"Nitelikli Gasp suçu var" dedi, 15 yıl hapis cezası istedi!
Oyuncu Tuba Büyüküstün, Emirgan’da, adının aşk dedikodularına karıştığı işletmeci Umut Evirgen’le görüntülendi.
Fotoğraf çekilmesinden rahatsız olan Evirgen’in korumaları durumu fark eder etmez Hürriyet muhabiri İsmail Bayrak’ın içinde olduğu aracı kovalamaya başladı.
Hemen ardından Evirgen’in koruma görevlileri devreye girip kendisini görüntüleyen Hürriyet muhabirinin fotoğraf makinesini silah zoruyla gasp etti.
Tüm çabasına rağmen makinesini geri alamayan Bayrak, olay sonrası Sarıyer Asayiş Büro Amirliği’ne giderek Evirgen ve korumalarından şikâyetçi oldu.
SABAH YAZARI HINCAL ULUÇ'TAN SERT TEPKİ: 15 YIL HAPİS İSİYORUM!
Yaşanan bu çirkin olay üzerine muhabirlerine haklarını savunan Sabah yazarı Hıncal Uluç, İstanbul Cumhuriyet Savcılarına seslendi.
Yaşanan olayda işlenen suçun, "Türk Ceza Yasası'nın 148, 149 ve 150'nci maddelerinde yazılı 'Nitelikli Gasp'" olduğunu belirten Uluç, muhabirin kamerasını alan şahısların 15 yıla kadar hapisle yargılanmasını talep etti.
Uluç, oyuncu Tuba Büyüküstün'un sevgilisi olduğu iddia edilen işletmeci Umut Evirgen’in de ayrıca azmettirici olarak yargılanmasını istedi.
İşte Uluç'un o yazısı;
- 15 yıl istiyorum Cumhuriyet Savcım!..
Yani bu işin şeyi çıktı.. Nesi mi?. Hani "B" ile başlar, üç harfli, dışkının argosu var ya... Aynen o'su!.
Herkese ama herkese ve de İstanbul'un en popüler sahil yoluna açık bir mekânda oturan bir küçük hanımın resmini çekmiş, Takvim ve Hürriyet Foto muhabirleri..
Vay sen misin çeken?.
Meğer o küçük hanım, mekân sahibinin manitasıymış. Resminin çekilmesini istemezmiş..
O paparazziler sayesinde adını duyuran, onlar sayesinde popüler olan, onların çektiği fotoğraflarla, ününe ün katıp milyonlar kazanan mekâncı hazret bir işaret vermiş.. İki koruma, muhabirlerin peşine düşmüş..
"Verin o fotoğrafları" demişler. Vermemiş tabii, bizim çocuklar, haklı olarak..
Bu defa tabanca çekip, çocukların beynine dayamışlar ve ikisinin de makinelerini alıp gitmişler..
Bakın İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı..
İfade özgürlüğü, Anayasa, tehdit, falan filan demiyorum..
Ortada Türk Ceza Yasası'nın 148, 149 ve 150'nci maddelerinde yazılı "Nitelikli Gasp" suçu var..
"Nitelikli Gasp birden fazla kişinin, silahla, bir başkasına ait taşınır malı alıp gitmesi" diye tarif edilir yasada..
İki kişinin silah çekip, gazetecilerin beynine dayayarak fotoğraf makinelerini alıp gitmeleri, bu suçun tüm unsurlarını içerir.
Ayni maddeler, bu suçun cezasını da yazarlar..
"12 yıldan 15 yıla kadar hapis!."
Günümüzde, gazetecilere saldırmak, tehdit etmek, ellerinden mesleki aletlerini almak moda oldu.
O gazeteciler sayesinde üne kavuştuklarını unutan "Ünlü(!)"ler, anında eyleme geçiyorlar.. Çünkü ne yapsalar yanlarına kâr kalacağını biliyorlar..
Bugüne dek, takibe uğrayan tek kişi oldu mu?.
Ama bu defa ipin ucu kaçtı. İşin işine tabanca çekmek de girdi..
O gazeteci kardeşlerim dava açarlar mı bilmem?. İşin içine kim bilir kimler girer, dava açmamaları, açtılarsa geri almaları da istenir.
Ama silahlı gasp kamu suçudur Sayın Savcım. Yani dava açmak, öncelikle size düşer..
Bu davayı açmanız, her biri için 12-15 yıl hapis istemeniz gerekiyor.
"Gidin o makineleri alıp gelin" emri verenin durumu da ayrı tabii.
Gözünün üstünde kaşı olan gazetecilerin her ihtimale karşı göz altına alındığı günlerde, bu "Tabancalı zorbalar" ellerini kollarını sallayıp gezecekler, ordan geçerken içeri dikkatli bakanlara da silah gösterecekler mi?.
Gelişmeleri yakından izleyeceğim, İstanbul Cumhuriyet Başsavcım!.
Meslek adınızın önünde niçin "Cumhuriyet" yazdığını sakın unutmayın!.