"NATO koridorlarında askeri hareketlenme var!"
Yörünge dergisinin, Mayıs ayında çıkan 8. sayısına bir röportaj veren yazar Erol Mütercimler, erken seçimle ilgili dikkat çeken sözler sarf etti. "NATO koridorlarında askeri hareketlenme var!" uyarısında bulundu....
Başbakan Yıldırım’ın başdanışmanı Abdülkadir Özkan’ın genel yayın yönetmenliğinde yayımlanan Yörünge dergisinin, Mayıs ayında çıkan 8. sayısına bir röportaj veren yazar Erol Mütercimler, erken seçimle ilgili dikkat çeken sözler sarf etti.
Ergenekon kumpas davası mağdurlarından Mütercimler, 15 Temmuz darbe girişmini; NATO'nun, CIA'nin ve Pentagon'un, bir "İç savaş denemesi" olarak yorumlarken, toplumun hassas ve kırılgan bir yapısı olduğunu belirtti.
Mütercimler, "Dolayısıyla içerideki bu hassasiyet üzerine şunu düşünelim: Türkçü-Kürtçü, Alevi-Sünni, AK Parti ve karşıtları, Recep Tayyip Erdoğan karşıtlığı, yabancı provokatörler. Suriye'den gelen 3.5 milyon insanın kaçının nasıl kullanılacağını bilmiyoruz. Kimler orada kuş yumurtası" diye ifade etti.
Mütercimler, toplumun bu kırılgan yapısını NATO'nun kullanabileceğini belirtirken, NATO'nun koridorlarında bir hareketlenme olduğunu, bu yüzden de erken seçim kararının alındığını ifade etti. Mütercimler, "NATO'nun koridorlarında bir hareketlenme var. Bunu askeri anlamda ifade ediyorum. Bunlar nasıl kesilmeli? İşte bu tür seçim kararları alırsanız, bu sorunları ötelersiniz" diye belirtti.
Mütercimler, erken seçimlerin, "provokasyon" peşinde olanların cesaretini kıracağını belirtirken, "Eğer seçim kararları alabilirseniz, bu durum en azından bir süre toplumu yumuşatıyor, toplumun bir araya gelmesini sağlıyor. Burada eğer beka anlamında bir toplum mühendisliği inşa etmek isteniyorsa, bunları bir süreliğine öteletirsiniz, def edersiniz, cesaretlerini kırarsanız veya planlarını öteletirsiniz" ifadelerini kullandı.
Mütercimler'le yapılan röportajın ilgili kısmı şu şekilde:
- Nasıl bir sonuç bu?
- Bir şey gördüler. Çok hassas, kırılgan bir toplum var. O gece kimse kimseyi tanımadığı halde bu ülkenin 250 çocuğu hayatını kaybetti. Dolayısıyla içerideki bu hassasiyet üzerine şunu düşünelim: Türkçü-Kürtçü, Alevi-Sünni, AK Parti ve karşıtları, Recep Tayyip Erdoğan karşıtlığı, yabancı provokatörler. Suriye'den gelen 3.5 milyon insanın kaçının nasıl kullanılacağını bilmiyoruz. Kimler orada kuş yumurtası?
Bir de El Muhaberat'ın buradaki fonksiyonu. Hepsini bir arada düşündüğünüzde içeriyle ilgili dinamik unsurlar açısından büyük bir sorun var. İşte ben beka meselesidir derken de Devlet Bahçeli'nin konuşmasının içinde buna benzer cümleyi kurmuş olması da bana tüm bunları gösterdi. Bunun anlamı şu bana göre: NATO'nun koridorlarında bir hareketlenme var. Bunu askeri anlamda ifade ediyorum. Bunlar nasıl kesilmeli? İşte bu tür seçim kararları alırsanız, bu sorunları bir süre ötelersiniz.
ERKEN SEÇİM KARARI TOPLUMU YUMUŞATIR
- Bunların örnekleri var mı tarihimizde?
- 27 Mayıs 1960'dan önce Adnan Menderes, en son Eskişehir'de erken seçim ilan edemedi. Işıklar içinde uyusun Altemur Kılıç, sağlığında konuştuğumuzda bana söylemişti, daha sonra hatıratında da aktardı. Adnan Menderes aslında erken seçim ilan edecekmiş orada. Ama mikrofonun kabloları kesilmiş, konuşması duyulmamış. Aktardığı buydu. Aynı şekilde 12 Mart öncesi ve 12 Eylül öncesindeki siyasi tartışmaları da hatırlayalım. Kısacası eğer seçim kararları alabilirseniz, bu durum en azından bir süre toplumu yumuşatıyor, toplumun bir araya gelmesini sağlıyor. Burada eğer beka anlamında bir toplum mühendisliği inşa etmek isteniyorsa, bunları bir süreliğine öteletirsiniz, def edersiniz, cesaretlerini kırarsanız veya planlarını öteletirsiniz.
PROVOKATÖRLER SEÇİM ÖNCESİ DEĞİL SONRASINA HAZIRLIK YAPABİLİRLER
- Sizin aktardığınız çerçevede şunu sormak isterim: Yıllardır her seçim döneminde dış istihbarat örgütlerinin provokasyonları, manipülasyonları, içeriye yönelik sosyal mühendislik hareketliliği olur. 24 Haziran tarihi bir anlamda bu örgütlenmelerin aktardığımız provokasyonlarının hazırlığını da engelleyici bir tarih olabilir mi? Yani bir karışıklığın önüne geçmek için belirlenmiş olabilir mi?
- Benim düşüncem şu: Bu iki aylık süreçte olmaz ama, bu örgütlerin bir planları varsa bunu aksatmazlar. Olacaksa ondan soraki süreçte yürüteceklerini düşünüyorum. Bu düşüncemin sebebinin söyleyeyim. Çünkü bu iki aylık süreçte hükümetin bu anlamda güvenli önlemleri konusundaki hassasiyetinin en üst düzeye çıkarılacağını bilmek için çok uzman olmaya gerek. Burada olabilecek olan her şey, örneğin bir kişinin bile burnunun kanaması bu hükümeti zor duruma sokar, yıllarca altından kalkamaz. Nasıl ki, 1913'teki sopalı seçimlerin, 1946'daki şaibeli seçimlerin altından kalkılamadıysa bunun da altından kalkılamaz.
Hükümetin referandum süreci de dahil geçmişte yaşadığı bazı olumsuzluklar var. Orada da şaibe iddiaları olmuştu. Dolayısıyla bu iki aylık süreç zorlanabilir. Ama bu zorlanmanın karşılığında özellikle emperyal güçler açısından söylüyorum, dışarıda provokatif amaçla hareket etmeyi planlamış güçlerin bir kazançları olmaz. Bunu çok iyi biliyorlar. Seçimi erteletmeki yaptırtmamak bu sefer Türk toplumunun hükğmet muhalifi olan karşı grubunu daha da keskinleştireceği gibi, bu sefer bir araya getirir, hükümetin yanına itilebilir. Bu durum onların isteyebileceği en son şey. Sonuçta burasu bir yurt, kolay terk edilebilecek bir şey değil. Kültürde ve gelenekte de memleketi teslim etmek, yok etmek gibi bir şey hiç yok. Söz konusu bile değil. Burada o zaman radikal unsurlar hariç herkes kenetlenir.