'Bu tür kötü şakalar yapmayın'
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, AK Parti MKYK toplantısı sonrası açıklamalarda bulundu. Çelik, koronavirüs salgınıyla ilgili provokatif bilgi paylaşan, çoğu FETÖ kaynaklı 11 bin hesabın tespit edildiğini bildirdi. Öte yandan Yunanistan'ın savaş söylemlerine ilişkin değerlendirmede bulunan Ömer Çelik, ''Bu tür kötü şakalar yapmayın'' ifadelerini kullandı.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'in açıklamalarından satır başları şöyle;
VEFA SOSYAL GRUBU HİZMETLERİ
''Normalleşme sürecinde hangi tedbirler alınacağına, kazanımlarımızı nasıl koruyacağımıza dair Sağlık Bakanımızın geniş kapsamlı bir sunumu oldu. İçişleri Bakanımızın kapsamlı sunumu oldu. 144 bin civarında Vefa Sosyal Grubu'nun son derece kayda değer çalışmalarının nasıl koordine edildiğini ayrıntılı bir şekilde bizimle paylaştılar.
Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla kurulan Vefa Sosyal Destek Grubu'yla gurur duyuyoruz. Hiçbir zaman onların emeklerinin karşılığını veremeyiz. Bunun yine bakın bir Avrupa ülkesinde yaşlıların evlerinde vefat ettikten 1-2 hafta sonra bulunduğuna dair haberler vardı. Terkedilmiş bakımevlerinde hayatlarına kaybeden yaşlıların haberi var. Biz büyüklerimizden bahsederken 'Allah başımızdan eksik etmesin' deriz.
15,5 milyon ev ziyareti gerçekleşmiştir. Bu rekordur. Ziyaretleriyle, yardımlar götürmeleriyle, maaşların dağıtımıyla ilgilenmiştir.
FETÖ DESTEKLİ PROVOKATİF HESAPLAR
İçişleri Bakanlığımız Türkiye'de Kovid'le ilgili yalan haberlere ulaşmıştır. 11 bin provokatif bilgi paylaşan hesap görülmüştür. Bunların çoğu FETÖ kaynaklı olduğu görülmüştür. FETÖ'nün milletin zor zamanında aynı ihanet duygusuyla hareket ettiği görülmüştür.
İçişleri Bakanlığımız uyuşturucu ile mücadele konusunda farkındalık konusundaki çalışmaların netice aldığını gösteriyor. Vefa Sosyal Destek Grupları'nın sahayı tutması pekçok sosyal komplikasyonları önlemiştir. Bunu tarihe geçen çalışmalar da yapacağız. Bazı film ve belgesel çalışmaları gerçekleştirilecek.
Bu dünya için de bir örnektir. En hassas olduğumuz konulardan bir tanesi kadına şiddet konusunun takip edilmesidir. Bugün de son derece üzüntü duyduğumuz haberler çıkabiliyor. Son derece vahşi hususlar meydana geliyor. Hepsine Allah'tan rahmet diliyoruz. Bu konuda parti olarak çok hassasız. 1005'e yakın merkez İçişleri Bakanlığımız tarafından kurulmuştur. 1000'in üstünde mekanizma ile bu şikayetler alınıp, müdahaleler yapılmaktadır.
Bu konuda tereddütsüz çalışmaya ve mücadele etmeye devam edeceğiz. Hiçbir insana şiddet kabul edilemez ama kadın şiddet asla kabul edilemez. Bu dönemde organize suç örgütleriyle ilgili bazı açıklamalar oldu. 110'a yakın suç örgütü tamamen kontrol altına alınıp, bertaraf edilmiştir, adli süreçler başlatılmıştır. İçişleri Bakanlığımız bu tabloda büyük performans göstermiştir.
Türkiye terörle mücadelede kayda değer bir başarı ortaya koymuştur. Demokrasimizi, hukuk düzenimizi, cumhuriyetimizi, insan hak ve hürriyetleri düzenimizi korumak için terörle mücadele en başta olmazsa olmazlarımızdan bir tanesidir.
Sosyal medya hakikaten gerçek dünya olsaydı tarihin sonu tezi haklı olurdu. Yalan haberlerin denetim göreviyle görevlendirilmiş milletvekilleri tarafından yapılması şaşırtıcı oluyor. Yaklaşık 5,5 milyon aileye 1000 Tl'lik maddi destek yapıldığını söylemiştik. Diğer destekler de sözkonusu. Birileri çıkıp 'Ömer Çelik Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı herkese 5 bin lira yardım gönderdik' diye montaj yapıldı. Muhalefet nihayetinde iktidarı izler, denetler. Fakat milletvekillerinin işlerini nasıl yapmadığını, gayri ciddi gören örnektir. Bir tane caps görüp arkasına takılıyor. Tabii bu konforlu bir alan. Bunların gerçek dünyada yaşamadığını, sanal dünyada yaşadığını görmüş oluyor.
Virüsle mücadele konusunda yurt dışındaki vatandaşlarımızla ilgili etkili çalışmalarımız yapıldı. Dışişleri teşkilatımızı da tebrik etmek isterim. Konsolosluk yetkililerimiz 100 binden fazla çağrıya cevap vermiştir. 1 Haziran itibarıyla yurt dışında yaşayan 558 vatandaşımız salgın nedeniyle hayatını kaybetmiştir. Salgının başından itibaren 128 ülkeden 80 bin vatandaşımız Türkiye'ye getirildi, testleri yapıldı. Türkiye'nin dünyanın hiçbir yerinde vatandaşını yalnız bırakmadığının göstergesidir. İri ülkeler darmadağın olurken Türkiye kriz yönetimi ortaya koymuş, tam bir organizasyon ve senkronizasyon içinde başarılı bir şekilde görevini yerine getirmiştir.
Dış dünyada kendi ülkesinin ihtiyaçlarını karşılamayan ülkelerin durumları tartışılıyor. Maske konusunda, sağlık çalışanlarına gereken desteği verme konusunda. Türkiye'den 102 ülkeye yardım gitmiştir. Uluslararası kuruluşlardan talepler olmuştur, bunlardan üçü karşılanmıştır. Filistinli kardeşlerimizi bu durumda yalnız bırakmadık.
AVRUPA'DA CAMİLERE SALDIRILAR
Biz bu dönemin dünyada dayanışmaya daha çok kapı açacağını düşünüyoruz. Herhangi bir ülkedeki virüs tüm insanlığı tehdit ediyor. Irkçılar, faşistler her zaman olduğu gibi kafatasçılar bu bilincin engellenmesi konusunda üzerine düşen aynı çirkinlikleri yaptılar. Vatandaşlarımıza ve camilerimize yapılan saldırıları yakından takip ediyoruz.
İslam ve Türkiye düşmanlığı konusunda Avrupa'daki muhataplarımızı bir kez daha uyarıyoruz. 11 saldırının 8'i Türkiye kökenli cami ve derneklere yöneliktir. Ramazan ayında kutsal sayılan değerlerimize saldırı yapılmıştır. Maalesef oradaki yönetimlerin bu saldırıları engelleme noktasında eksik davrandıklarını gözlemliyoruz. Bu kafatasçılar bütün dünyanın başına beladır. Eline fırsat geçtiği zaman Avrupa'daki antisemitizmi yeniden canlandırmaya çalışıyorlar. Bunlarla mücadele insanlık adına yapılması gereken mücadeledir.
Toplumlararası diyaloğun geliştirilmesi koronavirüs sürecinde bir kez daha net olarak görülmüştür. Larnaka'da bulunan Tuzla camisinin duvarına Bizans bayrağı asıldı. Köprülü camisinin avlusuna molotof kokteyli ve göçmen düşmanı yazılar yazıldı. Rum yönetiminin sistematik bir şekilde İslam ve Türk düşmanlığını himaye ettiğini düşünüyoruz. Bunlar çok kısa sürede sorumlu yönetimin bulabileceği şeylerdir. Rum yönetimi bunları bulmadığı müddetçe olağan şüpheli olarak değerlendirilecektir bizim tarafımızdan.
YUNANİSTAN'IN SAVAŞ SÖYLEMLERİ: KÖTÜ ŞAKALAR YAPMAYIN
Bu arada Yunanistan tarafından sürekli tansiyonu yükselten sözler sözkonusu oluyor. Yunanistan Savunma Bakanı Türkiye ile savaşa hazır olduklarını belirtti. Türkiye bir kabile devleti değildir, hukuk esaslı bir devlettir. Hukuk yoluyla haklarını korumak Türkiye'nin önceliğidir. Başka bir durum sözkonusu olduğunda Türk ordusunun dünyanın en güçlü ordularından biri olduğunu, gücünün, kararlılığın tartışılması gerektiğini herkes bilir. Yunan Dışişleri Bakanı'na bu tür kötü şakalar yapmayın diyoruz.
Hafter'e bağlı milislerin temizlenmesiyle Trablus havaalanı tamamen kontrol altına alınmıştır. Trablus Havalimanı stratejik bir noktaydı. Buradaki Hafter milisleri Libya'daki kardeşlerimize suikast silahlarını burası vasıtasıyla elde ediyorlardı. Bu konudaki başarının da altını çizmek gerekir.
CHP Grup Başkan vekili Hafter'i seküler ve meşru bir kimse, diyaloğa açık bir kimse olarak değerlendirip, BM'nin meşru olarak gördüğü Sarrac yönetimini cihatçı olarak görmüştür. Darbeci birisi için seküler ve makul demek doğrusunu söylemek gerekirse bu derece vahim hata tarihimize girecek bir hatadır. Bu husustan dolayı özür dilemesi gerekir. Oradaki darbeci, gayrimeşru kişiyi seküler ve makul olarak adlandırmak nasıl bir yanılgıdır, doğrusunu söylemek gerekirse bunu öğrenmek isteriz.
Saat 21.00'de sayın Cumhurbaşkanımızın TRT'de özel bir mülakatı olacak. Son derece önemli açıklamaları olacaktır. Herkesin takip etmesini tavsiye ederiz.
SORULAR VE CEVAPLAR
Meclisin yaptığı mahkemenin kararının usulü bir şekilde yerine getirmesidir. Bir kişi bu hükmü giydiği andan itibaren genel kurulda okunması gerekirdi. Dönem sonu beklenebilirdi deniyor. Meclis Başkanımız önemli hukukçudur, bütün bunları teker teker açıkladı. Dönem sonu bekletildiği bir uygulama yok. Teamül var diyorlar, böyle bir teamül de yok. Dönem sonuna bırakılması gibi tek bir kesin hüküm yok. Diyorlar ki, konunun uzmanlarına soruldu, dönem sonuna bırakılması kararı dosyanın içerisinde var, bir kere böyle bir karar da yok. Bahsedilen çalışmanın daha önceki Meclis Başkanımız sayın Binali Yıldırım döneminde yapıldığını söylüyorlar. Halbuki bu iki milletvekili ile bilgi sayın Şentop döneminde gelmişti.
Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvurunun bunu geciktirmesi gerektirdiğini söylüyor. Adı üstünde bir şey kesinleştikten sonra Anayasa Mahkemesi'ne başvurular. Bu kesinleşmiş hükümler aleyhine başvuru yapılabilir. Bunun bireysel başvuru olmayacağı son derece açıktır. Meclis'in yaptığı işlem usulü bir işlemdir. Odaklanması gereken şey Meclis'in yaptığı işlem değil mahkemelerin verdiği karardır. Meclis bu işlemi yapmaya mecburdur.
Bazı durumlarda kanun milletvekilinin lehine olduğu için kesin hüküm bekletilmiş, çıkan kanundan yararlanmış. Bu dosyalarda da arada yargı paketi çıktığı için milletvekilinin lehine bir sonuç doğurur mu diye bir bekleme sözkonusu olmuş ama lehine bir tecelli etme durumu ortaya çıkmayınca dolayısıyla Meclis Anayasa'nın amir hükmü gereği, içtüzük gereği üzerine düşeni yapmış.
Önceliğimiz normalleşme sürecini korumak ve geliştirmek. Maske takmak, mesafeyi korumak yapılmazsa, vaka sayısı olursa tekrar değerlendirilecektir. Bizim amacımız sıfır vaka sayısını görmek. O sebeple maskeyi takacağız, mesafeyi koruyacağız, temizliğe dikkat edeceğiz. Buna odaklanırsak neticeyi alırız. Vaka sayısında yükseliş olursa tabii ki o zaman yeni bir değerlendirme yapacağız.
Askeri casusluk soruşturma sözkonusu. Bahsettiğiniz yürüyüşlerle ilgili olarak şu anda pandemi dönemindeyiz, salgın dönemindeyiz hiçbir şekilde vatandaşlarımızı riske atacak durumların sözkonusu olmaması gerekir. Sayın bakanımız piknik alanındaki görüntüleri paylaştı. Maalesef çeşitli toplanmalarda, yürüyüşlerde halen suç olan terör örgütü propagandası yapan hususlar görüyoruz. Terör örgütü dediğimiz organizasyon askerimizi, sivil insanımızı öldüren bir şebekedir. Bunun propagandasına, eylem biçimine müsaade etmemiz sözkonusu değildir. Herkesin bu salgın döneminde sorumluluğu göstermesi gerekir.
1934'ten beri bu konuda Türk siyasetinde çok tartışma yapılmış. Bu kadar abidevi eserin tabii ki kilise olarak hizmet verdiği dönemlerden sonra cami haline dönüştürülmüş. Milletimizin gözünde muazzam yeri vardır. İnsanlık için son derece önemlidir. Ayasofya Camii olarak kalplerde, gönüllerde özel yere sahiptir. Cumhurbaşkanımızın daha önceki açıklamaları var. Biz çalışırız, yeri geldiği zaman açıklarız gibisinden. Hala o noktada olduğunu söyleyebiliriz. Bu çalışmalar belli bir noktaya geldiği zaman tabii ki açıklanacaktır. Tabii ki vatandaşlarımızın hissiyatını göz önüne alıyoruz, farkındayız."
''