Nihat Genç'in o benzetmesine Sabah yazarından destek
Salih Tuna: Dahili ve harici bedhahlar, Erdoğan ve AK Parti nefretini fasılasız bir şekilde neden zerk ediyorlar sanıyorsunuz? Kitlelerin başlarını, söz konusu nefret marifetiyle, her çuvala müsait hale getirmek için!
Veryansın.tv yazarı Nihat Genç'in, kar fırtınası sırasında bir balık restoranında İngiliz büyükelçi ile yemek yediği ortaya çıkan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkındaki sözlerine Sabah yazarı Salih Tuna'dan destek geldi.
"Nihat Genç arkadaşımız geçen gün, İmamoğlu'nun İstanbullunun karda mahsur kalmasını umursamayıp İngiltere Büyükelçisi'yle "kalkan" yemesinden bahisle şöyle sordu: "İmamoğlu çuvalını bu milletin başına neden geçirdiniz?"" hatırlatmasında bulunan Tuna bu soruya şöyle katkı verdi;
"Kuşkusuz çok önemli bir soru bu. Lakin daha önemli bir soru var. O da şudur: "Bu milleti başına çuval geçirilecek hale kimler getirdi?"
Öteden beri söyler dururum: Şayet 28 Şubat postmodern darbesi olmasaydı FETÖ çuvalını bu milletin başına kimse geçiremezdi.
Dahili ve harici bedhahlar, Erdoğan ve AK Parti nefretini fasılasız bir şekilde neden zerk ediyorlar sanıyorsunuz? Kitlelerin başlarını, söz konusu nefret marifetiyle, her çuvala müsait hale getirmek için."
Sabah yazarı Salih Tuna "Başımızı bu çuvala kim uydurdu?" başlıklı yazısında şunları kaydetti;
"Hançeresini yırtarcasına "Karşıyım..." diyor. Soruyorsun: "Neden karşısın?"
Öyle kaptırıp gidiyor ki tutana aşk olsun, sayıp döküyor! Hem de nasıl celadetli, olursa o kadar olur!
Gel zaman git zaman derken, bir de bakıyorsun ki neye "karşıyım" demişse, aynısını ziyadesiyle yapıyor veya yapmak için yırtınıyor.
"Kardeşim" diyorsun, "ne iş?"
Zerre miskali mahcubiyet duymuyor. Son derece mağrur bir şekilde, "Onlar da yapmıştı ama!" karşılığını veriyor.
Bu kafaya...
"Onların yaptıklarını yapmak için mi sabah akşam onlara muhalefet ettin?" desen de fayda etmez.
***
Son derece yalın ve basit bir hakikattir: Her dönem kendi koşulları içinde değerlendirilir.
Şuncacık şeyi fehmedemeyenlerle neyi nasıl tartışacaksın.
Ahmaklığın lüzumu yok! Her şeyden evvel dünde değil bugünde yaşıyoruz.
Mesela, vaktiyle Atatürk düşmanı olup da bugün "Atatürkçü" olan bir insan evladı, "Neden Atatürk düşmanlığı yapıyorsun?" dediğinde, "Ama sen de yapmıştın..." cevabını vermenin herhangi bir mantığı var mı?
Kaldı ki Atatürk de Atatürkçülük de sır değil, mahrem değil.
FETÖ öyle mi ya?
Öcalan'ı sorgulayan emekli Albay Hasan Atilla Uğur, TSK'ya sızan FETÖ'yü nasıl anlatmıştı, hatırlamanın tam vaktidir: "Evlerine gidiyoruz, kapıda Mustafa Kemal Atatürk'ün posterleri. Bakıyorsun rakı içiyorlar. Öyle bir takiye içindeydiler ki fark edilmeleri çok zordu..."
Kendilerini bu denli gizledikleri, karıncayı incitmez / hizmet ehli / Türkçe gönüllüsü diye pazarladıkları dönemde karşı çıkmakla övündüğünüz örgüt, deşifre olduktan sonra, hele hele 15 Temmuz'da bu aziz millete savaş uçaklarıyla ve tanklarla saldırdıktan sonra nasıl oldu da size umut bağlamaya başladı?
Sizde hangi cevheri gördüler?
Sahi ne yaptınız, ne yapıyorsunuz da yegâne umutları haline geldiniz?
***
Ezberletilmiş algı cümleleri tüketmenin dışında bu sorulara sadra şifa tek bir cevapları yok.
Çünkü bu kafalar nefret marifetiyle adeta "iptal" edildi.
Nihat Genç arkadaşımız geçen gün, İmamoğlu'nun İstanbullunun karda mahsur kalmasını umursamayıp İngiltere Büyükelçisi'yle "kalkan" yemesinden bahisle şöyle sordu:
"İmamoğlu çuvalını bu milletin başına neden geçirdiniz?"
Kuşkusuz çok önemli bir soru bu.
Lakin daha önemli bir soru var. O da şudur: "Bu milleti başına çuval geçirilecek hale kimler getirdi?"
Öteden beri söyler dururum: Şayet 28 Şubat postmodern darbesi olmasaydı FETÖ çuvalını bu milletin başına kimse geçiremezdi.
Dahili ve harici bedhahlar, Erdoğan ve AK Parti nefretini fasılasız bir şekilde neden zerk ediyorlar sanıyorsunuz?
Kitlelerin başlarını, söz konusu nefret marifetiyle, her çuvala müsait hale getirmek için.
Uzun lafın kısası şudur:
Bu nefrette taş taşıyan herkes bu çuvallardan sorumludur."
YAZININ TAMAMI İÇİN TIKLAYIN...