Müftülükten tartışma yaratan "Sural" uyarısı!
Alanyasporlu futbolcu Josef Sural vefatının ardından Alanya Müftülüğü'nden, tartışılan "Müslüman olmayan kişilere dua etmek, rahmet okumak, istiğfar etmek caiz midir?" konusuna açıklama geldi.
Geçirdiği trafik kazasında yaşamını yitiren Aytemiz Alanyasporlu futbolcu Josef Sural, yeşil saha içerisinde düzenlenen törenle son yolculuğuna uğurlandı.
Futbol dünyasını yasa boğan trafik kazasının ardından "Müslüman olmayan kişilere dua etmek, rahmet okumak, istiğfar etmek caiz midir?" sorusu gündeme geldi. Sural'ın ölümüyle birlikte tartışmaya neden olan konuya Alanya Müftülüğü'nden cevap geldi.
Müftülüğün açıklamasında; "İslam inancına göre herkes Yüce Allah’a ve dinine inanmakla mükellef olduğu için kişinin kendi ameli esas kabul edilmiştir. Bir kimse hayattayken iman etmeyip küfür üzere öldükten sonra başkalarının onun için yapacağı dualar geçersiz olur ve ona herhangi bir faydası dokunmaz." denildi.
İşte Alanya Müftüğülü'nün yaptığı açıklama:
Gayrimüslimlere dua etmek, rahmet okumak, istiğfar etmek caiz midir?
Gayrimüslimlere rahmet okumak ve istiğfar etmek, onların yaşarken inkâr ettikleri Yüce Allah’tan onlar adına af dilemek anlamına gelir. İslam inancına göre herkes Yüce Allah’a ve dinine inanmakla mükellef olduğu için kişinin kendi ameli esas kabul edilmiştir. Bir kimse hayattayken iman etmeyip küfür üzere öldükten sonra başkalarının onun için yapacağı dualar geçersiz olur ve ona herhangi bir faydası dokunmaz.
Nitekim birçok âyet-i kerimede inkâr üzere ölen kâfirlerin onlara af dilense bile affedilmeyecekleri belirtilmiş (Nisâ, 4/18, 48; Tevbe, 9/80) ve onlara istiğfar edilmesi yasaklanmıştır. Diğer taraftan “Resûlullah (s.a.s.), amcası Ebû Tâlib ölüm döşeğinde iken ona ‘La ilahe illallah’ kelimesini telkin etmiş, iman etmemesi üzerine, ‘Allah’a yemin ederim ki, senin için af ve mağfiret dilemek bana yasaklanmadığı müddetçe, senin için muhakkak Allah’tan mağfiret dileyeceğim.” (Buhârî, Cenaiz, 79) buyurmuştur. Bu olay üzerine “Cehennem ehli oldukları açıkça kendilerine belli olduktan sonra, —yakınları da olsalar— Allah’a ortak koşanlar için af dilemek, ne Peygambere ne de müminlere yaraşır.” (Tevbe, 9/113) âyeti inmiştir.
Başka bir rivayette ise Hz. Peygamberin (s.a.s.), münafıkların başı sayılan Abdullah b. Übey b. Selûl’ün cenaze namazını kıldığı, akabinde ona rahmet dileyeceğini ifade ettikten sonra “Asla onlardan ölen birinin namazını kılma ve kabrinin başında durma. Çünkü onlar Allah’ı ve Resûlünü inkâr ettiler ve fasık olarak öldüler.” (Tevbe, 9/84) mealindeki âyetin nazil olduğu belirtilmektedir (Buhari Cenaiz, 83).
İlgili âyetlerden hareketle müslüman bir kimsenin, gayrimüslim olarak ölen bir kimseye istiğfar etmemesi ve rahmet dilememesi gerektiği, böyle bir cenazeyle karşılaştığında da nazik cümlelerle taziye dileğinde bulunması ve kalanlara sabrı tavsiye edip teselli vermesinin uygun olacağı anlaşılmaktadır.
Din İşleri Yüksek Kurulu