Önce "darbe geliyor" yazıları, şimdi ise Hulusi Akar övgüsü...
Sabah Gazetesi'nde geçtiğimiz hafta peş peşe çok dikkat çeken iki yazı yayınlandı. Hilal Kaplan, geçtiğimiz yaklaşmakta olan "askeri darbe" olasılığından bahsederek "Garip bir hareketlilik var" diye yazdı. Bir gün sonra ise aynı gazetenin yazarı Salih Tuna çok tartışılan "Refik darbesi" tanımını ortaya atarak dikkatleri üzerine çekti... Tuna da ‘refik darbesi’ geliyor diyerek olası bir darbenin Cumhurbaşkanı’nın en yakınlarından geleceğini ima ediyordu.
Her iki yazıda da hedefteki ismin Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar olduğuna dair çok sayıda çıkarımlar yapıldı.
Bu yazılar konuşulmaya devam ederken, Hilal Kaplan'ın bugünkü köşesinde TSK ve Hulusi Akar'ı övgüye boğan satırlarımn yer alması daha da dikkat çekti. Tüm bu gelişmeler okurlara "Neler oluyor?" dedirtti.
Kaplan ilk yazısında "Darbe olasılığını, 15 Temmuz'dan dört ay önce yazdığımda da paranoyaklıkla suçlandığım için yine aynı numarayı uygulayacaklardır. Ama garip bir hareketlilik var, benden söylemesi" demişti.
"REFİK DARBESİ" NE DEMEK?
Sabah Gazetesi'nin bir diğer yazarı Salih Tuna’nın satırları da sanki Hilal Kaplan’ın yazısının devamı niteliğindeydi.
Yaklaşmakta olanın adını "Refik darbesi" koyan Tuna, "Darbenin içeriden, en yakından, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yol arkadaşlarından geleceğini mi ima ediyor, yoksa dış yabancı destekli Türkiye karşıtları ve onların içerideki siyasi refiklerinden mi?" diyerek, sorunun cevabını okuruna bırakıyordu.
HİLAL KAPLAN'DAN TSK VE HULUSİ AKAR ÖVGÜSÜ
Bu iki tartışmalı yazının üzerine bugün Hilal Kaplan'ın Sabah'taki köşesine göz atanlar ise bir TSK methiyesi ile karşılaştı!
Yazısında, Türk Silahlı Kuvvetleri ve Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'ı öven ifadeler kullanan Kaplan şöyle yazdı;
"15 Temmuz sonrası Batı medyası iştahla Türk ordusunun artık bittiğini, böylesi bir darbe girişiminin ertesinde on yıllarca yıl toparlanamayacağını yazıyordu. Oysaki ordumuz, FETÖ'cü cerahatı attıkça güçlendi. Darbeden sonra TSK, Suriye'de üç büyük harekât gerçekleştirdi ve hâlen terörden arınmış sınırlarımızı ve oraya sığınan sivilleri korumayı sürdürüyor. Ayrıca İdlib'de istikrarın sağlanmasındaki kilit aktör haline geldi.
Libya'da üstün başarı elde etti ve BAE, Mısır ve Fransa destekli gayrimeşru Hafter güçlerini püskürttü. Mavi Vatan'da Deniz Kuvvetlerimiz Türkiye'nin haklı mücadelesinden vazgeçmeyeceğini her gün dosta düşmana kanıtlamayı sürdürüyor. Kuzey Irak'ta altı yıldır artarak süren operasyonlarda terör örgütüne onulmaz yaralar açıldı.
Katar ve Somali'deki askerî üslerimizle binlerce yabancı askeri eğitiyor ve onları Türkiye'ye karşı olumlu bir bakışla ülke savunmasına kazandırıyor. Afganistan'daki güçlerimizin ağırlığının, Amerika Birleşik Devletleri'nin çekilmesiyle daha da pekişeceği savunuluyor. Balkan ülkelerinde de hizmet veren ordumuz, bu ülkelerdeki en sıcak bakılan askeri güç olmayı sürdürüyor."
TSK'NIN BAŞARILARI...
TSK'nın yurt içi ve yurt dışı başarılarını da sıralayan Hilal Kaplan, "Kara Kuvvetlerimizde eskiden 2 komando tugayımız vardı, şu anda 17 komando tugayımız var. 17'si de yurt içinde ve sınır ötesinde angaje durumda. Türk Silahlı Kuvvetleri ve bünyesindeki Kara Kuvvetleri tarafından 5 yıl içinde 13 büyük çaplı harekat başarılı bir şekilde gerçekleştirildi. Hava kuvvetlerinde ise FETÖ temizliğinin ardından beş pilotun işini bir pilot yapıyor, hedeflerini de tam isabetle vuruyorlar. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı unsurları ise 2011'e kadar 100 bin saatin altında yıllık seyir süresi yaparken, son birkaç senedir yılda 200 bin saat seyir yapmak suretiyle bütün zamanların rekorunu kırdılar.
Millî savunma sanayiimiz de askerî başarılarımıza paralel olarak aynı başarı ivmesinde ilerliyor. Geçmişte piyade tüfeğimizi dahi yurt dışından tedarik ederken artık millî piyade tüfeklerimizi, kendi savaş gemilerimizi, fırkateynlerimizi, Fırtına obüslerimizi, ÇNRA'larımızı, ATAK helikopterlerimizi, akıllı hassas mühimmatımızı tasarlayıp inşa, imal ve ihraç seviyesine gelmiş bulunuyoruz. Dünya genelindeki savunma sanayii şirketleri arasında yedi şirketimiz bulunuyor. Bu tabloya SİHA'ların özellikle Libya ve Karabağ'daki mücadelede küresel savaş anlayışını alt üst eden başarılarını da eklerseniz, bugün neden Ortadoğu, Balkanlar ve Güney Kafkasya bölgesindeki öncü aktörlerden biri haline geldiğimizi anlamak kolaylaşır." dedi.
HULUSİ AKAR PARAGRAFI
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'a da özel bir parantez açan Kaplan, TSK'nın kazandığı başarıların Hulusi Akar'ın "çizdiği çerçeve" nedeniyle gerçekleştirilebildiğini vurguladı.
Kaplan şöyle devam etti;
"Bu aşamaya gelinmesinde FETÖ cerahatinden kurtulmanın yanı sıra Hulusi Akar'ın "Asil milletimizin bağrından çıkan Türk Silahlı Kuvvetleri, akıl ve bilimin ışığında, Anayasa çerçevesinde, yasalar ve Sayın Cumhurbaşkanımızın direktifleri doğrultusunda, sıralı amir ve komutanların emir ve komutasında, görev ve sorumluluklarının bilincinde, milletimizin emrindedir" diyerek defaatle çizdiği çerçevenin takip edilmesinin de payı büyüktür. Asırlar sonra ve özellikle son beş yıl içerisindeki atılımlarla üç kıtada sadece diplomatik ve yumuşak güç olarak değil, askerî güç olarak da varız. Kast etmek istedikleri büyük resim budur ve onu canımız pahasına korumayı hem atalarımıza hem de torunlarımıza borçluyuz."
Sabah Gazetesi’nde ‘Darbe geliyor’ temalı iki yazıdan sonra Hilal Kaplan’ın bir hafta içinde tam tersine TSK’ya ve Bakan Hulusi Akar’a övgüler düzen ifadelere yer vermesi kamuoyunun dikkatinden kaçmadı.
Ama herkesin kafasındaki soru biraz daha belirgin hale geldi:
Neler oluyor acaba?