Nâzım Hikmet’in oğlu Memet Nâzım babasını hiç sevmezmiş…
Nâzım’ın, Münevver Andaç’tan 1951 yılında dünyaya gelen oğluymuş Memet Nazım. Ve dün gece Paris’te hayata gözlerini yummuş. Vefat haberini yakın dostu ressam Utku Varlık Twitter hesabından duyurmuş.
Gelelim babasını sevmeme meselesine…
Zülfü Livaneli’nin 3 Şubat 2010 tarihli Vatan Gazetesi’ndeki “Nâzım’ın mirası ‘zoraki evlat’ Memet’in elinde” başlıklı köşesinden okuyalım konunun detaylarını…
‘Memet Andaç Borzecki, Nâzım’ın 1951’de dayısının kızı Münevver Andaç’tan dünyaya geldi.
Borzecki medyanın gündemine daha önce Nâzım’ın mezarının Türkiye’ye taşınması için uğraşan kişilere söylediği ve şairi suçladığı iddia edilen şu sözlerle gelmişti: ‘Babam, Ruble karşılığında şiir yazan bir adamdı. Hasta annemi ve henüz 3 aylık olan beni terk ederek yüzüstü bırakan ve başka kadınlara gitmiş bir adam için kılımı kıpırdatmam.’
Nâzım’ın evlilik dışı oğlu olan Memet, şairin kardeşleri Fatma Melda ve Mustafa Metin Yasavul’a 1977 yılında babalık davası açmıştı. Mahkeme, 1978’de davayı açan Memet Andaç Borzecki’nin Nâzım’ın oğlu olduğuna hükmetmişti. Fransa’da yaşayan Borzecki, Memet Nazım adıyla da tanınıyor.’
Bir de telif konusunda problem yaşanmış ünlü Yunanlı müzisyen Mikis Theodorakis’le, Nâzım’ın Yannis Ritsos tarafından çevrilen ‘Kar altında’ şiiri konusunda.
Livaneli aynı yazısında; Theodorakis’in, Nâzım’ın arkadaşı Yannis Ritsos tarafından çevrilen ‘Kar altında’ adlı şiirini besteleyip albümüne koyduğunu yazmış. Ancak daha sonra Ritsos’un kızı, Fransız ve Yunan telif hakları birliklerinden bir ihtarname aldığını anlatmış Livaneli’ye.
Livaneli, ‘Acaba Ritsos bu şiiri çevirmek için Nâzım’dan yazılı bir izin almış mı? Almışsa bu belgeyi derhal göndermeleri gerekiyormuş. Yoksa çeviri ve beste kaçak duruma düşüyormuş.
Ritsos’un kızı bu yazıya ‘Nâzım ve Ritsos yakın dosttular ve yazılı bir şey imzalanmamıştı’ diye cevap vermiş. Theodorakis de duruma çok üzülmüş. ‘Nâzım’ın mirasçısı olarak Memet Andaç Borzeçki ismini bildiriyorlar. Şimdi ne yapmam gerekir?’ diye soruyor” cümleleriyle kaleme almış o günlerde yaşananları.
Peki kim haklı? İşte bu konuda bir şey söylemek beni aşar dostlar…