Oray Eğin, Cengiz Çandar üzerinden Ertuğrul Özkök'e yüklendi!
Habertürk gazetesi yazarı Oray Eğin, Hürriyet gazetesi yazarı Ertuğrul Özkök’ü Cengiz Çandar’a yönelik ifadeleri üzerinden eleştirdi.
Oray Eğin, bugünkü yazısında “Bu kadarını kabul edemem” diyerek “Ertuğrul Özkök önceki gün tarihe not düşmek adına şike iddianamesinin çökmesinde Cengiz Çandar’ın ne kadar önemli rol oynadığını yazıyor” hatırlatmasında bulundu.
“KAÇ KİŞİNİN HAYATI KARARDI, O İSE HEP SAHTE MAĞDUR”
"Cengiz Çandar fanatik bir Fenerbahçeli olmasaydı bir gün bile şike davasından kuşku duyar mıydı? Onun gazeteciliği fanatizm üzerine; fanatik bir asker düşmanı olduğu için Balyoz’u hiç sorgulamadan kabul etti mesela." diyen Eğin, "Ve utanma yok. Onun yazdıklarından kaç kişinin hayatı karardı, o ise hep sahte mağdur.” ifadelerini kullandı.
MADALYA MI TAKALIM?
Şike iddianamesinden şüphe duyduğu için Cengiz Çandar’a “madalya” verilemeyeceğine dikkat çeken Oray Eğin, “Onlarca gazeteci işten atılırken son ana kadar Hürriyet’in sitesinde yazıları yayınlanıyordu. 28 Şubat mağduru güya; o dönem altı ay ABD’ye gönderildi bir tek. Sabah’tan atılması 28 Şubat’tan kaç sene sonra... Şimdi de kapağı Stockholm Üniversitesi’ne attı, FETÖ’cü söylemle Türkiye’yi kötülemeye devam ediyor. Hep dört ayağının üzerine düşene bir de şike iddianamesinden şüphe duydu diye kahramanlık payesi mi vereceğiz? Yetmedi, bir de gazi madalyası verelim isterseniz." yazdı.
İşte Oray Eğin'in o satırları:
O BİR FANATİK
Bu kadarını kabul edemem: Ertuğrul Özkök önceki gün tarihe not düşmek adına şike iddianamesinin çökmesinde Cengiz Çandar’ın ne kadar önemli rol oynadığını yazıyor.
Şu “Ahmet ve Nedim’in arkadaşları” gibi mağduriyetleri ilkesel sebeplerden değil de kişisel ilişkilerden dolayı sahiplenmeyi bıraksak?
Cengiz Çandar fanatik bir Fenerbahçeli olmasaydı bir gün bile şike davasından kuşku duyar mıydı? Onun gazeteciliği fanatizm üzerine; fanatik bir asker düşmanı olduğu için Balyoz’u hiç sorgulamadan kabul etti mesela.
İleride hatası yüzüne vurulduğunda söyledikleri peki? “Gazetecilik, o meslek alanına giren her konunun ayrıntısıyla ilgilenilmesi gereken bir şey değil ki. Buna mecbur biri değilim ki.” Gazetecilik tam da kalem oynattığın alanla ilgili her türlü detaya hâkim olmayı gerektiriyor, Çandar’ın ise profesyonel kimliği “fanatik taraftarlık” olduğu için bunu göremiyor. Hem de her konuda... Tıpkı dün körü körüne Özal fanatiği, Arafat hayranı olduğu gibi. Ve utanma yok.
Onun yazdıklarından kaç kişinin hayatı karardı, o ise hep sahte mağdur.
MADALYA MI TAKALIM?
Onlarca gazeteci işten atılırken son ana kadar Hürriyet’in sitesinde yazıları yayınlanıyordu. 28 Şubat mağduru güya; o dönem altı ay ABD’ye gönderildi bir tek. Sabah’tan atılması 28 Şubat’tan kaç sene sonra... Şimdi de kapağı Stockholm Üniversitesi’ne attı, FETÖ’cü söylemle Türkiye’yi kötülemeye devam ediyor.
Hep dört ayağının üzerine düşene bir de şike iddianamesinden şüphe duydu diye kahramanlık payesi mi vereceğiz? Yetmedi, bir de gazi madalyası verelim isterseniz.
“Binlerce sayfalık Balyoz iddianamesini okuyacak vaktim yoktu, o yüzden Mehmet Baransu’yu aradım bana özetledi” diye başlayan köşe yazıları yazıldı o dönem. Bu davaları hayatları pahasına sorgulayanlara da “ulusalcı faşist” damgası vuruyorlardı; Çandar da koronun tefçisiydi. Ben de tarihe not düşmek zorundayım.