Olağanüstü YAŞ
Kur’an-ı Kerim’de Bakara Suresi’nin 216’ncı ayetinde “Sizin hayır bildiklerinizde bazen şer, şer bildikleriniz bazen hayır vardır” der.
Evet Türkiye gerçekten şer gibi görünen günlerden geçiyor. Maalesef acı günlerden geçiyor. Şehitlerimiz, gazilerimiz var. Sırtımızdan vurulduğumuz bir dönemden geçiyoruz. Devletin de adını koyduğuna göre, 'tabiri caizse' demeden olağanüstü günlerden geçiyoruz. 3 ay olarak ilan edilen Olağanüstü Hal dönemini yaşıyoruz. Ve bu dönemde bir olağanüstü Yüksek Askeri Şura (YAŞ) gerçekleştirildi.
Şunu açıkça dile getireyim, bu olağanüstü YAŞ’ta ilk defa Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) için yıllardan bu yana söylediğimiz ama çok da dinletemediğimiz bir hayır gerçekleşti.
Nasıl mı? Anlatalım…
Türk Silahlı Kuvvetleri için en önemli şeylerden biri liyakattir. Tabii liyakati farklı farklı birimler için farklı farklı yorumlayabilirsiniz. Ben ise TSK için liyakat denildiğinde askerlik yeminine harfi harfine itaat eden insanlar anlıyorum. Yani vatanını, milletini, demokrasiyi ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ilkelerine sıkı sıkıya sarılmış ve bunun için seve seve canını feda edebilecek insanlar olarak algılıyorum. Akademik kariyerini, çok iyi derecede İngilizce konuşmasını, çok iyi bir NATO subayı olmasını değil…
Yıllardan beri bu ülke için dağ, taş, ova, bayır gezen çok insan tanıdım. Ve bu insanların neden general yapılmadığını hep sorguladım. Hatta ABD ordusundan örnekler vererek bu sorgulamayı genişlettim. Bizim önümüzdeki örneklere bakın. Sahadan gelmeyen, sahayı yaşamayan ve sahanın içerisinde olmayan insanların neden general yapıldığı sorusunu sürekli yinelemeye çalıştım. Çünkü bir insanın cesaretini, verdiği kararları, risk ve baskı altındayken nasıl doğru kararlar verdiğini ancak savaş meydanında, yani sahada görebilirsiniz. Türkiye uzun yıllardan beri savaşa girmediği için bunu Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde, Kuzey Irak’ta veya başka coğrafyalarda görebilir, öğrenebilirsiniz. Peki bu testlerden geçenlerle geçmeyenler aynı potada değerlendirilip gerçekten terfi ettirildiler mi? Bunu anlamak için geçmiş yıllardaki terfileri göz önünde bulundurmak gerekir.
Türkiye’de YAŞ’ta her sene önümüze gelen birkaç tane veri vardır. Kurmay subaylar terfi ettirilir, arkasından 2-3 tane sınıf subayı listeye eklenir. Tabii bu sınıf subaylarının terfi ettirilmesinde de en çok dikkat edilen konular yine sicil, kıdem ve yaptığı görevlerdir.
Şunu da vurgulayayım, bu yazıyı geçmişle hesaplaşma amacıyla yazmıyorum. Çünkü geçmişte terfi ettirilen çok değerli, gerçekten bu işi hak eden insanlar da vardı. Ama hiçbir zaman hak etmeyen ve ilerlemesi mümkün olmayan insanlar terfi ettirildi. O insanları söylememe gerek yok, zaten kendilerini biliyorlar.
Size bir anımı anlatacağım. Bu anı bence bu süreci çok doğru algılatır. Kuzey Irak’ta Özel Kuvvetler Komutanlığı adına, çuval olayından sonra bulunduğum dönemde, bir daha buna benzer bir olay yaşanmasın diye Amerikalılar ile bir uygulama oluşturulmuştu. ABD’liler Ankara’daki askeri ataşelerini Özel Kuvvetler Komutanlığı’yla koordineyi sağlaması için görevlendirmişlerdi. Bölgede zaman zaman bizimle de temas kurar ve bir şekilde görüşürdük.
Bir görüşmemiz sırasında kendisine general olup olmayacağını sorduğumda aramızda geçen diyalog şöyleydi:
-Benim general olmam mümkün değil. Bundan sonraki yerim muhtemelen dönüş.
-Siz NATO’daki önemli bir ülkenin başkentindeki askeri ataşesisiniz. Kurmay Albaysınız. Neden terfi etmeyeceğinizi düşünüyorsunuz?
-(Bana eliyle uzaktaki bir yeri işaret ederek ve ABD’nin Kerkük’teki zırhlı birliklerinin komutanını kastederek) Kerkük’teki birlik komutanı terfi edecek.
-Emin misiniz?
-Evet, eminim. Çünkü o sahada görev yapıyor. Bizde sahada olan adam terfi eder. Karargahta görev yapanlar terfi etmez. Bu nedenle ben terfi etmeyeceğimden yüzde 100 eminim.
Gerçekten de ataşenin dediği gibi oldu. Aradan aylar geçti. Kendisi emekliye ayrılıp Washington’a döndü. Söylediği albay terfi etti.
Şimdi gelelim Türkiye’deki duruma, olağanüstü YAŞ’a… Açıp lütfen listeye bakın. Listeye baktığınızda ne kadar çok sınıf subayı olduğunu fark edeceksiniz. Evet eğitim bu işin önemli esaslarından bir tanesi. Tabii ki akademik kariyer küçümsenemeyecek bir veri. Ama unutmayın askerlikte en önemli şeylerden bir tanesi doğru karar verebilen, doğru kararının arkasında cesaretle durabilen ve yeminine sadık olan insanlar yetiştirmektir. Harp Okulları’nın en büyük görevlerinden bir tanesi sadakatli subay yetiştirmektir. Bu sadakat için uzun yıllar eğitilirsiniz. Bu eğitimi önemsiz sayarak, dışarıdan akademik kariyer yapmış olan adamları orduya direkt alamazsınız.
Evet olağanüstü bir YAŞ. İlk defa bu kadar çok sınıftan subay terfi ettirildi.
Bu YAŞ’ta başka bir olağanüstülük daha var. İlk defa bir Korgeneral kararnameyle 3 sene öncesinden Orgeneralliğe terfi ettirildi. 2. Ordu Komutanlığı’na vekalet eden Van Jandarma Asayiş Kolordu Komutanı İsmail Metin Temel Paşa ilk defa 3 sene erken terfi ettirilerek 2. Ordu Komutanlığı’na atandı. Oysa terfilerde geçmişte uygulanan kıstas şuydu: Herkes bekleme süresini doldurur, bekleme süresi sonrasında terfi ettirilirdi. Evet, ilk defa hak eden, ortaya canını koyan ve bölgesinde asayişi sağlayıp demokrasi için mücadele eden bir komutan için OHAL kapsamında bir uygulama yapıldı.
Sadece bununla sınırlı kalmadı. Zekai Aksakallı Paşa da bir sene erken Korgeneralliğe terfi ettirildi.
Aksakallı Paşa muhtemelen Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda devam edecek. Yine o gece onun yanında, sağında solunda, ellerindeki çok az silah bulunmasına rağmen Özel Kuvvetler Karargâhını geri almaya çalışan albaylar da terfi ettirildi.
Başka bir şey daha oldu. Geçmişte, Kurmay albaylarda terfi sıranız geldiğinde, eğer terfi süreniz geçip sizden önce arkadaşınız terfi etmişse çok olağanüstü bir şart olmazsa asla terfi şansına sahip olamazdınız. Sizden kıdemsiz şahıs terfi ettiğinde ileride sorun olur diye bu uygulamaya çok dikkat edilirdi. Çünkü TSK’da okulunuzdan mezun olduğunuz yıl önemlidir. Önceki dönemde mezun olan sizin ağabeyinizdir. Bu sistem bozulmasın diye aktardığımız kurala çok dikkat edilirdi. Ama bu sene onların yanında, vatan için mücadele eden, silah arkadaşıyla beraber çatışmalara giren bir kurmay albayımız da sırası çok önceden gitmiş olmasına rağmen terfi ettirildi.
Evet olağanüstü şartlardan geçiyoruz. Bizde de olağanüstü şartları yönetebilecek komutanlara ihtiyaç var. Cesaretini ispatlamış, demokrasiye inanan komutanlara ihtiyaç var. Gerçekten de olağanüstü bir YAŞ’tan çıktık. Hak edenlerin, geçmişte belki de hak ettikleri halde terfisini alamayanlara iade-i itibar verildiği, belki liyakatin tekrar hatırlandığı, Türkiye Cumhuriyeti’ne, milletine liyakatini ispat edenlerin onurlandırıldığı bir YAŞ.
Evet ayette olduğu gibi “Sizin hayır bildiklerinizde bazen şer, şer bildikleriniz bazen hayır vardır”. İnşallah gelen komutanlar tekrar TSK’yı aynı cesaretle savunur ve yere çökmeyen ama başı öne eğilen TSK’nın elinden tutup o başını tekrar yukarı kaldırırlar. Hepimize hayırlı olsun.