Migren ağrısı nasıl geçer?
Türkiye'de en çok rastlanan rahatsızlıkların başında migren ağrısı gelmektedir. Bu ataklar genellikle orta şiddette ya da şiddetli olmakta ve kişinin sosyal yaşamını aksatmaktadır. Migren, çoğunlukla ataklar halinde gelen bir baş ağrısı tipidir. Ataklar 4 saatten 72 saate kadar değişen uzunluklarda olabilir. Kişi ataklar arasında kendini tamamiyle normal hisseder, ancak bir sonraki atağın endişesi içindedir. Eskiden "sadece bir baş ağrısı tipi" olarak görülen migren, artık başlı başına bir nörolojik hastalık olarak kabul edilmektedir. Peki, migrenin belirtileri nelerdir? Nasıl tedavisi edilir? Migren ağrısı nasıl geçirilir? Detaylar haberimizde...
Türkiye'de en çok görülen hastalıkların başında migren gelmektedir. Migrenin neden ortaya çıktığı tam olarak bilinmemektedir. Anne-babadan birinde migren varsa, çocukta da olma olasılığı %40'tır. Eğer her ikisinde de migren varsa, çocukta da %75 olasılıkla migren görülebilir. Birçok kadında adet kanamasından hemen önce östrojen hormonu düzeylerinin azalması migren ağrısına yol açabilir. Eskiden "sadece bir baş ağrısı tipi" olarak görülen migren, artık başlı başına bir nörolojik hastalık olarak kabul edilmektedir. Peki, migrenin belirtileri nelerdir? Nasıl tedavisi edilir? Migren ağrısı nasıl geçirilir? Detaylar haberimizde...
MİGREN NEDİR?
Migren, hastanın günlük yaşamanı etkileyebilen, gün içerisindeki gerçekleştirdiği aktivitelerde kısıtlılık yaratabilen bir baş ağrısı tipidir. Genellikle ense, şakak veya göz çevresinde başlar ve ağrının çeşitine göre hareket ettikçe kötüleşebilir. Ağrıya çoğu zaman ışığa ve sese hassasiyet, bulantı, kusma gibi durumlar eşlik edebilir.
Hastaların ışık almayan bir oda da uyumak istemeleri veya kusma hissi migren atağını hafifletmeye veya sonlanmasına destek olur. Bu ataklar kişilerde farklılık gösterebilir örneğin; aralıklarla yaşanan migren atakları “episodik migren” olarak adlandırılır. Ataklar son üç aylık süre içinde ayda on beş gün ve üzerinde oluyorsa buna “kronik migren” denir. Kronik migrene genellikle kaygı bozuklukları, depresyon ve uyku sorunları eşlik edebilir. Kronik migren tedavi edilmediği takdirde ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.
Birçok migren atağı “aurasız migren” türü olarak görülür. Aurasız migren hastalarının baş ağrısına eşlik eden diğer durumlar; bulantı, kusma, ışık, ses ve kokuya karşı hassasiyettir. Auralı migren hastaları ise baş ağrısı atakları başlamadan önce 5 dakika ile 60 dakika arasında değişen “aura” atakları yaşayabilir. Aura atakları geçici olarak yaşanan nörolojik bir bozukluk olarak bilinir. Geçici olarak yaşanan nörolojik bozuklukta hastalar hem görsel, hem duyusal (kelimeleri bulamama, uyuşma veya karıncalanma gibi) olarak etkilenir. Bunların arasında en sık yaşanan görsel auradır. Görsel aurada hastalar atak öncesinde parlak ışık çakmaları veya görme alanında sorunlarla karşılaşabilir.
Migren ve baş ağrısı ataklarını önlemede ilaç tedavileri yardımcı olabilir. Yaşam tarzınızda yapacağınız küçük değişiklikler ve doğru ilaç tedavisi ile sonuç başarılı olacaktır.
MİGREN BELİRTİLERİ NELERDİR?
Migren atakları genellikle 20 ila 30 yaş arasında başlar, fakat baş ağrısı atakları çocukluk ya da ergenlik döneminde yaşanabilir.
Migren atağı dört aşamalı olabilir: prodrom, aura, baş ağrısı ve postdrom dönemleri. Her migren atağında tüm aşamalarla karşılaşılmayabilir.
PRODROM
Baş ağrısı başlamadan bir veya iki gün önce, hastalar yaklaşan migren atağı için uyarıcı küçük değişiklikleri fark edebilebilirler:
Kabızlık
Ruh hali değişiklikleri, karamsarlık, huzursuzluk
Yeme isteği
Boyun tutulması
Artan susuzluk ve idrara çıkma
Sık esneme
Aura
Hastaların büyük kısmı aurasız ataklar yaşar. Auralı hastalarda ağrı öncesinde veya sonrasında nörolojik bozukluklar yaşanabilir. Auralı ataklarda hastalar; dokunma hislerinde güçsüzlük (duyusal), konuşma bozukluğu, görme bozuklukları, uyuşma veya karıncalanma gibi sorunlarla karşılaşabilirler.
ATAK
Tedavi edilmeyen migren atakları kişiden kişiye değişiklik göstermesi ile birlikte, 4 ila 72 saat arasında sürebilir. Ataklar nadir olabildiği gibi ayda veya haftada birkaç defa da olabilir. Hasta migren atağı sırasınra; kalp atışı şeklinde zonklama, mide bulantısı – kusma, ışık – ses ve hatta dokunmaya karşı aşırı hissiyat, bulanık görme, baş dönmesi ve bazı durumlarda baygınlık yaşayabilir.
POSTDROME (ATAK SONRASI)
Postdrome sonrasında (atak sonrası), hasta kendini bitkin, tükenmiş ve az da olsa rahatlamış hisseder. Hasta 24 saat içerisinde; güçsüzlük, baş dönmesi, huzursuzluk, ışık ve sese karşı hassasiyet yaşayabilir.
Ne zaman bir nöroloji uzmanı ile görüşmelisiniz?
Hastalar nöroloji bölümüne baş vurmayıp, baş ağrısını ağrı kesici ilaçlarla kendileri kontrol etmeye çalıştıkları için, migren hastalığı yeteri kadar bilinmemekte ve bu sebeple tedavisi yapılmamaktadır. Eğer düzenli olarak migren atakları ve belirtileri yaşıyorsanız bunları kayıt etmekte fayda vardır. Baş ağrılarınızın ataklarının ve şiddetinin değiştiğini düşünüyorsanı mutlaka en kısa sürede nöroloji uzmanına görünmelisiniz.
Eğer aşağıdaki belirtilerden herhangi birini yaşıyorsanız acil olarak bir doktora görünmelisiniz;
Gök gürültüsü gibi ani, şiddetli baş ağrısı
Ateş, ense sertliği, kafa karışıklığı, çift görme, uyuşukluk ya da konuşma bozukluğu
Özellikle bir kafa travması sonrası gelişen baş ağrısında kötüleşme
Öksürük, efor, ıkınma veya ani bir hareketten sonra gelişen bir baş ağrısı
50 yaş üstünde yeni başlayan baş ağrısı,
MİGRENİN SEBEPLERİ NELERDİR?
Migren; sebebi tam olarak bilinmemekle birlikte genetic veya çevresel faktörlerinde rol oynadığı bilinmektedir. Atakların ortaya çıkmasında, serotonin de dahil olmak üzere beyin kimyasallarında yaşanan dengesizliklerin neden olduğu düşünülmektedir.
Migren atakları sırasında beyin zarlarında (meninks) ağrıyı ortaya çıkaran bazı kimyasallar salgılanır ve bu da migren ağrısının ortaya çıkamasına yol neden olur. Kalsitonin gen-ilişkili peptid (CGRP), migren ağrısında rol oynayan önemli kimyasal ileticilerden birisidir.
MİGRENİN TETİKLEYİCİLERİ
Migren ataklarını tetikleyebilen bir çok unsur vardır:
Kadınların yaşamış olduğu hormonal değişiklikler sebebiyle migren ataklarının ortaya çıkması kolaylaşır. Östrojen dalgalanmaları birçok kadının baş ağrılarını tetikleyebilir. Migren öyküsü olan kadınların, östrojen seviyesinde bir azalma yaşandığında adet öncesi ya da devamında baş ağrısı yaşayabilirler. Hamilelik veya menopoza girme dönemi migrenin ortaya çıkmasına neden olabileceği gibi, var olan migren ataklarının seyrini değiştirebilir.
Oral kontraseptif (doğum kontrol hapları) ve hormon replasman (yerine koyma) tedavisi gibi hormon ilaçlar da migrenin seyrini kötüleştirebilir.
Bazı gıda maddeleri; eskimiş peynir, tuzlu ve işlenmiş gıdalar migreni tetikleyebilir. Birçok yiyecekte bulunan tatlandırıcı aspartam ve koruyucu monosodyum glutamatın, migreni tetikleyebildiği bilinir.
Yemek düzeninin değişmesi öerneğin; öğün atlamak ya da aşırı yemek de migren atağının ortaya çıkmasını kolaylaştırabilir.
İçecekler; Alkol, özellikle şarap ve yüksek kafeinli içecekler migreni tetikleyebilir.
Stres, migren ataklarında önemli bir rol oynar. İşte veya ev hayatında yaşanan stres sık migren ataklarının nedenlerinden olabilir.
Yüksek sesler, parlak ışıklar ya da güneş ışığına maruz kalmak migren atağını başlatabilirler. Bazı koku çeşitleri önerğin; parfüm de dahil olmak üzere, tiner, sigara dumanı gibi bazı kokular migren atağını tetikleyebilir.
Uyku ve uyanıklık düzenindeki değişiklikler de migrenin bilinen tetikleyicilerindendir. Uykusuzluk, aşırı uyku, uyku kalitesindeki bozulmalar ve jet lag gibi durumlar migren atağının sıklaşmasına ya da ortaya çıkmasına neden olabilir.Cinsel aktivite ya da yoğun fiziksel efor migren ataklarını ortaya çıkabilir.
Çevredeki havai basınç veya barometrikdeğişiklikler migreni tetikleyebilir.
İlaçlar; nitrogliserin gibi vazodilatörler (damar genişleticiler) veya oral kontraseptifler (doğum kontrol hapları) migreni kötüleştirebilir.
RİSK FAKTÖRLERİ
Aşağıda sebepler, kişide migren ortaya çıkma riskini arttırabilir:
Eğer migrenli bir aile üyesi varsa, kişide migren gelişme ihtimali artar.
Migren, herhangi bir yaş döneminde ortaya çıkabilir. Ergenlik dönemiyle birlikte hormonal değişiklikler migrenin ortaya çıkmasında önemli bir rol oynar. Ancak migren atakları genellikle 20-30 yaş aralığında başlar. Takip eden yıllarda yavaş yavaş migren ataklarının şiddet ve sıklığında azalma görülebilir.
Kadınlarda migren, erkeklere oranla daha sık görülür. Çocukluk döneminde migren sıklığı erkeklerde daha fazladır, ancak ergenlik dönemi ve sonrasında kızlarda görülme sıklığı erkeklere oranla belirgin olarak artış gösterir.
Migrenli kişilerde, baş ağrısı adet döneminin hemen öncesinde veya başlangıcından sonra ortaya çıkabilir.
Hamilelik veya menopoz sırasında da migrenin karakteri, görülme sıklığı değişebilir. Migren genellikle menopoz sonrasında geçer. Bazı kadınlar migren ataklarının gebelik sırasında başladığını ya da kötüleştiğini söyleyebilir. Birçok migren hastasında, gebelik sürecinde migren atakları görülmez. Ancak migren genellikle doğum sonrası dönemde yeniden ortaya çıkar.
MİGRENİN SEBEP OLABİLECEĞİ İSTENMEYEN SONUÇLAR
Bazen migren ağrısını kontrol etmeye çalışmak farklı sorunların oluşmasına neden olabilir;
Mide ve bağırsak hastalıkları: Bazı yüksek doz veya uzun bir süre alınan ağrı kesiciler, özellikle karın ağrısı, kanama, gastrit, ülser gibi mide ya da bağırsak hastalıklarına sebep olabilir.
Aşırı ilaç kullanımı sonucunda baş ağrısı: Son üç ay içerisinde ayda on günden fazla yüksek doz reçeteli veya reçetesiz ilaç almak ciddi, hiç geçmeyen, sürekli olabilen ilaç aşırı kullanım baş ağrısına neden olabilir. Aşırı ilaç kullanımı baş ağrısı, ilaçların ağrı giderici özelliklerini kaybetmesi ve kendileri baş ağrısına neden olmaya başladıklarında ortaya çıkar. Bu kısır döngü daha fazla ağrı kesici kullanmayı gerektirebilir. Ancak bu da ağrıyı gidermemekle birlikte sadece baş ağrısının daha da kronik hale gelmesine sebep olacaktır.
Serotonin sendromu: Serotonin sendromu nadir fakat potansiyel olarak yaşamı tehdit eden vücudun aşırı serotonine maruz kalmasıdır. Serotonin sendromu açısından dikkatli olunmalı ve ilaçlar doctor kontrolünde kullanılmalıdır.
Kronik migren: Migren atakları süreğen hale gelebilir. Son üç ayda içerisinde ayda 15 gün veya daha fazla ağrılı gün sayısı olan kişilerin kronik migren açısından nöroloji uzmanı ile görüşmeleri önerilir.
Migren statusu: Migren atağı tedavi edilmezse veya yetersiz tedavi edildiği durumda 4 ila 72 saat sürebilir. Üç günden uzun süren şiddetli migren atakları “migren statusu” denilir.
İnfarkt (damar tıkanıklığı) olmadan inatçı aura: Genellikle aura denilen geçici nörolojik bozukluklar baş ağrısı başladıktan sonra geçer. Ancak bazen aura ağrı düzeldikten sonra da devam eder ve bir haftadan fazla sürebilir. İnatçı aura durumunda beyin mutlaka radyolojik olarak MR ile görüntülenmelidir ve beyinde doku hasarı veya başka herhangi bir sorun olmadığı teyid edilmelidir.
Migrenöz infarkt (beyin damar tıkanıklığı): Bir saatten daha uzun süren aura olduğu durumda olası beyin damar tıkanıklığı açısından bir nöroloji uzmanı ile görüşülmesi önerilir. Doktorunuz olası beyin damar tıkanıklığı ya da kanamasını dışlamak için için beyin görüntülemesi isteyebilir.
TANI
Migren klinik bir tanıdır. Hasta hekim görüşmesi sırasında nöroloji uzmanı tarafından herhangi bir ileri tetkik yapılmasına gerek olmadan tanı konulabilir. Migren özelliklerine uymayan alışılmadık, farklı özelliklerde ağrı olduğu durumlarda nöroloji uzmanı olası diğer nedenleri ekarte etmek için bir takım incelemeler yapabilir.
Laboratuvar testleri ve radyolojik incelemeler sonrasında migren dışında baş ağrısına neden olabilecek nedenler dışlanmış olur.