler.
Önceden tüp mide / mide küçültme ameliyatı olup yıllar sonra yeniden kilo alıp tekrar morbid obez olan hastalara ikinci bir şans verebilmek adına ise “mide by-pass’ı” ‘lar HAYATİ ÖNEMİ olan girişimlerdir. Özetle “re-do” yani tekrar ameliyat söz konusu olduğunda by-pass yöntemleri hastaların TEK tedavi seçeneği olmaktadır. Çünkü tüp mide girişimi by-pass’a kolaylıkla çevrilebilir ancak bunun tersi doğru değildir. Diğer bir deyişle; ilk ameliyat olarak by-pass uygulanmış birine ileriki yıllarda bir başka girişim uygulamak neredeyse imkansız iken, ilk ameliyatın tüp mide olması durumunda bunun by-pass’a çevrilmesi rahatlıkla olasıdır.
MİDE BY-PASS’I AMELİYATININ CERRAHİ TEKNİĞİ
Mide by-pass’ı ameliyatında yapılan şudur: Öncelikle mide; yutma borusu ile birleştiği en üst bölümünden yutma borusu tarafında ufak bir mide kısmı (tüm midenin % 5-10’u) bırakılacak şekilde kapatılıp kesilerek ayrılır. Bu ameliyatta midenin herhangi bir bölümü “tüp mide” ameliyatının aksine çıkartılmaz ve yerinde bırakılır. İkinci aşama ise by-pass aşamasıdır. Bu etapta öncelikle ince bağırsak belli uzaklıktan enine olarak kesilip her iki ucu kapatılarak ayrılır. Bu iki uçtan aşağıda olanı yukarı çekilerek yutma borusu tarafında kalan ufak mide parçasına özel bazı tekniklerle ağızlaştırılarak birleştirilir. Son aşamada ise kesilmiş olan ince bağırsağın üst ucu belli bir uzaklıkta yeniden ince bağırsağa birleştirilerek ağızlaştırılır ve sindirim sisteminin bütünlüğü bu şekilde yeniden sağlanmış olunur. Tüm bu kesme, ayırma, birleştirme ve ağızlaştırma işlemleri tamamen ileri teknoloji ürünü olan, tek kullanımlık ve “stapler” olarak bilinen özel aletler ile gerçekleştirilmektedir.
Bu şekilde midenin neredeyse % 95’lik bölümü, on iki parmak bağırsağı ve ince bağırsağın ilk 1 metrelik üst kısmı devre dışı bırakılmış yani tıbbi anlamda “by-pass” ‘lanmış olur. Bu ameliyatı olan biri yemek yediği zaman gıdalar yutma borusu içinden midenin ufacık kalmış kısmına geçtiklerinde çok kısa süre içinde, hatta derhal doygunluk hissi oluşur. Çünkü açlık hissi oluşumu ve yemek yeme arzusu ile ilgili en önemli uyaranların başında midenin boş ve gerilimsiz olması gelmektedir. Ufacık kalan mide gelen gıdalarla birdenbire dolup derhal gerilim ve basınç artışı olunca; bazı hormonların da etkisi ile kişide yemek yeme arzusu daha ilk lokmadan sonra ciddi biçimde frenlenir. Mide by-pass’ı ameliyatının “restriktif” yani gıda alınımını kısıtlayıcı etkisi bu anlattıklarımızdan kaynaklanmaktadır.
Dahası, mide by-pass’ı adından da anlaşılabileceği gibi; alınan gıdaların ufacık kalmış mideye ulaştıktan hemen sonra sindirim sistemin üst bölümüne hiç uğramadan (yani bu bölümü by-pass’layarak), bir anda sindirim sisteminin daha alt bölümlerine geçmesini sağladığından aynı zamanda “malabsorbtif” yani gıdaların emilimini de azaltıcı bir yöntemdir. Bu da mide by-pass’ının zayıflama adına ikinci ve bağımsız bir etkisidir.