"Milli ürünümüzle ihracatta birinciyiz"
Kılıç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Kılıç , SuperHaber'den Neşe Berber'e konuştu.
En sevdiği iş olarak anlatıyor balıkçılığı, Kılıç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Kılıç “Geriye baktığımda çok doğru bir kararla, doğru bir girişim yaptığımı görüyorum” diyor. Genç yaşta atıldığı balık işini büyük bir özveri ile yaptığını anlatıyor. Bodrum merkezli Kılıç Holding; balık yemi ve hammaddesi fabrikası, kuluçkahaneleri, kafesleri, strafor kutu fabrikası, buz üretim şirketi, işleme ve paketleme tesisleri, Kılıç Market adıyla başlatılan ve perakende satış noktaları ile anaç balıktan market rafındaki ürüne kadar tam entegrasyon sağlayan bir üretim merkezi konumunda. Rize’ye büyük bir tesis projesi başlatmışlar. Yaklaşık 12 bin kişiye istihdam sağlayacak olan balık üretim tesisleri ile Rusya pazarını ele geçireceklerine şimdiden kesin gözüyle bakıyor. Dünyada ve Türkiye’nin bir çok ilinde tesisler kurmuş, milli ve yerli ürünümüz balık ile dünyayı doyurmaya aday olduklarını söylüyor. Kılıç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Kılıç ile Bodrum merkez fabrikalarında sektörün bütün merak edilenlerini konuştuk.
Türkiye pazarında hangi illerde tesisleriniz var?
Türkiye’de Aydın, Muğla, Mersin, Kahramanmaraş, Gaziantep ve Şanlıurfa’da tesislerimiz var. Şimdi Rize’de büyük bir yatırım yapıyoruz. Alabalık somon üretiyoruz. 2 bin ton ürettik çok talep oldu, kapasiteyi nerede arttırabiliriz diye düşünürken Rize’ye yatırım için çalışmalarımızı başlattık. İlk etapta 15 bin ton somon alabalık üretmeye başlayacağız. Alabalık somon ne kadar üretebilirsek o kadar satılan bir ürün.
‘AB VE AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ’NE HAYVANSAL GIDA OLARAK SATABİLDİĞİMİZ TEK ÜRÜN’
Olta balıkçılarına büyük bir turizm yaratıyoruz. Herkes bizim tesislerimizin etrafında gelip balık tutuyor. Norveç dünyanın en çok balık üreten ülkesi ve bunu kıyılarda yapıyor. Balık çiftliklerinin denizi kirletmesi mümkün değil. Türkiye’nin hayvansal gıda olarak Avrupa ve Amerika’ya satabildiği tek gıda balık. AB ve ABD’nin kriterleri çok yüksek, eğer bizden balık alıyorsa biz bu kriterlere uyuyoruz demek ki.
Balıkçılıkta sahip olduğumuz teknoloji dünyanın en üstün teknolojisi.. Bizdeki teknoloji Norveç’te bile yok. Önümüz açık. Bu ülkenin ihracata, üretime ihtiyacı var. Biz ürettiğimiz ürünün yüzde 80’nini ihraç ediyoruz. Önümüzün açılması gerekiyor. Daha çok üreterek dünyayı doyurmaya adayız. Dünyadaki deniz ürünleri üretiminin tutarı 36.7 milyon dolar. Biz teknolojimizle çok iddialıyız.
“Milli düşün, yerli üret diyoruz ya işte size milli ürün”
Üç tarafı denizle kaplı olan kaç ülke var? Geleceği planlarken çok stratejik politikalar yapmalıyız. Hep milli düşün, yerli üret diyoruz, işte size milli ürün. Milli ürünümüz balık.
“28 YILDA 2 BİN KAT BÜYÜDÜK”
Kültür balıkçılığı işine 1989 yılında Bodrum’da kurduğumuz çipura çiftliği ile başladık. Bu tesisin yıllık kapasitesi sadece 30 tondu. 28 yıl sonra bugün Türkiye’deki çipura ve levrek üretim kapasitemiz yıllık 60 bin tona ulaştı. Yılda 200 milyon adet balık üretiyoruz. Beş bin tonluk alabalık üretim kapasitemizi de hesaba katarsak 28 yılda iki bin 300 kat büyüdük. Bu kapasitemizle dünyanın en büyük çipura ve levrek üreticisi haline geldik.
“ÜLKEMİZDE KİŞİ BAŞI SU ÜRÜNÜ TÜKETİMi, 15 YILDA 7-8 KG/YIL”
Türkiye’de su ürünleri sektöründe yetiştiriciliğin sürekli artmış olsa da, ülkemizde kişi başına su ürünleri tüketiminin dünya ortalamasının çok gerisindeyiz. Türkiye’de su ürünlerinin kişi başına tüketim miktarının son 15 yılda 7-8 kg/yıl bandında kaldığını görüyoruz.
Balık çiftliklerinin çevreyi kirlettiği tartışılıyor, siz bu konuya nasıl bakıyorsunuz?
Balık çiftliklerinin çevreyi kirlettiği konusu uzun süredir tartışılıyor. Ancak bu kaynak temiz olduğu sürece, temizliği sürdürülebilir olduğu sürece bizim varlığımız ve şirketimizin üretimi devam edebilir. Yaptığımız işin ve faaliyetlerimizin çevre boyutlarını ve çevreye olan etkilerini sürekli olarak değerlendiriyoruz. Bu değerlendirmeler sonucu ortaya koyulan planlar çerçevesinde çalışmalarımıza yön veriyoruz. Bu konuda ayrıca ulusal otoritelerimizin, uluslararası standardizasyon kuruluşlarının ve global pazarda büyük oyuncular olan müşterilerimizin, başka bir deyişle paydaşlarımızın yoğun denetimleri ve gözetimleri altındayız. Bu alanda ulusal ve uluslararası alanda geçerli lisans ve sertifikalara da sahibiz. Yasal otoriteler tarafından çevresel etkisi değerlendirilen ve akıntı ölçümleri yapılmış alanlarda yer alan çiftliklerimizin doğal ortamdaki fauna ve floraya olan etkileri, deniz yüzeyinden ve dibinden alınan numuneler üzerinde yapılan analizlerle her yıl periyodik olarak değerlendiriliyor.
“ÇEVRE DOSTUYUZ”
Bunun yanı sıra, tesislerimizden çıkan her türlü atık, ulusal ve uluslararası standartlara uygun bir şekilde bertaraf ediliyor. Örneğin, tekne ve barge sistemlerimizin atık suları mavi kart sistemi ile toplanıyor ve bertaraf tesislerine gönderiliyor. Sadece deniz üzerindeki tesislerimizde değil, karadaki tesislerimizde de çevreyi gözetiyoruz. Kara tesislerimizde yenilenebilir enerji kaynakları kullanıyoruz. Bu kapsamda, Türkiye’de enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji alanındaki projeleri desteklemek için oluşturulan Türkiye Sürdürülebilir Enerji Finansman Programı (TurSEFF) kapsamında 2013-2016 yılları arasında finanse edilen en başarılı projeler içerisinde ‘Kırsalı Elektrikle En İyi Buluşturan Proje’ ödülünün de sahibiyiz. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, balık asla denizi kirletmez zaten kirli denizde balık yaşamaz. Norveç’te bütün balıkçılık koylarda ve kıyılarda yapılıyor.
İHRACATTA YÜZDE 30 BÜYÜME HEDEFLENİYOR
Kılıç Holding, ihracatta 2010 yılından bu yana aralıksız sektör birincisi konumunda. Orta Doğu’ya yönelik ihracatın zaman içinde 50 milyon dolar seviyesine yükseltmeyi hedefleyen şirket, geçen yıl yüzde 30 büyümeyle ihracatını 142 milyon dolara çıkardı. 2017’de yeni yatırımlara devam ederek ihracatta yine yüzde 30 büyüme planlanıyor. Şu an Kılıç Deniz, Irak, Katar, Kanada, İsrail, Hollanda, Dominik ve İtalya gibi ülkeler başta olmak üzere 55 ülkeye ihracat gerçekleştiriyor.
DOMİNİK’TE YATIRIM
Amerika ve Güney Amerika Pazarı için Dominik’te üretim yapıyoruz. Burada yetiştireceğimiz çipura, levrek gibi balıkları önce ABD daha sonra tüm Amerika kıtasına satıyoruz. Dominik’i iklimsel özellikleri ve ABD’ye yakınlığı açısından tercih ettik. Avrupa ülkeleri için Arnavutluk’ta üretim sahamız var. Moritanya’da balık unu ve balık yağı fabrikamız var. Desteklenirsek büyük bir balık ekonomisine sahip oluruz. Norveç’ten daha ileri gideriz. Alabalık, levrek, çipura üretiyoruz.
‘ÜLKEMİZİN GELECEĞİNE GÜVENİYORUZ’
Su ürünleri bu ülkenin geleceği.. Bizim üreticilerin önündeki engellerin kaldırılmasını istiyoruz.. Biz kıyılarda üretim yapmıyoruz, yapmayacağız da.. Biz açık denizlerde üretim yapıyoruz. Açık deniz üretimi de yasalarla kontrol altına alınmış tek ülke Türkiye.. Bu kadar da garanti ediyoruz. Bizim açık deniz teknolojimiz var, açık denizlerde üretim yapmaya devam edeceğiz. Ama hala bizim önümüzün açılmaması bizi üzüyor. Dünya’da en fazla tüketilen balık somon. Japonlar Norveç balığını değil bizim balığı tercih ediyor. Üreticilerin önündeki bütün engellerin kaldırılmasını istiyoruz. Biz ülkemizin geleceğine güveniyoruz. Ekonomik anlamda inişli yokuşlu hareketleri atlatacağımızı düşünüyorum. Bizim sektörümüze baktığımızda ihracatın arttığını görüyorum. Biz ülkemiz için elimizden geleni yapıyoruz.
RİZE’YE DEV YATIRIM
Rize’de birkaç tane tesis kuruyoruz. Şimdiden söyleyebilirim binlerce kişiye istihdam sağlayacağız. Rize’nin suyu diğer yerlere göre daha avantajlı. Rusya’dan oldukça ciddi bir talep var. Rize yer olarak yakın. Balığı daha taze ve hızlı göndermiş olacağız. 12 bin kişiye istihdam sağlamayı planlıyoruz. Rize yeterli kalmayacaktır yakın illerden de istihdam sağlayacağız.
İstihdam ettiğimiz kişi sayısı şu an 2 bin 500 kişi, taşeronlarla birlikte 4 bin kişi.. Rize’de tesislerimiz açıldığında 12 bin kişiye istihdam sağlayacağız.