"Ne yazık ki dostlarımız PYD-YPG'nin yanında!"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Memur-Sen'in 5. Büyük Türkiye Buluşması programında konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Memur-Sen Türkiye buluşmasında konuşuyor
Sözlerimin hemen başında vefatının senei devriyesinde aziz insan, yiğit insan kıymetli kardeşime Muhsin Yazıcıoğlu'nu rahmetle anıyorum. Türkiye'nin en zor dönemlerinde gösterdiği sağlam duruşla milletimizin gönlünde özel bir yeri olan Yazıcıoğlu'nun yokluğunu yaşadığımız her önemli hadisede arıyoruz.Bu buluşma münasebetiyle bir kez daha hatırlamamak mümkün mü, Memur-Sen'in kurucusu, şair, müteffekkir Mehmet Akif İnan'ı rahmetle, tazimle yadediyorum. Merhum Mehmet Akif İnan, ülkemizin en zor, çetin yıllarına tekabül eden hayatını bu güzel ülkeye, bu necip millete vakfetmiş bir gönül insanıdır.
MERHUM MEHMET AKİF İNAN GÜNÜMÜZÜN YUNUS EMRE'SİDİR
Akif İnan günümüzün Yunus Emre'sidir. Sendikayı sadece memurların hukukunu savunan bir çatı olarak değil aynı zamanda bir uyanış ve diriliş hareketi olarak görmüştür. Bir taraftan sendikal mücadele verirken Kudüs'tün, Filistin'in dünyadaki bütün mazlumların acısını bir kor gibi yüreğinde taşımıştır. Her bir sendika şubesini fikri tartışmaların yapıldığı, güncel meselelerin konuşulduğu bir kültür evi, bir ilim yuvası olarak tasvir etmiştir.
MEMUR-SEN DARBECİLERE MEYDANI DAR EDEN BÜYÜK BİR AİLEDİR
Kendisi 60 yıllık ömründe geride hoş bir seda bırakmak için Memur-Sen gibi bir miras bırakmak için harcadı. Rabbim ondan razı olsun. Mekanı cennet olsun. Onun ömrü vefa etmese de bugün Memur-Sen'in Akif İnan'ın hayallerini gerçekleştirdiğini görüyoruz. Memur-Sen ülkemizin en etkili, en güçlü sivil toplum örgütü olarak mili irade ve demokrasinin sancaktarlığını yapıyor. Dünyanın çok farklı ülkelerine yardım götüren, medeniyet değerlerimizin taşıyıcısı bir Memur-Sen var bugün. Türkiye'nin daha büyük, müreffeh, güçlü bir ülke olması için gecesini gündüzüne katarak çalışan Memur-Sen 15 Temmuz'da olduğu gibi milli iradeye canı pahasına sahip çıkan, darbecileri meydanları dar eden büyük bir ailedir.
G-20 ÜYESİ TÜRKİYE DÜNYANIN EN CÖMERT ÜLKESİDİR
Şahsım ve dava arkadaşlarımla birlikte bugüne kadar verdiğimiz mücadele hamdolsun boşa gitmedi. Adeta bir kar topu gibi çığ olduk ve bu ülkede hizmeti yayarak devam ettik. Bugün dünyanın en gelişmiş ülkeleri bünyesinde barındıran G-20 üyesi bir Türkiye var. Demokraside bölgesine bir ilham kaynağı olan ülkeyiz. Dünyanın en cömert 1 numaralı ülkesiyiz. Somali'den Arakan'a, Yemen'den Afganistan'a kadar AFAD, Kızılay, TİKA'mızla kardeşlerimize destek oluyoruz. Hayırcılar devamlı ne diyorlar? Adını 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'ne hayır diyorlardı. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü yapılırken, Yavuz Sultan Selim Köprüsü yapılırken yine hayır dediler.
GENÇKEN "AVRUPA AVRUPA DUY SESİMİZİ" DERDİK HEP
Marmaray'a, Avrasya Tüneli'ne hayır dediler. Biz Fatih'in bizim atlarımızın nallarının uzandığı yere onların hayalleri bile ulaşamaz dediği bir icraatın içindeyiz. Benim dedem Fatih, istanbul'un fethinde gemileri karadan yürüttü. Bizim için ilham kaynağı. Biz de dedik ki, biz de denizin altından yürütelim. Bir de Avrasya Tüneli'ni yaptık. Oradan şimdi boğazın altından otomobiller geçiyor. Şimdi de inşallah üç katlısı geliyor. Boğaz'ın altından üç katlısı geliyor. Bir gidiş, bir geliş, bir de raylı sistem. Bu arada bir şey daha yaptık, 18 Mart Çanakkale Köprüsü'nün temelini de bu 18 Mart'ta Çanakkale'de attık. Hani gençliğimizde hep söylerdik, "AVrupa Avrupa duy sesimizi" diye.
OPERASYONLAR REFAH, MUTLULUK GELENE KADAR DEVAM EDECEK
Biz kendi silahını, tankını, savaş helikopterini yapan savunma sanayinde giderek devler ligine yükselen bir ülkeyiz. Şu anda insansız hava aracı yapıyoruz. Adamlar çılgına dönüyor. 14 yıldır paramızla Avrupa'dan insansız hava aracı alamadık. Şimdi hamdolsun kendi insansız hava aracımızı yapar hale geldik. Yeterli değil, daha yol uzun. Daha ileri gideceğiz. Bugün Türkiye kendi menfaatleri için birilerinden icazet almaya gerek duymuyor. Türkiye terörle mücadelesini içeride ve dışarıda sürdürüyor. Bu teröristlere evelallah askerimiz, polisimiz kan kusturuyor. İnlerine girdik. Bizim milletimize sözümüz vardı, refah, mutluluk, huzur gelene kadar devam edecek.
NE YAZIK Kİ DOSTLARIMIZ PYD-YPG'NİN YANINDA
Şuraya girmeseniz iyi olur, şuraya üs kurmasanız iyi olur. Tamam da siz ne arıyorsunuz orada, siz niye kuruyorsunuz. Bizi davet ettikleri için oraya geliyoruz diyorlar. Her davete icap etmek gibi uluslararası bir alanda karar var mı? Biz tehdit altındayız. Eğer Suriye'den Gaziantep'teki kardeşlerime bir saldırı olur da orada 56 kardeşim şehit olursa biz duramayız. Sabır, sabır,sabır o olay olunca dedik ki giriyoruz. Ve Cerablus'a girdik. Bir taraftan da El Rai'ye girdik. Bir taraftan DEAŞ'la, bir tarafdan PYD, YPG ile veriyoruz. Ne yazık ki dostlar hala PYD ve YPG'nin yanında. Diyorlar ki, bunlar DEAŞ'la iyi mücadele verenler. Biz diyoruz ki, iyi terörist kötü terörist olmaz. Teröristlerin hepsi kötüdür. Bunu bileceksiniz, ama hala anlaşabilmiş değiliz. Siyasi mücadelemiz devam ediyor.
BUNLAR MENDERES'İ İDAM EDEN CELLADIN PARASINI AİLESİNDEN İSTEMİŞLERDİR
27 Mayıs'a gelmeden önce açın o dönemi okuyun. Menderes'i tehdit eden CHP'yi, İnönü'yü, yalan ve iftiraları görürsünüz. Üniversitede hocaların tezgahladığı oyunları, sözde aydınları görürsünüz. 10 yıl boyunca sinsice yürütülen bu oyunun bir amacı var o da 14 Mayıs 1950'de sandıkta milletten yedikleri sillenin hesabını sormaktır. Yassıada'da demokrasi, millet, milletin hak ve özgürlükleri yargılandı. Darbeciler Adnan Menderes, Hasan Polatkan, Fatin Rüştü Zorlu'yu niye idam etti? İbret olması için. Bu ülkede gerçek iktidarın kimde olduğunu göstermek için o mahkemeleri, o darağaçları kurdular. Bu öyle alçak bir zihniyettir ki, Menderes'i idam ettikten sonra celladın ve darağacının parasını ailesinden istemişlerdir. Bunlar bu kadar gaddardır.
ELİMDE BELGELER VAR CAMİLER AHIR OLARAK KULLANILDI
Aynı zihniyet tüm canlılığıyla hayatiyetini sürdürmektedir. Tek parti döneminde ülkemizin pekçok yerinde camiler ya amaçları dışında kullanıldı, ya yıkıldı ya da satıldı. Elimde belgeler var. Ahır olarak kullanılan camiler var. Mukaddes kitabımızın öğrenilmesi, öğretilmesi yasaklandı. Bin yıldır Kur'an-ı azimüşşanla yaşayan bu milletin evlatları Kur'anı depolarda, mahzenlerde okudu. Ezan-ı Muhammed'in sesi ya duyulmadı ya da Türkçe okudu.
SİZ BANA DİKTATÖR DEDİĞİNİZ SÜRECE BEN SİZE FAŞİST DEMEYE NAZİ DEMEYE DEVAM EDECEĞİM
Milletimiz bu ezana yıllarca hasret kaldı. Daha sonraki dönemlerde bu zihniyetin etkisi devam etti. CHP İl Başkanı aynı zamanda o ilin valisi oldu. Şimdi ben CHP'ye gönül vermiş kardeşlerime soruyorum, acaba bugün aynı durum olsa, yani kurucusu olduğum partinin il başkanları aynı zamanda o ilin valisi olsa ne dersiniz? Böyle bir şey olamaz dersiniz öyle mi? Dünyada böyle bir yer yoktur. Batı ne der? Tayyip Erdoğan'a diktatör diyen Batı inanın şeddeli diktatör der. Siz bana diktatör dediğiniz sürece ben size faşist demeye, Nazi demeye devam edeceğim.