Mobil Dünya Kongresi (MWC) ve Yapay Zekâ Alanındaki Devasa Rekabet

3-6 Mart tarihleri arasında Barselona’da düzenlenen Mobil Dünya Kongresi (MWC) mobil iletişim sektöründeki yeni gelişmeleri yakından görebilmek için çok önemli bir fırsat sundu. Fuarda 5G, mobil ağlar alanlarındaki gelişmelerin ötesinde özellikle yapay zekâ teknolojilerinin bu alandaki katkılarının çok daha fazla öne çıktığını gördük. Yakın zamanda piyasaya sürülen DeepSeek’in çoğu uygulamada kullanılabilir hale gelmiş olması alandaki uygulama hızını görme açısından oldukça dikkat çekiciydi. Fuarda yapay zekâ teknolojisi alanında ülkeler arasındaki rekabetin boyutları da açık bir şekilde görülmekteydi. Artık yapay zekâ tüm alanlardaki hâkimiyetini sürekli tahkim ederken ülkeler arasındaki rekabetin de ana belirleyicisi olacaktır.

Mobil Dünya Kongresi (MWC) ve Yapay Zekâ Alanındaki Devasa Rekabet

Bu nedenle ülkeler yapay zekâ alanında geri kalmamak ve önde olabilmek için devasa yatırımlar yapıyorlar. Aynı zamanda büyük şirketler de Ar-Ge harcamalarında sürekli artış yönünde güncellemeler gerçekleştiriyorlar. Örneğin yakın zamanda Apple, dört yıl içerisinde ABD’de 500 milyar dolardan fazla yatırım yapacağını ve 20 bin kişilik yeni istihdam imkanı oluşturacağını açıklarken bu kapasitenin çoğu Ar-Ge, çip mühendisliği ve yapay zeka alanlarında olacak. Dolayısıyla yapay zekâ teknolojilerinin kısa sürede yaygınlaşması ve yeni bir ekosistem oluşturması ile ülkeler ve şirketler arasındaki rekabetin bu alanda yoğunlaştığı artık çok açık bir şekilde görülüyor. Ülkeler yapay zekâ teknolojisinde önde olmak ve ortaya çıkan/çıkacak olan devasa ekonomik pastadan daha fazla pay alabilmek için agresif bir şekilde yatırım yapmaya devam ediyorlar.

OpenAI tarafından piyasaya sürülen ve büyük dil modellerini kullanan üretken yapay zekâ teknolojisi ChatGPT’nin alandaki baskınlığı arkaplandaki devasa yatırımlara rağmen kısa sürdü. Çinli girişim DeepSeek’den dev bir karşı hamle geldi ve yapay zekâ çipleri alanında lider tedarikçi olan Nvidia (NVDA) yaklaşık 600 milyar dolarlık piyasa değerini kaybederken Nvidia’nın rakipleri olan Marvell, Broadcom, Micron ve TSMC hisseleri de büyük kayıplar verdi.  DeepSeek’in bu başarısı ChatGPT ile benzer performansa sahip bir platformu daha düşük güçlü yapay zekâ çiplerini kullanarak, dolayısıyla daha düşük maliyetle üretebilmesinden kaynaklanıyordu. Bu atılım bu alandaki rekabetin dinamiklerini değiştirerek diğer ülkelerin de daha düşük maliyetle öne çıkabilme umutlarını artırdı. Elbette, bu umudun anlamlı olabilmesi için genel olarak yapay zekâ alanında özelde ise üretken yapay zekâ alanındaki Ar-Ge ve patent çalışmalarında da umut verici bir pozisyonda olmak gerekiyor.

Mobil Dünya Kongresi (MWC) ve Yapay Zekâ Alanındaki Devasa Rekabet - Resim : 2

Bu bağlamda 2024 yılının ilk 10 ayına ait yapay zekâ ile ilgili patent verileri incelendiğinde yapay zekâ alanında devasa rekabette hangi ülkelerin başı çektiği çok açık bir şekilde görülebilmektedir. Bu kapsamda yapılan yeni bir değerlendirmeye göre, 12 bin 945 patentle Çin birinci sırada yer alırken Çin’i 8 bin 609 patentle ABD ve 1.537 patentle Güney Kore izlemektedir (https://www.rdworldonline.com/quality-vs-quantity-us-and-china-chart-different-paths-in-global-ai-patent-race-in-2024/). Patent sayılarına göre ilk onda yer alan diğer ülkeler sırasıyla Japonya, Almanya, İngiltere, Hollanda, İsveç, Finlandiya ve Tayvan’dır.

Patent sayısı kadar patentlere yapılan atıflar da patentlerin kalitesi ve ticarileşme potansiyeli açısından oldukça önemli bir gösterge. Bu kapsamda her ne kadar Çin’in patent sayısı ABD’ninkinden çok yüksek olmasına rağmen ABD patentleri Çin’e göre yaklaşık yedi kat daha fazla atıf alıyor (ABD’nin ortalama 13,18 atfına karşı Çin’in ortalama 1,9 atfı söz konusu). Benzer şekilde Japonya ve Güney Kore benzer patent sayılarına sahip olmalarına rağmen Japonya patent başına 6,26 atıf alırken Güney Kore 3,12 atıf alıyor. Almanya’nın patent sayısı daha düşük olmasına rağmen atıf oranının yüksekliği (6,12) dikkat çekiyor. Almanya’ya daha yakından bakıldığında Siemens AG 268 patentle başı çekerken, otomotiv tedarikçisi Robert Bosch GmbH 197 patente, kurumsal yazılım lideri SAP SE ise 101 patente sahip ve özellikle 15,59 gibi oldukça yüksek atıf oranıyla dikkat çekiyor.

Mobil Dünya Kongresi (MWC) ve Yapay Zekâ Alanındaki Devasa Rekabet - Resim : 3

Diğer taraftan benzer eğilim üretken yapay zekâ (GAI) patentlerinde de izlenebilmektedir. Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü'ne (WIPO) göre, Çin 2014 yılından bu yana üretken yapay zekâ buluşları için 38 binden fazla patent başvurusu yaparken Çin’i Amerika (6 bin 300), Güney Kore (4 bin155), Japonya (3 bin 409), Hindistan (1.350), İngiltere (714), Almanya (708), Kanada (549) ve İsrail (311) takip ediyor (https://www.forbes.com/sites/roberthart/2024/07/04/china-thrashes-us-in-global-ai-patent-race-heres-why-that-doesnt-mean-its-winning-the-ai-war/).

McKinsey’in raporuna göre üretken yapay zeka ile küresel ekonomide ortaya çıkması beklenen yıllık 4,4 trilyon dolarlık değer göz önüne alındığında, bu pastadan daha fazla pay alabilmek için ülkelerin ve o ülkelerdeki şirketlerin üretken yapay zeka alanında patent başvurularında nasıl agresif davrandıkları çok açık bir şekilde görülüyor. Bu kapsamda, WIPO verilerine göre en fazla üretken yapay zekâ patentine sahip şirketler yine Çin’den Tencent (2 bin 74), Ping An Insurance Group (bin 564) ve Baidu (bin 234) olurken Çin Bilimler Akademisi (607), bu listede yer alan tek araştırma kurumu olarak dördüncü sırada yer alıyor. IBM ise 601 patent ile kendisine ancak beşinci sırada yer bulabiliyor. Elbette burada da yukarıda değindiğimiz gibi sayı kadar kalite ve özellikle hızla ticarileşme potansiyeli çok daha belirleyici olmaktadır. Çinli işletmelerin, özellikle yüksek teknoloji sektörlerindeki patent ticarileştirme oranlarının son dönemde artmış olması Çin’in yalnızca patent sayısını artırmakla kalmayıp aynı zamanda patentlerin uygulanabilirliği ve ekonomik değerini de güçlendirme yönünde güçlü bir şekilde ilerlediğine işaret ediyor.

Yapay zekâ teknolojisi ülkemiz açısından da önemli fırsatlar sunmaktadır. Özellikle DeepSeek’in düşük maliyetle elde ettiği devasa başarı ülkemiz için de umut vericidir. Prof. Dr. Altan Çakır’ın hazırladığı ‘Yapay Zekânın Türkiye’deki Ekonomik Potansiyeli’ raporuna göre ülkemizde üretken yapay zekâ fırsata dönüştürülebilirse yaklaşık on yıl içerisinde ülkemizin yıllık GSYİH’sine %5’lik, yani 50-60 milyar dolar bir ilave katkı sağlayabileceği vurgulanmaktadır. Çakır’ın raporunda değindiği gibi bu potansiyeli açığa çıkartabilmek için işgücünün yeniden eğitilmesi ve yeni becerilerle donatılması, yerel inovatif aktörlerin AR-GE faaliyetlerinin artırılması ve ticari atılımın hızlandırılması gerekmektedir. Elbette, bunun için öncelikle yapay zekâ alanında kapsamlı seferberlik ilan etmemiz, özellikle Ar-Ge ve fikri mülkiyet alanında bir yapay zekâ ekosistemi oluşturmamız, üniversitelerimizi ve bu alandaki şirketlerimizi yönlendirmemiz ve desteklememiz gerekiyor. 

Yorumlar
Yorum yapmak için tıklayınız
Diğer Yazıları