NASA Direktörü: Evren, zeki canlıların bulunmaması için fazla büyük
NASA Direktörü Bill Nelson, tüm dünyanın dikkatini çeken açıklamalarda bulundu. Nelson, evrende insanlardan başka zeki yaşam formları olabileceğini ve bir gün bu uygarlıklarla iletişim kurulabileceğini söyledi. Kimi tarafından 'fazla uçuk' bulunan açıklama, aslında temel bilimsel veriler çerçevesinde yapıldı. SuperHaber uzmanları, NASA Direktörünün ne demek istediğini yazdı, zira SuperHaber bilim insanlarının uzaylıları nasıl aradıklarını da uzmanından aldığı bilgilerle okuyucularına aktarmıştı.
Amerikan Uzay ve Havacılık Dairesi'nin (NASA) Başkanı Bill Nelson, evrende insanlardan başka akıllı varlıkların olduğuna inandığını ve bir gün dünya ile iletişime geçeceklerini açıkladı.
SuperHaber, uzmanlardan aldığı bilgilerle bilim insanlarının gerçekte uzaylı arama çalışmalarını nasıl yürüttüklerini bilimsel detaylarıyla yazmıştı:
Aslında sadece Astrobiyolojinin temel prensiplerinden biri olan Drake Denklemi'nin sonuçlarını ima eden NASA Direktörü, yaptığı konuşmada temel bilimin standart teorilerine uygun olarak evrende Dünya'dan başka gezegenlerde de zeki yaşam olabileceğini belirtti: 'Çünkü evren, bunun olmaması için fazla yaşlı ve büyük'.
DRAKE DENKLEMİ NEDİR?
Çok basit şekilde, Drake denklemi, bir galaksideki toplam yıldız sayısının, zeki yaşamın (insanların) ortaya çıkmasını sağlayan faktörler göz önünde bulundurularak giderek filtrelenmesiyle galaksideki toplam zeki uygarlık sayısı için elimizdeki verilerin kesinliğinde bir tahminde bulunur.
GALAKSİMİZDE 10.000 UZAYLI UYGARLIK ŞU ANDA VAR OLABİLİR
Bu denkleme Samanyolu galaksisindeki yıldızların sayısı eklendiğinde ise galaksimizde 1000 ila 10.000 adet, en az bizim kadar gelişmiş uygarlık olması gerekiyor. Veriler kesin olmasa da, ne kadar kesin olmadıkları kesin olsa da, bilim insanlarının çok yanıldığını ve aslında her galakside 10.000 yerine sadece 1 uygarlık olduğunu ele alabilirsiniz. Bu durumda bile evrende yüz milyarlarca hatta trilyonlarca galaksi bulunduğu unutulmamalıdır. Yani istatistik, biyoloji ve fiziğe göre içinde yaşadığımız evren, soğuk ve yaşamsız bir boşluk değil; aksine yaşamla dolu ve capcanlı bir yerdir.
İKİ UYGARLIĞIN ARASINDAKİ MESAFENİN 200 IŞIK YILI OLMASI BEKLENİYOR
Galaksileri iki boyutlu düzlemler olarak ele aldığımızda, bir galaksinin 'yüzey alanına' ortalama zeki uygarlık sayısı eşit aralıklarla serpiştirildiğinde, ortalama olarak her iki zeki uygarlık arasında 200 ışık yılı (ışığın, ışık hızında 200 yıl boyunca kat ettiği mesafe) mesafe olduğu görülüyor.
EVREN O KADAR BÜYÜKTÜR Kİ, IŞIK HIZI DAHİ ÇOK YAVAŞ KALIR
Yani herhangi komşu iki uygarlık, birbirlerinden bir şekilde haberdar olsa ve komşu uygarlığın yaşadığı gezegenlerin gökyüzündeki koordinatları tam olarak bilinebilse bile, evrendeki en yüksek hız sınırının -sebep sonuç ilişkisinin çökmemesi için- ışık hızı olduğu göz önüne alındığında iletişim hayli yavaş olacaktır.
İLETİŞİM KURULSA DAHİ, ÇOK AMA ÇOK YAVAŞ OLACAK
Teleskopla bakıldığında dahi 200 yıl öncesinin görüleceği bu iki teorik uygarlık, birbirleriyle ışık hızında iletişim kursalar dahi, örneğin bir tarafın 'merhaba' mesajı 200 yılda varacak, onların ise 'size de merhaba' mesajı yine 200 yılda gelecek ve keşfin doğrulanması dahi 400 yıl sürecektir.
BİZDEN HABERDAR OLABİLECEK YILDIZ SİSTEMLERİ ASLINDA KÜÇÜK BİR BALONCUK
Evren yaşamla ve uygarlıklarla dolu bir yer olsa da, ışık hızının bile akılalmaz yavaşlıkta görüneceği denli büyüktür. Bu yüzden insanoğlunun varlığından, teleskoplarıyla izliyor olsalar dahi, haberi olabilecek alan, insanoğlunun yaklaşık yaşı olan 500.000 yıldır uzayda ilerleyen ışıklar olacaktır. Dolayısıyla, insanlardan haberdar olabilecek yıldızlar aslında etrafımızdaki 500.000 ışık yılı yarıçapındaki bir küre bulunanlardan ibarettir.
Kısacası uzaylıların keşfi, sadece uzaylıların da astrobiyoloji üzerine çalışması sayesinde ulaşılabilecek bir süreç gibi görünmektedir.
NASA DİREKTÖRÜ UZAYLILARIN VARLIĞININ İHTİMALİNE KATILDIĞINI BİLDİRDİ
Amerikan Uzay ve Havacılık Dairesi'nin (NASA) Direktörü ve eski astronot Bill Nelson, dünya dışı yaşama ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu.
78 yaşındaki Nelson, CNBC'den Shepard Smith'e verdiği demeçte, uzaylıların varlığının yüksek bir ihtimal taşıdığını söyleyerek, gerekçe olarak evrenin yaşını, büyüklüğünü, bizimkinin aynısı olan yıldızların ve etraflarında dönen gezegenlerin varlığını gösterdi:
“13,7 milyar yıllık ve çok büyük bir evrene sahipseniz, bir Güneş’e ve bizimki gibi bir atmosfere sahip başka bir gezegen için başka bir şans var mı? Bu sorunun yanıtı benim için 'evet'. Bu yüzden, uzaydan , akıllı bir yaşam olduğuna dair bir işaret alacağımızı düşünüyorum.”
Bununla birlikte, NASA'nın Astrobiyoloji programına atıfta bulunan Nelson, kurumun dünya dışı yaşam arayışına yıllardır dahil olduğunu belirtti.
NASA Başkanı “Mars'ta, diğer gezegenlerde ve kozmosta yaşam arıyoruz. Yaşanabilir bir atmosfere sahip gezegenlere sahip diğer güneşleri belirlemeye çalışıyoruz. NASA'nın Ingenuity helikopteri, şu anda Kızıl Gezege'nde ve misyonun hedeflerinden biri olarak fosilleşmiş yaşam kanıtları arıyor” dedi.
PENTAGON RAPORU'NUN GİZLİ VERSİYONUNU GÖRDÜM: AÇIKÇA İNANIYORUM
Öte yandan Nelson'ın konuyla ilgili yorumları, iki haftadan kısa bir süre içinde ikinci kez insanların evrende yalnız olmayabileceğini gündeme getirdi. Pentagon'un geçen ay tanımlanamayan hava olaylarıyla (UFO) ilgili raporunun yayınlanmasından sonra Nelson, raporun gizli versiyonunu gördüğünü ve 'orada açıkça bir şey olduğuna' inandığını söyledi.
"UZAYLILARIN DÜŞMAN OLACAKLARINI DÜŞÜNMÜYORUZ"
Nelson, Haziran ayı sonlarında CNN'e verdiği demeçte, "Biz, UFO’ların düşman olduğunu düşünmüyoruz, ancak evrenin çok büyük olduğunu unutmayın, NASA'da Dünya Dışı İstihbarat Arayışı adlı bir programımız var. Ama şimdiye kadar, akıllı bir şey ile kanıtlanmış bir iletişimimiz yok" dedi.
Ulusal İstihbarat Dairesi Başkanlığı'ndan gelen ve gizliliği kaldırılan rapor, gizemli uçan cisimlerin doğasını belirlemek için yeterli veriye sahip olmadığını da ekledi.
Raporda, "21 vakada belirtilen 18 olayda, gözlemciler olağandışı UAP hareket kalıpları veya uçuş özellikleri bildirdiler. Bazı UAP'lerin havada rüzgarda sabit kaldığı, rüzgara karşı hareket ettiği, ani manevra yaptığı veya fark edilebilir bir itme aracı olmaksızın kayda değer bir hızla hareket ettiği görüldü. Az sayıda vakada, askeri uçak sistemleri, UAP gözlemleriyle ilişkili radyo frekansı (RF) enerjisini işledi" denildi.