Organ bağışlamaktan neden korkuyoruz?

Organ bağışı Türkiye’de halen birçok kesimce bilinmeyen, başa gelmedikçe de öğrenilmeyecek acı gerçeklerimizden birisi.

Türkiye’de organ nakli yapılmıyor mu? Hayır yapılıyor. Peki, acı gerçek ne derseniz, çünkü Türkiye halen organ bağışında beklenen yardımseverliği maalesef gösteremiyor. Bir yakınımız organ bağışına ihtiyaç duyduğunda hiç düşünmeden böbreğimizi, karaciğerimizi paylaşabiliyoruz ki bu da bizi dünyada canlı organ naklinde üst sıralara taşıyor ama en önemli bilinci bir türlü yerleştiremiyoruz. Hastanede beyin ölümü gerçekleşmiş, hayata yeniden dönemeyecek olan hastalarımızın organlarını bağışlamıyoruz. Bağışlamadığımız o organlar da fişler çekildiğinde toprağa gömülüyor tıpkı organ bekleyen diğer yüzlerce hastamızın umudu gibi.

Doktorumbenim.com'un haberine göre, Son yıllarda Türkiye Organ Nakli Vakfı önemli sosyal sorumluluk görevini üstlendi, 7’den 70’e herkese organ naklini anlatmaya çalışıyor. Biz de doktorumbenim.com olarak Türkiye Organ Nakli Vakfı Başkanı Dr. Eyüp Kahveci ile organ naklinde A’dan Z’ye söyleşi yaptık.

BİNLERCE KİŞİ ORGAN BEKLİYOR

-Türkiye’de organ nakli ne durumda şu anda? Her gün haberlerde kalp bekleyen, organ bekleyen onlarca insan medyada yer buluyor. Kimi yakınından temin ediyor organı, kimi kadavra listesini bekliyor. Kaç kişi var sırada?

Dr. Eyüp KAHVECİ: Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre 31.10.2016 itibariyle; Türkiye’de toplamda 25.361 kişi organ nakli için sıra bekliyor. Bunun 22 bin 62’si böbrek, 2 bin 236’sı karaciğer, 729’u kalp, 272’si pankreas, 46’sı akciğer, 11’i böbrek-pankreas, 3 kalp kapağı, 2 ince barsak. İstatistiklere göre ise 2002-2015 yıllarında "canlıdan canlıya" toplam 27 bin 158 organ nakli yapılırken, aynı tarihlerde "kadavradan" organ nakli sayısı ise 10 bin 71'de kaldı.

60_Jmgyrf4RsdWl

BAĞIŞ YOK, KADAVRA NAKİL ORANIMIZ DÜŞÜK!

-Biliyoruz ki kadavradan organ bağışı Türkiye’de maalesef yeterli düzeyde değil. Sizce bunun ardında yatan neden ne?

Dr. Eyüp KAHVECİ: Son 3 yılda Türkiye’de 209 bin 568 gönüllü organ bağışçımız oldu. Bunun yeterli bir sayı olduğunu söylemek mümkün değil. Öte yandan 2015 yılında yoğun bakımlarda 1969 beyin ölümü gerçekleşti. Sadece 4’te birine aileleri organ bağışı için izin verdi. Bu konuda önceliğimiz toplumsal farkındalık oluşturmak. Türkiye’de il bazında Yalova donör sayısında 36,3 pmp (milyon başına düşen donör sayısı) ile ilk sırada yer alırken, 23,9 pmp ile Balıkesir 2'nci, 15,4 pmp ile Rize 3'üncü sırada yer aldı. Türkiye ortalaması ise 6 pmp. Bu çok düşük bir rakam. Organ bağışında dünyada lider ülke İspanya. İspanya’da oran 40 pmp. Bizim ortalamamızın neredeyse 7 katı. Organ naklinde başarılı bir ülkeyiz. Ancak canlıdan nakiller daha çok ön plana çıkıyor. Böbrekte yapılan nakillerin yüzde 80’den fazlası, karaciğerde ise yüzde 70’den fazlası canlı donörlerden yapılıyor. Şu an canlıdan böbrek naklinde dünyada birinciyiz. Aynı şekilde canlıdan karaciğer naklinde ise üçüncü sırada yer alıyoruz. Böbrek ve karaciğer nakillerinde canlı verici bulunabiliyor. Diğer nakiller için ise bu mümkün değil. (kalp, akciğer, kornea naklinin kadavradan olması şart)

'ORGAN NAKLİ CAİZDİR'

-Yani Türkiye’de yeterli düzeyde teknik altyapı, tıbbi birikim var ama ölen yakınının organını bağışlayacak vicdan mı yok?

Dr. Eyüp KAHVECİ: Bizim insanımız iyilik yapmayı sever. O yüzden kesinlikle bu anlamda halkımız vicdansız demek söz konusu değil. Organ bağışının önündeki en önemli engel bilgi yetersizliğidir. Bilgi yetersizliği yanlış inanışların da oluşmasına neden oluyor. İnsanlar isterlerse bizlere ya da herhangi bir organ nakli merkezine gelip bu konuda bilgi alabilirler. Gelip kendi gözleri ile hastaların nakil öncesi ve sonrası durumlarını görebilirler. Önemli sebeplerden biri de din. Vatandaşlarımızda “acaba organ bağışı yapmak İslam dininde caiz midir?” diye endişe ediyor. İslamiyet organ-doku ve kan naklini zaruri bir tedavi yöntemi olarak kabul eder ve karşı değildir. İslam dininde canlı veya ölü insanların vücuduna zarar vermek yasaktır. Bununla birlikte İslam dininde başka bir insanın yaşamını kurtarmak, zor durumda olan insanlara iyilik amacıyla yardımcı olmak esastır. Kur’an-ı Kerim’deki Maide Suresi’nin iki ayeti insan yaşamını kurtarmanın ve yardımlaşmanın önemini açıklamaktadır: “İyilik ve takva üzerine yardımlaşınız.” (Maide Suresi 2. Ayet) “Kim bir kimseye hayat verirse, o sanki bütün insanlara hayat vermişçesine sevap kazanır.” (Maide Suresi 32. Ayet) Maide Suresi’nin bu iki ayeti ve İslam’ın insan yaşamına verdiği önem dikkate alındığında, organ bağışlamanın ve dolayısıyla organ naklinin İslam öğretisi ile çelişmediği görülecektir.

-Belki Diyanet İşleri Başkanlığı’nın da güçlü şekilde, insanların aklında en ufak soru işareti kalmayacak şekilde “organ naklinin caiz” olduğunu vurgulaması gerekiyor.

Dr. Eyüp KAHVECİ: Türkiye Organ Nakli Vakfı, Sağlık Bakanlığı ve Organ Nakli Koordinatörleri Derneği ile beraber iki ayrı kamu spotu hazırladık. Biri organ naklinde beyin ölümünü içerirken bir diğeri ise din konusunu ele almaktadır. Organ Naklinde din konusunu işleyen kamu spotunda Diyanet İşleri Başkanı da rol alıyor. Prof. Dr. Mehmet Görmez orada çok açık mesajlar veriyor. Sayın Görmez’i “Bir insana hayat vermek için organ bağışlamak, candan cana giden en büyük sadakadır” yönündeki ifadesi aslında çok açık. Hatta yıllar önce organ naklinin İslam dinine göre caiz olduğunu beyan eden bir fetva vermişti. Asıl kafa karıştıran, aksine beyanda bulunan bazı dini gruplar veya liderleri. Özellikle bazı televizyonlara çıkıp “organ nakli caiz değildir” demesi halkımızda belli endişeler yaratıyor. Bu da organ bağışını önemli ölçüde sekteye uğratıyor.

BİTKİSEL HAYATIN VAR, BEYİN ÖLÜMÜNÜN DÖNÜŞÜ YOK!

-İnsanların aklındaki en önemli ayrım zannediyorum “beyin ölümü ile bitkisel hayat” arasındaki farkın doğru anlaşılmadığından kaynaklanıyor. Beyin ölümü nedir? Bitkisel hayat nedir? Beyin ölümü gerçekleşen bir hastanın hayata dönmesi mümkün mü?

Dr. Eyüp KAHVECİ: Beyin ölümü tanısı almış vakalarda sadece kalp atışı vardır. Bir başka deyişle nabız hissedilebilir ve monitörde kalp atımları gözlenebilir. Dışardan izlenebilen tek yaşam işareti kalp atımlarıdır. Bu da solunum destek cihazı ve tıbbi destek ile sağlanmaktadır. Öyle ki bu hastalarda solunum olmadığından solunum destek cihazından ayrıldıklarında 5-10 dakika içinde kalp durur. Beyin ölümüne neden olan patolojik durumlar nedeniyle solunum cihazı ile desteklenen vakaların yoğun bakım ünitelerindeki izlemlerinde geri dönüşümsüz beyin hasarı bulgu ve belirtileri görüldüğünde beyin ölümü tanısı açısından ileri değerlendirme yapılır. Bu ileri değerlendirme “2238 Sayılı Organ ve Doku Alınması, Saklanması, Aşılanması ve Nakli Hakkında Kanun” gereği nöroloji veya nöroşirürji ile yoğun bakım veya anestezi uzmanından oluşan iki kişilik hekimler kurulunca yapılarak oy birliği esasına göre beyin ölümü tanısı konulur.

kjhsdfhksd

-Son sorumuz… Türkiye Organ Nakli Vakfı olarak bu kapsamda neler yapacaksınız?

Dr. Eyüp KAHVECİ: Türkiye Organ Nakli Vakfı olarak organ nakli ve bağışının artırılması noktasından birden çok faaliyet yürütüyoruz. Şuan Türkiye’de en aktif çalışan bir vakıf olarak ağırlıklı ulusal ve uluslararası projeler yürütüyoruz. Onlardan biri ve en büyüğü International Transplant Network (ITN- Uluslararası Organ Nakli Ağı Projesi) Projesidir. Sağlık ve Ekonomi Bakanlıkları gibi gerek ulusal gerekse uluslararası birçok kuruluş tarafından desteklenen proje Türkiye Organ Nakli Vakfı’nın koordinasyonunda tamamen sivil bir platform tarafından yürütülmektedir. Proje bünyesinde 5 üniversite ve 5 sivil toplum kuruluşu yer almaktadır. Proje 3 kıtadan toplam 70 ülkeyi kapsamaktadır. Projenin amacı Türkiye’nin liderliğinde, gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelerde organ bağışı ve organ nakli sistemlerinin kurulması ve geliştirilmesi için bir teknik yardım ağı çerçevesinde kullanmak ve organ nakli ile hayata dönmeyi bekleyen daha fazla hastaya fırsat sağlamak. Toplam 5 yıl sürecek proje kapsamında Türkiye'de organ nakli alanındaki profesyonellerin deneyimleri, sistem, organizasyon ve eğitim çalışmaları paylaşılacak ve uluslararası alanda uzun süreli işbirliği oluşturulacak. "Uluslararası Organ Nakli Ağı" faaliyete geçirilerek ülkelerin ihtiyaçlarına göre belirlenen programlar hayata geçirilecek. Bu kapsamda Türkiye'nin son yıllarda organ bağışı ve naklinde kazandığı deneyimler uluslararası alanda paylaşılarak gelişmekte olan ülkelerde organ bağışı ve nakli hizmetlerinin başlatılması, var olanların iyileştirilmesi sağlanacak.

2006-2007 yılları arasında bir televizyon kanalı organ bağışı ile ilgili bir kampanya başlattı. Belli aralıklarla organ bağışı içeren yayımlar yaptı. Bir tek TV kanalı boyunca yapılan bu yayın sonrası o yıl organ bağışları yüzde 40 oranında arttı. Bu da organ bağışında medyanın önemini gözler önüne seriyor. Hazırladığımız ve halen yayınlanmaya devam eden kamu spotlarımız sonrası organ bağışının çok fazla artacağını ön görüyoruz.

Bir diğer projemiz Türkiye Organ Nakli Vakfı öncülüğünde başlatılan "Hayat Devam Etsin Ormanı" projesi. Bu proje kapsamında organ bağışında bulunan her gönüllü ile organları kullanılan her donör için birer fidan dikilecek. Bu doğrultuda Sağlık Bakanlığı ve Orman ve Su İşleri Bakanlığı ile işbirliği içindeyiz. Süreç içinde Ankara başta olmak üzere yurt genelinde ortaya çıkacak ormanlarda organ bağışçılarının isimleri yaşatılacak.

Organ bağışlamaktan neden korkuyoruz? ile ilgili etiketler Organ Nakli Türkiye ne durumda
GÜNÜN VİDEOSU

Acı detay belli oldu: Boğaz'da denize düşüp kaybolan 2 gencin kimlikleri belli oldu!

İstanbul Beşiktaş'ta, denize düşen bir kadın ile onu kurtarmak için peşinden atlayıp kaybolan erkeğin abla-kardeş oldukları belirlendi.