Nükleer santral nedir?
Akkuyu Nükleer Santrali’nin temel atma töreni bugün gerçekleşecek. Bu sebeple vatandaşlarımız nükleer santral nedir, tehlikeli mi, sorusunu sormaya başladı. Nükleer santral, nükleer reaktörün yakıt olarak radyoaktif maddeleri kullanarak elektrik enerjisi üretmesidir. Bu santrallerin diğerlerinden farklı madde kullanması, güvenlik önlemlerinin daha da fazla alınması gerekliliğini ortaya çıkartmaktadır. Fosil yakıtlı santraller, kömür, petrol gibi yakıt kullanırken, nükleer santraller, uranyumu parçalayarak enerji üretmektedirler. Peki, nükleer santral nedir, tehlikeli mi? Yararları nelerdir? Detayları haberimizde bulabilirsiniz...
Nükleer santral tehlikeli mi? Nükleer santrali çalıştırmak için, ana madde olarak uranyum kullanılır. Uranyumun parçalanmasından sonra ortaya yüksek miktarlarda enerji çıkmaktadır. Nükleer santraller, çalışma sistemindeki birincil çeşitliliklere göre farklı şekillerde isimlendirilmektedirler. Kaynar sulu, basınçlı ağır sulu ve basınçlı su reaktörü olarak adlar verilmektedir. Fisyon tepkimesi ile oluşan yüksek miktardaki enerji, su buharını üst düzey sıcaklıklara kadar ısıtır. Peki, nükleer santral nedir, tehlikeli mi? Yararları nelerdir? Detayları haberimizde bulabilirsiniz...
DÜNYADA NÜKLEER ENERJİ
31 ülkede toplam 444 nükleer reaktör işletmede bulunmaktadır. Aralarında daha önce nükleer güç santrali bulunmayan Birleşik Arap Emirliği’nin de bulunduğu 16 ülkede ise hali hazırda toplam 64 santralin inşası devam etmektedir. 2023 yılına kadar 164 yeni nükleer reaktör yapılması planlanmıştır.
99 santralle dünyanın en fazla nükleer santraline sahip bulunan ABD, elektrik üretiminin % 20’sini nükleer enerjiden elde etmektedir. 58 nükleer reaktörün üretimde olduğu Fransa ise % 77’sini, 35 nükleer reaktörün üretime devam ettiği 8 reaktörün ise inşa halinde bulunduğu Rusya elektrik üretiminin % 19’unu, 3 reaktörün inşaat aşamasında 25 reaktörün ise işletmede olduğu Güney Kore % 30’unu nükleer santrallerden elde etmektedir. 33 nükleer reaktöre sahip Çin ise ileri ki yıllarda gerçekleşecek elektrik enerji talebini karşılamak için 22 nükleer reaktörün inşasına başlamıştır.
Petrol ve doğalgaz zengini ülkelerde bile nükleer güç santrali bulunmaktadır. Örneğin, ABD, Kanada, İngiltere, Rusya ve Meksika gibi petrol zengini ülkeler, İran ve Rusya gibi doğalgaz zengini ülkeler elektrik enerjisi üretim portföyüne nükleer enerjiyi de dâhil etmişlerdir.
Ayrıca, petrol rezervi bakımından dünya 5 incisi, doğalgaz rezervi bakımından da dünya 9 uncusu olan Birleşik Arap Emirlikleri, Güney Kore ile 4 ünitelik santralin kurulumu için anlaşma imzalamıştır. Şuanda ilk ünitenin inşası devam etmektedir.
Fukuşima sonrasında Almanya ömrü dolan 9 santralini kapatmış olup 8 santral faaliyetini halen işletme halindedir. Ancak, bu politik karar sonucunda Almanya elektrik ihtiyacını karşılamak için Fransa ve Çek Cumhuriyeti’nden elektrik ithal etmektedir.
Japonya, Fukuşima kazası nedeniyle kapattığı nükleer santrallerden dolayı ortaya çıkan elektrik açığını karşılamak için yıllık 40 milyar dolara yakın ilave enerji kaynakları ithal etmek zorunda kalmıştır. Nihayetinde, Japonya 17 nükleer güç santralini yeniden açma sürecini başlatmıştır.
VATANDAŞLARIMIZIN MERAK ETTİĞİ NÜKLEER SANTRAL NEDİR?
Nükleer santral, nükleer reaktörün yakıt olarak radyoaktif maddeleri kullanarak elektrik enerjisi üretmesidir. Fosil yakıtlı santraller, kömür, petrol gibi yakıt kullanırken, nükleer santraller, uranyumu parçalayarak enerji üretmektedirler. Bu santrallerin diğerlerinden farklı madde kullanması, güvenlik önlemlerinin daha da fazla alınması gerekliliğini ortaya çıkartmaktadır. Nükleer santraller, çalışma sistemindeki birincil çeşitliliklere göre farklı şekillerde isimlendirilmektedirler. Kaynar sulu, basınçlı ağır sulu ve basınçlı su reaktörü olarak adlar verilmektedir.
Nükleer santrali çalıştırmak için, ana madde olarak uranyum kullanılır. Uranyumun parçalanmasından sonra ortaya yüksek miktarlarda enerji çıkmaktadır. Uranyum, bu şekilde fisyon (atomun iki veya daha fazla çekirdeğe bölünmesi) tepkimesine girer. Fisyon tepkimesi ile oluşan yüksek miktardaki enerji, su buharını üst düzey sıcaklıklara kadar ısıtır. Oluşan buhar, elektrik jeneratörü türbinlerine iletilir. İletilen buhar da türbin şaftını çevirerek elektrik üretimini sağlar.
Nükleer santraller, yakıt enerjisi yoğun olan bir kaynaktır. Karbondioksiti (CO2) havaya karıştırmaz. Sera etkisi oluşturmaması, en önemli faydalarından biridir. Bu sistemde kullanılmış olan yakıtlar tekrardan dönüştürülerek, yakıt olarak baştan kullanılabilmektedir. Modern nükleer santraller, çok kaliteli bir güvenlik sistemi ile yapılandırılmışlardır. Nükleer reaksiyon tamamlanana kadar çevreye zarar vermemesi için önlem olarak kontrol edilir. Bu santrallerin olması ile enerji ithaline olan bağımlılık azalmaktadır.
Uranyum maddesinin, elde edilip geliştirilmesi büyük miktarda radyoaktif kirliliğesebep olmaktadır. Düzgün çalışmayan bir nükleer santral, 1986 yılında gerçekleşen Çernobil faciası gibi büyük çaplı felaketlere neden olabilmektedir. Bu nedenle, güvenlik önlemleri üst düzeyde alınmalıdır. Bu santrallerde ortaya çıkan radyoaktif atıkların, doğaya karışması halinde insan vücuduna etkisi çok büyük olmaktadır. Radyoaktif atıkların güvenle saklanabileceği bir formül dünya üzerinde halen bulunmadığından, ne kadar güvenlik önlemi alınırsa alınsın uzun vadede insan sağlığı ve çevre sağlığı için büyük tehlike arz etmektedir.
NÜKLEER SANTRALİN ÇALIŞMA SİSTEMİ NEDİR?
Bir nükleer santraldaki sistemler konvansiyonel güç santrallari ile aynı mantıkla çalışırlar. Isı enerjisinin üretildiği kısımda elde edilen buharın türbin-jeneratörü döndürerek elektrik üretilmesi felsefesi, temel olarak nükleer santrallarda da aynıdır. Nükleer santrallar ısı üretmek için nükleer reaksiyonu kullandıkları ve bunun sonucunda çevreye salınmaması gereken radyoaktif maddeler ürettikleri için, bazı ek sistemler kullanırlar.
Örneğin, bir çok nükleer santralda nükleer yakıtı barındıran yakıt tüpleri arasından ısınarak geçen su, doğrudan türbine gönderilmeyip, türbin için buhar üretilen ikinci bir çevrimi ısıtmak için kullanılır. Bununla ilgili sistemlere Birincil (Soğutma) Sistem(i) adı verilir. İkincilsistem ise birincil soğutma sistemindeki ısıyı alarak türbin-jeneratörü döndürmek için gerekli olan buharın üretilmesi için kullanılan sistemdir. Her iki sistem de kapalı birer döngü oluşturmuşlardır.
NÜKLEER SANTRAL ATIKLARIN KORUNMASI VE SAKLANMASI
Sonunda reaktörün içinde yeterli ısıyı üretecek enerji kalmaz. Uranyum atomlarındaki enerji tükenmiştir.Bu çubuklar son derece sıcak hem de taşıdıkları radyasyon nedeniyle tehlikelidir. Bu nedenle özel,kalın muhafazalı yöntemlerle alınırlar.
Uranyum çubukları soğuyuncaya, radyasyon normal seviyeye gelinceye kadar suyun altında muhafaza edilirler. Zamanı gelince de bunlar kalın muhafazalar içinde dikkatle analizlerinin yapılacağı istasyonlara nakledilirler. Burada yapılan analizler sonucu radyasyon seviyesi yüksek olanlar ayrılır. Radyasyonu normal düzeye inen katı cisimler toprağa gömülürken, sıvı denize verilir. Radyasyonu yüksek olanlar,bu amaçla yapılmış özel binalara alınır. Reaktörümüzde uranyum atomlarının bölünmesiyle elektrik üretmeye daha yıllarca devam eder.
1 kg uranyumun vereceği enerjiyi ancak 25ton kömürün yanmasıyla elde edilir.Uranyum çok daha fazla enerji üretebilir ama işlem sırasında sadece %1'i kullanılır.
Bugün İngiltere'nin elektrik enerjisinin %20'sini ve gelecekte daha çok bu enerjiyi karşılayacak olan uranyum sağlar.