Nedim Şener; Lütfü Türkkan'ı, partisini ve yandaşlarını üç kelimeyle özetledi...
Hürriyet Yazarı Nedim Şener, son yazısında Lütfü Türkkan'ın Bingöl'de şehit yakınına küfür etmesi sonrası yaşananları mercek altına aldı. Türkkan'a ve İYİ Parti'ye eleştirilerde bulunan Şener, yaşanan skandalları üç kelimeyle özetledi. Şener, "Türkkan’ın bir şehit yakınına, “Senin bacını...” diye küfretmesi, onu cezalandırmayan partisi ile onu savunan yandaş ve partilileri tarif edecek en bilinen başlık: İYİ-KÖTÜ-ÇİRKİN..." ifadesini kullandı. İşte Şener'in dikkat çeken tespitleri...
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in Bingöl ziyaretine katılan İYİ Parti Grup Başkanvekili ve Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan, burada kendilerine tepki gösteren şehit ağabeyine ağza alınmayacak küfürler etti. Yaşananların kameralara yansıması sonrası Türkiye adeta ayağa kalktı. Türkkan'ın skandal çıkışı üzerine tepki üzerine tepki gelirken İYİ Parti ve CHP'den bir açıklama yapılmadı.
Hürriyet Yazarı Nedim Şener, son yazısında yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Şehit yakınına küfür eden Türkkan'a ve tepkisini ortaya koyamayan partisine sert sözlerle yüklenen Şener, ilgi çeken tespitlerde bulundu. İşte Nedim Şener'in konuya ilişkin değerlendirmeleri;
1990’ların başında İstanbul’un Avrupa yakasında amatör ligdeki bir futbol takımında Nihat isimli bir forvet oyuncu vardı. Hızlı, yetenekli bir golcüydü.
Bir maçta, rakip kaleye yakın mesafede karşı takımın savunma oyuncusunun ayağındaki topu alırken beraber yere düştüler.
Nihat sinirlenmiş, yumruğunu yere vurmuş, hırsla ilk ayağa kalkan o olmuştu. Ama yüzünde kızgınlık yoktu, üstüne üstlük kendisini düşüren oyuncuya sağ elini uzatıp yerden kaldırarak centilmenliğini de göstermişti!
Nihat, rakip oyuncuyu yerden kaldırırken tuttuğu elini bırakmadığı gibi sol kolunu da sıkıca boynuna dolamıştı. Hakemi ve seyircileri şaşırtan bir şekilde samimi davranıyordu.
Nihat, bir yandan yüzündeki gülümsemeyi koruyor diğer yandan boynuna sarıldığı rakip oyuncunun kulağına ana avrat küfrediyordu.
Bunu küfredilen rakip oyuncu dışında duyan yoktu. Küfür işiten oyuncu, iğne batırılmışçasına bir anda Nihat’tan kurtulup onu itti. Nihat yere düştü ve küfür yiyen rakip oyuncu haklı olmasına rağmen sarı kartı gördü.
Nihat, antrenör ve takım arkadaşlarının olduğu yedek kulübesine bakıp pis pis sırıtıyordu. Hocası ve arkadaşları da onu alkışlıyordu.
Nihat’ın yetenekli bir forvet oyuncusu ama ahlaksız biri olduğunu biliyorlardı. Onlar için de önemli olan ahlak değil, maçı kazanmaktı.
HA NİHAT HA LÜTFÜ
Lütfü Türkkan’ın, şehit ağabeyi Tahir Gümren’in boynuna sarılması, sanki onu yatıştırmak istercesine, samimi bir şekilde kolunu boynuna dolaması ve “Benim kardeşimin bütün vücudu parçalandı. Günlerce ayaklarını aradık. Ama HDP’yi, Selo’yu savunan bir kadın bu.” deyince kulağına eğilip “Senin bacını...” demesi bana bu olayı hatırlattı.
1997 yılında terör örgütü PKK’nın havan saldırısında vücudu parçalanan 17 yaşındaki İsa Gümren’in ağabeyi Tahir Gümren’e, insanın kanını donduran biçimde ettiği küfür, Lütfü Türkkan’ın yaşadığı ahlaki çürümeyi gösteren son olay oldu. Hem insanlara, hem şehide, hem de ailesine saygısı olmadığını gösterdi. Ama o ve partisi hiçbir şey olmamış gibi davranmakta kararlı görünüyor.
Kurulduğu günden beri, “İYİ Parti” adını kullanan İP’in Milletvekili Türkkan’ın bir şehit yakınına, “Senin bacını...” diye küfretmesi, onu cezalandırmayan partisi ile onu savunan yandaş ve partilileri tarif edecek en bilinen başlık: İYİ-KÖTÜ-ÇİRKİN...
Hatırladığınıza eminim, başlık, Clint Eastwood’un başrolünü oynadığı 1966 yapımı bir kovboy filminden alınma. Ama içine düştükleri durumu anlatmak için yararlı.
Çünkü, bizzat yaşadığım oyları da birleştirince; “İyi” olan sadece bu partinin ismini, “Kötü” hakareti, küfrü yöntem olarak kullanan şahsiyetlerini, “Çirkin” ise bir şehit yakınına küfredecek kadar çürümüş sözlerini ve yüzlerini tarif ediyor.