"O fırın sadece Cemal Kaşıkçı için değildi!"
AK Parti Genel Başkan danışmasnı ve Yeni Şafak yazarı Yasin Aktay, Suudi konsolosluğunda vahşice katledilen ve cesedinin özel bir fırında yakıldığına dair bulgulara ulaşılan Cemal Kaşıkçı cinayetiyle ilgili son gelişmeleri kaleme aldı.
İşte Aktay'ın yazısı:
"Kaşıkçı cinayetinin failleri ve amirleri, işledikleri cürmün üzerinden geçen zamanın kaçıp kurtulmak ve hiçbir şey olmamış gibi yaptıklarının üzerini örtmek için yeterli bir çözüm olduğuna güvenedursunlar. Geçen zaman aynı zamanda cürümle ilgili bütün detayları da açığa çıkarmaya devam ediyor. Açığa çıkan her detay cinayeti bütün alçaklığıyla, bütün vahşeti ve insanlık dışına sapan boyutlarıyla bir kez daha hatırlatarak faillerinin üzerine bir kabus gibi çökmeye devam ediyor.
Kaşıkçı cinayeti konusunda ABD Başkanı Trump’ın tutumunu hayal kırıklığı olarak gören Amerikan Kongresi’nin hem Demokrat hem de Cumhuriyetçi üyeleri bu işin peşini bırakmayacaklarını ve sorumluların hesabının sorulması için Beyaz Saray’a veya gerekli her yere daha fazla baskı yapacaklarını duyurdular.
ABD Dışişleri Bakanlığı ve Hazine yetkililerinin Pazartesi akşamı Senato Dışişleri Komitesi üyelerine cinayet soruşturması hakkında bilgi verdiği toplantının sonunda gelen bu duyuruya mukabil, bir süre önce Türkiye’ye ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a bir ziyaret gerçekleştiren Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham zaman kaybı olarak nitelendirerek daha fazla harekete geçmenin zamanının geldiğini belirtti.
Kongre’nin Marco Rubio, Mitt Romney, Bob Menendez ve Ted Le Roy gibi meşhur ve güçlü üyelerinin hepsi Beyaz Saray’ın açıklamalarını tam bir hayal kırıklığı olarak niteleyerek Suudi Arabistan ve ABD ilişkilerinin böyle bir cinayetin üzerine hiçbir şey olmamış gibi yürütülemeyeceğini ifade ettiler.
Bu üyelerden Ted Le Roy, twitter hesabı üzerinden Washington DC’deki Suudi elçiliğine ve Suudi Dışişlerinden sorumlu Devlet Bakanı Adel El Jubeir’e hitaben “Jamal Khashoggi’nin vücudunu gerçekten yaktınız mı?” diye sorarak kendilerini bunun aksini göstermenin yolunun nerede olduğunu bildikleri cesedini yakınlarına teslim etmeleri olduğunu hatırlattı. Ancak Ted Le Roy, ilaveten onlara “Kongre ve Amerikan halkına yalan söylüyorsunuz. Unutmayın ki, güvendiğiniz Trump’ın damat-danışmanı Jared Kushner ayrıldığında da biz çoğumuz burada kalmaya devam edeceğiz” diyerek bir tür gözdağı verdi.
ABD’de bu son gelişmeler önceden planlanmış bir bilgilenme toplantısı vesilesiyle yaşandı. Ancak bu toplantıya bir yandan da Aljazeera televizyon kanalının son belgeselinde ortaya serilen birkaç dehşet verici detay damgasını vurmuş görünüyor.
Belgesel gerçekten de çok başarılı. Doğrusu Kaşıkçı’nın cesedinin bir türlü nerede olduğu açıklanmadığı için ortadaki bütün veriler ışığında bir ara en makul ihtimalin asitle eritilmiş olabileceği üzerinde durulmuştu. Bu ihtimali biraz da başkonsolosluk rezidansında görüntülenen asit kutuları güçlendirmişti.
Oysa Aljazeera’nın gerçek bir gazetecilik başarısı göstererek rezidanstaki mendi (bir tür büryan veya fırın kebabı) fırınını yapan ustaya ulaşması ve onunla gerçekleştirdiği görüşme, Kaşıkçı’nın cesedine neler olduğuna dair daha güçlü bir açıklamaya bizi yaklaştırıyor. Aljazeera’nın tespitine göre o gün rezidansa sipariş edilen çiğ etin miktarı 45 kg. Aynı fırın içinde yakılan bu etin Kaşıkçı’nın cesedinin parçalarını yakmak için bir kamuflaj görevi gördüğü anlaşılıyor.
Baştan sona kadar bütün detayları önceden hazırlanmış bu cinayetin faillerinin bütün caniliklerini ortaya koymak, insanlık nezdinde aleyhlerine şahit olmak üzere, Kaşıkçı her gün adeta konuşmaya devam ediyor. Bugün Kaşıkçı kendisine neler yapılmış olduğuna dair küçük bir detay daha ortaya koydu ve bütün dünya 5 ay önce işlenmiş olan bu cinayetin bütün korkunçluğunu bir kez daha hatırladı, katillerini ise yine bir kez daha vicdanında mahkum etti.
Başkonsolosluk rezidansında tam da insan cesetlerini hiçbir iz bırakmayacak şekilde ayarlanmış bir fırın. Tam da bu işler için yapılmış bir fırın. İyi de bu sadece Kaşıkçı düşünülerek ve sadece onun için hazırlanmış olamaz. Kim bilir Kaşıkçı kendi ölümünü bu cinayet ve vahşet şebekesini ifşa etmek üzere şahit tutmuş olmasa, daha kaç Suudi Arabistan vatandaşı muhalif bu fırınlarda yakılarak ortadan kaldırılmış olacaktı?
Kaç kişinin başına poşet geçirilerek boğulacak, sonra cesedi paramparça edildikten sonra bu fırınlara getirilip yok edilecekti? Bu fırınlarda bir de mendi pişirilecekti değil mi?
Diyebilirsiniz ki, hangi insanın midesi insan yakıldığı bilinen bir fırında pişirilen etleri yemeyi kaldırabilir?
Bir süre önce vahşice katledilmiş insanları sapıkça bir zevkle müzik eşliğinde kemik testereleri ve satırlarla parçalayabilenlerin insanlıktan nasibi kalmamış olduğu için onların midelerinin bunu da kaldıracağına şaşırmıyoruz tabi.
O fırında yanan sadece Kaşıkçı’nın cesedi değil elbet.
Kaşıkçı kendisi yanarak bütün dünyayı bu vahşet konusunda aydınlatarak canilerin saltanatının yanacağı bir istikbali de gösteriyor."